Bölüm 886: Situ Nan Kapalı Kapı Yetişiminden Çıkıyor

avatar
1317 40

Xian Ni - Bölüm 886: Situ Nan Kapalı Kapı Yetişiminden Çıkıyor



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

"Bu semavi has enerji sınırlı. Onu kendini koruman için verdiğim bir hediye olarak düşün! Yağmur Daveti kristaliyle birlikte, Birlik Yıldız Sistemi'nin en güçlüleriyle karşılaşmadığın sürece kendini koruyabileceksin!"

 

O anda Wang Lin'in zihni Yağmur Daveti ve Büyülü Cephane ile doldu. Onları özümseyip kavramaya devam ederken içine dalmıştı.

 

Qing Shui sessizce düşündü. Uzun bir süre sonra Wang Lin'e deva dolu gözlerle baktı. Yavaşça konuştu, "Çok fazla hayat kuvveti kaybettin; Kıdemli kardeşin bu konuda sana yardımcı olamayacak. Bütün büyülerim savaş odaklı ve hiçbiri iyileşme özelliğine sahip değil. Ustamdan öğrendiğim savaş odaklı olmayan tek büyü Yutuş büyüsü. Onu Yıldırım Semavi Alemi'ndeyken kullandığımı gördün. Şimdi onu sana vereceğim!"

 

Qing Shui konuşurken sağ elini bir kez daha Wang Lin'in kaşlarının arasına yerleştirdi. Yutuş ile ilgili bilgi Wang Lin'in zihnine girdi.

 

"Bu büyü kolaylıkla suistimal edilebilir. Ustam onu bana öğretmeden önce çok tereddüt etti. Şimdi sen de öğrendin ve onu son çare olarak kullanmalısın!"

 

Qing Shui iç geçirdi. Wang Lin'in yaşlı yüzüne bakarak sağ elini çekti. Ardından dilini ısırdı ve kanıyla garip bir rün çizdi. Ründen güçlü bir kan kokusu yayıldı. Ortaya çıktığı anda uzaydaki tozlar hızla geri çekildi.

 

"Hayat kuvveti kaybın çok ciddi boyutta. Bu rün seni biraz koruyacak!" Qing Shui sağ elini salladı. Rün Wang Lin'in göğsüne işlendi ve ortadan kayboldu.

 

Wang Lin'in vücudu şiddetle titredi. Görünüşü hızla yenilendi ve bir an sonra beyaz saçları dışında görünüşü eskiye döndü. Vücudundaki hayat kuvveti kaybından doğan hasar artık gizlenmişti.

 

"Bu rün hayat kuvvetini iyileştirmez ve ruh üzerine kullanılamaz. Yoksa böyle olmazdın."

 

Qing Shui arkasını döndü, yıldızların içine yürüdü ve yavaş yavaş ortadan kayboldu.

 

"Küçük kardeş, kendine dikkat et... Ji Alemi yenileme yöntemi Göksel Ceza'ya bağlıdır. Fakat Nirvana Parçalanması aşamasına kadar bu yolda yürüme. O zamana kadar ondan kaçın!"

 

Qing Shui gitti...

 

Wang Lin'in vücudu titredi ve ardından bilincini tekrar kazandı. Biraz önce söylenen kelimeler kulağında yankılandı. Qing Shui'nin gittiği yöne doğru baktı ve uzun süre sessizce düşündü.

 

Wang Lin yumuşak bir sesle konuştu, "Teşekkürler." O ayrılırken Wang Lin kalbinde tarifsiz bir hissiyat yaşadı.

 

Birlik Yıldız Sistemi'ne girmek için Yıldırım Semavi Tapınağı'na geri dönmedi. Bunun yerine dünya ile bütünleşti ve en yakın terk edilmiş gezegeni buldu. Güvenli olduğundan emin olduktan sonra kendi yaptığı bir mağaraya oturdu.

 

İlahi hissini yaydı ve Ta Shan gölgesinden dışarı çıkarak mağarayı korumak için oturdu. Wang Lin çantasına vurdu ve Li Muwan'ın olduğu kısıtlama küresi avucuna geldi.

 

Kısıtlama küresine bakarken gözleri hüzünle doldu. Sol eliyle küreye hafifçe vurdu ve onun açılmasına, ufak bir hayat kuvveti zerresine sahip olan oluşan ruhun ortaya çıkmasına neden oldu.

 

"Wan Er, bütün hayatımı kullanmak zorunda bile kalsam eğer senin için ufak bir umut kazanacaksam bundan pişman olmam." Wang Lin'in sesi sakindi ama yürek burkan bir acıyla doluydu.

 

Li Muwan'ın oluşan ruhu hafifçe titredi. Uyanmaya gücü olmasa da oluşan ruhun gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Ama oluşan ruhların gözyaşı olmazdı. Gözyaşları ortaya çıktığı anda kayboldular ve tek bir damla bile düşmedi. Fakat bölgede dolanan güçlü bir acıya dönüştü.

 

Wang Lin Li Muwan'a bakarken kaşlarının arasında bir ışık parıltısı oldu ve Göğe Başkaldıran Boncuk yavaş yavaş şekillendi.  Li Muwan'ın oluşan ruhunu Göğe Başkaldıran Boncuk'un içine koydu. Fakat artık ufak bir hayat kuvveti zerresine sahip olan oluşan ruhun Göğe Başkaldıran Boncuk'un içinde de dağılmaya devam ettiğini görünce titredi.

 

Bu dağılma yavaş olsa da yine de durmadı.

 

Wang Lin'in yüzünde acı bir ifade oluştu. Bir süre sessizce düşündükten sonra yüzü kararlı bir ifadeyle doldu. Çantasına vurdu ve Gökten Kaçınan Tabut dışarı çıktı. Kristal tabuttan ışıltılı bir parlama yayıldı ve son derece görkemliydi.

 

Wang Lin titreyen eliyle Li muwan'ın oluşan ruhunu Göğe Başkaldıran Boncuk'tan aldı. Kararını vermiş olsa da bir kez daha düşündü.

 

Onun gitmesine izin vermek ya da vermemek...

 

Li Muwan'ın hızla dağılan oluşan ruhuna bakınca onu tabutun içine yerleştirdi. Oluşan ruh tabuta girdiği anda oturma pozisyonundan yatma pozisyonuna geçti.

 

Wang Lin gözlerini dikerek bakmaya devam etti. Etrafını tamamen unuttu. O anda sadece Li Muwan vardı.

 

Li Muwan yattığı anda tabutu gizemli bir kuvvet doldurdu. Bu güç tüm tabutu kuşattı. Li Muwan'ın oluşan ruhunu titretti ve yerle bir olma belirtileri gösterdi.

 

Fakat tam o anda oluşan ruhun içindeki hayat kuvveti zerresi hareket etmeye başladı ve yıkılış yavaşladı. En sonunda tabutun içinden beş renkli bir ışık geldi.

 

O anda Wang Lin'in kalbi büyük bir değişim yaşadı. Derin bir nefes aldı. Sahip olduğu zekayla hemen anlamıştı. Eğer Li Muwan hayat kuvveti zerresine sahip olmasaydı tabutun içinde yok olacaktı.

 

"Görünüşe göre bu tabut ufak da olsa hayat kuvvetine sahip olan insanlar üzerinde etkili!" Beş renkli ışık parladı.

 

Kısa süre süre Li Muwan'ın oluşan ruhunun dışında kırmızı şeritler oluştu. Şeritler etrafında hareket ederek vücudunun dış hatlarını oluşturdu. Ardından beş renkli ışık, kırmızı çizgiler boyunca yoğunlaşarak bir kadın iskeleti halini aldı.

 

Birkaç nefeslik sürede Li Muwan'ın vücudu ortaya çıktı. Tabutun içinde sessizce uyuyordu. Nefes bile alıyordu. Wang Lin bunu görünce gözyaşlarını tutamadı.

 

"Wan Er..."

 

Sadece bu görüntü için bile her şeye değerdi.

 

Üç gün sonra Wang Lin terk edilmiş gezegenden Li Muwan ile birlikte ayrıldı ve Yıldırım Semavi Tapınağı'na doğru gitti.

 

"Wan Er, eve gidiyoruz!"

 

Wang Lin'in hüzünlü sesi yıldızların arasında yankılandı. Hüzün o kadar güçlüydü ki hemen dağılmadı.

 

Yarım aylık kısa bir sürede Birlik Yıldız Sistemi'nde adeta kan banyosu vardı. Birlik Yıldız Sistemi'nin batısından başlayarak, Yüce Gök Yıldız Sistemi ordusu katliama başlamıştı. Yüce Gök yetişimcilerinin saldırıları karşısında yetişim gezegenleri birer birer düşmüş ve yetişimciler geri çekilmişti.

 

Sanki dünyanın sonu gelmişti. Asıl ilginç olan şey ise Yetişim Birliği'nin hiçbir şey yapmamasıydı. Hiç endişeli değillerdi ve sanki sadece kenardan izliyor gibilerdi.

 

Yüce gök tarafı bundan son derece şüphelendi ve Birliğin tavrına anlam veremedi. Usta Alevkıvılcımı ve yanındakiler bile şüpheyle dolmuştu.

 

Eğer aynı şey Yüce Gök Yıldız Sistemi'ne olsaydı Yıldırım Semavi Tapınağı hemen bir karşı saldırı organize ederdi. Diğer tarafa asla oraya yerleşme fırsatı tanımazdı!

 

Sadece Yetişim Birliği'nin sessizliği değil, tek bir kademe 7 yetişim gezegeninin bile ortaya çıkmaması da şüpheliydi. Yüce Gök yetişimcileri tarafından ele geçirilen bütün kademe altı idi. Tek bir 7. kademe gezegen bulamamışlardı.

 

Bu garip durum Yüce Gök yetişimcilerinin daha da kafasının karışmasına neden oldu. Dışarıdan bakınca Yüce Gök tarafı kazanıyor gibiydi. Fakat bilinmeyenle yüzleşmek ve karşı tarafından hamlelerini tahmin edememek, Yüce Gök Yıldız Sistemi'nin yaşlı canavarlarını huzursuz ediyordu.

 

Daha ana konu bu bile değildi. Yarım aylık dövüş sürecinde kademe 6 yetişim ülkelerinin savaş etkinliği Yüce Gök yetişimcilerini şok etmişti!

 

Kana susamış bakışları, kurnaz planları, hazinelerle uğraşmanın zorluğu ve diğer çeşitli sebepler Yüce Gök yetişimcilerinin ağır kayıplar vermesine neden olmuştu. Bu tezat onların eşit seviyelerde olsalar kaybedeceklerini kavramalarını sağlamıştı!

 

Yüce Gök yetişimcilerini en çok şaşırtan şey ise Birlik yetişimcilerinin kararlı öldürüşleri ve savaş konusundaki tecrübesiydi. Onların her biri adeta Dong Lin Gezegeni'nden gelmiş gibiydi!

 

O sırada Birlik Yıldız Sistemi'nin batı tarafındaki terk edilmiş bir gezegenden aniden güçlü bir aura taştı. Kısa süre sonra tüm gezegende büyük bir gümbürtü yükseldi ve ses hızla yayıldı.

 

Neyse ki gezegende kimse yaşamıyordu. Yoksa bu vahşi titreşim karşısında kimse hayatta kalamazdı. Yeryüzü titredi ve deniz köpürdü, sanki tüm gezegen ölümün eşiğindeydi.

 

Gezegenden heyecanlı bir kahkaha yükseldi ve bununla birlikte daha da şiddetli bir ses geldi.

 

"Çıktım! Lanet olsun, Feng Luan gezegeninin küçük kızları, beni bekleyin. Beni bu kadar süre boyunca kapalı kapı yetişiminde kalmaya zorladınız, bana bu lanet gezegende saklanmaktan başka çare bırakmadınız. Daha işimiz bitmedi!!" Dünyada son derece kibirli bir ses yankılandı. Aynı zamanda gezegenin içinden bir figür dışarı fırladı!

 

Elbiseleri harap olmuştu ve derisi koyu ve kirliydi. Son derece dağınık görünüyordu ama gözleri parlaktı. İnsanın nefesini kesecek garip bir ışık saçıyordu.

 

Dışarı çıktığında ses patlamaları oldu. Gezegen daha fazla dayanamadı ve büyük parçalar ayrıldı.

 

"Neredeyse boğularak ölecektim. Kapalı kapı yetişimine ne zaman girdiğimi bile unuttum. Ne yazık ki şimdiye kadar bütün prenseslerim ölmüştür. Feng Luan gezegeni, bu sefer gerçekten sinirlendim!! Tek seferde Nirvana Kahini'nin erken aşamasına kadar yetişim yaptım. Feng Luan gezegeninde kral olacağım!!" Figür adeta yıllardır içinde bıraktığı öfkeyi boşaltmak için küfürler savurdu.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr