Bölüm 117: İki Canavarın Savaşı

avatar
4696 5

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 117: İki Canavarın Savaşı


Çeviri: Deuce

 

“Güümm!”

 

Lacivert renkli ışık topu şiddetli bir biçimde genişlemeye devam ediyordu. Kabarıp büyümeye devam ettikçe içindeki yılan da giderek büyüyordu. Şeytani Yeşim Su Pitonu, kendisine zarar veren birilerini anlamış olacaktı ki delicesine kuyruğunu sallıyordu. Aniden, ışık topundan dışarıya lacivert ışık huzmeleri çıkmaya başlayarak, karadeliğin soğurma gücüne direnemeye çalışıyordu.

 

“Boomm!”

 

İki güç çarpıştığı esnada, ortaya çıkan enerji tüm mağaranın sallanmasına neden oldu. Mağaranın tavanından kırılan parçalar sürekli zemine düşüyordu.

 

“Hıh!”

 

Şeytani Yeşim Su Pitonunun direnmesini gören küçük sansarın pençeleri gittikçe hızlanırken kendi kendine homurdanmıştı. Soğurma gücünün şiddeti hızla yükseldiği esnada, ışık topu adım adım karadeliğe doğru çekiliyordu.

 

“Tııss, tıısss…!”

 

Yutmanın artan gücüyle karşı karşıya kalınca, ışık topundan dışarı sızan ışık huzmelerinin şiddeti de giderek daha da korkutucu hale gelmişti. Işık huzmelerinin mağaranın tavanına çarpmasıyla geriye bıraktığı çatlak o kadar derindi ki Lin Dong bu çatlağın derinliğinin sonunu göremiyordu.

 

“Güümbüürr!”

 

Bu korkutucu yıkıcı güce tanıklık eden Lin Dong, farkında olmadan yutkunmuştu. Eğer o ışık huzmelerden biri bedenine çarpsaydı, ölümüne yaralanmış olurdu.

 

“Küçük sansar, sahiden de Şeytani Yeşim Su Pitonuna karşı mücadele edebiliyor gibi…” Lin Dong, Şeytani Yeşim Su Pitonu yüzünden dehşete düşmesine rağmen hemen kaçmamıştı. Bunun sebebiyse, Şeytani Yeşim Su Pitonu ne kadar mücadele ederse etsin karadeliğin çılgınca dönen çekme kuvvetinden bir türlü kurtulamıyor olmasını fark etmesiydi.

 

Her ne kadar küçük sansarın mevcut gücü, Lin Dong’dan alınmış olsa da ortaya çıkardığı güç oldukça acımasız ve zalimaneydi. Dahası, karadelik benzeri girdap dehşet verici bir aurayla kalplere korku salıyordu. Küçük sansarın gücünü tamamen yenilediğinde ne kadar güçlü olabileceğini tahmin etmek hiç de zor değildi.

 

Bu sahneyi görmesi üzerine Lin Dong, bu gizemli küçük sansarın bir tür korkutucu güce sahip olduğuna sonunda ikna olmuştu.

 

“Tıss… tısss!”

 

Bu düşünceler Lin Dong’un aklında fırıl fırıl dönerken, mağaranın içindeki amansız mücadele giderek şiddetleniyordu. Lacivert ışık topun içindeki yılan sürekli kıvrılıp hareket ederken ışık topundan yayılan tıslama sesleriyse sürekli mağaranın içinde yankı buluyordu.

 

“Güümm!”

 

Şeytani Yeşim Su Pitonunun direnci giderek artarken sonunda lacivert ışık topu patlamasıyla, inanılmaz derecede güçlü bir enerji dalgası ortaya çıktı. Mağaranın ağzında bulunan Lin Dong bile bu çarpışmadan etkilenip sert bir şekilde duvara çarpmasıyla göğsünde şiddetli bir ağrı hissetti.

 

“Tııss!”

 

Işık topunun patlamasının hemen ardından, içinde gizlenen Şeytani Ruh hızla ortaya çıktı. Bu devasa lacivert piton, metrelerce uzunluğa sahipti. Ancak bedeni oldukça soluktu ve tam görünür değildi.

