Bölüm 83: Vakfı Çalma (3)

avatar
5341 38

Xian Ni - Bölüm 83: Vakfı Çalma (3)


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

İki gün sonra, Wang Lin derenin yanında, dikkatle çevreyi kontrol ederken su kabaklarını suyla dolduruyordu. Küfrederken ifadesi aniden değişti, ‘’S*keyim, peşimi bırakmayacak mı bu!’’

 

Uçan kılıcını gönderdi, derenin karşısına zıplarken de su kabağını boyutsal çantasına kaldırdı ve ormanın derinlerine doğru koşmaya başladı.

 

Bir dakika sonra, hiç ruhsal enerji kullanmaya cesaret edemeyen Teng Li, Wang Lin’in peşinden ilerledi. Oldukça acınası görünüyordu. Kıyafetleri yırtılmıştı ve zırhı parlaklığını kaybetmişti. Wang Lin’in peşinden ilerlerken sağ kolu işlevsiz biçimde yanında sarkıyordu.

 

Saçları darmadağınıktı, yüzü solgundu ve gözleri öfkeyle doluydu. Wang Lin’e olan nefreti hayal edilemeyecek bir seviyeye ulaşmıştı. Küçüklüğünden beri her zaman bir dahi gibi davranılıyordu ve daha önce hiç bu kadar acınası bir duruma düşmemişti.

 

Bütün bunlar Wang Lin yüzündendi.

 

İki gün önce asmalar yüzünden az kalsın ölüyordu. Bu kadar küçük asmaların böyle ölümcül olacağını hiç düşünmemişti. Asmanın sıvısı zırhına fırladığında, levhayı eritmeye başlamıştı.

 

Sadece bu kadarla kalsaydı, sorun olmazdı. Uçan kılıcıyla asmayı öldürebilirdi. Ancak, bu asma ölümsüzdü. Asmayı her kestiğinde, bölünüyor ve daha fazla asma ortaya çıkıyordu.

 

Uçan kılıç tarafından oluşturulan yıldırım topları bile asmaları durduramamıştı.

 

Ardından, Wang Lin’in garip uçan kılıcı tarafından sinsi saldırılara kurban gitmişti. Sağ kolu uçan kılıç tarafından yaralanmıştı.

 

Sonunda, Teng Li büyük babasının verdiği hayat kurtaran hazineyi kullanarak kaçabilmişti. Hazine aşırı güçlüydü, ancak sadece bir kez kullanılabilirdi. Aldığı andan beri hiç kullanmamıştı, ancak eğer o an kullanmasaydı, hayatını kaybedeceğini biliyordu.

 

Nihayetinde, hazinenin gücü altında, asmaların büyük çoğunluğu yok edilmişti ve kalanları da yeraltına çekilmişti. Teng Li’de bu şansı kaçmak için kullanmıştı.

 

Şu anda bunu düşünürken bile, alnı soğuk ter damlalarıyla kaplanmıştı. Wang Lin konusuna gelirsek, şimdi nefreti kemiklerine kadar işlemişti.

 

Özellikle de Wang Lin’in asla yüz yüze savaşmaması ve her zaman sinsice saldırması sinirine dokunuyordu. Wang Lin’ in garip uçan kılıcı yüzünden, Teng Li çıldırmış ve kendi uçan kılıcını her zaman etrafında uçurmak zorunda kalmıştı.

 

İhtiyatla nehri kontrol etti. Biraz tereddüt ettikten sonra, 5-6 günlük kovalamanın ardından susadığı için biraz su içti.

 

Su son derece ferahlatıcı ve tatlıydı. Teng Li yenilendiğini hissetti ve tam biraz daha içmek üzereydi ki, aniden kalbi hızlandı. Küçük bir yeşil kılıç sessizce önünde belirdi ve başına saplanmak için hareket etti.

 

Teng Li, tereddüt etmeden kendini korumak için çabucak uçan kılıcını çağırdı. İki uçan kılıç birbiriyle çarpıştı, ancak açıkça yeşil kılıç dezavantajlıydı. Bir süre sonra, yeşil kılıç birkaç çizik daha kazanırken aniden parlayıp ortadan kayboldu.

 

Teng Li küçük yeşil kılıcın saçlarını kestiği yere bakarken ciğerlerini patlatırcasına bağırdı, ‘’Lanet olsun! Yemin ederim ki seni yakaladığımda, dünyadaki tüm işkence yöntemlerini tatmanı sağlayacağım, sonra da ruhunu rafine edeceğim!’’

 

Wang Lin ormanda ilerlerken aniden yüzü kırmızı kesildi ve ağzına dolan kanı yuttu. Yeşil kılıç yanında belirmişti. Yeni çatlakları görünce içi acımıştı. Koşmaya devam ederken soğuk bir ışık gözlerinde belirdi.

 

5 gün sonra, gece geç saatlerde, Wang Lin ve Teng Li hala ormanda ilerliyordu. Çoktan ormanın derin kısımlarına girmişlerdi ve geceleyin, Wang Lin aniden durdu.

 

Si Tu Nan hızlıca konuştu, ‘’Velet, sende mi fark ettin? Buranın kuzeybatısında çok güçlü ruhsal dalgalanmalar var. Git kontrol et.’’ Geçen birkaç günde, bir tehditten sonra diğerini atlatması için bütün bilgilerini kullanarak Wang Lin’e yardım ediyordu.

 

Tek kelime etmeden, Wang Lin yönünü kuzeybatısına çevirdi. Kısa süre sonra, ruhsal dalgalanmanın olduğu noktaya varmıştı.

 

Önündeki sahne, gözbebeklerinin kısılmasına sebebiyet vermişti.

 

Ay ışı altında, tamamen yere devrilmiş devasa bir ağaç vardı, yerde uzanıyordu. Zemin, yerde yatan ölü bir beden dışında, tamamen temizdi.

 

Bir sürü küçük girdaplar oluşturan ruhsal enerjiler tek bir yönde toplanırken, kafasının üzerinde yeşil bir boncuk süzülmeye başladı.

 

Si Tu Nan şaşıp kaldı, şok olmuş bir ses tonuyla konuşmaya koyuldu, ‘’Bir yeşil çekirdek? 4.seviye bir ülke olan burada bir tane yeşil çekirdek olacağını düşünmemişti.’’

 

‘’Yeşil çekirdek te ne?’’ diye sordu genç adam.

 

‘’Bu, 4.seviye ülkelerin iblis tarikatlarının özel gelişim tekniği, Yeşil Çekirdek veya Sahte çekirdek. Normal çekirdeklerin aksine, istediğin kadar yeşil çekirdeğe sahip olabilirsin. 4.seviye bir ülkede yaşayan binlerce yeşil çekirdeğe sahip bir deli olduğunu hatırlıyorum. 5.seviye ülkelerin Ruh Oluşturma aşamasındaki gelişimcileri bile onu rahatsız etmeye cesaret edemiyordu. Gelişimini arttırmanın yanı sıra, yeşil çekirdeğin asıl ölümcül yanı patladığında ortaya çıkar. Bu yeşil çekirdeklerin on binlercesinin bir kerede patlaması gerçekten aşırı güç ortaya çıkartır.’’

 

Wang Lin’in gözleri parladı ve aniden sordu, ‘’Bu kişi kaç tane yeşil çekirdek bırakmıştır? Söyleyebilir misin?’’

 

‘’Hım? Sadece bir tanesi onun için oldukça iyiydi ve ayrıca bu kişi yaşayan birisi değil. Açıkçası zeki bir zombi. Muhtemelen, ölmeden önce zombiye dönmesini sağlayan bir teknik kullanan 4.seviye bir ülkenin şeytani gelişimcilerinden biriydi.’’

 

Bu zombi şüphesiz çoktan Wang Lin’i görmüştü. Harekete geçmedi, ancak parmağını kaldırdı ve bir fiske attı. Yeşil bir ışık dümdüz şekilde Wang Lin’in alnına doğru ilerledi.

 

Wang Lin çabucak kaçtı ve yeşil ışıktan sıyrıldı.

 

Yeşil ışık kovalamadı, bunun yerine bir daire oluşturdu ve durdu. Yeşil ışık zor anlaşılan bir sesi sergileyen bulanık bir görüntü yansıtıyordu.

 

‘’Bu yerden…ayrıl…sen…öl.’’  Bununla birlikte, görüntünün bedeni kaybolurken hareket etti. Çok geçmeden, muazzam miktardaki ruhsal enerji dalgalanması, tamamen gizlenmiş gibi arkasında bir iz bırakmadan kayboldu.

 

Wang Lin gözlerini bile kırpmadan dikkatle geri çekildi. Biraz sonra, soğuk bir ışık gözlerinde parladı, daha fazla kaçmayacaktı, bunun yerine ilahi hissini yaydı ve Teng Li’nin kendisini yakalamasını bekledi.

 

Teng Li’nin uçan kılıcı, yolda olan her şeyi yok ederek ilerlerken bedeninin etrafında dönüyordu. Gülümserken aniden bir şeyi fark etti. Parmağıyla ileriyi işaret etti ve uçan kılıcı fırladı.

 

Wang Lin’in gölgesi göründü. Etrafını kontrol ederken Teng Li heyecanlanmaya başlamıştı. Wang Lin’in hareketleri alarma geçmesine sebebiyet vermişti. Alayla gülümsedi, ‘’Neden kaçmıyorsun?’’

 

Wang Lin sağ eliyle işaret etti ve yeşil kılıcı ortaya çıktı. Elini salladığındaysa, yeşil kılıç fırladı. Ardından, bir yeşimtaşı parçası çıkardı, hemen sonrasında da yeşimtaşına bir ağız dolusu ruhsal enerji yolladı.

 

Aniden, yeşimtaşında 4 altın sembol belirdi.

 

Teng Li sırıttı. Parmağını kesip uçan kılıcının üzerine bir damla damlattı, aniden, uçan kılıç şeytani bir ışık yayıp bir büyük haline büyürken titredi. Sayısız şimşek topu da belirmişti, ancak açıkça öncesine göre sayılarının azaldığı görülebiliyordu.

 

Büyük kılıç belirdiği anda, Teng Li sallayarak soğuk bir aurayı serbest bıraktı.

 

Wang Lin’in küçük uçan kılıcı ışınlanmış ve Teng Li’nin arkasına ulaşmıştı. Kılıç saldırmadan hemen önce, Teng Li boyutsal çantasına dokundu ve aniden bir çan ortaya çıkıp bedenine yapıştı.

 

Küçük yeşil kılıç çana çarptı ve üzerinde sarsıntı dalgaları ortaya çıktı.

 

Büyük kılıç aşağıya doğru kuvvetli bir hamle yaparken, Wang Lin parmağını uzattı ve 4 altın sembol kılıca doğru fırladı. Wang Lin, zombiyi gördüğü yere varana kadar geri çekilmeye koyuldu.

 

4 sembol, uçan kılıçla çarpıştıktan sonra patlayıp uçan kılıcı geri gönderdiler. Ancak, açıkça çok az atın sembol vardı, bu yüzden havada biraz duraksadıktan sonra, büyük kılıç ilerlemeye devam etti.

 

Zemin açıkça baskıya karşı koyamazken çatlama sesleri yükseldi. Çevreyi saran bütün devasa ağaçlar düşüşe geçmişti. Tam kılıç Wang Lin’i ikiye bölmek için gelmişti ki, genç adamın bedeni mavi bir ışıkla kaplanmış ve uzağa ışınlanmıştı.

 

Tam kılıç bedeniyle temas edecekti ki, alnından akan kan ile 100 metre uzağa ışınlandı.

 

Bir patlamayla büyük kılıç zemine çarptı. Kısa süre sonra, hayaletimsi bir çığlık duyulmuş ve çürümüş ceset gibi kokan hayaletimsi bir figür, Teng Li’ye doğru atılmıştı.

 

Teng Li’nin ifadesi aniden değişti. Çoktan bu işten kuşkulanmıştı, ancak böyle bir yaratığın burada yaşadığını beklemiyordu. Önünü işaret ettiği sırada yıldırım topları zombiye çarptı.

 

Şimşek topları aşırı güçlüydü ve yıldırım da bütün yaşayan ölülerin zayıflığıydı. Yıldırım topları zombiye dokunduğu gibi patladı ve zombinin bir parçası patlayıp siyah kemikleri ortaya çıkarken bir çığlık savurdu.

 

Teng Li sol elini salladığı sırada alayla gülümsedi. Birdenbire, ondan fazla yıldırım topu uçan kılıcın etrafında ortaya çıktı. Yıldırım topları, yakından takip eden büyük kılıçla birlikte, zombiye doğru fırlayıverdi.

 

Wang Lin içinden düşündü, ‘’Bu iyi değil!’’ Zombinin bu kadar zayıf olacağını ve neredeyse kaçacağını hiç düşünmemişti.

 

Zombi de bir şeylerin yanlış gittiğini fark etti ve ölüm kalım anında, bir çığlık savurup bir tane yeşil çekirdek tükürdü. Yeşil çekirdek ortaya çıktığı anda, hemencecik patladı.

 

Enerji dalgaları, zombiyi merkez alarak bir halka şeklinde yayıldı. Çevredeki bütün bitkiler toza dönüştü ve açıkça aşırı yakında olan Teng Li, dilinin ucunu hafifçe ısırıp bedenine yapışmış çana kanını damlattı.

 

Bir parlamayla, çan, yarı şeffaf bir formdan daha katı bir forma büründü. Üzerinde bir sürü kadim desen belirmişti.

 

Dalga Teng Li’ye vurduğu anda, çan şiddetle sarsıldı ve kırılmadan önce sadece birkaç saniye dayanabildi.

 

Çanın kazandırdığı zamanı kullanarak, Teng Li hazine ardına hazine çıkardı. Çan kırılırken, önünde savunma katmanları birer birer belirmişti.

 

//Bu bölümde zorlandım mı ne? Çok bölündü çevirim ya kafam allak bullak oldu. İkinci bölümü çevirmeye çalışacağım ama gelir mi bilmiyorum, eğer gelmezse yarın fazladan bir bölüm atarım :)

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44721 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr