Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

Editör Notu: Bu bölüm “Monkey D. Luffy” adlı kullanıcıya ithafen topluya eklenmiştir.

Wang Lin dışarı çıkar çıkmaz Wang Zhuo bağırdı, "Tüm Wang Ailesi üyeleri, diz çökün!"

Tapınağın dışındaki 100'den fazla Wang Ailesi torununun hepsi diz çöktü. Kimlikleri ne olursa olsun, ölümlü dünyasında hangi konumda zevk çatarlarsa çatsınlar hepsi şu anda kurucu atalarının önünde diz çöküyordu!

Wang Ailesi'nin 600 yıl önceki kurucu atasının!

Atalarının karşılarında diz çökmek, torunların evlatlık göreviydi!

Ayrca bu ata tüm Suzaku Gezegeni'nde çok ünlü biriydi! Wang Ailesi, yetişimcilerin bile onlarla karşılaştığında çok saygılı olmaları gerektiği Suzaku Gezegeni'ndeki birkaç aileden biriydi!

Tüm bunlar Wang Ailesi'nin Wang Lin'i ortaya çıkardığından dolayıydı!

Wang Zhuo Wang Lin'e baktı ve ağır bir tonla konuştu, "Wang Lin, tüm Wang Ailesi torunlarını seni uğurlamaya getirdim!"

Wang Lin ailesinin soyunu taşıyan yabancı yüzlere baktı ve konuştu, "Hepiniz kalkın!"

Tüm Wang Ailesi ayağa kalktı ve saygıyla Wang Lin'e baktı.

"Ben gittikten sonra Wang Ailesi'ni sana bırakacağım." diye fısıldadı Wang Lin Wang Zhuo'ya bakarken.

Wang Zhuo biraz düşündü. Bir süre sonra iç çekti ve konuştu, "Göz açıp kapayıncaya kadar 600 yıl geçti. Wang Lin, dikkatli ol. Evdeki meselelerin icabına ben bakarım."

Wang Lin döndü ve tapınağa bir kez daha iyice baktı. Bir adım attı ve sonra iz bırakmadan kayboldu.

Atasal ev tamamen sessizdi. Tüm Wang Ailesi üyeleri bir kere daha alınlarını yere koydu.

"İyi yolculuklar, ata!"

Wang Ailesi üyelerinden saygılı bir uğurlama dalgası geldi...

Gökyüzüne bakarken Wang Zhuo'nun zihninden geçmişin sahneleri geçti. Wang Lin'in yaşadığı köye babasını takip etti. İkinci amcanın yanında yüzünde gülümsemeyle herkesi selamlayan bir genç gördü.

Gencin gülümseyen yüzündeki gülümsemesi Wang Zhuo'nun zihninde kalan tek şey olana kadar büyümeye devam etti...

"Wang Lin..." İki damla göz yaşı Wang Zhuo'nun yaşlı gözlerinden düştü.

Suzaku Gezegeni'nin doğu kısmı.

Wang Lin sivrisineğin tepesinde bir çorak arazide uçuyordu. Ses bariyerini kıran sivrisineğin sesi hızla ilerlerken duyuluyordu.

Wang Lin etrafa bakarken gözleri bir meşale gibi parlaktı. Kısa süre sonra ifadesi değişti. Sivrisinek hızla Wang Lin'in niyetini anladı. Bir kükreme çıkardı ve hızla altındaki ovaya indi.

Wang Lin bir adım attı ve yere indi. Sivrisinek orada duruyordu ve dikkatle etrafını gözlemliyordu.

Wang Lin çantasına vurdu.  Bir yeşil ışık ışını fırladı ve yıldırım kurbağasına dönüştü.

Yıldırım kurbağası dışarı çıktıktan sonra sağır edici bir kükreme patlattı, sivrisineğin tepki vermesine neden oldu. Sivrisinek kurbağayla uğraşmaya başladı ve ikisi birbirleriyle oynamaya başladı.

Wang Lin çantasını açtı ve ilahi his içinde yayıldı.

Bu yeri seçmesinin nedeni uzak olmasıydı. Ayrılmadan önce çantasının içindeki hazineleri düzenlemeye ve arıtmaya karar verdi.

İlk önce semavi kılıçla yarımay bıçağı vardı. Onlara yalnızca bir bakış attı ve sonra devam etti.

Sırada balta vardı, asıl bedenine vereceğinden onu arıtmayacaktı.

Dört kılıç kınına geldi sıra, Wang Lin hala onları anlayamıyordu. Suzaku Gezegeni'nden ayrılacağı bu noktada bile hala gizemlerini anlayamadığından pişmanlık duydu.

Sağ elini salladı ve dört kılıç kını önünde süzülmeye başladı. Sonra biraz has ruhsal enerji tükürdü ve hızla dört kılıç kınını sardı.

Onları arıtmaya başladı.

Zaman yavaş yavaş geçti. Üç gün sonra Wang Lin'in gözleri parladı. Onunla dört kılıç kını arasındaki bağlantı artık daha da güçlüydü. Sağ elini salladı ve dört kılıç kınını kaldırdı.

Bu sefer Wang Lin Ruh Kırbaççısı'nı çıkardı.

Bu kırbaçta Wang Lin'in şu anki yetişimiyle kıramayacağı bir ilahi his izi vardı fakat bununla başa çıkmanın bir yöntemi vardı.

Bir düşünceyle Zhou Yi'nin alanını içeren pagoda uçtu. Yere indi ve bir Yükseliş seviyesi alan anında yayıldı.

Wang Lin'in gözleri parladı, sonra eli bir mühür oluşturdu, Ruh Kırbaççısı'na işaret etti ve bir mühür gönderdi.

Kırbaç anında titremeye başladı ve beyaz bir aura ondan yayıldı. Bu beyaz aura son derece zalimdi ve anında Wang Lin'in mührünü parçaladı.

Wang Lin'in ifadesi Zhou Yi'nin alanının Ruh Kırbaççısı etrafına toplanmasını isterken sakin kaldı. Çok geçmeden Ruh Kırbaççısı'yla etrafındaki beyaz aurayı bir yeşil ışık yığını sardı.

Wang Lin'in gözleri alnına işaret ederken sakindi ve has ruhu dışarı uçtu. Ruh Kırbaççısı'na uçtu ve onu arıtmaya başladı.

Bu süreç yedi gün sürdü.

Yedi gün sonra Zhou Yi'nin alanı ve Wang Lin'in has ruhuyla, Ruh Kırbaççısı'ndaki ilahi his nihayet yok edildi. İlahi his gidince Wang Lin, Ruh Kırbaççısı'nın üzerinde has ruhuyla kendi ilahi hissini bıraktı.

Ruh Kırbaççısı'na baktığında onunla arasındaki bağı hissedebiliyordu, sanki tek parçalarmış gibiydi. Ruh Kırbaççısı'nın içinde birçok kısıtlama katmanı vardı, tıpkı hasır şapkanın kısıtlama katmanlarıyla oluşması gibiydi.

Fakat birden fazla hasır şapka vardı, bu da onu Ruh Kırbaççısı'ndan daha az değerli olmasına neden oluyordu. Kişinin görünüşü gizlemenin yanı sıra Wang Lin, Yunque Zi'nin ona verdiği yeşimden biraz daha fazlasını öğrenebildi.

Hasır şapkanın en yararlı şeyi, Wang Lin'in onu inceleyerek daha fazla kısıtlama öğrenip kısıtlama bayrağının gücünü artıracak olmasıydı.

Wang Lin'in kısıtlama bayrağı için şu anki hedefi 9.999 kısıtlama idi. Bu hedefe ulaşmak için o kadar çok kısıtlama öğrenmeliydi.

Ruh Kırbaççısı'na gelince, Wang Lin onun bir sahte semavi hazine olmadığına emindi. Üzerinde semavi ruhsal enerji kullanılabilse de bir şekilde ruhsal enerji kullanıldığı halinden daha zayıf oluyordu.

Bu konu Wang Lin'in aklını bayağı karıştırdı. Daha sonra ruhsal enerji kullanmasına bile gerek olmadığını buldu. Wang Lin onu kullandıkça bu eşya gizemli gücünü gösteriyordu.

Bu yüzden bu eşya aniden Wang Lin'in gözlerinde gizemli hale geldi.

Bu Ruh Kırbaççısı Chu Yunfei'ye aitti fakat o hızla gezegenden ayrılmaya zorlanmıştı. Chu Yunfei bu Ruh Kırbaççısı'nın gizemli olduğunu bilse de daha sonra ona yük haline gelmişti. Ruh Kırbaççısı Qian Feng'in ellerindeydi ve Qian Feng Zhuque Zi'nin öğrencisiydi. Çok fazla kargaşa çıkaracağından korkup onu bırakmıştı.

Wang Lin'in gözleri parladı, bu kırbaç hakkında garip bir şeylerin olduğunu hissetti. Biraz düşündükten sonra onu kaldırdı.

Sağ elini salladı ve bir eşya daha belirdi, parşömen!

Parşömene bakarken Wang Lin biraz düşündü ve sonra onu kaldırdı. Tüm hazineleri arasında Cennete Başkaldıran Boncuk hariç en gizemli hazinesi, Ruh Kırbaççısı da az önce listeye eklense de, buydu.

Wang Lin kafasını kaldırıp göğe baktı ve tatsız bir ifade sergiledi. Sonra çantasına dokundu ve sivri uçlarla dolu bir savaş arabası çıkıp yere indi.

Bu araba ortaya çıkar çıkmaz etraftaki tüm kum yaklaşmaktan korkuyormuş gibi havaya savruldu.

Arabadaki sivri uçlar soğuk bir parıltı yaydı, bakanları korkutacak bir hal aldı.

Wang Lin savaş arabasına bakarken çantasına vurdu ve canavar tuzağını çıkardı.

Situ Nan'a bir tanesini verdikten sonra Wang Lin'de iki tane savaş arabası kalmıştı. Daha büyük olanla başa çıkamayacağını biliyordu, hiç olmadı geri tepme yüzünden kesinlikle yaralanırdı.

Fakat Wang Lin canavar kapanıyla ikinci savaş arabasını kontrol etmekten emindi.

Yarım ay sonra Wang Lin ovadan ayrıldı.

Bu yarım ay boyunca bir canavarın kükremeleri sürekli olarak ovada yankılandı.

Bu kükremeler yüksek gökleri salladı. Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı'nın bazı üyeleri bile, kimseye boyun eğmeyecek savaş ruhunun öfkeli kükremelerini hissetti!

Wang Lin sivrisinek canavarının üstünde hızla uzağa uçuyordu. Yüzü solgundu ve elinde bir semavi yeşim tutuyordu. Kısa süre sonra yeşim toza dönüşüp kayboldu.

Semavi yeşim kaybolur kaybolmaz elinde başka bir tanesi belirdi ve semavi ruhsal enerji emmeye devam etti.

Savaş arabasındaki ruh canavarının gücü Wang Lin'in beklentilerinin dışındaydı. Bu canavarın boyun eğmez yapısı, önceki ruh canavarınınkinden bile daha güçlüydü. Bu yapısı, hiçbir şeye hiçbir zaman boyun eğmeme gururundan geliyordu.

Nihayetinde Wang Lin, ruh canavarını canavar kapanına hapsetmek için varını yoğunu ortaya koydu. Ancak bu canavar kapanında bir çatlak belirmesiyle sonuçlandı.

Bu boyun eğmez canavarı kısıtladıktan sonra Wang Lin'in bedenindeki ruhsal enerji bir anda boşaltıldı. Önceden hazırlanmamış olsaydı bu ölümüne yol açardı.

Wang Lin gözlerini açtı, bileğindeki canavar tuzağına dokundu ve endişeli bir görünüm sergiledi.

'Bu güçlü bir hazine olacak! Ne yazık ki ruh bayrağında yalnızca üç ana ruh kaldı. Daha fazla olsaydı savaş arabası aktifleşene kadar zaman kazanabilirdi. Aktifleştirme hala çok uzun sürüyor.'

'Şu anki hazinelerimle orta aşama Ruh Dönüşümü yetişimcileriyle korkusuzca savaşabilirim. Normal son aşama Ruh Dönüşümü yetişimcilerine karşı savaş arabasını aktifleştirecek zamanım olduğu sürece onlarla da savaşabilirim. Fakat semavi hazineleri olanlara veya Yükseliş aşamasına yarım adım atmış olanlara karşı büyük ihtimalle kaybederim. Yükseliş yetişimcilerine karşıysa kazanmam imkansız.'

'Hala çok güçsüzüm ve Tian Yun Gezegeni'nin Suzaku Gezegeni'nden çok daha fazla kaynağı var. Orada daha da güçlü yetişimciler olmalı, bu yüzden oraya vardığımda çok dikkatli olmalıyım!'

'Ne yazık ki Cennete Başkaldıran Boncuk'un hala metal elementi tamamlanmadı. Qian Feng'i öldürdüğümde Kırmızı Kelebek'in metal elemental bedenini yakalamayı başardım fakat boncuğun ihtiyaç duyduğu metal elementinin yalnızca üçte birini doldurdu...' Wang Lin iç çekti ve uzağa uçtu. Şu anda Situ Nan'ın bir kral olarak yaşadığı yere doğru gidiyordu.

4. kademe yetişim ülkesi Zhou'daki ölümlü başkentinin sarayında Situ Nan'ın sesi içeriden duyuldu.

"Haha, bu efendiye iyi hizmet edin. Bu efendi zevk alırsa siz canlarıma 20-30 yıl boyunca cildinizi pürüzsüz ve beyaz tutacak bu hapları veririm..."

Kuş cıvıltılarına benzeyen sesler saraydan çıkmaya devam etti. Bu seslerle karışık müzik benzeri sesler de vardı. Hepsi çok büyüleyiciydi.