 

“Bup!”

 

Şeytani Yeşim Su Pitonunun Şeytani Ruhu ortaya çıkar çıkmaz, devasa ağzını açıp küçük sansara doğru sudan yapılmış yapışkan mavi bir kolon gönderdi. Su kolondan aşındırıcı, çürümüş keskin bir koku yayılıyordu.

 

“Yut!”

 

Şeytani Yeşim Su Pitonunun saldırısına karşılık, küçük sansar alayla küçümsemişti. Karadelikten bir soğurma gücü ortaya çıkarken pençeleri yumruk yapmış tüm mavi su kolonunu yutmak için direkt karşılamıştı.

 

“Seni inatçı solucan, bu büyükbaba senin Şeytani Ruhunu tüketmek istiyor. Demek direnmek istiyorsun! Gel de ölümün tadına bak!”

 

Şeytani Yeşim Su Pitonu tüm gücüyle mücadele etmesi, küçük sansarın gittikçe sabırsızlanmasına sebep olmuştu. Birden, pençelerini hareket ettirip zengin bir siyah Qi bedeninden dışarı çıkmasıyla birlikte küçük sansarın arkasında devasa bir canavar belirdi.

 

Siyah sis, sansar şeklini alırken Lin Dong sadece birkaç parçasını hayal meyal görebiliyordu. Ancak yine de bu devasa şeklin aslında küçük sansara benzediğini fark etmişti fakat ondan kat be kat daha büyüktü.

 

“Bu, sansarın gerçek hali mi?” Lin Dong, korkunç ve antik bir aura yayan devasa sansara bakarken kendi kendine mırıldanmadan edememişti.

 

“Kükreme!”

 

Devasa canavar şekil aldığı esnada, Şeytani Yeşim Su Pitonuna doğru güçlü bir kükreme gönderdi. Bu kükreme, oldukça ürkütücü bir güce sahipti ve Şeytani Yeşim Su Pitonunun gözlerini korkuyla kaplarken bedeninin titremesine neden olmuştu.

 

“Artık içeri girsen iyi olur!”

 

Siyah sisten oluşan devasa canavar birden avucunu uzatmasıyla Şeytani Yeşim Su Pitonunun bedenine şiddetli bir şekilde çarptı. Ağır darbe almasının ardından Şeytani Yeşim Su Pitonu, acı acı inleyerek tekrar ışık huzmeleri haline dönüşüp çılgınca dönen karadelik benzeri girdaba doğru hızla çekilmeye başladı.

 

“Bup!”

 

Şeytani Yeşim Su Pitonu karadelik tarafından yutulduğu esnada, karadelik hızlıca gözden kaybolurken devasa sansarın figüre de dağılmaya başlamıştı.

 

“Başardı mı?”

 

Savaşın bu kadar çabuk sona ermesi üzerine Lin Dong adeta küçük dilini yutmuştu. Küçük sansarın daha önce yarı yarıya görünürken şimdiyse az çok belli olan bedenine doğru baktı. Görünüşüne bakacak olursak, bu savaş için çok fazla enerji harcamış olmalıydı. Küçük sansarın kökeni sıradan olmadığından Lin Dong’dan sadece biraz Yuan Gücü ödünç almıştı. Ancak bu aldığı güç, gizli teknikleri birden fazla kullanması için yeterli değildi.

 

Şeytani Yeşim Su Pitonun Şeytani Ruhunu yutmasının ardından, küçük sansar Lin Dong’un elinin içindeki Taş Tılsıma yönelen ışık huzmelerine dönüşmüştü.

 

“Evlat, bu sefer sana borçlandım. Ancak, öncelikle gidip bir süre dinlenmeliyim…”

 

Küçük sansar Taş Tılsıma girerken, son derece zayıf olan sesi solup gitmeden önce Lin Dong’un kulaklarında yankılanmıştı. Görünüşe göre, Şeytani Yeşim Su Pitonun Şeytani Ruhunu yutmak, onun zaten zayıf olan mevcut durumunu, daha da kötüleştirmişti.

 

Lin Dong, birden sessizleşen ve etrafı darma duman mağaraya boş boş, ifadesiz gözlerle bakıyordu. Kısa bir süre sonra, derinden bir oh çekti. Şükürler olsun ki, bu seferki kumarı kazanmıştı, aksi takdirde, Kusursuz Yuan Dan Seviyesine eşdeğer bir Şeytani Ruh tarafından burada öldürülecekti.

 

“Çatırt!”

 

Lin Dong tam da bu düşünceler içinde yüzerken, birden arkasındaki mağara girişinden çatırdama sesler duymaya başlamıştı. Mağaranın ağzında engellenen su mağaranın içine doğru amansızca akıyordu.

 

Bu sahneyi görmesi üzerine Lin Dong aceleyle ileriye doğru fırladı ve havada süzülen üç Yin Yang İncisini kaptı.

 

Üç Yin Yang İnci eliyle temas ettiği anda, hem soğuk hem de sıcak duygu seli bedenine aynı anda akmaya başladı. Rahatlık veren bu his, Lin Dong’un titremesine neden olmuştu. Sadece hafif bir dokunuş bu hissi veriyorsa, görünen o ki, küçük sansarın daha önce söyledikleri doğru olabilirdi.

 

Bu Yin Yang İncisi, gerçek bir hazineydi.

 

Kalbindeki bu mutluluğa engel olamazken Lin Dong, Yin Yang İncilerini hızlıca Qiankun Çantasına yerleştirdi. Ardından Dantian’ında kalan Yuan Gücünü bedenini sarması için çağırmasıyla birlikte hızlıca geldiği noktaya doğru yüzmeye başladı.

 

 

Göksel Dan Havuzunun dışında, Xia Zhilan ve diğer ikili çoktan işlerini bitirmiş havuzdan çıkmışlardı. Şaşkın bakışları havuza kitlenmişken Lin Dong’un neden hala suyun yüzeyine çıkmadıklarına dair kafa patlatıyorlardı.

 

“Bir şey olmuş olmasın?” Xuan Su, kara kaşlarını çatarken sormuştu sorusunu.

 

“Kötü bir şeyin olması mümkün değil. Ben ve Yue Shan birlikte, havuzu çok önceden taramıştık. Her ne kadar havuzun altındaki bölgeler karmaşık olsa da herhangi bir tehlike barındırmıyor.” Xia Wanjin başını sallayarak belirtmişti. Ancak o da, neden Lin Dong’un hala ortaya çıkmadığına anlam veremiyordu.

 

“Şuna ne dersiniz? Biraz daha bekleyelim. Eğer hala ortaya çıkmazsa, bizzat kendim havuza girip kontrol edeceğim.”

 

Xia Wanjin, teklifte bulunmadan önce bir süre kendi kendine mırıldanmıştı. Mesele ne olursa olsun, her zaman adil ve dürüst biriydi. Lin Dong’un inanılmaz potansiyeli bir kenara, sadece Bin Altın Derneğine son turdaki zaferi vermesi bile, onun adına Lin Dong’un güvenliği için endişe etmesine yeterli bir sebepti.

 

“Tamamdır.” Bu sözleri duyması üzerine Xuan Su hafifçe başını sallayarak onayladı. Eğer böyle bir potansiyele sahip bir genci Bin Altın Derneğine kazandıracak olursalar, gelecekte onlara çok büyük yardımları dokunurdu.

 

“Plop!”

 

Xia Wanjin’in sözlerinin üzerinden çok bir zaman geçmemişti ki, havuzun sakin yüzeyinden bir ses geldi. Aniden bir figür, havuzun yüzeyinde belirip kenara doğru yaklaştı.

 

“Geldi!”

 

Sonunda gelebilen gence bakarlarken Xia Zhilan ve diğerleri, rahat bir nefes almışlardı.

 

“Hehe, kusura bakmasın. Meraktan havuzun derinliklerine daldım ve biraz zaman geçirdim.” Kalabalığın bakışlarını görünce Lin Dong hemen ellerini birleştirip yüzündeki gülümsemesiyle birlikte özür diledi.

 

“Boğulduğun sanıyordum.” Xia Zhilan, Lin Dong’a bakış atarken homurdanıyordu. Lin Dong’un havuzdaki enerjiyi hayvan gibi sömürmesinden dolayı biraz kötü bir ruh hali içerisindeydi.

 

Lin Dong ise onunla tartışma zahmetine girmeyip karşılık olarak sadece kıkırdadı. Dönüp havuza bakmasıyla Göksel Dan Havuzun şimdi daha da berrak olduğunu gördü. Öncekine ait hoş kokusu iyice seyrekleşmiş artık zar zor belli oluyordu. Buz ile ateşin birbirleriyle kaynaştığı o garip görüntü ise artık yoktu. Anlaşılan havuzdaki tüm enerji bu dördü tarafından tüketilmişti. Gelecekte bu Göksel Dan Havuzu, artık sıradan bir havuz olacaktı.

 

“Hehe, görünüşe göre küçük kardeş Lin Dong iyi bir hasat elde etmiş.” Xia Wanjin, Lin Dong’un bedeninde göz gezdirirken, Lin Dong’un bedeninden yayılan Yuan Gücünün öncekine nazaran çok daha yoğun ve zengin olduğunu fark etmesiyle şaşkınlığa uğramıştı.

 

“Hehe, sadece küçük bir ilerleme.”

 

Bu sözleri duyması üzerine Lin Dong’un kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Başlarda Lin Dong, Xia Wanjin’in bahsini ettiği şeyin, kendisinin havuzun dibinde elde etmiş olduğu inciler olduğunu sanmıştı. Ancak yakından bakınca, onun bunu ima etmediğini anlamış ve gizlice içinden derin bir nefes alarak rahat bir şekilde cevap vermişti. Küçük sansarın daha önceden de dediği gibi, bu Yin Yang İncileri büyük bir albeniye sahip olduğundan eğer Xia Wanjin bunlardan haberdar olursa neler yapacağından emin olamamıştı.

 

Lin Dong bir yandan Xia Wanjin’e cevap verirken, bir yandan da Xia Zhilan ile diğer ikiliyi inceliyordu. Bedenlerinden yayılan Yuan Gücü eskisine nazaran artık daha bir güçlüydü. Üçü de Göksel Yuan Son Seviyesindeydiler bu yüzden, Göksel Dan Havuzundaki enerjiyi soğurmalarının ardından başarılı bir şekilde Yuan Dan Seviyesine adım atmaları sadece zaman meselesiydi.

 

Xia Wanjin hafifçe başıyla onayladı. Kalbinde, Lin Dong’a ait iyi düşünceleri giderek artmıştı. Bu genç yaşında hem Zihinsel Enerjide hem de Yuan Gücünde böyle bir ilerleme kaydetmiş, sahip olduğu bu yetenekler onu fevkaladenin fevkinde biri yapmıştı.*

*Deuce: Baktım birkaç bölümdür gönderme yapmamışım bunu bari boş geçmeyeyim dedim :D

 

“Buradaki mesele de hallolduğuna göre artık Yan Şehrine geri dönebiliriz.” Yandaki Xuan Su gülümseyerek konuştu.

 

Xuan Su’nun sözlerine karşılık Lin Dong sessizce başıyla onaylayıp gülümsedi. Göksel Dan Havuzundaki enerji tükendiğinden, burada daha fazla oyalanmanın bir manası yoktu. Göksel Dan Havuz macerası bir bütün olarak değerlendirildiği zaman, herkesin içinde bu yolculuktan en çok kar elde eden, en çok istifade eden kişi; Lin Dong idi. Bu macera onun için hiç de vakit kaybı değildi…

 

---Deuce Not----

Hadi yine iyisiniz, direkt macerayı bitirdim :D  Keyifli okumalar efendim...

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr