Bölüm 937: Yeryüzü Hapishanesi

avatar
1149 38

Xian Ni - Bölüm 937: Yeryüzü Hapishanesi



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin uçan kılıcı kontrol ederken kafasında bir düşünce belirdi. "Yaşlı canavarların has enerjilerini daha hızlı harcamaları için bir yol bulmalıyım! Ayrıca kendim için bir çıkış yolu da bulmalıyım!"

 

Hiç tereddüt etmeden çantasına vurdu ve ondan fazla uçan kılıç dışarı çıktı. Tüm bunları daha önceki savaşta ele geçirmişti. Elleriyle bir mühür oluşturdu ve onların içine has enerji bastı. Bu uçan kılıçlar patladığında azımsanmayacak miktarda hasar oluşturacaktı.

 

Gözlerinde soğuk bir parıltı beliren Wang Lin elini salladı ve bütün uçan kılıçlar yayıldı. Yıldırım gibi fırlayarak Wang Lin'in bildiği Aya Bakan Yılan'ın hassas noktalarına yöneldiler.

 

"Bu yolla Aya Bakan Yılan'ın vücudunun içinde bazı değişiklikler yapabilirim!"

 

Wang Lin'in tek yapabileceği buydu. Başkaları Aya Bakan Yılan yeterince iyi tanımıyordu. Aya Bakan Yılan'ın hassas noktaları üzerinden bir B planı hazırlamaları zordu.

 

Wang Lin'in ilahi hissini taşıyan kılıç ise burgaca yaklaştığında aniden burgaçtan bir has enerji akışı taştı.

 

Wang Lin'in ifadesi değişti ve ilahi hissi uçan kılıçtan tereddüt bile etmeden ayrıldı. Fakat bu akış çok güçlüydü, adeta bir sel gibi hemen uçan kılıcı etkiledi.

 

Kılıcın ucu santim santim ufalanarak kabzasına kadar yayıldı. Fakat Wang Lin'in ilahi hissi daha hızlı teki vermişti, yok olan kılıcı terk etti ve etkiden kaçındı.

 

Durum bu olsa da has enerji yine de ilahi hissine dokunmuştu ve bir kısmı dağılmıştı.

 

Wang Lin'in yüzü kızardı ve Aya Bakan Yılan'ın kemiğinin yanına oturdu. Yenilenmek için bir süre bekledi.

 

"Ne kadar güçlü bir has enerji akışı. Eğer burgacın içinden geliyor olmasaydı ilahi hissimden geriye hiçbir şey kalmazdı!" Wang Lin'in gözlerinde soğuk bir parlama oldu. Dışarı taşan o has enerjinin sadece bir serpinti olduğunu biliyordu.

 

Daha önemlisi burgaç Aya Bakan Yılan'ın kendi büyülerinin bir parçası olan güçlü bir emme kuvvetine sahipti. Eğer içerideki kuvvet dışarı çıkmak isterse burgaç tarafından zorluğa uğrayacaktı. Eğer has enerji dışarı çıkmayı başarmış olsa da hatırı sayılır biçimde zayıflamıştı.

 

Wang Lin çantasına vurarak bir kılıç daha çıkardı ve ilahi hissiyle onu kapladı. Uçan kılıç ışık ışınına dönüşerek ileri fırladı.

 

Bir an sonra bir kez daha burgacın yakınına vardı. Uçan kılıç bir an duraksadı ve herhangi has enerji dalgalanması olmadığından emin olduktan sonra burgacın içine girdi.

 

Emme kuvveti sayesinde Wang Lin neredeyse hiç çaba harcamamıştı. Çok geçmeden uçan kılıç Wang Lin'in tanıdığı bir tünelde belirdi!

 

İçeri girdiği anda Wang Lin'in adeta aklını kaybetmesine neden olacak kadar güçlü bir şok dalgası önüne çıkan her şeyi yok etmek istiyormuş gibi dar tüneli kapladı.

 

Tüneldeki birçok dokunaç bu fırtınayla yerle bir oldu. Birçok ceset toza dönüşerek yok oldu.

 

Wang Lin'in ilahi hissini taşıyan kılıç et duvara bir diken gibi girerek ona yakın kaldı. Dokunaçlardan birisi yerle bir olduğunda et duvarda bir açık oluştu ve kılıç hemen içeri girdi.

 

Fırtına gibi esen şok dalgasından kaçınabilmesinin tek yolu buydu.

 

Birbirinin önüne çıkmış iki figür vardı ve çeşitli büyü parıltıları vardı. Qing Shui ile altın ejderha dövüşüyorlardı.

 

Daha öncesinde ne olduğu bilinmiyordu. Saygıdeğer Xuan Bao'nun has ruhu artık altın ejderha ile birlikte değildi. 10 tane dokunaç tarafından etrafı sarılmıştı, gözleri kapalıydı ve son derece zayıf görünüyordu.

 

Dokunaçlar semavi has enerji emiyorlardı. Dokunaçlar son derece aktifti, hareket ediyorlar ve etrafta daha hareketli bir şekilde kımıldanıyorlardı. Bunu gören insan anında şok olacaktı.

 

Daha uzakta ise Yi Muzi'nin etrafında çok sayıda baloncuk vardı. Wudo Chan ona yetişmişti ve bir dövüşe tutuşmuşlardı.

 

Fakat tüm bunları görünce Wang Lin kaşlarını çattı.

 

Bu tünel önceki uzunluğunun sadece yarısına sahipti ve tek bir akışla sonu görülebiliyordu. Çocuk antik tanrıya giden geçit tamamen kapanmıştı!

 

Wang Lin sessiz kalarak kendini gizledi ve dikkatle savaşı izledi.

 

Altın ejderha kükreyerek Xuan Bao'nun etrafında dolandı. Ejderhanın kafasının etrafındaki beş sarı tılsım dönüyordu. Qing Shui ise onun karşısında kayıtsız bir ifadeyle duruyordu. Gözleri kırmızı renkle parladı ve kırmızı ışık kızıl yıldırım dallarına dönüştü. Kızıl yıldırım altın ejderhaya doğru fırladı!

 

Altın ejderha kükredi ve vücudundaki pullar parladı. Antik bir aura yayan kükreme sesi şunu söyledi, "Mahvolmuş metal!"

 

Bunun hemen ardından altın ejderha titredi ve vücudundan yüzlerce pul kalkarak bir araya toplandı. Göz açıp kapayıncaya kadar altın puldan bir kılıç belirdi!

 

Bu kılıç güçlü bir baskıya ve gerçek bir ejderha aurasına sahipti. Qing Shui'ye doğru fırladı.

 

Qing Shui'nin gözleri hala soğuktu ve önündeki kol kalınlığındaki kızıl yıldırım altın pul kılıca doğru yöneldi. Bir anda kızıl yıldırım ve altın pul kılıç çarpıştı.

 

Aya Bakan Yılan'ın içinde sarsıcı bir patlama yankılandı ve dar tüneli bir fırtına kapladı. O anda dar tünel zorla genişletilmişti. Et duvarda açıklar oluştu ve dışarıya yeşil kan sızdı!

 

Altın ejderha acıklı bir şekilde kükredi ve bu darbeyle geri çekilmek zorunda kaldı. Ama Xuan Bao'nun etrafında bir piton gibi dolanmıştı ve onu hala koruyordu.

 

Sonuç olarak vücudu darbeden dolayı kırılmaya başladı ve altın bir kan aktı.

 

Qing Shui de geri çekildi. Tam o anda Aya Bakan Yılan'ın vücudundan boğuk kükremeler geldi. Bu kükreme Aya Bakan Yılan'ın kendisinden geliyordu!

 

Bununla birlikte tünel şiddetle sallanmaya başladı ve tünelin üzerinde devasa bir çatlak belirdi. Çok miktarda yeşil kan ve sonsuz bir habis aura içeri sızdı. Kükreme daha da şiddetlendi ve sanki çatlaktan dışarıya bir şey çıkmak istiyor gibiydi.

 

Qing Shui'nin gözleri ışıldadı. Geri çekilmeyi bıraktı ve ileri fırladı. Uzun saçları rüzgarla dalgalandı, elleriyle bir mühür oluşturdu ve bağırdı, "Katliam Alemi!"

 

Bu sözlerin ardından saçları kendi kendine dağıldı ve ayaklarının altında beliren kırmızı ışık ışını yayılmaya başladı. Katliam Alemi, Qing Shui'nin kendi yaptığı bir büyüydü.

 

Ayağının altındaki kırmızı ışık göz alıcıydı ve altın ejderhanın üzerine ışıdığında adeta onun rengini farklı bir tona çevirdi.

 

Qing Shui yaklaşırken kırmızı ışıktan sayısız ruh parçası dışarı fırladı. Çok fazla ruh parçası vardı, Qing Shui'nin inanılmaz katliamının bir gösterisi gibiydi.

 

Altın ejderha Qing Shui'ye doğru kükredi. Kafasının üstündeki beş tılsım hızla döndü ve ağzından bir kükreme yükseldi.

 

"Mahvolmuş metal, ceza ağacı, felaket suyu, zehirli ateş ve gömü toprağı. Beş elemental tersinim!"

 

Altın ejderha kükrediğinde kafasının etrafındaki beş tılsım durdu. Birer birer düştüler ve kafasına adeta birer damga gibi işlendiler.

 

Altın ejderhadan inanılmaz güçlü bir aura taştı. Ardından hızla yaklaşan Qing Shui'ye baktı ve ağzını açarak beş ışık ışını tükürdü. Beş element tersinimi ile beş ışık ışını kararsız metal, ceza ağacı, sel felaketi suyu, kaybolan zehirli ateş ve semavi gömü toprağına dönüştü!

 

Beş element tersine döndüğü anda o bölge adeta dış dünyadan soyutlandı ve kendisi bir dünya oldu. Uzakta dövüşmekte olan Wudo Chan ve Yi Muzi bile geri çekildiler ve oraya doğru baktılar.

 

Qing Shui'nin gözlerinde bir soğukluk belirdi. Elini kaldırıp aşağı doğru bastırmasıyla birlikte ayağının altındaki Katliam Alemi harekete geçti. Yumuşak bir sesle konuştu, "Yeryüzü Hapishanesi!"

 

Semavi İmparator Bai Fan'ın altı büyüsü, Qing Shui'nin temelleriydi. Fakat o son derece yetenekliydi ve kendi semavi büyülerini yaratmıştı. Hepsi de kendi Katliam Alemini temel almıştı, başka bir kainat açarak yeryüzünü bir hapishaneye çevirmişti!

 

Büyünün geçtiği her yer kalp için bir hapishane olacaktı!

 

Büyü ne kadar şok edici olursa olsun hapishane kelimesinden kaçamayacaktın. Qing Shui'nin işaretiyle birlikte güçlü bir kanun kuvveti belirdi. Bu hapishane kanunuydu!

 

Bir anda Qing Shui'nin merkezde olduğu bir alanı görünmez mühürleme kuvveti kapladı. Tersine dönen beş element bile tuzağa kapıldı.

 

Qing Shui yıldırım gibi fırladı ve altın ejderhanın yanına vardı. Eliyle uzandı ve altın ejderhanın içine sarılmış olan Xuan Bao'yu kavradı.

 

Elini sallamasıyla birlikte Xuan Bao'nun etrafındaki sayısız dokunaç parçalandı ve her yer yeşil kanlar saçıldı.

 

Xuan Bao gözlerini aniden açtı ve gözleri korkuyla doluydu. Fakat ne kadar çabalasa da Qing Shui'nin elinden kurtulamadı!

 

Qing Shui Xuan Bao ile birlikte ayrılmaya hazırlanırken aniden yukarıdaki çatlaktan habis bir aura geldi. Kan kırmızısı bir kol biçimini aldı ve doğruca Qing Shui'nin vücudunu hedef aldı.

 

Yoğun, habis aura aynı zamanda Aya Bakan Yılan'ın aurasını barındırıyordu.

 

Bu kol çok hızlıydı ve bütün büyüleri kırma gücü barındırıyordu. Qing Shui'nin vücuduna indiği anda onun titremesine neden oldu. Qing Shui buna direnemedi ve kanlar tükürerek savruldu.

 

Aynı zamanda o kol Xuan Bao'nun has ruhunu aldı ve geri çekti. Tekrar çatlağın içine girmeye hazırlanıyordu.

 

O anda Qing Shui'nin kayıtsız gözleri aniden delilikle doldu. Saygıdeğer Xuan Bao onun Semavi Alem'e neler olduğunu öğrenmesi için tek kaynağıydı. Fakat şimdi onu ondan alıyorlardı, bu onu adeta delirtti.

 

Bai Fan'ın bile Qing Shui'yi öfkelendirmeye cesaret edemeyeceğini söylemek yanlış olmayacaktı. Onu kızdırmak yerine öğrencisi olarak almıştı ve onu kendine borçlandırmıştı. Usta Alevkıvılcımı'nın büyük saygı duyduğu gizemli kişi bile Qing Shui'yi kızdırmak istememişti.

 

Fakat Qing Shui Xuan Bao'nun kendisinden alınmasıyla birlikte öfkeyle taştı!

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44355 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr