Bölüm 157: Üzgün ve Güzel Bir Cilt

avatar
4132 28

Xian Ni - Bölüm 157: Üzgün ve Güzel Bir Cilt


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Şeytanın yüzü, yavaşça birer birer ruhları tükürürken çabucak çirkinleşti. Kırkı aşkın ruh tükürdükten sonra, altın çekirdeği parçalanmıştı.

 

Wang Lin elini salladı ve bütün 43 ruh alnına uçtu. Bilincine girdiler ve Xuan Wu’da öldürdüğü Merkez Oluşturma gelişimcisinin ruhunun yanına uçtular.

 

Ji Alemi’nin kızıl yıldırımı her ruha uçtu. Kaybolurlarken, Wang Lin kendi ruhunun biraz güçlendiğini hissedebildi.

 

Şeytan Wang Lin’e bakarken biraz rahatlamıştı, lakin içinden sızlanıyordu, ‘’Bu aşırı fazla! Bütün o ruhlar lanet kılıçtan çalmayı başardıklarımdı! Yakında veya sonra, intikamımı alacağım! Sadece gelişimimi Kadim Ruh aşamasına geri kazanana kadar bekle!’’

 

Tam Kadim Ruh aşamasına ulaşınca Wang Lin’le nasıl ilgileneceğini düşünüyordu ki, Wang Lin tarafından bedeni yakalandı ve ejderha tendonuna geri fırlatıldı.

 

Şeytan boşuna didinmiş bir şekilde iç çekip durdu. Wang Lin’e karşı olan bütün düşmanlığı tekrardan belirmişti. Ne var ki, nasıl kötü sonuçlar aldığını hatta altın çekirdeğinin bile çatladığını düşününce bu dürtü tekrardan bastırılmıştı.

 

Ruh sıvısından birkaç yudum aldıktan sonra, Wang Lin meditasyon yapmak için oturdu. Jie Donglei’nin kılıç gelişimi metodunun gücü hakkında düşündükten sonra, birkaç yüz tane ruh taşı çıkardı. Bunları kendi üzerine birkaç yüz katman kaplumbağa zırhı savunma formasyonu yerleştirmek için kullanacaktı.

 

Bütün bunları tamamladıktan sonra, derin bir nefes aldı ve yandaki duvara vurdu. Ejderhanın ağzı yavaşça açıldı. Genç adam ayaklandı ve dışarı çıktı.

 

Tam ejderhanın ağzından çıkarken, çekici ve hassas bir figürün ejderha kuyruğunun yakınında durduğunu gördü. Li Muwan’ın ifadesi yorgunluğunu gün yüzüne çıkarıyordu, lakin ejderhanın kuyruğundaki pullardan birine bakarken gözleri parlıyordu.

 

Shang Guanmo parlayan bir inciyle yanında durarak, genç kıza ışık sağlıyordu.

 

Wang Lin sessiz kaldı. Bu sefer, kapalı kapı eğitimi uzun sürmemişti, lakin Li Muwan’ın bakışlarından, hiç ayrılmadığı anlaşılıyordu. Aşağı atlarken içinden iç çekti. Bedeni ejderhadan aşağıya süzüldü ve Li Muwan’ın arkasına indi.

 

Shang Guanmo Wang Lin’i gördüğünde, hemencecik inciye parlaması için daha da fazla ruhsal enerji yolladı. Ayrıca odaklanmış gibi görünmesini sağlamak için alnında ter damlalarını belirmeye zorladı.

 

Wang Lin ciddi bir ifade takınırken Li Muwan’ın narin yüzünü izledi. Bir yağlı boya resmindeki kadar güzel olan kaşları, çatılmıştı, ve pulları dikkatle incelediği esnada, alt dudağını ısırıyordu.

 

Wang Lin yavaşça konuşmaya başladığı esnada, sesi nazikti, ‘’Hadi gidelim, seni eve götüreceğim…’’

 

Li Muwan’ın parmakları titredi. Kafasını Wang Lin’e doğru kaldırdı ve fısıldamadan önce uzunca bir süre genç adama baktı, ‘’Gerçekten ben geri yollayacak mısın?’’

 

Wang Lin gözlerini Li Muwan’ın gözlerinden çekti ve kafasını salladı.

 

Li Muwan kıkırdadı, lakin bu kıkırdama bir parça çaresizlik de barındırıyordu. Ayaklandı, kıyafetlerini silkeledi ve mırıldandı, ‘’Bana üç gün ver, tamam mı?’’

 

Wang Lin ejderhanın kafasına geri uçup lotus pozisyonunda oturmadan önce güzel kıza bir kere daha baktı.

 

Li Muwan boyutsal çantasından bir yeşim parçası çıkardı ve alnına yerleştirdi. Ezberlediği pul modellerini kaydettikten sonra, Shang Guanmo’ya döndü ve sakince söylendi, ‘’Benim için bir oda hazırla.’’

 

Shang Guanmo hızlıca onayladı. Daha önce gördükleri hakkında yanlışmış gibi hissediyordu. Bu canavar ruhlu genç adam ve bu küçük kızın ilişkisi aslen düşündüğü gibi değildi.

 

Odanın içinde, Li Muwan sakince yere oturduğu esnada, geçen birkaç yıldan sahneler gözlerinden adeta bir film şeridi gibi geçiyordu. Xuan Wu’daki Merkez Oluşturma gelişimcisi tarafından takip edildiği zamandan, Wang Lin’in kurtarışı, ve ikilinin birlikte kaçışı. Ardından, ateş yaratıklarının peşlerine takılması ve ateş yaratıkları yüzünden Şeytanlar Denizi’ne fırlamaları.  Genç kızın simyaya, genç adamın gelişime odaklanacağı mağarayı oluşturmalarına… ayrılışından üç yıl sonra hap fırınıyla geri dönüşüne. Geri döndüğünde, Merkez Oluşturma gelişimcileri tarafından takip edilişi… Ardından Merkez Oluşturma aşamasına ulaşması ve kanla bir yol açması…

 

Wang Lin Merkez Oluşturma aşamasına ulaşmaya çalışırken, onun gibi zayıf bir kız onca şeytani Merkez Oluşturma gelişimcisiyle yüzleşmek için öne çıkmıştı. Tam kendisini öldürmek üzereyken, Wang Lin aniden ortaya çıkmış ve onu kurtarmıştı. Bu ani değişikliği kavrayamamıştı. Bu da bedeninin zayıflamasına neden olmuştu ve tam yere yığılacakken, genç adam yetişmişti.

 

‘’Hareket etme. Öldürme işini devralıyorum.’’ Bu cümle devamlı Li Muwan’ın kulaklarında yankılanıyordu. Bu cümleyi düşünürken içinde birçok karışık hissiyat belirdi ve yüzü kızardı. Yol boyunca, bunu birçok kez düşünmüştü ve bu konu hakkında acı acı gülümsemeden edememişti. Ne var ki, Wang Lin buraya önüne çıkanı öldürerek gelirken, o cümle ağırca kalbine yerleşmişti.

 

Li Muwan mırıldandı, ‘’Öldürme işini devralıyorum…’’ Nefes aldığı sırada, dudakları kıvrılarak hafifçe gülümsedi. ‘’Diğer insanlar beni ayı izlemeye ve gün batımını izlemeye götürür, fakat o insan öldürmeye götürüyor…’’

 

Kısa süre sonra, havaya üfleyip mırıldandı, ‘’Onca yıla rağmen, adımı hiç sormadı ve  ben de hala onunkini bilmiyorum. Muhtemelen ona göre, ismim önemli dğeil. Önemli olan simya bilmem… Şimdi hapları rafine ettim, değerimi kaybettiğimi tahmin ediyorum. ‘’ Keskin acıyı düşündü. Dudağının kenarından bir kan çizgisi sızdı. Bu kan çizgisi kusursuz güzelliğiyle son derece şoke eden bir zıtlık oluşturuyordu.

 

Üzgün güzellik ismi şu anda ona aşırı uyuyordu.

 

Uzun bir zaman zarfının ardından, alt dudağını ısırdı ve boyutsal çantasından yeşim pul parçaları çıkardı. Ejderhanın üzerinde olduğuyla aynı sayıda pul vardı; toplam 18.874.

 

Daha öncesinde, Jie Donglei’nin her bir pulda durmaya yetecek kadar öğrencisi yoktu.

 

Bu yeşim pul parçaları uykusuz geçirilen yarım aylık uğraşın meyveleriydi. Bütün zamanını her bir pulu kaybetmekle harcamıştı. Üzerinde birikmiş ruhsal stres miktarı en azından hayatından beş yıla tekabül ediyordu…

 

Bu sadece Li Muwan’ın daha fazla umursamamasından dolayıydı. Birer birer pulları aldı ve birbirlerine bağladı. Bazen içindekileri bile değiştirdiği oluyordu.

 

İlk neredeyse 20.000 parçayı birleştirerek 10.000 parça yapmıştı, ardından 5.000, ve böyle devam etmişti.

 

Üç gün sonra, Li Muwan’ın yüzü solgundu ve bedeni aşır zayıftı. Üfleseler düşecekmiş gibi hissediyordu. Duvara dayanarak mağaradan çıktı.

 

Wang Lin elinde son üç gündür incelediği bir nesne tutuyordu. Li Muwan dışarı çıktığında, genç adam önüne atlamadan önce nesneyi kaldırdı. Güzel kızın yüzündeki daha da güçlenmiş olan bitkinliği gördüğünde, kaşlarını çatarak söylendi, ‘’Son üç günde ne yapıyordun? İç şunu.’’ Ruhsal sıvıdan 300 damla duran bir yeşim şişe çıkardı ve Li Muwan’ın eline tutuşturdu.

 

Li Muwan yeşim şişeyi tıpkı bir hazine gibi boyutsal çantasına kaldırdı ve fısıldadı, ‘’Teşekkür ederim, kıdemli kardeşim. İyiyim. Hadi…gidelim…’’ Bununla birlikte, Wang Lin’in omzuna dayanırken yüzüne biraz renk geldi ve sözlerine devam etti, ‘’Hadi…eve gidelim…’’

 

Wang Lin sol elini Li Muwan’ın beline sarmadan önce uzunca bir süre düşündü. Genç adamın bedeni çabucak havaya atıldı ve önündeki siste bir yol açtı, ardından ikili hızlıca gökyüzünde kayboldu.

 

Erik çiçeği zarif bir bitkiydi. Eğer içinde altın rengi barındırıyor olsaydı, o zaman fazla abartılı görünürdü; lakin orta yerindeki kırmızı renk çiçeğin bütün ambiansını değiştiriyordu, o basit görünüş hızla heybete, zarif ambians da garip bir görüntüye bürünüyordu.

 

 

Handa birbiriyle konuşan birçok gelişimci vardı, lakin yaşlı adam girdiğinde, konuşmalar kesildi. Birkaç bakış hemen geri çekilmeden önce yaşlı adama çevrildi.

 

Yaşlı adam hana girdikten sonra, etrafına bakınmadı bile ve pencerenin yakınındaki bir masaya oturdu. Biraz şarap söyledikten sonra, orada oturarak kendi kendine içmeye başladı. Kaşları bazen çatılıyor ve bazen düzeliyordu. Kalbi açıkça aşırı yoğundu.

 

O anda, handaki konuşma devam etmeye başladı.

 

Masalardan birinde, birkaç gelişimci endişeli ifadeler takındı ve fısıldadı, ‘’O canavar ruhlu genç adam buraya gelene kadar önüne gelen herkesi öldürdü ve ardından üç gün üç gece Savaşan Şeytan Tarikatı’nın Jie Donglei’siyle savaştı. Sonunda, bir anda Jie Donglei’ni öldürmek için gizemli bir büyülü hazine kullandı ve ardından onu yedi gün yedi gece kırbaçladı. Hehe, Nan Dou Şehri yeni bir sahibe sahip olacak gibi hissediyordum."

 

Yaşlı adamın ifadesi ‘’gizemli büyülü hazine’’ sözlerini duyduğunda değişti.

 

Yuvarlak yüzlü bir gelişimci geçmişten konuşmaya istekli bir bakış takındı ve iç çekti. ‘’Hehe, öyleyse ne olmuş? O canavar ruhlu genç adamı kendi gözlerimle gördüm. O anda, gökyüzü yakaladığı bedenlerle kaplanmıştı. En azından arkasından sürüklenen 1000 beden vardı. O canavar ruhlu genç adam gerçekten kendini nasıl eğlendireceğini biliyor. Gökyüzünde ilerlerken kollarında güzel bir kız bile tutuyordu. O manzara hayatım boyunca unutamayacağım bir şey.’’

 

Yaşlı adam hafifçe kaşlarını çattı ve kendi kendine mırıldandı.

 

Soğuk yüzlü genç bir adam bir içecek aldı ve alayla sırıttı, ‘’Siz çocuklar sessiz olmalısınız. O genç adamın aşırı vahşi olan Ölümün Fısıltısı’nı çalıştığını ve insanların hakkında konuşmasından nefret ettiğin duydum. Sözleriniz kulağına giderse, siz çocuklar mezarınız olmadan ölürsünüz.’’

 

Yaşlı adam ‘’Ölümün Fısıltısı’’ sözlerini duyduğunda, gözleri hemencecik ışıldadı.

 

Genç adam içeceğinden bir yudum daha alırken alaylı sırıtması genişledi, ‘’Bana göre, o kişi öldürme emriyle damgalandığına göre, yine de Nan Dou Şehrinde kalmayı seçerse, o zaman çok yaşamayacaktır. Şu anda Nan Dou şehrinin yakınlarında hiç Kadim Ruh gelişimcisi yok, lakin haberler yayılınca, Kadim Ruh gelişimcileri yollarını buraya çevirebilir. Eğer yerinde olsaydım, 100 gün boyunca saklanmak için bir yer bulurdum.’’

 

‘’Yüz günlük öldürme emri!?’’ Yaşlı adamın gözleri anında daha da ışıldadı. Sağ eliyle uzandı ve genç adamın boynu görünmez bir güç tarafından yakalanıp çekilirken yüzü hemencecik kızardı.

 

‘’Evlat, bu yaşlı adam bahsettiğin kişiyle son derece ilgileniyor. Detaylardan bahsedebilir misin?’’

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr