Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

Yağmur damlaları pırıltılı ışık saçan kristaller gibiydi. O anda yayıldılar ve yoğun bir öldürme isteği ortaya çıktı.

Fakat asıl garip olan şey ise bu yağmur damlalarının Wang Lin'in etrafında yağmur perdesi gibi olmasıydı. Soğuk hissetmek bir kenara, tükettiği has enerji yavaş yavaş yenilenirken vücudunda sıcaklık hissetti.

Wang Lin bu olanları afallamış bir şekilde izledi. Qing Shui'nin sözlerini duyunca sessizce düşündü. Ona baktığında kalbinde garip, açıklanamaz bir hissiyat oluştu.

Bu onun için son derece garip bir histi. Kalbinde çok uzun süredir böyle bir şey ortaya çıkmamıştı.

Fakat Suzaku gezegeninde, Ruh Arıtma Tarikatı'ndan tarikat Ustası Dun Tian'dan böyle bir hissiyat aldığını az çok hatırlıyordu. Ardından ona bir öğretmen ve arkadaş olan Situ Nan ona bu hissiyatı yaşatmıştı. Ayrıca Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmaya çalışırken Tian Yunzi ile ilk kez karşılaştığında.

Zhou Yi de bu hissi vermişti.

Wang Lin'in hayatı eğer başkaları seni kızdırmıyorsa sen de onları kızdırma prensibine göre işliyordu. Aynı şekilde eğer birisi ona kibarlık gösterirse buna değer verirdi.

Dun Tian'ın iyiliğini hala hatırlıyordu. Kalbinde hala Ruh Arıtma Tarikatı'nın ruhunu taşıyordu.

Wang Lin hala Situ Nan'ın iyiliğini hatırlıyordu. Onun için Tanrı Katleden Savaş Arabası kadar değerli bir şeyden vazgeçerken tereddüt etmemişti. Eğer Situ Nan zor bir durumda olursa Wang Lin sonunda ölüm bile olsa, onu kurtarma ihtimalini sonunda kadar zorlayacaktı.

Bunun sebebi Situ Nan'ın ona göstermiş olduğu iyilikti.

Wang Lin, Zhou Yi'yi de unutmamıştı. Ona borcunu ödemek için çok şey yapmıştı.

Ayrıca Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmaya çalışırken Tian Yunzi'ye borçlanmıştı. Bu yüzden birçok ipucunu fark etmesine rağmen hala kararsızdı. En sonunda her şey karşısına çıktığında Tian Yunzi'ye karşı gelen bir yolda yürümek zorunda kalmıştı.

Fakat kalbinin derinliklerinde kaybolmayacak olan bir üzüntü kırıntısı vardı.

O anda Qing Shui onun önünde durmuş, Kan Tanrısı'nı ve göksel cezayı engelliyordu. Bunun sebebi Rüzgar Çağrısı isimli bir büyü ve var olmayan bir mirastı.

Kan Tanrısı'nın ifadesi son derece kasvetliydi. O anda etrafını dolduran kan damlaları zihnini titretti. Dışarıdan göründüğü gibi korkusuz değildi. Hatta birkaç ay önce antik tanrının parçalanan yıldızından darbe aldığında ciddi biçimde yaralanmıştı.

Fakat bunu zor kullanarak bastırmış ve aile mirası gizli teknikle iyileşmişti. Fakat eğer şu an Qing Shui ile yüzleşmek zorunda kalırsa çok tehlikeli olacaktı.

Bu daha ilk sebebiydi. Semavilerin soyundan gelen bir yetişim ailesinin başı olarak, semavilere karşı son derece karmaşık duygulara sahipti. Bu özellikle Qing Shui için geçerliydi. Qing Shui'nin tam olarak aile kayıtlarında betimlendiği gibiydi ve o zaman ki ataları bile Qing Shui'ye karşı son derece saygılıydı.

Qing Shui çok ünlüydü. Kan Tanrısı yaralı olmasa bile kazanma konusunda emin olamazdı. Ayrıca, bir kişinin yetişimi belli seviyeye geldikten sonra dövüşsün ya da dövüşmesin durum çok vahim olacaktı!

O anda yağmur aniden hareketlendi ve keskin, uğultulu bir ses yarattı. Her bir damla akıl almaz has enerji barındırıyordu ve hatta Semavi Alemden son derece saf bir enerji kalıntısına sahipti!

Bu sayısız yağmur damlası tıpkı sayısız kılıç gibi Kan Tanrısı'na doğru akın etti. Her bir damla korkunç bir auraya sahipti, sadece tek bir tanesi bir Yükseliş yetişimcisini yok edebilirdi!

On damla bir Hayali Yin yetişimcisini öldürmeye yeterdi. Yüz damla ile bir Maddi Yang yetişimci öldürülebilirdi! Bin tanesine karşı bir Nirvana Kahini yetişimcisi geri çekilmek zorunda kalırdı!

Sayısız yağmur damlası kanunlara nüfuz ederek harekete geçti. Kan Tanrısının bile bu yağmur damlaları karşısında zihni allak bullak oldu.

Gözlerinde ışıltıyla elini salladı ve gök ve yerde yankılanan bir sesin ortaya çıkmasına neden oldu!

Şok edici gümbürtü kan Tanrısı'nın vücudundan yayıldı. Ses vücuttan ayrıldıktan sonra etrafında bir rüzgar akıntısı oluştu. Bir anda bu rüzgar fırtınaya dönüştü!

O, ses yaratmak için yıldırımı kullandı, ses uzayın titreşmesine neden oldu ve bu uzaydan rüzgar yarattı! Bu, semavi büyü Rüzgarın Sesi tarafından yaratılan ünlü fırtınaydı. Bu büyüye dair detaylı bir formül Wang Lin'in ele geçirdiği köşkün sekizinci katında bulunuyordu.

Kan Tanrısı kasvetli bir ifadeyle gökleri işaret etti. Etraftaki rüzgar hızla yayıldı. Rüzgar hemen yağmur damlalarıyla çarpıştı ve bölge gök gürültüsü sesleriyle inledi!

Darbenin yarattığı dalgalar etrafa saçıldı ve has enerjiyi harekete geçirerek uzayın büyük kısmının çökmesine neden oldu!

Sayısız yağmur damlası fırtına tarafından geri itildi ve hızla toplandılar. Kan Tanrısının etrafını saran büyük bir su perdesine dönüştüler.

Rüzgarın yıldırımı yağmur damlalarının arasında hareket etti ve hızla yayıldı. Bir anda etraf bir yıldırım cehennemine dönüştü!

"Semavi büyü Rüzgarın Sesi!" Qing Shui'nin ifadesi soğuktu ve sakince konuştu, "Yağmur mührü!"

Bu sözlerin ardından yağmur damlaları etkili bir soğukluk yaydı. Bir anda buz kristalleri oluştu ve onlarla birlikte çatırdama sesleri geldi. Yağmur anında buza dönüştü!

Gürleyen fırtına da yağmur damlalarının dokunmasıyla birlikte donmaya başladı. O anda rüzgar adeta soyut bir şey gibi buz tarafından donduruldu ve hortum biçiminde bir buz ejderhası oluştu!

Kan Tanrısı tereddüt etmeden iki eliyle mühür oluşturdu. Göksel has enerji hızla dört yandan toplandı ve vücudunun önünde yumruk büyüklüğünde bir küre halini aldı. Sağ eliyle başka bir mühür oluşturdu ve ardından hemen küçük kürenin üstüne bastırdı.

Şiddetli bir dalgalanma yayıldı ve küçük küre aniden bir turnaya dönüştü. Kırmızı tacı, altın ayakları ve kar beyazı tüyleri vardı. Turna hemen havaya uçtu ve Kan Tanrısı'nın etrafında daire çizdi.

Kan Tanrısı tereddüt etmedi ve sonu gelmeyen bir göksel has enerji toplanması devam etti. Göz açıp kapayıncaya kadar toplam dokuz tane turna ortaya çıktı!

Turnalar uçarken Kan Tanrısı bağırdı, "Qing Shui, Yao ailemin atasının fırtınası senin Rüzgar Çağrısı ile kıyaslanamaz. Fakat sayısız yıl boyunca Yao ailesi ataları bir büyü yarattı!"

Turnaların gözleri aniden kızardı ve güçlü bir şeytani aura yaydı. Şeytani aura fırtına gibi yayıldı ve çevredeki buz yıkılma belirtileri gösterdi.

Bu şeytani enerji çok güçlüydü. Merkezde, Kan Tanrısı'nın saçları dalgalanmaya başladı ve kaşlarının arasında kırmızı bir burgaç oluştu. O dönerken, vücudundan daha güçlü şeytani enerji geldi!

O anda Kan Tanrısı artık bir yetişimci değil, bir vücudu işgal etmiş antik şeytandı!

"Semavi büyü Turnanın Kudreti!" Kan Tanrısı'nın gözlerinde lamba gibi bir şeytani parıltı saçıldı. Bağırmasıyla birlikte dokuz turna onun etrafında dans etmeye ve çığlıklar atmaya başladı.

Bu çığlıklar sert ve keskindi. Turnaların çığlığı hemen bir fırtına yarattı ve akıl almaz bir kuvvetle çılgınca yankılandı!

Güm, güm güm! Çevredeki bütün buzlar yıkılmaya ve geri itilmeye başladı. 500 kilometre içindeki bütün buzlar yıkıldı!

Bir an tüm dünya sanki çığlıklarla kuşatılmıştı. Bu ses keskin bir iğne gibi her şeyi delebilecek kadar güçlüydü. İçerideki her şey hızla çözündü!

Tam o anda turnalardan birisi aniden patlayarak sayısız beyaz tüye dönüştü. Ardından patlayan turnadan daha fazla güçlü çığlık geldi.

Hemen sonra başka bir turna patladı. Bir anda dokuz turna patlayarak sayısız tüye dönüştü. Bu olay, binlerce kilometrelik alanı etkileyen güçlü bir büyüye dönüştü.

Qing Shui'nin gözleri hala kayıtsızdı ve yavaşça konuştu, "Bu büyü fena değil!"

"Fena değil mi? Yao ailesinin büyüsü henüz bitmedi! Turnanın Rüzgar Kükremesi, Bitki Cephanesi!" Kan Tanrısının gözlerinden şeytani bir parıltı aktı. Kükremesiyle birlikte etrafındaki kırmızı cübbe geriye doğru savruldu ve elleriyle bir mühür oluşturdu. O anda sanki tüm dünya kararmıştı.

"Bitki Cephanesi!"

Sayısız tüy aniden şeytani bir parıltı yaydı ve tamamen farklı büyülü hazinelere dönüştü!

Bitki Cephanesindeki cephane silahlar anlamına geliyordu! Büyü ortaya çıktığında dünyanın rengi değişti ve uzay çöktü. Bu yıkım yayılarak 50,000 kilometreye ulaştı...

Bu genişleme son derece çılgıncaydı ve Kan Tanrısı bunun tam merkezindeydi. Eğer devam etmesine izin verirse tüm Güney Bölgesini bir felaket kaplayacaktı!

Büyüsü zirveye ulaştığında ve Qing Shui'ye ulaşmak üzereyken, göksel ceza bulutları yoğunlaşmayı bitirdi. Büyük miktarda bulut ortadan kayboldu ve merkezde yoğunlaşarak yedi renkli bir göksel yıldırım oluşturdu!

Bu yıldırım ortaya çıkmadan önce insanın kalbini titreten bir hissiyat saçmıştı. Yedi renkli yıldırım anında aşağı doğru çaktı. Sadece bir tane değildi, yedi taneydi!

Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi, mor yıldırım düşerken göksel ceza bulutları ortadan kayboldu! Bu yıldırımlar kudretli bir yıkım kuvveti barındırıyordu!