Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

İlk bakışta "savaş" kelimesi son derece sıradan görünüyordu ama dikkatli inceleyince adeta muharebeden çıkan bir akıl almaz öldürme isteği aniden ortaya çıktı!

O anda Wang Lin'in gözlerinin önünde illüzyonlar belirdi. Sanki gök ve yer yerle bir olmuştu. Her şey yok oldu, meydan, çevredeki yetişimciler ve hatta Yıldırım Semavi Tapınağı. Geriye kalan tek şey "savaş" kelimesiydi!

Wang Lin sadece vücudunun titrediğini hissetti ve tüm vücudu transa girdi. Sanki gizemli bir güç "savaş" kelimesinden patlamıştı. Bu güç geldi ve zihnini ele geçirdi. Sanki has ruhu etinden ayrılmıştı, artık ikisi arasında hiçbir bağlantı yoktu.

Etrafı muazzam bir öldürme isteğiyle sarıldı. Wang Lin ağır bir kış gününde elbisesiz kalmış bir ölümlü gibi hissetti. Soğuk adeta hayat ateşini söndürmeye çalışıyordu.

Wang Lin trans halindeyken Göğe Başkaldıran Boncuk'un tamamlandığı zamana geri dönmüş gibi hissetti. Kapı açıldı ve o sırada birden has enerji kaynağı dalgası ortaya çıktı!

Kaşlarının arasında yavaşça üçüncü göz ortaya çıkarak açıldı ama kırmızı ışık yoktu. O anda Wang Lin hareketsizdi ama zihni şiddetle titredi. Göğe Başkaldıran Boncuk'un içindeki kapıyla yüzleşme hissi bir kez daha yankılandı!

Fakat öncesine göre şu an hissettiği çok daha zayıftı. Öncesinde Wang Lin tek bir bakışla neredeyse altüst olmuştu. Şimdi "savaş" kelimesine baktığında şok olsa da direnebildi.

"Savaş" kelimesinin içindeki has enerji kaynağı belli ki Göğe Başkaldıran Boncuk ile kıyaslanamazdı. Wang Lin için Göğe Başkaldıran Boncuk çok gizemliydi ama bu "savaş" kelimesi onun kavrayabileceği bir şeydi.

Bu olaylar sanki uzun bir süre alıyormuş gibi hissedilse de Wang Lin'in kafasını kaldırdığı anda olup bitti! Sadece bir saniye sürdü!

Li Yunzi en başta Wang Lin'e karşı iyi bir fikre sahip değildi. Russell ile savaşmıştı ve harika büyülere sahip olsa da Qing Shui'nin müdahalesi olmasa kaybeden kişi Xu Mu olacaktı!

İkinci imtihanda ise Xu Mu'nun yıldırım ruhunu yutabilmesinin sebebi şansa bağlıydı. Lin Yunzi seviyesinde birisi kendi işini iyi yapardı. Onun gözünde şansa bağlı olan yetişimciler değersizdi. Xu Mu da onun gözünde bu yetişimcilerden biriydi.

Fakat o anda gözleri hiç olmadığı kadar parladı. Üç adım ilerledi ve Wang Lin'e gözlerini dikti. Sanki kalbinde kükreyen bir şey vardı.

"Bir saniye! Xu Mu transa sadece bir saniyede girdi!" Lin Yunzi gibi mental kuvveti yüksek olan birisi bile heyecanlanmıştı. Zhan ailesi tarihinde nesiller boyunca kimse bir saniyede gizemli transa girememişti. Göklere karşı koyan yeteneğe sahip atası bile iki saniyede girmişti!

O anda Li Yunzi çoktan Xu Ting'i unutmuştu. Bütün düşünceleri Wang Lin'e kaymıştı!

Sadece o değildi, dua hasırlarında oturan yaşlı canavarlar da şok oldu. Tıpkı Lin Yunzi gibi Wang Lin'in son iki imtihandaki performansına çok takılmamışlar ve sadece eğlenceli olduğunu düşünmüşlerdi. Fakat şimdi hepsi de ciddi şekilde dikkat kesilmişlerdi.

Wang Lin'e bakarken Kan Tanrısı'nın göz bebekleri küçüldü. Bir yandan şok olurken kalbinde bir kez daha öldürme isteği yükseldi!

"Bu çocuk bir saniyede transa girebildi. Yaşamaya devam edemez!" Bunu düşünürken bir öldürme isteğinin üzerine kilitlendiğini hissetti. Döndü ve Qing Shui'nin kendisine baktığını gördü.

Kan Tanrısı soğuk bir sesle homurdandı. Öldürme isteğini bastırdı ve kalbinin derinliklerine gizledi.

Semavi Alem'den miras alan diğer ailelerin ataları da istekli bir şekilde olayı izlediler.

Xiang ailesi atasının gözlerindeki övgü daha da güçlendi. Wang Lin'e baktıkça daha da keyiflendi. İçten içe düşündü, "Bu çocuk sadece göletteki bir balık değil!"

Usta Alevkıvılcımı gülümsedi ve şok olan Lin Yunzi'ye bakınca gülümsemesi daha da genişledi.

Zhan Konglie aile içindeki durumu biliyordu. Wang Lin'in transa sadece bir saniyede girdiğini görünce nefesi kesildi ve tam anlamıyla afalladı. Xu Ting ise kaşlarını çattı ve kalbi karmaşık bir duyguyla doldu. Normalde o göklerin şımarttığı bir çocuktu ama insan imtihanında Xu Mu onun yıldırımını çalmıştı. Ardından yeryüzü imtihanında Xu Mu'nun gerisinde kalmıştı. Şimdi ise Lin Yunzi'den övgü almasına rağmen Wang Lin yine bunu boşa çıkarmıştı. Xu Mu sanki onun bu hayattaki baş düşmanı gibiydi!

Wang Lin'in ilahi hissi ikiye bölündü ve savaş kelimesi ile kaynaştı. Kelimeden bir has enerji kaynağı zerresi geldi ve vücudunda daire şeklinde dolandı. Tam Wang Lin'in vücudundan ayrılacakken titredi ve üçüncü göze doğru çılgınca fırladı.

Has enerji kaynağı kaşların arasında beliren üçüncü göze gitti. Aniden gözden parlak bir kırmızı ışık saçıldı.

Has enerji kaynağı zerresi içine girdiğinde üçüncü gözden gelen kırmızı ışık daha da şiddetlendi. 10 saniye sonra Wang Lin uyandı ve üçüncü gözünde toplanan kırmızı ışık aniden yelpaze biçiminde saçıldı!

Kırmızı ışık parladı ve çevredeki yetişimciler hayretle bağırdı. Yelpaze biçimindeki kırmızı ışık Savaş Tomarını tamamen kuşattı.

Wang Lin transayken tomardaki garip bir sahneyi az çok görebilmişti. Uzak bir yıldız sistemiydi ve beyazlı bir yaşlı adam uzayda parmağını sallayarak "savaş" kelimesini yazdı! Kelime parladı ve altı farklı tomara ayrıldı.

Yaşlı adamdan güçlü bir has enerji kaynağı çıktı. Adam "savaş" kelimesine bakarken melankoli, pişmanlık ve gönülsüzlükle doldu. Kafasını kaldırdı ve yıldızlara baktı. Gözleri aniden inanamaz bir ifadeyle doldu.

Wang Lin'in vücudu titredi ve üçüncü gözünden çıkan kırmızı ışık yok oldu. Uyanmıştı. Bu biraz önce gördüğü sahne üçüncü gözün Savaş Tomarı ile bir bağlantı kurması sayesinde olmuştu. Görmeyi başardığı şey bir illüzyon gibiydi ama aynı zamanda gerçek hissettirmişti!

Kırmızı ışık yok olduğunda Wang Lin'in üçüncü gözü yavaşça kapandı ama yok olmadı. Kırmızı bir çizgiye dönüştü ve Wang Lin'in kaşlarının arasında kaldı. O anda Wang Lin garip bir his veriyordu.

"Gördün!" Lin Yunzi bir adım attı ve aniden Wang Lin'in önünde belirdi. Wang Lin'e baktı ve sesinde bir heyecan vardı.

Wang Lin sessizce düşündü ve başıyla onayladı. Kaşlarının arasındaki kırmızı çizginin içinde onu bile dehşete düşüren bir gücün varlığını net bir şekilde hissetmişti. Hafif bir ağrı vardı, sanki o güç kalmak istemiyordu ve dışarı taşmak istiyordu.

Lin Yunzi Wang Lin'e bakakaldı. Uzun bir an sonra güldü ve konuştu, "Güzel. Xu Mu, semavi yarışma bittiğinde gel ve beni bul. Bu yaşlı adam sana diğer iki savaş tomarını gösterecek!"