Bölüm 887: Suzaku

avatar
1287 41

Xian Ni - Bölüm 887: Suzaku



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Birlik Yıldız Sistemi'nde saçları bembeyaz olan Wang Lin kayıtsız bir ifadeyle ileri doğru baktı. Yavaşça yürüdü. Adımları hızlı değildi ama her adımda dalgalanma oldu ve hesaplanamaz mesafeler kat etti.

 

Tanıdık bir hisle tanımadığı yıldız sistemine bakarken sakindi. Bu yıldız sisteminden çok uzun zaman önce ayrılmıştı.

 

Ayrıldığında daha yeni Yükseliş aşaması'na ulaşmıştı. Geri döndüğünde Nirvana Kahini aşamasındaydı.

 

"Tian Yunzi, Ling Tianhou... Ben geri döndüm!" Wang Lin'in gözleri parladı. Çantasında hala Şeytan Ruh Diyarı'ndaki mağaranın anahtarı vardı. Anahtarı güvenle saklamıştı.

 

Hala Birlik Yıldız Sistemi'ndeyken yetişim seviyesi yeterince yüksek değildi. Bildiği en yüksek güç sadece kademe 7 yetişim ülkeleriydi. Fakat şimdi bir Nirvana Kahini yetişimcisiydi ve Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde bile yaşlı canavarların dikkatini çekmişti. Geri dönmesi üzerine eğer isterse bir fırtına yaratabilirdi.

 

Fakat Wang Lin Birlik'in Yüce Gök ile kıyaslanamayacağını çok net biliyordu. Birlik'teki su çok derindi.

 

"Savaşta dikkatli olmalıyım. Savaşa katılırken dikkatsiz davranmamalıyım." Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve bekleyip görmeye karar verdi.

 

Birlik Yıldız Sistemi'ne geri döndükten sonra hemen ihtiyatlı bir hal almıştı. Birlik Yıldız Sistemi'nde özellikle yaşlı olan yetişimcilerin son derece kurnaz olduğunun farkındaydı. Yüksek yetişim seviyesinde olanlardan bahsetmeye bile gerek yoktu.

 

Bir yetişimci burada bir anlığına bile dikkatsiz davransa daha ne olduğunu anlamadan yutulabilirdi!

 

Burada Yüce Gök Yıldız Sistemi'ndeki gibi yetişim ailesi modeli yoktu. Orman kanunlarının hakim olduğu zalim bir yetişim dünyasıydı.

 

"Fakat yetişim seviyemle asıl bedenimle kaynaştıktan sonra artık Birlik Yıldız Sistemi'nde çekingen olmama gerek kalmayacak!" Wang Lin'in gözleri soğudu. Birlik Yıldız Sistemi'ne geri döndükten sonra hemen asıl bedeni ile iletişime geçti ve onun yerini saptadı.

 

Yürürken ilahi hissini yaydı ve bölgeyi taradı. Bir süre sonra ifadesi değişti. Yolda terk edilmiş gezegen aradı ve bir tane bulmuştu.

 

Ayaklarının altında dalgalanmalar oluştu ve dünya ile bütünleşerek ortadan kayboldu.

 

Tekrar ortaya çıktığında ıssız bir yetişim gezegenindeydi. Çok fazla ruhsal enerji kalmamıştı ama toprağı canlılıkla doluydu.  Etrafa baktığında terk edilmiş gezegenin yoğun bitkilerle kaplı olduğunu gördü.

 

Li Muwan'ı kurtarmak için hayat kuvveti lazım olduğunu öğrenince hiç tereddüt etmemiş ve Qi Xi büyüsü için hayat kuvvetini takas etmeye karar vermişti. Onca yıllık bekleyiş sadece bu fırsat içindi. Bundan kolayca vazgeçemezdi. Hem başarılı hem de başarısız olmuş sayılabilirdi.

 

İşin başarı kısmı, Li Muwan dirilmemiş olsa da vücudunu tekrar kazanmıştı, yani umut vardı.

 

Wang Lin hayatının büyük kısmını harcamış olsa da başka planları vardı. Qing Shui bile Wang Lin'in planlarını bilmiyordu, hatta Wang Lin'e şu anki hayat kuvvetini gizlemesi için rün vermişti.

 

Wang Lin beyaz saçları dışında yaşlanmamış gibi görünse de eğer rün kırılırsa hemen 1,000 yaşındaki birinin görüntüsünü alacaktı.

 

Göklerin reenkarnasyon döngüsünün çağrısı çok güçlüydü. Fakat Wang Lin'in ifadesi buna karşı hiçbir şekilde değişmedi. Vücudu titreşti ve canlılıkla dolu yeryüzüne indi. İndikten sonra derin bir nefes aldı ve oturdu. Gölgesinden Ta Shan çıktı ve birkaç adım uzağa oturdu. Ta Shan'ın gözleri soğuktu. Wang Lin'e zarar verebilecek en ufak bir hareketlilik olursa hemen saldıracaktı.

 

Wang Lin derince nefes aldıktan sonra sağ elini kaldırdı ve bir mühür oluşturdu. İşaret parmağında siyah bir ışık toplanmaya başladı. İlk başta siyah ışık zayıftı ama kısa süre sonra nefes kesen bir hal aldı.

 

"Ölüm Parmağı..." Wang Lin işaret parmağındaki siyah ışığa baktı. Üçüncü adımı gördüğünde onu tamir etmenin çok uzun zaman alacağını anlamış ve ondan vazgeçmişti.

 

Fakat Xiang Yundong'un dediklerine göre Li Muwan'ı kurtarmak için çok fazla canlılığa ihtiyaç olacağını öğrenince hemen aklına Ölüm Parmağı gelmişti!

 

Bu büyü zorba bir şekilde bütün hayatı yutup onu kullanıcı için ruhsal enerjiye dönüştürüyordu. Parmak indiğinde bütün hayat yok olacaktı.

 

Gözleri parlayan Wang Lin sağ parmağını indirdi ve yere bastırdı. Bir anda siyah ışık Wang Lin'in etrafında daire biçiminde yayıldı.

 

Siyah ışık genişledi. Bir anda 500 kilometrelik alanı kapladı. Bölgedeki yüksek ağaçlar kurudu ve yaprakları döküldü. Dallar hemen çatırdadı ve en sonunda ağaçlar parçalandı. Yapraklar bile düşerken yok oldu.

 

Geriye kalan bol miktarda beyaz gaz ağaçlardan çıktı. Gaz bir an dolandıktan sonra hızla Wang Lin'e doğru toplandı.

 

Sadece ağaçlar değil, otlar bile kurudu. Hayat kuvvetleri beyaz gaza dönüşerek Wang Lin'e doğru toplandı.

 

Bir anda 500 kilometrelik alandaki bütün hayatlar söndü ve hayat kuvveti aktı.

 

Yukarıdan bakınca bu garip olayı görmek mümkün olacaktı. 500 kilometrelik alan kurudu ve beyaz gaz akıntısı Wang Lin'in etrafında toplandı.

 

Etrafı bu yoğun, beyaz gaz ile kaplanan Wang Lin'in figürü artık görünmüyordu. Gözlerinin içinde yıldırımlar çakan Wang Lin derince nefesini çekti!

 

Bütün gaz hemen bu nefesle birlikte çekildi. Hemen bir burgaç oluştu ve burgacın ucu Wang Lin'in ağzındaydı!

 

Bol miktarda beyaz gaz Wang Lin'in vücuduna girdi ve vücudunun içinde toplandı. Ardından hayat kuvvetine dönüştü ve tüm vücudunu besledi. Aynı zamanda Wang Lin'in harcadığı hayat kuvveti yenilendi.

 

Özümsemeye devam ettikçe kanlı rün parlamaya ve vücudundan 10 santimetre yukarıda durmaya devam etti. Fakat hala Wang Lin'in vücudunu kaplayan ve onu koruyup gizleyen ışık vardı.

 

Yarım saat sonra beyaz gaz tamamen Wang Lin'in vücuduna girmiş oldu. Geriye hiç gaz kalmamıştı. 500 kilometrelik alan sarıydı, yer kuruydu ve canlılıktan geriye eser kalmamıştı.

 

Bu alanın dışı tamamen normal olduğu için tam bir tezat hakimdi. Sanki bu iki alan bambaşka dünyalardı.

 

"Xiang ailesi atasının kullandığı büyü Ölüm Parmağı'na benziyor olmalı, hayat kuvvetini özümseyerek kendininmiş gibi kullanmana yarıyor. Çok dikkatsiz davrandı ve onu görebileceğimi düşünmedi!" Wang Lin sırıttı.

 

"Hayat kuvvetimin yarısı nasıl bu kadar kolay yutulabilir? Günün birinde hepsini geri alacağım! Ben de hayat kuvveti yutabiliyorum!" Wang Lin'in gözlerinde soğuk bir parlama oldu ve ardından gözlerini kapattı. Siyah ışık hızla genişledi.

 

1,000 kilometre, 1,500 kilometre... bir anda 2,500 kilometrelik alana yayıldı.

 

Bu alandaki ağaçlar ve otlar kurudu. Hatta bazı şeytani canavarlar da kaçamadı. 100 adımdan büyük olan bir piton hemen siyah ışıkla kaplandı. Vücudu titredi ve siyah ışık geçtiğinde vücudu hemen çözündü. Bol miktarda beyaz gaz oluştu ve Wang Lin'e doğru aktı.

 

Siyah ışığın genişlemesi durmadan devam etti. 3,000 kilometre, 4,000 kilometre.... 5,000 kilometre!

 

5,000 kilometrelik alanın içindeki bütün yaşam yerle bir oldu. Muazzam miktarda hayat kuvveti bir fırtına oluşturdu ve merkezinde Wang Lin vardı.

 

Wang Lin'in vücuduna inanılmaz miktarda beyaz gaz girdi. Göğsünün üstündeki kırmızı rün yükselmeye devam ederek 30 santimetre uzağa gitti. Wang Lin gözlerini açarak rünü sol eliyle kavradı ve onu çekti.

 

Hemen rünü göğsünden yırttı. Rün kalktığında Wang Lin'in vücudu ışık parlamasıyla kaplandı. Hemen yaşlı bir adama dönüştü ve etrafını ölüm aurası kapladı.

 

Fakat tüm bunlar hemen tersine döndü. Çevredeki hayat kuvveti hemen emildi. Kurumuş vücudu aniden canlılık kazandı ve hızla değişti.

 

O sırada Birlik Yıldız Sistemi'nin batısında, Wang Lin'in bulunduğu terk edilmiş gezegenden çok uzakta bir yetişim gezegeni vardı. Bu yetişim gezegeni batı bölgesinin derinliklerindeydi ve güney bölgesi sınırına yakındı.

 

Uzaktan bakınca yarı ıssız bir yetişim gezegenine benziyordu ve çok fazla ruhsal enerji yoktu.

 

Gezegenin etrafında dolanan kılıç enerjisi vardı. Bu kılıç enerjilerinin üzerinde yetişimciler vardı ve yüzleri asıktı. Soğuk gözlerle gezegene baktılar ve çevreyi gözlemlediler.

 

Baskıcı bir aura yayılmaya devam etti.

 

Bu kılıç enerjisinin üstündeki yetişimciler henüz Oluşan Ruh yetişimcileriydi. Fakat gezegenin etrafında dolanırken vücutlarından yayılan öldürme isteği çok güçlüydü. İlahi hisleri dağıtılmış olsa da gözlerinde bir endişe belirtisi hakimdi.

 

Çok geçmeden yetişim gezegeninden bir kılıç enerjisi çıktı. Bunun içinde yaşlı bir kadın vardı. Yüzü kırışıklıkla dolu olsa da gençken çok güzel birisi olduğu belliydi. Eğer Wang Lin orada olsaydı onu tanırdı.

 

Bu yaşlı kadının gözleri endişeyle doluydu. Kadın yaklaştığında bir yetişimci geldi ve saygıyla konuştu, "Selamlar Teyze-Usta Bai Xue!"

 

Yaşlı kadın başıyla onaylayarak uzaklara baktı ve yavaşça konuştu, "Dikkatli olmalısınız. Eğer anormal bir şey olursa hemen rapor edin. Şu an savaş var ve benim Suzaku gezegenim, Yüce Gök yetişimcilerine çok yakın. Bu bir ölüm kalım meselesi!"

 

Yetişimcilerin vücutları titredi ve başlarını anlayışla eğdiler.

 

Yaşlı kadın iç geçirdi. Tam konuşmaya hazırlanırken aniden yüz ifadesi değişti. Uzaklara doğru bakan gözleri ışıldadı. Bu durum diğer yetişimcilerin dikkatini çekti. O tarafa baktıklarında yüzleri soldu ama muazzam öldürme istekleri hızla toplandı.

 

Uzaklardan kılıç enerjisi ışınları geliyordu. Suzaku Gezegenine doğru yüzlerce yetişimci geliyordu. En öndeki kişi koca kafalı bir oğlandı. Yıldızların arasında yüzünde aptal bir gülümsemeyle ilerliyordu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44323 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr