Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Suzaku gezegenindeki Büyük Wang Hanedanlığında bütün Wang klanı üyeleri meydanda toplanmıştı. Hepsi yere diz çökmüştü ve yüzlerinde heyecan ve korku karışımı ifadeler vardı.

Tamamen sessizlik hakimdi.

Önlerinde İmparatorluk Ata Binası vardı. Binada sayısız tablet asılıydı. Fakat bunlar şatafatlı değil, aksine oldukça sadeydi.

Wang Lin ata binasında duruyordu ve tabletlerde yazan yabancı isimlere bakıyordu. En sonunda üzerinde "Ata Wang Zhuo" yazan üstlerdeki bir tableti gördü.

Wang Lin sessizce Wang Zhuo ile ilgili sahneler gözünde canlanırken düşündü.

Geri dönmüştü ve gökler tarafından ayrılmışlardı.

Wang Zhuo gerçekten de Wang Lin'e verdiği sözü yerine getirmişti. Wang Lin'in huzur içinde yetişim yapmasını sağlarken kendisi ömrü yetene kadar Wang ailesi soyunu korumuştu.

Wang Lin iç geçirdi. Geri dönmesiyle birlikte Suzaku gezegeni ona oldukça yabancı gelmişti. Kendi soyundan gelenlere karşı bile bir ilgi hissetmiyordu.

Hissettiği tek şey melankoli ve kalbindeki acıydı. Bu insanlara karşı en ufak bir ilgi gösterme isteği bulamadı.

İlk defa zamanın bütün geçmiş güzel anıları silip götüren acımasız bir nehir gibi aktığını hissetmişti.

Ata binasının dışında Wang ailesi üyeleri nefes bile alamıyordu. Bir yandan tanıdık gelen ama aynı zamanda yabancı olan aile atasına dikkatle bakarken kalpleri hızlanmıştı.

Sekiz yaşlı hepsinin önündeydi ve onlar da diz çökmüştü. Wang Lin'e sessizce bakarken ondaki yaşlanmışlığı ve hüznü hissediyorlardı.

Wang Lin'in bakışları en üstteki tabletten aşağı doğru kaydı ve tabletlerden birinde takıldı. Bu tablette "Ata Wang Yu" yazıyordu.

Wang Lin bu isme karşı bazı hisleri oluştu. Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı Suzaku ile savaştayken yetişim yapabilecek genç çocukları esir alıyorlardı. Onlardan birisi de Wang Yu idi.

"O çocuk da ölmüş..." Wang Lin'in etrafındaki hüzün daha da güçlendi. Kalbinde son derece karmaşık bir duygu hissetti. Göz açıp kapayıncaya kadar yüzlerce yıl geçmişti. Geriye dönüp bakınca zamanın akışı her şeyi değiştirmişti. Bildiği birini bulmak bile oldukça zordu.

Düşünürken arkasını döndü ve ata binasından çıktı. Meydanda diz çökmüş insanlara bakarken kendi soyundan olsalar da herhangi bir yakınlık hissetmedi.

"Artık kendi başınasınız. Artık yetişimciler daha fazla ölümlü dünyasına müdahale etmeyecek! Büyük Wang Hanedanlığı konusunda ise eğer aranızda becerikli kişiler varsa mirası binlerce yıl boyunca devam ettirebilir.

Eğer hepiniz bulanık beyinli ve pervasızsanız o zaman bu servete ihtiyacınız yok! Bundan önceki şeyler hepinizin kızgınlıktan etkilendiğiniz için olsa da bu hanedanlık hüzünle dolu. Eğer bunun sebebi benim Wang ailem ise o zaman hepiniz sadece sivil olmalısınız!"

Wang Lin aileyle karmasını hallettikten sonra kalabalığa soğuk gözlerle baktı ve ardından elbise kolunu fiskeleyerek havalandı. Ta Shan ve koca kafalı oğlan da onu takip etti. Peşlerinden 30 adım uzunluktaki Lei Ji de gitti.

Wang Lin gittikten sonra meydan tamamen sessizdi. Uzun bir süre sonra sekiz kıdemli kasvetli ifadelerle ayağa kalktı. Merhametsizce çevredeki insanlara baktılar ve içlerinden birisi konuştu, "Atamızı kızdırdık. Bugünden itibaren yeni klan kanunları olacak ve bu kanunları çiğneyenler öldürülecek!"

Wang Lin gök ve yerin arasından ilerledi. Kendi neslinden gelenlerle işini bitirdikten sonra kalbindeki melankoli azalmadı. Bulutlu Gök Tarikatı'na doğru yürüdü.

İlerlerken ifadesi değişti ve uzaklara doğru baktı. Sırtında yetişimciler olan binlerce adım uzunluktaki bir kırkayağın hızla havada ilerlediğini gördü. Yetişimcilerden birinde bir semavi havası vardı. Sarı cübbe giymişti ve sırtında bir kılıç vardı.

Nazik rüzgar adamın elbisesini dalgalandırdı ve onu oldukça zarif gösterdi.

"Tarikat Ustası Huanglong!" Wang Lin bu adamı görünce gözleri hemen kısıldı ve parladı. Hemen aklına Şeytan Ruh Diyarı'nda gördüğü portre geldi.

Kırkayak çok hızlıydı ve bir anda ufukta kayboldu. Fakat Wang Lin kırkayağın arkasından kendisine soğuk bir bakış atıldığını net bir şekilde hissedebiliyordu.

"Küçük yetişimci fena değil!" Bu bakışla birlikte Wang Lin'in kulağında hafif bir gülme sesi yankılandı. Ses yok oldu ve en sonunda hiçbir iz bırakmadan kaybolup gitti.

Wang Lin hafifçe kaşlarını çattı ve kırkayağın kaybolduğu yöne doğru baktı. Bir an düşündükten sonra Bulutlu Gök Tarikatı'na doğru yöneldi. Bu olay çok garipti ve Wang Lin dikkatsizce davranamazdı.

Tie Yan hala Bulutlu Gök Tarikatı'ndaki meydanda oturmuş Wang Lin'i bekliyordu. Wang Lin'in geleceğinden emindi.

Çok fazla zamanı kalmamıştı. Yetişimi Ruh Oluşturma son aşamasının zirvesine düşmüştü ve artık tekrar Ruh Dönüşümü'ne aşamayacaktı. Bütün ömrünü yavaş yavaş tüketmişti.

Normalde sahip olduğu özellikler ve Wang Lin'in aydınlanmasıyla böyle bir halde olmamalıydı. Fakat 100 yıl önce bir kaza olmuştu, fakat bu kaza onun kendi isteğiyle meydana gelmişti.

O gün gökyüzünde bir figür yavaşça Tie Yan'ın önünde belirdi. Wang Lin ortaya çıktı ve tanıdık manzaraya baktıktan sonra nihayet gözlerini Tie Yan'a çevirdi.

O anda Tie Yan ayağa kalktı ve yüzü heyecanla doldu. Wang Lin'e baktı, derin bir nefes aldı ve saygıyla konuştu, "Tie Yan İyilikseveri selamlıyor!"

Wang Lin sakince sordu, "Zhou Ru nerede?"

Tie Yan'ın yüzünde karmaşık bir ifade belirdi. Bir an sessizce düşündükten sonra buruk bir halde gülümsedi. "O çocuk Suzaku gezegeninden 100 yıl önce ayrıldı..."

Wang Lin gökyüzüen baktı ve melankoli daha da şiddetlendi. İç geçirerek Tie Yan'a baktı ve konuştu, "Yetişiminin düşmesi ve ömrünün sona gelmesi bununla ilgili mi?"

Tie Yan sessizce düşündü ve ardından başıyla onayladı.

Zhou Ru'nun o yetişimiyle gezegenden ayrılması imkansız olacaktı. Ona yardım etmek için Zhou Wutai'nin desteğiyle kendi ömrünü kullanmış ve Zhou Ru'nun zar zor Ruh Dönüşümü aşamasına ulaşması için çok miktarda semavi yeşim vermişti.

"Saçmalık!" Wang Lin Tie Yan'a bakarak kaşlarını çattı ve daha fazla bir şey demedi. Çantasına vurdu ve çok miktarda semavi yeşim dışarı çıkarak gökyüzünde süzüldü. Ardından sağ elini boşluğa doğru uzattı.

Patırtı seslerinin yankılanmasıyla birlikte semavi yeşimler yerle bir oldu. Yoğun bir semavi ruhsal enerji Wang Lin'in elinde küreye dönüştü. Etraf semavi ruhsal enerji ile doldu.

Wang Lin bu küreyi Tie Yan'ın vücuduna doğru bastırdı. Tie Yan'ın vücudu titredi, sanki vücudunda bir ateş yanıyordu.

Daha fazla semavi yeşim çıkardı ve onları meydanda küçük bir tepe oluşana kadar attı. Wang Lin arkasını dördü ve havada yürüdü.

"Yetişimin Zhou Ru yüzünden düştü. Bu karmik sebep. Şimdi yetişimini iyileştirmen için sana yardım ettim. Bu da karmik sonuç. Semavi yeşimleri ise Wang ailesine göz kulak olduğun için teşekkür olarak düşün. Bundan sonra Wang ailesi meselesiyle ilgilenme, huzurlu bir şekilde yetişim yap!"

Tie yan'ın vücudu titredi. Vücudunun etrafında semavi ruhsal enerji dolanırken yetişimi hızla yenilendi. Wang Lin'in uzaklaşan figürüne doğru başını salladı.

Gökyüzünde dokuz ışık ışını belirdi ve hızla Tie Yan'ın önüne düştü. Dokuz kılıçtan taşan güçlü kılıç enerjisi her yeri sardı.

"Bu kılıçları sana hediye ediyorum!" Wang Lin'in sesi hiçlikten yankılandı. Adeta semavi bulutlardan gelmiş gibiydi.

Wang Lin Bulutlu Gök Tarikatı ile karmasını sonlandırdıktan sonra gökyüzüne uçtu. Yin ve yang balıkları ortaya çıktı ve kafasının üstünde yavaşça döndü. Aile ve Bulutlu Gök Tarikatı ile karmayı hallettikten sonra karmaya dair kavrayışı aniden artmıştı.

"Alanımdaki aydınlanma ikinci adımın odağı. Karma alanına göre her şey karmik sebep ve sonuca bağlıdır. Bir karma ancak tamamlandığında döngü olur ve ancak sayısız karma döngüsünü tamamladığımda gerçek anlamda karmamı tamamlamış olurum. Suzaku gezegenine geri dönüşümün bu şekilde olacağını hiç beklemiyordum." Wang Lin iç geçirdi ve gözlerini kapattı. İlahi hissi tüm gezegeni kapladı.

"Karma alanı... Bana yardım eden herkese borcumu ödemeliyim. Haksızlığa uğradığım bütün karmaları kapatmalıyım..." Düşünürken ilahi hissi tüm gezegende fırtına gibi yayıldı. Çok geçmeden ilahi hissi bütün gezegendeydi.

Suzaku gezegeni, 5. kademe yetişim ülkesi olan Zhao, He Huan tarikatı. He Huan Tarikatının arkasındaki dağda bulunan bir mağarada güzel bir kadın yetişime oturmuştu.

Yetişim yaptığı nokta He Huan Tarikatı iç tarikat üyelerine özel bir yerdi. Burası dışarıya göre kat kat fazla ruhsal enerjiye sahipti. Kadın yetişim yaparken mağaranın dışından bir gülme sesi geldi.

"Küçük Kardeş Zhang, sözünü unutma. Bir aylığına mağaramda yetişim yapmana izin verdim, sen de üç gün boyunca benim yetişim partnerim olacaksın! Dört gün sonra bir aylık süre bitiyor!" Bu ses alaycılıkla doluydu. Güldükten sonra yavaş yavaş kayboldu.

Kadın gözlerini açtı ve iç geçirdi. O He Huan Tarikatında bir dış tarikat öğrencisiydi. Dışarıdaki ruhsal enerji Qi Yoğunlaştırması'nın 9. katmanına ulaşmak için çok azdı. Burada ilerleme kaydedebilirdi.

"Aile ağacında, ailenin atası Zhang Hu da bir yetişimciydi. 1,000 yıl önce Heng Yue Tarikatına girdi. Ne yazık ki 1,000 yıl sonra tüm bunlar kaybolup gitti ve ben ancak He Huan Tarikatında dış tarikat öğrencisi olabildim." Kadın acı hislerle dolarak gözlerini kapattıktan sonra ileriye doğru baktı. Gözleri şok ile doldu.

Beyazlar içinde genç bir adamın sessizce ortaya çıktığını gördü. Bu genç adam normal görünüyordu ama onda anlatılamaz bir aura vardı.

Wang Lin sakince karşısındaki kadına baktı. Çantasına vurdu ve ruh taşları ile semavi yeşimlerin dışarı çıkmasını sağladı. Hatta bir tane uçan kılıç vardı.

"Atanı tanıyorum. Geçmişteki karmik sebepler bugün karmik sonuç doğurdu."

Kadının afallamış bakışları altında Wang Lin melankoli bir iç geçirdi ve oradan ayrıldı. Zhang Hu çoktan ölmüştü. Wang Lin bu kadında Zhang Hu'nun kanını hissetmişti.