Bölüm 917: Yüce Gök'ün Karşı Saldırısı

avatar
1408 35

Xian Ni - Bölüm 917: Yüce Gök'ün Karşı Saldırısı



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

18 kan küresi indi ve boğucu bir aura her yeri kapladı. Bu boğucu auranın Yüce Gök yetişimcileri üzerinde etkisi yoktu ve buna karşı hepsi kırmızı renkle parladı.

 

Fakat oraya doğru akın eden Birlik yetişimcilerinin zihinleri titredi!

 

O anda bütün Birlik yetişimcileri sanki dünya dört bir yandan üstleri çökmüş gibi akıl almaz bir baskı hissettiler. Vücutlarındaki kan hızla aktı. Sanki kalp atışları dışındaki bütün sesler kesilmişti.

 

Görüşleri bile bulanıktı.

 

Bu 18 kan küresi, on binlerce yıl boyunca antik zamanlardan bugüne iki aile tarafından toplanmıştı. Kan, sayısız yılda birçok fedakarlığın ardından yavaşça arıtılmıştı. İki aileden birinin sahip olduğu koruyucu hazinelerdi.

 

Bu nesne antik yetişim dünyasında oldukça ünlüydü!

 

Adı 18 Lou Fu idi!

 

Lou Fu, antik zamanlarda bir yetişim dağıydı. Fakat bir gün dağ gizemli bir şekilde yıkılmış ve dağdaki bütün yetişimciler şiddetli bir ölüm yaşayarak kanları çekilmişti.

 

Kan Lou Fu dağında toplanmış ve 100 adım genişliğinde bir küre oluşturmuştu!

 

Bu, Lou Fu'nun kökeniydi. Bunun ardından birçok antik yetişimci onu çalışmak için gelmişti. Sebebini anlamasalar da kan küresinden kavrayış kazanmışlardı. Böylece Lou Fu kan küresi büyüsü ortaya çıkmıştı.

 

Fakat bu kan küresi çok vahşiydi ve oluşma oranı çok yüksek değildi. Gizemli bir güce sahip olsa da toplu olarak arıtılamıyordu.

 

18 Lou Fu'nun gücü onların hazinesiydi. Bir Lou Fu bir kat baskı veriyordu, 18 tanesi akıl almaz bir baskı oluşturabilirdi.

 

Ek olarak, eğer bir yetişimci kanının bir kısmını 18 Lou Fu ile bütünleştirirse baskıdan etkilenmemekle kalmayıp aynı zamanda kısa bir süreliğine yetişim seviyesi artacaktı.

 

Siyah Zalim İblis Aziz'in ifadesi kasvetliydi ve 18 Lou Fu'yu yok etmek için harekete geçmeye hazırlandı. Fakat tam o anda boşluktan Kan Tanrısı ortaya çıktı ve gülerek onu engelledi.

 

Usta Alevkıvılcımı'nın yüzü ifadesizdi ve geriye doğru işaret yaptı. Bu işaret adeta boşluğu delip geçmişti. Batı bölgesini kaplayan uzaysal yırtıkları geçti ve Yüce Gök Yıldız Sistemi'ne bağlanan tünele girdi.

 

Yüce Gök Yıldız Sisteminde yetişimi etkinleşmiş on binlerce yetişimci vardı. Aralarında bir nesne vardı!

 

Bu nesne bir ağaç parçasıydı. Fakat bu ağaç parçası 100,000 adım uzunlukta ve 10,000 adım genişlikteydi!

 

Gök Delen Ağaç! Bu parça 30,000 yıl önce Yıldırım Semavi Tapınağı tarafından bulunmuştu. Söylentilere göre o Antik Semavi Alem'i destekleyen bir semavi ağaçtı. Sadece Yıldırım Semavi Alemi sahip olduğu parçayı nispeten muhafaza edebilmişti. Diğer üç alem, Semavi Alem'lerin yıkımı esnasında kendilerininkini kaybetmişlerdi.

 

Güçlü bir semavi ruhsal enerji akışı ortaya çıktı. Yıldırım Semavi Tapınağı onu bulduktan sonra gizlemişti. Şimdi ise Birlik'e karşı güçlü bir saldırı yöntemi olarak ortaya çıkarmıştı.

 

Bu ağaç parçasının etrafını saran on binlerce yetişimci hep birlikte bağırdı. Yetişimciler, devasa ağaç parçasını ileri doğru çektiler! Aralarında Xiang ailesi atası ve Gongsun ailesinden orta yaşlı adam gibi yaşlı canavarlar da vardı. Onların yardımıyla bu devasa ağaç parçası tünelden gümbürtülerle ilerledi.

 

Devasa parça yavaş yavaş hızlanırken önüne gelen her şeyi delip geçecek güce sahipti. Tünelden geçerken bir fırtına yaratacak kadar hızlandı ve Birlik Yıldız Sistemi'nin batı bölgesine geçti.

 

Öyle hızlıydı ki yarattığı uğultu sesi insanın zihnini sarsıyordu. İçinde barındırdığı güç inanılmazdı. Uzaysal yırtıkların yarattığı bariyer böyle bir darbenin etkisine direnemedi. Sonsuz bir gürültüyle beraber dört bir yanda muazzam dalgalanmalar oluştu. Dalgalanmaların merkezinde ise devasa ağaç parçası ilerledi ve zorla bir geçit açtı.

 

Çok sayıda Yüce Gök yetişimcisi onun yanında ve arkasında ilerleyerek öldürme isteğiyle Birlik'e daldı!

 

Aktarım dizileriyle oraya gelmiş olan Birlik yetişimcilerinin ifadeleri büyük ölçüde değişti. Kaçınmak istediler ama dev ağaç parçasının darbesi karşısında kaçınamadılar. Çok uzak olsalar da parçanın yarattığı güçlü fırtına tarafından çekildiler.

 

Bazı yetişimciler ağaç parçası tarafından doğruca vurulmuştu. Vücutları ve has ruhları yok olarak onlardan geriye bir kan sisi kaldı. Fakat ağacın boyutuna göre bu kan önemsizdi.

 

18 Lou Fu, Yüce Gök yetişimcilerinin hazırladığı ilk büyük hazineydi, bu ağaç parçası ise ikinciydi ve henüz bitmemişti!

 

Ağaç parçası uzaysal yırtıkların oluşturduğu bariyerde bir yol açtı. Bariyer boyunca dalgalanmalar yayıldı ve Yüce Gök Yıldız Sistemi tünelinden tüm batı bölgesini sarsan bir kükreme geldi.

 

Bu kükreme batı bölgesinde yayılarak bütün Birlik yetişimcilerini şiddetle sarstı. Hatta bazılarının titreşim yüzünden deliklerinden kan geldi.

 

Tünelden son derece şiddetli bir şey geldi. İki sistem arasındaki tünelde devasa bir yetişim gezegeni belirdi. Beyaz bir gazla sarılmıştı ve son derece garipti.

 

Dışarı çıktığı anda etrafındaki sis kayboldu ve ardından gezegenin ortasında bir çatlak belirdi. Gezegen açıldı ve sayısız dokunaç dışarı doğru uzadı. Bu, Aya Bakan Yılan'dı!

 

Gözleri kan çanağı gibiydi ve delirmesine yetecek kadar öfkeyle doluydu. Dokunaçları çılgınca sallanırken ileri doğru hücum etti.

 

Groooaaar!

 

Aya Bakan Yılan'ın ağzı açıldı ve kükremeyle birlikte güçlü bir etki ortaya çıktı. Bu kükreme bir fırtınaya dönüşerek ileri doğru fırladı. Bir anda uzaysal yırtıklar adeta yırtılmış kağıt parçaları gibi geriye doğru itildi!

 

 

Fakat kükreme sesi devasa ağaca yaklaştığında, etrafında sarı ışıktan bir bariyer belirdi. Adeta yumurta kabuğu gibi onu sararak herhangi bir direnç göstermeden kükremenin geçmesine izin verdi.

 

Aya Bakan Yılan'ın öfkeli kükremesi öyle şiddetliydi ki uzayın yerle bir olmasına neden oldu. Devasa ağacın önündeki uzay bozuldu ve beyaz cübbeli bir adam kötü bir durumda dışarı çıkmaya zorlandı.

 

Yüzü son derece kasvetliydi ve bakışları uzayı delip geçebilecek türdendi. Tünelden Aya Bakan Yılan'ın geldiğini görünce hiç tereddüt etmeden geri çekildi ama tam o anda devasa ağaç parçası geldi.

 

Bu yaşlı adam dört azizden birisi olan Göksel Dao Köken Azizi idi. İç geçirerek başını sağa sola salladı ve daha da hızlı geri çekildi.

 

Fakat tam geri çekilmeye başladığı sırada, Xiang ailesi atası ve Gongsun ailesinden orta yaşlı adam ona doğru fırladılar.

 

"Yoldaş Birlik yetişimcisi, neden gitmek için acele ediyorsun?" Xiang ailesi atası gülerek elbise kolunu salladı. Hemen kırmızı bir rüzgar oluştu ve 5,000 kilometrelik alanı kuşattı.

 

Bu büyük savaş batı ve kuzey bölgelerinde başlayarak hızla yayıldı. Savaş çetindi ve savaş alanında çeşitli büyülü hazine parıltıları oluştu!

 

Büyülerin dalgalanmaları yayıldı ve sayısız bölgeyi etkiledi!

 

Bu şiddetli savaş sırasında iki taraftan da yetişimciler dikkatsiz davrandıkları anda anında öleceklerdi. Öfkeli Aya Bakan Yılan, Birlik ve Yüce Gök yetişimcileri arasındaki farkı oluşturuyordu. Yüce Gök yetişimcilerini nadiren etkilerken Yüce Gök yetişimcilerini katlediyordu.

 

Bu yüzden Birlik yetişimcileri bir dezavantaj içindeydi!

 

O anda Wang Lin batı bölgesindeydi. Lei Ji o anda sadece 30 adım uzunluktaki vücuduyla yol açıyordu. Koca kafalı oğlan onun arkasındaydı. Ta Shan ise hala soğuk bir ifadeyle etrafı seyrediyordu.

 

Wang Lin'in bakışları sakindi. Yol boyunca birçok Birlik yetişimcisi ile karşılaştı. Wang Lin gördüklerinde yanındaki yetişimcilerin seviyesine bakarak ifadeleri değişiyordu. Arkalarını dönüp hiç tereddüt etmeden kaçıyorlardı.

 

Fakat yeterince güçlü olduklarını düşünen bazıları da vardı. Biraz tereddüt ettikten sonra Wang Lin'in grubuna saldırmışlardı. Fakat hepsi de Wang Lin tarafından anında öldürülmüştü.

 

Batı bölgesindeki yolları kan kokusuyla kaplıydı. İlerledikçe, daha fazla Birlik yetişimcisi ile karşılaştı ama çoğunluğu onunla dövüşmeye istekli değildi.

 

Wang Lin'in vücudundan öldürme isteği yayılmıyordu. Fakat Lei Ji, koca kafalı oğlan ya da Ta Shan öldürme isteğiyle doluydu. Yolu açmak için keskin bir bıçak gibi ileri fırladılar.

 

Yol boyunca Wang Lin onların arkasını kolladı. Tanıdık yerler yerle bir olmuştu ve uzaysal yırtıklardan uğulduyordu. Tüm bunlar batı bölgesinin artık tamamen metruk bir hal aldığını gösteriyordu. Fakat Wang Lin'in karşısına çıkan bu yırtıklar gizemli bir kuvvet tarafından yana itiliyordu.

 

Eğer Nirvana Arındırıcısı aşamasında olan yaşlı canavarlardan herhangi biri bunu görse şok olurdu. Bu, kanunu kontrol etmeye başlamanın bir belirtisiydi. Nirvana Kahini yetişimcileri kanun kavrasa bile kavramak ile kontrol etmek farklı şeylerdi. Kanun kontrol etmek sadece Nirvana Arındırıcısı yetişimcilerinin yapabileceği bir şeydi. Wang Lin o seviyeye gelmemişti ama Göğe Başkaldıran Boncuk yardımıyla zayıf da olsa bir Nirvana Arındırıcısı yetişimcisine benzer bir aura zerresine sahipti.

 

Tam o anda mor elbiseli güzel bir kadın yüzünde acı bir gülümsemeyle yıldızların arasında uçuyordu. Kılıç ışığı zayıftı, sanki her an düşecek gibiydi. Arkasında bir grup Birlik yetişimcisi vardı. Onların arasındaki orta yaşlı bir adamın yüzünde alaycı bir sırıtış hakimdi ve kadını takip ediyordu.

 

"Bu o..." Wang Lin ilahi hissiyle uzaklardaki kadını hemen gördü.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44311 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr