Bölüm 838: Bingyun

avatar
1498 38

Xian Ni - Bölüm 838: Bingyun



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin elleriyle mühürler oluşturdu ve göğsüne birkaç kez bastırdı. Aurası tamamen kayboldu ve dışarıda olup bitenleri gözlemlemek için dışarıda bir nebze ilahi hissini bıraktı.

 

Dar boşluğa hızla soğuk bir aura yayıldı. Bu soğuk auranın kaynağı dokunaçlar tarafından sarılmış ince bir kişiydi.

 

Bu kişi yaşlı bir adamdı. Normalde vücudunda canlılık yoktu ama soğuk auranın bölgeyi doldurmasıyla vücudunu güçlü bir canlılık dalgası doldurdu.

 

Bu canlılık o kadar güçlüydü ki yaşlı adamın vücudunun balon gibi şişmesine neden oldu. Fakat işi garip tarafı yaşlı adamın gözleri hala hiç açılmayacakmış gibi kapalıydı.

 

Wang Lin ilahi hissiyle bunu gördükten sonra zihni allak bullak oldu. Yetişim seviyesi ve Yaşam ve Ölüm Alanı sayesinde bu canlılığın içinde bir ölüm aurası belirtisi olduğunu net bir şekilde görebiliyordu. Fakat ölüm aurası, canlılık tarafından tamamen baskılanmıştı.

 

Canlılık arttığında yaşlı adamın vücudu giderek büyüdü. Bir dizi patırtı sesleriyle birlikte bu kuvvete sanki karşı koyamayan kemikleri parçalandı.

 

Sonuç olarak kemiklerinin birbirinden ayrılmasıyla birlikte vücudu daha da şişti.

 

Vücudundan soğuk enerji çılgınca yayıldı ve etrafın soğuk enerjiyle dolmasına neden oldu. Dokunaçlar bile yavaş yavaş geri çekildi.

 

Yaşlı adam tam belli bir boyuta geldiğinde, adeta bir et topu gibi hal aldığında bir şişkinlik belirdi. Bu şişkinlik yaşlı adamın vücudunda hızla hereket etti.

 

Vücudunun içinden boğuk ama keskin çığlıklar geldi. Wang Lin bu sese oldukça aşinaydı. Wang Lin bunu duyduğu anda ifadesi son derece çirkin bir hal aldı.

 

Tam o anda yaşlı adamın vücudu titredi ve vücudunda bir çatlak belirdi. Çatlaktan bol miktarda soğuk enerji dışarı aktı, ardından vücudundan son derece heyecanlı keskin bir kükreme çıktı.

 

Sayısız dokunaç adeta yeni doğanı karşılıyormuş gibi heyecanla sallanmaya başladı!

 

Bir an sonra yaşlı adamın vücudundaki çatlaktan dışarıya 20 adım büyüklükte ince bir nesne çıktı. Vücudu durmaksızın bükülürken en sonunda yaşlı adamın vücudu patladı. Et ya da kan yoktu, sadece bir soğuk enerji patlaması yaşandı.

 

Ardından 20 adım uzunluğundaki şey dışarı fırladı. Bu küçük Aya Bakan Yılan'ın ortaya çıkışıyla Wang Lin şok oldu!

 

Bu Aya Bakan Yılan belli ki yeni doğmuştu ve vücudundaki bütün dokunaçlar saydamdı. Doğduktan sonra hemen döndü ve yaşlı adamın yerle bir olan vücudunu emdi. 

 

Yaşlı adamın vücudu erimişti ve Aya Bakan Yılan tarafından yutuldu. Yakınındaki soğuk enerjiyi kımıldanan vücuduyla emmeye devam etti. Vücudu hızla 100 adım uzunluğa ulaştı!

 

Vücudundaki dokunaçlar yavaş yavaş koyu kırmızıya döndü ve aniden vahşi bir görüntü aldı.

 

Kımıldanan vücuduyla yıldırım hızında burgaca doğru fırladı. Burgaçtan hiçbir engelleme olmadan geçti.

 

Aya Bakan Yılan gittikten sonra dokunaçlar yavaş yavaş normale döndü. Dokunaçlar tarafından özümsenen soğuk enerji yavaş yavaş yok oldu.

 

Her şey normale döndü ve birisi eksikti. Yaşlı adamın etrafını saran dokunaçlar yavaş yavaş geri çekildi ve boşlukta kayboldu.

 

Wang Lin'in gözleri açıldı ve nefesini tuttu.

 

"Bu kadar çok küçük Aya Bakan Yılan olması normal. Tu Si'nin anılarına göre eğer bir Aya Bakan Yılan bir antik tanrının vücudunun dışında çok fazla kalırsa hiç şüphesiz ölecek!

 

Fakat bu Aya Bakan Yılan ölmek bir kenara, yetişimcilerin ve ölümlülerin vücudunu kullanarak yeni hayat yarattı adeta yeni bir hayat döngüsü oluşturdu.... Bu Aya Bakan Yılan sayısız yılda hayret verici bir değişim geçirmiş olmalı, aksi takdirde bu imkansız bir durum!" Wang Lin Aya Bakan Yılan'ı iyi tanıyordu ve şu an neler olduğuna dair %70 ya da %80 oranında bir tahmini vardı.

 

Bir süre sessizce düşündü. Her şey sakinleştikten sonra ilahi hissini bir kez daha ocaktaki rüne doğru yaydı. Rünü kuşattıktan sonra gözleri soğudu ve ilahi hissi Açgözlü'nün ilahi hissi ile acımasızca çarpıştı.

 

Açgözlü zirve durumunda dahi yetişim seviyesi olarak en fazla şu anki Wang Lin ile denkti. Onun ciddi şekilde yaralı olduğunu düşününce damgası son derece zayıftı.

 

Wang Lin'in ilahi hissiyle saldırmasıyla birlikte yıkılması çok sürmedi.

 

Açgözlü'nün ilahi hissi silindiği anda Wang Lin hiç tereddüt etmeden rünün üzerine kendi damgasını bıraktı.

 

Açgözlü bu ocağı elde etmek için neredeyse ölüm kalım tecrübesi yaşamıştı. Onun bir hazine olduğunu biliyordu ama kontrol edemiyordu. Bir noktada onu kontrol etmek için özenli bir yöntem düşünmüş ve rünü elde etmek için 1,000 yıldan uzun süre harcamıştı.

 

Kontrol etmek için rünü dikkatli bir şekilde ocağın üzerine kazımıştı ama şimdi bu Wang Lin'in işine gelecekti.

 

İlahi hissiyle rünü damgaladığında Wang Lin'in içinde garip bir his belirdi. Bu son derece tanıdık bir histi ve onunla Antik Tanrı Deri Zırhı arasında bir bağlantı meydana geldi.

 

Fakat bu hissiyat sisin içindeki bir çiçek gibi son derece bulanıktı. Sanki onunla arasında bir katman vardı ve onu tamamen kavrayamıyordu.

 

Wang Lin ocağı kontrol etme yönteminin yanlış olduğunu ve sadece Açgözlü gibi kısa yoldan gittiğini biliyordu. Bu ona temel kontrolü verse de ocağı tam gücüyle kullanamayacaktı.

 

Fakat Wang Lin'in acelesi yoktu. Gözleri ışıldadı ve mırıldandı, "Birlik Yıldız Sistemi'ne geri döndüğümde bu ocak asıl bedenimin ellerinde gerçek gücünü sergileyecek!"

 

Sahip olduğu belirsiz hisse göre elleriyle mühürler oluşturdu. İlahi hissinin tek düşüncesiyle ocak sarsıldı ve bir vızıltı yayıldı. Ocaktan bir dalgalanma yayıldı ve beyaz bir gaz çıktı. Bu beyaz gaz son derece yoğundu ve Wang Lin'in etrafını sardı. O anda Wang Lin ocak ile bir olduğunu hissetti. Bu harika bir histi.

 

Adeta ocağın kendisi olmuştu!

 

Tek bir düşünce eşliğinde yumuşak bir sesle mırıldandı, "Pozisyon değiştir!"

 

Bu kelimelerin ardından ocak sarsıldı ve ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında dokunaç ablukasının dışındaydı.

 

Asıl garip olan şey ise dokunaçlar hareket etmedi ve oldukları yerde kalmaya devam ettiler. Onlara göre ocak sanki hala oradaydı.

 

Wang Lin'in vücudu ocağın içinden çıktı ve beyaz gaz onu takip etti. O anda bulutları süren bir semavi gibi görünüyordu. Ardından Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve Yao Bingyun'a baktı.

 

Daha önce ilahi hissini yaydığında Yao Bingyun'u fark etmişti. Fakat ocağı damgalamaya odaklandığı için dikkatlice inceleyememişti.

 

Şimdi ocak elindeydi ve kadını inceleme fırsatı bulmuştu.

 

Buzun içindeki yarı çıplak vücudundan garip bir güzellik hissi geliyordu. Yao Bingyun zaten güzeldi ama gözleri kapalı olduğundan artık gözlerinden yayılan o soğukluk yoktu. Şimdi sevimli görünüyordu.

 

Fakat bunlar Wang Lin'i etkilemedi ve gözleri su gibi sakindi.

 

"Bu kadının yetişim yöntemi cidden garip. Has enerjisi ondan ayrıldığında bile kendini koruyabiliyor. Vücudundaki her şeyi mühürlemiş, böylece Aya Bakan Yılan hiçbir şey özümseyemeyecek.

 

Fakat Aya Bakan Yılan'ı hafife aldı! Bu yöntem işe yarasa bile tahminimce bu buz çok geçmeden yerle bir olacak." Wang Lin soğuk gözlerle düşündü, ardından sağ elini kaldırdı ve buza doğru bastırdı.

 

"Beni bunca zamandır kovaladın ve neredeyse iki kez öldürmeye yaklaştın. Eğer intikamımı almazsam ben Wang Lin olamam!" Wang Lin'in yüzünde bir gülümseme belirdi ve buza doğru acımasızca bastırdı.

 

Vücudundan taşan bol miktarda has enerji parmağı yoluyla buza aktı. Gürültülü bir çatlama sesi geldi ve Wang Lin'in parmağını dokunduğu yerden büyük çatlaklar yayıldı.

 

Çatlaklar Yao Bingyun'un vücudunun birkaç santim uzağında durdu ve daha fazla devam edemedi.

 

Wang Lin buzun içindeki Yao Bingyun'a baktı, gözleri soğumuştu. Vücudundan parmağına daha fazla has enerji aktı.

 

Çatırtı sesleri yankılanırken Wang Lin durmadı. Yao Bingyun'un etrafında dolanmaya ve farklı noktalara dokunmaya devam etti. Büyük miktarda buz parçalanarak dağıldı ve Yao Bingyun'un etrafında sadece 5 santim kalınlığında bir tabaka kaldı.

 

"Bu kadın Yao ailesinin üçüncü nesli arasında en iyilerden olmalı. Yao ailesi beni öldürmek istiyorsa ben de onu bir Semavi Muhafız'a arıtırım. Başarısız olsam bile sorun değil!" Wang Lin'in kalbi son derece kararlıydı. Düşmanlarına karşı en ufak bir merhameti yoktu. Düşmanı son derece güzel olsa bile acımayacaktı.

 

Dahası, o çok güzel olsa bile hala Liu Mei ile kıyaslanamazdı.

 

"Bunların hepsi karma. Eğer beni avlamamış olsaydın bugün yaşanmayacaktı!" Wang Lin ağzını açtı ve tükürdüğü öz has enerji doğruca Yao Bingyun'un etrafındaki buzu sardı. Buzu törpülerken bir yandan da sağ elini sürekli buzun üzerinde tuttu.

 

Daha fazla çatırtı sesi yankılandı ve buz çatlamaya başladı. İşin doğrusu, eğer kadın bu büyüyü yaparken has enerjisi olsaydı Wang Lin onu kolay kolay yok edemezdi. Fakat has enerjisi ondan ayrıldığı için Wang Lin bu fırsatı bulmuştu!

 

Yao Bingyun Wang Lin'in burada olduğunu hiç düşünmemişti. Dahası, Wang Lin'in Antik Tanrı Deri Zırhı sayesinde has enerjisini tuttuğunu ve serbest bir şekilde dolaşabildiğini asla tahmin edemezdi!

 

Yao Bingyun'un etrafındaki buz yıkılmaya başladığında kadın gözlerini yavaşça açtı ve Wang Lin'e baktı!

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr