Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Wang Lin'in figürü Liu Qingyun'un önünde belirdi. Sakindi ve vücudunda hiçbir yara yoktu. Etrafındaki ocak görüntüsü yavaş yavaş kayboldu.

Sadece Liu Qingyun değil uzaklardaki koca kafalı oğlan da şaşkındı ve gözleri şok ile doldu. Wang Lin'in güçlü olduğunu biliyordu ama hiçbir yara almadan kaçabileceğini düşünmemişti. Artık Wang Lin'e karşı koymaya cüret edemeyecekti, korkusu daha da artmıştı.

Wang Lin soğuk gözlerle Liu Qingyun'a baktı, bir adım attı ve ardından ortadan kayboldu. Dehşete düşen Liu Qingyun endişeyle konuştu, "Yoldaş yetişimci, bir yanlış anlaşılma oldu. Bu sefer gerçekten de hayatıma karşılık bir hazine vereceğim. Ben..."

Fakat daha sözünü bitiremeden Wang Lin'in figürü önünde belirdi ve bu sırada hemen kaçmak için arkasını döndü. Wang Lin'in parmakları göklerin yıldırımını barındırıyordu. Yıldırım gökyüzünde gürlerken Wang Lin parmaklarını Liu Qingyun'un sırtına bastırdı.

Büyük bir gürültü oldu ve Liu Qingyun uzaklara savruldu. Yüzü soluktu ve vücudu artık somut değildi, hızla dağılıyordu.

Wang Lin onun hilesini görmüştü. O Birlik Yıldız Sisteminde yetişmişti ve birçok habis entrikaya şahit olmuştu. Eğer Liu Qingyun'a inansaydı Wang Lin kendisi olmazdı.

Liu Qingyun ateş cesedini çıkardığında Wang Lin hemen bir terslik olduğunu fark etmiş ve antik tanrı ocağını etkinleştirmişti. Ateş cesedi yıkıldığı anda antik tanrı ocağı sayesinde bundan kolayca kaçınmıştı.

Wang Lin'in ona bu fırsatı vermesi için sebepleri vardı. Ceset Tarikatının Yardımcı Divan Efendisi olarak birçok hayat kurtaran önlemi olmalıydı.

Eğer Wang Lin sadece saldırsaydı, savaşın ateşiyle onu öldürmek için yara alabilirdi. Bu yüzden Wang Lin onun kozunu kullanmasını beklemiş ve onu kolayca atlatmıştı. Liu Qingyun kozunu kullandığı anda ölümü kesinleşmişti!

İşin doğrusu her şey Wang Lin beklediği gibi gitmişti. Bu sefer kendini tutmadı. Saldırdıktan sonra bir kez daha dünya ile bütünleşti ve doğruca Liu Qingyun'a doğru ilerledi.

Liu Qingyun oldukça zekiydi. Has ruhu dağılırken buruk bir şekilde gülümsedi ve Wang Lin'in aklından geçenleri fark etti. İçten içe yaptığından pişman oldu. Wang Lin'in figürü bir kez daha ortaya çıktı ve parmağını doğrultmasıyla birlikte sayısız yıldırım dalı ileri fırladı.

Gökyüzünde gümbürtüler eşliğinde yıldırım Liu Qingyun'u vurdu. Ardından Wang Lin'in parmakları Liu Qingyun'u hedef almaya devam etti. Her parmağı Liu Qingyun'un has ruhunu adeta yerle bir edecek noktaya getirdi ve bu sırada geri çekilmeye devam etti.

Liu Qingyun artık kaçma şansı olmadığını görünce gözlerinde vahşi bir ifade belirdi ve bağırdı, "Eğer beni öldürmek istiyorsan sen de benimle birlikte gömülürsün!" Gözlerinde delilik belirtisi oluşan Liu Qingyun hiç tereddüt etmeden kendini patlatmaya karar verdi!

Has ruhunun tamamı bu değildi. Onun gibi kurnaz birisi asla risk almazdı. Önceden kriz anında hayatını kurtarmak için has ruhunun küçük bir kısmını bölmüştü.

O anda her şeyden vazgeçmeye karar verdi. Has ruhundan yıkıcı bir aura çıktı. Yüzünde vahşi bir ifadeyle patlamak üzereydi. Bir Nirvana Kahini yetişimcisinin kendini patlatması, ateş cesedinden daha güçlü olacaktı. Patladığında Suzaku gezegeni yerle bir olacaktı!

Birkaç seçilmişin dışında gezegendeki bütün hayatlar yok olacaktı!

Yetişim Gezegeni Kristali'ne etkisi akıl almaz olacaktı. Wang Lin'in biraz önce doğrudan saldırmak istememesinin ana sebeplerinden biri buydu.

Liu Qingyun'un patlamayı seçtiğini görünce sakince konuştu, "Semavi büyü, Durdur!" Bir anda Durdurma Büyüsü ortaya çıktı. Bu büyünün gücü Qing Shui'nin semavi has enerjisiyle kaynaştıktan sonra artmıştı. Liu Qingyun'un patlamaya hazır has ruhu olduğu yerde dondu.

Wang Lin has ruhunun önüne vardı. Onu kavradığında ayaklarının altında dalgalanmalar oluştu ve ardından ortadan kayboldu.

Dalgalanmalar Birlik Yıldız Sistemi'nde Suzaku gezegeninden çok uzak bir yerde belirdi. Wang Lin ortaya çıktı ve hemen Liu Qingyun'un has ruhunun üzerine kısıtlamalar yerleştirdi.

Ardından sol eliyle merhametsizce has ruhu kesti. Vücudunun içindeki has enerji taştı ve Liu Qingyun'un has ruhu sarsıldı. Bu, Liu Qingyun'un has ruhundan gelen yıkıcı auranın hemen dağılmasına neden oldu.

Has ruhun kendini imha etmesini tamamen durdurmak için sayısız kısıtlama yerleştirdikten sonra onu çantasına attı. Ardından döndü, ayaklarının altında dalgalanmalar belirdi ve gökyüzünde kayboldu.

Koca kafalı oğlanın göz bebekleri küçüldü ve Wang Lin'e karşı korkusu daha da güçlendi. Kendisi olsa bu durumu kolay kolay atlatamazdı. Eğer dikkatsiz davranırsa yaralanabilirdi.

Özellikle Liu Qingyun kendini imha etmeye karar verdiğinde koca kafalı oğlanın tüyleri diken diken olmuştu. Fakat onu asıl şok eden şey Wang Lin'in sanki her şey planladığı gibi gidiyormuşçasına sakin ifadesi olmuştu. Wang Lin son derece pürüzsüz bir hareketle has ruhu oradan götürmüştü.

Tüm bunlar koca kafalı oğlanı şok etti. O anda Wang Lin'e karşı gerçek anlamda saygı duydu.

"Böyle birine hizmetçi olmak benim statüm için bir aşağılanma değil!" Koca kafalı oğlan derin bir nefes aldı.

Gökyüzünde dalgalanmalar ortaya çıktı ve Wang Lin geri geldi. Wang Lin hiçbir şey demeden yere doğru odaklandı ve konuştu, "Lei Ji, dışarı çık!"

Lei Ji'nin devasa vücudu yeri sallayarak havaya yükseldi. O anda hala biraz zayıftı. Wang Lin'i görünce gözlerinde bir korku belirdi.

Biraz önce savaşı izliyordu ve Wang Lin'in garip büyüsü ve sürekli değişmeyen sakin ifadesi onu oldukça şaşırtmıştı. Orada durdu ve saygıyla konuştu, "Lei Ji Efendiyi selamlıyor."

“Şu andan itibaren benim bineğimsin. Eğer herhangi bir isyankar düşünceye kapılırsan has ruhun yok edilecek!" Wang Lin kendisine baktığında Lei Ji adeta iki tane kılıç enerjisi ışınının gözlerini deldiğini hissetti. Zihni titredi ve hemen başıyla onayladı.

Wang Lin çantasına vurdu ve bir şişe çıkardı. Onu Lei Ji'ye doğru attı, "Bu şişeyi kalp kanınla doldur."

Bununla birlikte ileri doğru yürümeye başladı.

Ta Shan ve koca kafalı oğlan onu takip ettiler. Lei Ji küçük şişeyi elinde tutarak iç geçirdi. Vücudundan sesler geldi ve vücudu hemen küçüldü. Bin adımlık büyüklükten 30 adıma kadar düştü ve Wang Lin'in arkasından gitti.

Aynı sırada acı bir halde sağ eliyle kalbini işaret etti. Kalbindeki kan aktı ve küçük şişeye kadar yolunu buldu.

Wang Lin bu Dev Şeytan Klanı atasını kanında antik tanrı aurası izi barındırdığı için kurtarmıştı. Wang Lin'in Birlik Yıldız Sistemi'ne geri dönüşü yüksek bir yetişim seviyesiyle olmasına rağmen hissettiği tehlike de artmıştı.

Suzaku gezegeninde büyülerini arıtması lazımdı ve ilk olarak antik tanrı büyüleri vardı! Bu kan ile birlikte bazı antik tanrı büyülerini kullanabilecekti.

Hatta asıl bedeni bile onları kullanabilirdi.

O anda Birlik Yıldız Sistemi'nin uzak doğu tarafında bir alev denizi vardı. Bu alev denizinin içinde tamamen kırmızı olan bir gezegen bulunuyordu. Etrafında alevlerle adeta yanan bir yetişim gezegeni gibiydi.

Bu gezegenin adı Kutsal Kırmızı Kuş Gezegeniydi!

Yakınındaki tek şey her yere dağılmış bir yıldızın kalıntılarıydı. Sanki bu gezegen sayısız yıldır yanıyordu.

Uzak yıldızlardan kırmızı bir ışık ışını geldi. Bu ateş kuşuna binmiş genç bir yetişimciydi. Alev denizine girdi ve ortadan kayboldu.

Gezegende gökyüzüne değen Kırmızı Kuş heykeli bulunuyordu. Bu heykel sonsuz bir ısı yayıyordu ve o anda heykelin üzerinde oturan üç yaşlı vardı.

O anda genç yetişimcinin figürü binlerce adım uzakta belirdi ve sıcaklığa dayanamayacak gibiydi. Ortaya çıktığı anda delice terlemeye başladı.

"Rapor! Yüce Gök ordusu batı bölgesinin yüzde altmışını işgal etti. 11 farklı yönden gelen 11 ekip var. Liderleri yeni ünvan alan 108 semavi! Önderlik eden kişi İkincil Yıldırım Semavi Xu Ting!"

"Xu Mu'dan haber var mı?" Bir anlık sessizlikten sonra yaşlı adamlardan birisi konuştu. Sesi yumuşak olsa da adeta sanki kanunlar değişmiş gibi sıcaklık aniden yükseldi.

Genç adam yüzlerce adım geri çekildikten sonra zar zor dayanabildi, "Yüce Gök Yıldırım Semavi Xu Mu'nun yeri hala bilinmiyor. Şu an onu arıyoruz!"

Diğer yaşlı adam gülümsedi. "İki ayda sadece yüzde altmışını almayı başardılar. Yüce Gök yetişimcileri oldukça katı."

Son yaşlı adam sakince konuştu, "Bakalım Yetişim Birliği'nin planı nasıl işleyecek. Yüce Gök yetişimcilerine büyük bir ders olacak. Ne yazık ki Kutsal İmparator burada değil, yoksa Kutsal Kırmızı Kuş Gezegenimiz büyük kar sağlayabilirdi."