Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace

Yaşlı adamın işaret ettiği kişi yaşlı bir kadındı. Yaşlı adama bakıp söylenirken gözleri hafifçe sönüktü, ‘’Kıdemlinin yetişim seviyesi göklere ulaşsa da, bu Beyaz Bulut Tarikatı’ma emir verebileceğiniz anlamına gelmez!’’

Yaşlı adam birkaç şey mırıldandı. Sabırsızca kirli ve eski bir boyutsal çanta çıkardı. Uzun bir süre boyutsal çantayı aradı ve sonunda siyah, tahta bir nişan çıkardı. Kaygısızca nişanı yaşlı kadının eline fırlattığı esnada nişanın üzerinde hala sebze ve yağ kalıntıları vardı.

Yaşlı kadın nişanı gördüğü anda, ifadesi değişti ve bağırdı, ‘’Atasal Ruh Nişanı!’’

Orta yaşlı adam hemen uzandı ve nişanı kavradı. Birkaç mühür oluşturdu ve nişanın üzerine mühürleri yerleştirdi. Nişan dağılmayan rengarenk bir ışık yaydı. Orta yaşlı adam birden çarpıkça gülümsedi ve yaşlı adama saygıyla seslendi, ‘’Kıdemli Atasal Ruh Nişanı’na sahip olduğuna göre, itaat etmek zorundayız, ama kıdemli Atasal Ruh Nişanı’nı Beyaz Bulut Tarikatı’nın bütün Ruh Oluşturma yetişimcilerinin öğrencinize etki alanını deneyimlemesi konusunda yardım etmesi amacıyla kullanmak istediğine emin mi?’’

Yaşlı adam gururla Wang Lin’e gülümsedi ve orta yaşlı adama homurdandı. Bağırdı, ‘’Tabii ki! Şimdi, bu saçmalığı kesin. Sen, öne çık!’’ Bununla birlikte, yaşlı kadını işaret etti.

Yaşlı kadın biraz düşündü ve saygıyla onayladı. Öne çıktı, karışık bir ifadeyle Wang Lin’e baktı ve konuştu, ‘’İyi bir ustan var. Eğer Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmayı denediğimde etki alanlarını deneyimleme şansım olsaydı, çok daha pürüzsüz bir yola sahip olurdum. Ah.’’ Bununla birlikte, ağzını açtı ve bir pembe ruhsal enerji ipliği tükürdü. Ruhsal enerji ipliği belirdiği anda, güzel bir koku yayılmaya başladı.

Pembe ruhsal enerji kılıç gibi Wang Lin’e atıldı. Wang Lin’in yaklaşık beş santim önünde durdu ve ardından genç adamı çevreleyen pembe sise dönüştü.

‘’Yavaşça bu yaşlı kadının etki alanını deneyimle!’’

Pembe sisin içinde, Wang Lin epey sıcak hissetti. Ruhsal enerjisi ve Kadim Ruh’u bir parça tembellik kazandı.

Öldürme arzusu ve yetişim yapma kararlılığı solmaya başlarken, Wang Lin bu hissiyat yüzünden uykulu hissetti.

Adeta bu dünyadaki hiçbir şey önemli değildi.

Lakin aynı zamanda, boyutsal çantasından öldürme arzusundan bir boncuk çıktı ve Wang Lin’in bedenine girdi.

Kısa süre sonra, kafasından aşağı bir kova soğuk su boşaltılmış gibi güçlü bir öldürme arzusu üzerine yağdı. Öldürme arzusu bedeni boyunca yayıldı.

Yaşlı kadın şaşırdı. Nazikçe elini salladı ve pembe sisi geri çağırdı.

Wang Lin derin bir nefes aldı. Eğer öldürme arzusu boncuğu olmasaydı, kendisini etki alanında tamamen kaybederdi. Bu tür bir hissiyat olağanüstü derecede korkutucuydu. Ruh Oluşturma yetişimcilerine karşı duyduğu asıl korkunun yanı sıra, şimdi biraz da fazladan ihtiyat vardı.

Yaşlı kadın Wang Lin’e baktı. Geri çekildi ve daha fazla konuşmadı.

Yaşlı adamın bakışları grubu taradı ve camgöbeği rengi cübbe giyen bir yaşlı adama odaklandı. Gözleri ışıldadı ve söylendi, ‘’Sen, etki alanın epey özel. Senden sonra, sizinle daha fazla uğraşmayacağız.’’

O yaşlı adam kafasını kaldırdı. Konuşurken Wang Lin’e bakmadı bile, ‘’Etki alanıma dayanamaz.’’

Yaşlı adam kaşlarını kaldırdı. Elini salladı ve söylendi, ‘’Saçmalık. Burada benle, Beyaz Bulut Tarikatı’nnı atası yaşlı adam Bai Yun şahsen gelse bile, yine de halledebilirim.’’ Bununla birlikte, sinsi sinsi Beyaz Bulut Tarikatı’nın derinliklerine doğru baktı.

Camgöbeği cübbeli adam başka bir şey söylemedi ve kendi kafasına hafifçe vurdu. Aniden, alnında siyah bir açıklık belirdi ve siyah bir kılıç dışarı çıktı. Kılıç bir yıldırıma dönüştü ve Wang Lin’in önüne ulaştı.

Hızı Wang Lin’in kendini koruyamayacağı bir şeydi. Genç adamın ifadesi epey çirkindi. Kısıtlama bayrağını kullansaydı, kılıcı engelleyebilirdi, lakin çok fazla tutamazdı.

Ne var ki, Wang Lin korkmuyordu. Kılıca direnemese de, eğer bu bir gerçek savaş olsaydı, ilahi ceza ipliği yüzünden, bütün Ruh Oluşturma yetişimcileri ona karşı dikkatli olmalıydı, teknikleri ne kadar güçlü olursa olsun.

Mesela, bu uçan kılıca karşı, Wang Lin ilahi ceza ipliğini gönderecek olsaydı, o vakit camgöbeği cübbeli adam uçan kılıcını geri çağırmak zorunda kalırdı, yoksa, birbirlerini öldürürlerdi.

Camgöbeği cübbeli adamın uçan kılıcı Wang Lin’in 3 metre önüne ulaştığında, ani bir öldürme arzusu dalgası kılıçtan geldi. Bu öldürme arzusunda, gizemli bir etki alanının birazı vardı.

Bu etki alanı az önceki ikiliden epey farklıydı. Adeta göklerin gücünden bir parça taşıyordu. Wang Lin anında ruhsal enerjisinin zayıflama işaretleri gösterdiğini fark etti. Eğer ruhsal enerjisi yaşam gücüyle yer değiştirseydi, o zaman hayatı çabucak kururdu.

Bu garip etki alanı Wang Lin’in ifadesinin büyük ölçüde değişmesine neden oldu. Bu etki alanı şu anda sadece ruhsal enerjisini etkiliyordu. Yaşam gücünü etkileyebiliyor olsaydı, o vakit dehşetengiz bir göklere başkaldıran varlık olurdu.

Camgöbeği cübbeli yetişimci elini sallayıp uçan kılıcı ona geri dönerken düzdü. Kılıç alnında geri kaybolurken yavaşça söylendi, ‘’Benim etki alanım zamanın geçişi.’’

Yaşlı adamın gözleri camgöbeği cübbeli yaşlı adama odaklandı. Ruhsal enerji dalgalanmalarından dolayı, bu camgöbeği cübbeli yaşlı adamın sıradışı bir etki alanı olduğunu biliyordu, lakin etki alanının zamanın geçişi olacağını beklememişti.

Derin bir nefes aldı ve yüzünden şaşkın bakışı kayboldu. O anda, son derece asil gözüküyordu. Yüzü kirli gözükse de, bu asil aurasını maskeleyemezdi.

Wang Lin aniden görüşünün değiştiğini hissetti. Adeta bu yaşlı adam anında değişmişti. Eğer birisi bu yaşlı adamın Suzaku ülkesinden bir uzman olduğunu söyleseydi, şaşırmazdı. (Ç.N: Suzaku Ülkesi bu gezegenin sahibi olan altıncı derece yetişim ülkesi, hatırlatayım.)

‘’Ne muazzam bir etki alanı! Eğer Yükselişi Arama seviyesine ulaşabilirsen, bu etki alanı göklere başkaldıran bir varlık olacaktır! Siz çocuklar, nişanı alın. Hoşçakalın!’’ Yaşlı adam derin bir nefes aldı. Harekete geçti ve Wang Lin’in yanında belirdi. Wang Lin’i kavradı ve kayboldular. Yeniden belirdiklerinde, başkentin ıssız bir bölgesindeydiler.

İkili yeniden belirdikten sonra, yaşlı adam sertçe soludu ve yüzü solgundu, lakin hala gururla kaplıydı. Wang Lin’e bakarak, övülmeyi bekledi.

Şu anki hali artık bir uzman hissiyatına sahip değildi. Wang Lin hasır şapkayı boyutsal çantasına yerleştirirken çaresiz hissetti ve konuşmaya koyuldu, ‘’Kıdemlinin tekniği muazzamın ötesinde. Küçüğünüzün daha önce hiç görmediği bir şey. Gerçekten hayran oldum.’’

Yaşlı adam gözlerini devirdi ve beğenmeyerek söylendi, ‘’Sadece bunu mu söylemeyi biliyorsun?’’

Wang Lin biraz gülümsedi, ardından çarpıkça gülümsedi. Hayatında ne zaman birisini övmek zorunda kalmıştı ki? Gerçekten nereden başlasa bilmiyordu.

Yaşlı adam ağır ağır soludu. Elini salladı ve devam etti, ‘’Unut gitsin. Artık etki alanlarını deneyimlemeyi bitirdin, bu yüzden çabucak Ruh Oluşturma aşamasına ulaş ki benim tahta oymalarımı yapabilesin.’’

Bununla birlikte, ayrılmak için arkasını döndü.

Wang Lin biraz düşündü. Yaşlı adamın ayrılmak üzere olduğunu görünce, sordu, ‘’Bu Atasal Ruh Nişanı ne tür bir eşya?’’

Yaşlı adam Wang Lin’e bakmak için arkasını döndü. Gururla dolu bir gülümseme takındı ve yanıtladı, ‘’O ıvır zıvır pek de bir şey değil. Onlardan bende epey var.’’ Bununla birlikte, çeşitli nişanlar çıkarıp devam etti, ‘’Bu Gökyüzü Kaçış Tarikatı’nın, bu Ruh Sisi Tarikatı’nın, bu dördüncü derece yetişim ülkesi Devasa İblis Klanı’nın, bu beşinci derece yetişim ülkesinin...’’

Her nişanı açıklarken Wang Lin bakakaldı. Yaşlı adamın yüzü gururla kaplıydı. Adeta elindekiler favori oyuncaklarıydı.

Sonunda, yaşlı adam elini salladı. Boş bir nişan çıkardı ve söylendi, ‘’Bu dışında, her tarikat için nişan yapabilirim. Hehe, yıllardır sayısız nişan sattım. İstersen ünümü kontrol etmeye gidebilirsin. Epey iyidir. Beyaz Bulut Tarikatı’nın tarikat lideri nişanına ne dersin?’’

Wang Lin biraz düşündü. Bir kere daha yaşlı adama baktı, ardından arkasını döndü ve ayrıldı.

Yaşlı adam sonunda nişanları kaldırıp söylenmeden önce uzun süre konuştu, ‘’Bu şeyler hazinelerim. Hazinelerimi takdir etmiyorsan, o zaman sana satmayacağım. Hmph!’’

Wang Lin direkt dükkanına geri döndü ve sobanın yanında bağdaş kurarak oturdu. Çevresi tamamen sessizdi. Bu sessizlikte, etki alanlarıyla birlikte deneyimleri zihninde belirdi. Onları anlamaya çalışırken tamamen deneyimlerini hatırlamaya odaklandı.

Orta yaşlı adamın umutsuzluk etki alanı, yaşlı kadının rahatlama etki alanı ve camgöbeği cübbeli adamın zamanın geçişi etki alanı, hepsi Wang Lin’in zihninde uçuşuyordu. Bir süre sonra, Wang Lin bir parça anlayış kazandı. Bu etki alanı hayat deneyimlerine dayanarak gökleri kabul ettiğinde elde ettiği bir şeydi.

O vakit etki alanı ne olacaktı? Wang Lin gözlerini kapattı. O anda, bütün varlığı değişti. Uzun bir süre sonra, gözlerini açtı ve oymaya başlamak için bir bıçak kaptı.

Tahta talaşları yere düştü. Bıçağı su gibi pürüzsüzce ve duraksamadan kayıyordu. Yavaş yavaş, tahta parçası bir eliyle mühür oluşturan birisinin şeklini aldı.

Wang Lin’in gözleri odaklandı. O anda, Wang Lin’in dikkatini hiçbir şey dağıtamazdı. Zihninde düşündüğü şey ve gözleriyle gördüğü şey yaşlı adamın umutsuzluk etki alanıydı.

Yerdeki tahta talaşı miktarı arttı. Wang Lin’in bıçağı ardıl görüntüler oluşturana kadar hızlandı. Uzun bir süre sonra, Wang Lin’in sağ eli birden durdu. Sağ elindeki bıçak yarıdan kırılmıştı. Bıçağın kırılan kısmı bir rafa fırladı ve bir uğultu çıkardı.

Wang Lin elindeki oymaya bakarken hiçbir şeye dikkat etmedi. Oyma çoktan tamamlanmıştı. Orta yaşlı adam canlı gibi gözüküyordu. Oyma umutsuzluk etki alanının bir parçasını barındırıyordu. Ne var ki, bu etki alanı salınmıyordu. Tamamen oymanın içinde bulunuyordu.

Wang Lin yavaşça gözlerini kapattı. Uzun bir süre hissettikten sonra, nazikçe orta yaşlı adamın oymasını yere koydu. Wang Lin kendi kendine mırıldandı, ‘’Hala yeterli değil...’’