Bölüm 894: Büyük Wang Hanedanı

avatar
1310 41

Xian Ni - Bölüm 894: Büyük Wang Hanedanı



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin bir an düşündükten sonra neden Suzaku gezegeni yetişimcilerinin kendisine bu kadar saygı duyduğunu kavradı. Zhou Wutai bunda büyük rol oynamış olmalıydı.

 

İşi doğrusu aynen Wang Lin'in şüphelendiği gibiydi. Koca kulaklı yetişimci, Zhou Wutai, ona Suzaku pozisyonunu verdiği için Wang Lin'e minnettar kalmıştı. Fakat Wang Lin ayrıldıktan sonra ona borcunu ödeme fırsatı bulamamıştı.

 

Zhou Wutai minnettar biriydi, daima Wang Lin'in yapmış olduklarını hatırladı.

 

Sonuç olarak Zhou Wutai'nin gözetiminde, Wang Lin'in soyundan gelenler ya da Wang Lin'in geride bıraktığı tarikat, hatta Zhao ülkesi yavaş yavaş güçlenmişti.

 

Zhou Wutai'nin yeni Suzaku statüsü sayesinde Wang ailesini kalkındırması son derece kolaydı. Bu durum anyı zamanda Zhao ülkesinin de yavaş yavaş bir 5. kademe yetişim ülkesi olmasına olanak sağlamıştı.

 

İnsanlar tüm bunların Wang Lin için olduğunu biliyordu. Wang Lin'in Suzaku Mezarı'ndaki yaptıkları her yerde yayılmıştı. Zhou Wutai bunun üzerine düşündükten sonra yavaş yavaş yetişimcilerin Wang Lin'i suzaku gezegeninin muhafızı ve atası olarak kabul etmesini sağlamıştı.

 

Zhou Wutai'nin tüm bunları yapmasının başka bir sebebi daha vardı. Suzaku olduğunda, henüz Ruh Dönüşümü aşamasındaydı. En zayıf Suzaku idi ve hükmetme gücü yoktu. Bu yüzden herkesi bastırmak için Wang Lin'in şöhretinden yararlanması gerekiyordu!

 

Wang Lin biraz düşündükten sonra her şeyi tahmin edemese bile genel bir fikir edindi. İç geçirdi. Zhou Wutai'nin sebebi ne olursa olsun Wang Lin'in ona borcunu ödemesi gerekiyordu.

 

Uçarken Ta Shan ve oğlan da onu takip etti ve Ta Shan'ın ifadesi yol boyunca soğuktu. Koca kafalı oğlan ise Wang Lin'in eve dönüşünü gördükten sonra kendi ailesine karşı daha da karmaşık hislere kapıldı. Buradaki herkesin Xu Mu'ya karşı içten bir saygı duyduğunu görebiliyordu. Koca kafalı oğlan şu anki yetişimiyle ailesine geri dönerse kendisinin de saygıyla karşılanacağını biliyordu. Fakat bu sahte bir saygı olacaktı.

 

Uzaklarda büyük bir şehir belirdi. Bu şehir kıvrılmış bir ejderha gibiydi ve servet aurası ile doluydu. Duvarlar siyah taşlardan yapılmıştı ve büyü dalgalanmaları barındırıyordu.

 

Yaklaşmadan önce Wang Lin şehrin içinde birçok güçlü kısıtlamanın olduğunu gördü. Çok fazlaydı ve eğer hepsi etkinleşirse Yükseliş yetişimcilerine bile tehdit oluşturabilirdi.

 

Burası Suzaku gezegeninde Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı'nın yerleşmediği topraklar dışındaki tek ölümlü imparatorluk şehriydi.

 

Büyük Wang Hanedanı!

 

437 yıl önce kurulmuştu ve Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı dışındaki en önemli ölümlü klanı olmuştu.

 

Wang imparatorluk ailesi çok çok uzun bir tarihe sahipti. 400 yıldan fazla süren bir kurulumun ardından hanedan büyük bir asker topluluğuna sahip olmuş ve hatta sayısız dövüş sanatçısı onlara katılmıştı. Fakat hanedanı bu kadar güçlü yapan şey çok sayıda yetişimciydi!

 

Bulutlu Gök Tarikatı'yle birlikte Zhou Wutai ve çeşitli diğer tarikatlar onlara arka çıkmıştı. Wang klanı da bu statü sayesinde mutluydu.

 

Wang Lin ilahi hissiyle tüm gezegeni sardı. Soyunun çağrısını hissetti ve buraya geldi. Bu başkent Wang aile soyunun en yoğun bulunduğu yerdi.

 

İlahi hissini yaydığında Wang Zhuo'yu bulamadı. İç geçirdi ve ardından ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında imparatorluk sarayının içindeydi. Hareketli kalabalığa ve lüks evlere bakınca yavaşça kaşları çatıldı.

 

Bu başkent çok şatafatlıydı. Yollarda değerli mavi ve beyaz taşlar kullanılmıştı. İlahi hissiyle kontrol ettiğinde tüm şehrin böyle olduğunu gördü.

 

Sadece bu değildi, etraftaki ağaçların hepsi ipekle sarılmıştı. Tüm bunlar şatafatlı görünse de sadece bir yozlaşma belirtisiydi.

 

Wang Lin bu yetişim seviyesinde bazı şeyleri net görebiliyordu. İnsanın zihnini huzursuz edebilecek, öfke, korku ve diğer çeşitli auralar vardı.

 

Eğer birisi burada çok uzun süre yaşarsa kişiliği değişecek ve duyguları dengesizleşecekti. Hatta kişinin ömrü bile kısalacaktı.

 

Bu aura bir tür kızgınlık formuydu. Wang Lin bir seferinde Qing Ling gezegeninde insanlardan bunu toplamalarını istemişti. Şimdi başkentin üzerindeki bu muazzam kızgınlığı görünce kaşları daha da çatıldı.

 

İlahi hissini yayarak sayısız şehrin belli seviyede kızgınlıkla dolu olduğunu gördü. Bu kızgınlık Suzaku gezegeninin yarısını kaplamıştı.

 

Bu kızgınlık bütün köylerdeki evlerden gelliyordu ve ölümlülerin yaşadıkları yerlerin yakınında toplanarak dağılmadan bekliyordu.

 

Özellikle kuzeybatıda bu çok belirgindi, toprağı kırmızıydı ve her yer cesetlerle doluydu. Oradan muazzam miktarda kızgınlık geliyor ve bölgede yayılıyordu. Eğer diğer şehirlerdeki güçlü bir kızgınlık ise başkentteki kızgınlık gökyüzünde yükselen şeytani bir alevdi.

 

Sadece Wang Lin seviyesindeki biri bunu fark edebilirdi ve görmek için de dikkatli bakması lazımdı. Yoksa kişinin yetişimi eksikse bunu tespit etmesi imkansızdı.

 

"Saçmalık!" Wang Lin kasvetli bir ifadeyle caddede yürüdü. Wang ailesinden gelenlerin refahını görmekten mutluydu. Fakat bu refah kızgınlık üzerine inşa edilmişti ve Wang ailesi soyu büyük oranda etkilenmişti. Eğer durum buysa bunun servet olmasına gerek yoktu!

 

Yürürken uzaklardan at toynağı sesleri yankılandı. Yayalar hemen paniklediler ve yana çekildiler. Wang Lin kaşlarını çatarak birkaç adım geriledi ve kasvetli ifadeyle oraya doğru baktı.

 

Birkaç büyük at birkaç gencin sürmesiyle caddede ilerliyordu ve onların peşinde çok sayıda hizmetçi vardı. Tüm hizmetçiler yürüyordu ama atlar kadar hızlılardı.

 

Atlardaki genç adamlar görkemli elbiseler giymişti ve en öndeki kişi son derece yakışıklıydı. Fakat yüzünün etrafı siyah gazla kaplıydı. Yükseliş aşamasındaki bir yetişimcinin bile bunu görmesi zor olacaktı ama Wang Lin için netti.

 

Havada iki tane kılıç enerjisi ışını vardı. Kılıçların üzerindeki iki yetişimci de Temel Oluşturma aşamasındaydı. Genç için yol açıyorlardı.

 

Sadece bu olsa problem değildi ama Wang Lin'in asıl suratının asılmasına neden olan şey gencin sürdüğü ata bağlı oğlan teldi. Telin en ucunda birisi vardı. O kişi harap bir haldeydi ve nasıl göründüğünü anlamak imkansız olsa da belli ki bir erkekti. O anda sürüklenerek götürülüyordu ve elbiseleri parçalanmıştı. Vücudu kan revan içindeydi ve arkasında kanlı bir çizgi bırakıyordu. Sanki birisi zencefil kullanarak şok edici bir kan lekesi çiziyordu.

 

Bu insanlar kahkahalarla birlikte hızla geçtiler. Dövüş sanatçıları hızla geçti ve iki yetişimci göz ucuyla bile bakmadan uçtu.

 

Onlar gittikten sonra bir grup asker hemen kan lekesini temizlemek için geldi. Ardından kan lekelerini temizleyerek grubun peşinden devam ettiler.

 

Hepsi gittikten sonra çevredeki insanlar konuşmaya ve normale dönmeye başladı.

 

"Yazık, ne kadar şanssız! Bu zamanda kim böyle kör olur ve 16. Prensi kızdırır? Sanırım ölmesine izin vermeden önce başkent boyunca sürüklenecek!"

 

"Hayır, Büyük Wang Hanedanlığında Wang ailesi göklerdir. Ölümsüzler bile onların hizmetçisi olur, onları kim kızdırmaya cüret edebilir?"

 

"Bunu konuşma. Birkaç ay önce Ulusal Öğretmen gece gökyüzünü izliyordu ve kuzeybatıdan vahşi bir işaretin geldiğini fark etti. Sonuç olarak kuzeybatıdaki yüz binlerce insan katledildi. Duyduğuma göre şimdi bile orası cesetlerle doluymuş."

 

"Bunu konuşmayalım. Kardeş Li, başka şeylerden bahsedelim ki başımıza bir felaket gelmesin."

 

Wang Lin'in ifadesi son derece kasvetliydi. Biraz önceki genç adamın Wang ailesi soyundan geldiği belliydi.

 

Wang Lin yavaşça konuştu, "Ta Shan, onu buraya getir!"

 

Ta Shan hiçbir şey söylemeden döndü ve ortadan kayboldu. Bir an sonra elinde birisiyle geri döndü. Bu kişi görkemli giyinmiş olan gençti.

 

O anda gözleri dehşetle doluydu ve küfürler yağdırıyordu. "Beni ne cüretle yakalarsın? Hangi tarikattansın!? Benim kim olduğumu biliyor musun? Ben Wang ailesi üyesiyim!"

 

Ta Shan soğuk ifadeyle Wang Lin'e doğru yürüdü. Genci hemen yere attı.

 

Bu sahne hemen kalabalığın koşarak dağılmasına neden oldu. Gözleri dehşetle doluydu.

 

Güzel giyimli genç vahşi bir ifadeyle kalktı ve Ta Shan'a baktı. Gizliden gizliye korkmuş olsa da korkusunu göstermedi ve bağırdı, "Ben Wang ailesi üyesiyim, buna rağmen bana zarar verme cüreti mi gösteriyorsun? Hangi tarikattan olursan ol öldün!"

 

Wang Lin soğuk ifadeyle genç adama baktı. Onun kafasından yoğun siyah gazın geldiğini görebiliyordu. Siyah gaz bir yılana dönüşerek ağzını açtı ve Ta Shan'a doğru sessizce kükredi.

 

İkinci adıma ulaşamamış yetişimciler bunu göremezdi. Sadece genç adamdan kalplerini titretecek soğuk bir auranın patladığını hissedeceklerdi.

 

Tam o anda uzaklardan bağırma sesleri geldi. Grup katliam yaparak geri döndü. İki kılıç enerjisi ışını peşinde hizmetçilerle oraya doğru fırladı. Dövüş sanatçıları öldürme isteğiyle doluydu.

 

İnsanların arasında ata binen birkaç genç vardı ve ger biri vahşi ifadelerle bağırdı, "Hırsızı yakalayın!"

 

"Suikastçi var, prensi koruyun!"

 

İki yetişimci ilk önce Ta Shan'a doğru fırladı. İkisi de hiç düşünmeden saldırdılar. Daha ne olduğunu anlamadan prensin gittiğini görmüşlerdi.

 

Dehşete düşmüşler ve arkalarını döndüklerinde Ta Shan'ın prensi yere attığını görüp nefesleri kesilmişti. Onlar buraya prensi korumak için gönderilen Bulutlu Gök Tarikatı öğrencileriydi. Eğer prense bir şey olursa tarikata geri döndüklerinde ceza alacaklardı.

 

Kılıçlarıyla Ta Shan'a doğru hücum ettiler.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr