Bölüm 116: Şeytani Yeşim Su Pitonu

avatar
4722 5

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 116: Şeytani Yeşim Su Pitonu


Çeviri: Deuce

 

Göksel Dan Havuzunun derinlikleri, hiç de Lin Dong’un düşündüğü gibi yüzmesi kolay değildi. Tam tersine, özellikle sayısız kıvrımlı ve eziyet verici yollara sahipti. Sular, bu kanallardan fışkırıp bir sel gibi sürekli bir şeylere çarpıp duruyordu.

 

“Ne kadar da yoğun soğuk Qi!”

 

Daha derinlere dalarken Lin Dong, kemik donduran soğuk Qi’yi giderek daha fazla hissediyordu. Görünüşe göre Xia Wanjin haklıydı; Göksel Dan Havuzunun derinliklerindeki soğuk Qi oldukça konsantreydi, yani yoğundu.

 

Lin Dong, Dantian’ından dışarı çıkan güçlü Yuan Gücü ile vücudunu sarmasıyla birlikte soğuk Qi’nin üstündeki baskısının azaldığını hissetti.

 

“Göksel Dan Havuzunun altı, çok karmaşıkmış. Eğer böyle devam ederse sanırım bu yolun devamını getiremeyeceğim.” Lin Dong aşağıya doğru dalmaya devam ederken, sesini Taş Tılsımın içine iletmişti.

 

“Nerdeyse vardık, nerdeyse vardık. Sağ taraftaki kanaldan devam et.” Küçük sansar hızlıca cevap verdi.

 

Bu sözleri işitmesi üzerine Lin Dong, zifiri karanlık kanala doğru baktı ve ileriye doğru balık gibi atılırken dişlerini sıkmaktan başka şansı yoktu.

 

Lin Dong karanlık yola girdikten çok kısa bir süre sonra, soğuk Qi’nin baskısının daha da hafiflediğini hissetmiş ve biraz şaşırmıştı.

 

“Az kaldı…” Küçük sansarın sesi Lin Dong’un kulaklarında yankılanırken ses tonundaki heyecanını hissedebiliyordu.

 

Bunu duyması üzerine Lin Dong’un yüzünde ihtiyatlı bir ifade belirirken hızını biraz azalttı ve bedenindeki Yuan Gücünü hareket ettirmeye başladı. Çünkü kimseler bu mucizevi havuzun altında neler olabileceğini bilmiyordu. Bu sebeple, tedbiri elden bırakmamanın kimseye zararı olmazdı.

 

Lin Dong hızını azaltmasının ardından, yolun sonunda aniden mat ve soluk bir ışık parlamasıyla birlikte gözlerinin önündeki manzara da birden genişlemişti.

 

“Buupp!”

 

Ufak bir sesin yankılanmasının hemen ardından, Lin Dong’un etrafındaki havuz suyu aniden kaybolmuş, ayaklarıysa birden loş ve nemli mağaranın zeminine temas etmişti.

 

Mağara büyük değildi ve tek çıkışı, Lin Dong’un az önce geldiği yerdi. Ancak en ilginç olanıysa; havuz suyu, mağaranın ağzına geldiğinde sanki görünmez bir cisim tarafından engelleniyormuş gibi orada öylece duruyor ve mağaranın içine akmıyordu.

 

Lin Dong, küçük rutubetli mağaraya seyre dalarken gözlerini hayret ve şaşkınlık bürümüştü. Göksel Dan Havuzunun tam altında böyle hayreti mucip bir yerin olabileceği, kesinlikle aklının ucuna dahi gelmezdi.

 

Lin Dong’un bakışları mağaranın merkezine doğru yoğunlaşırken, git gide büyüyordu. Tam orada; bir insan kafası büyüklüğünde, lacivert bir ışık topunun sessizce havada süzüldüğünü gördü. Işık topunun içerindeyse hareket eden bir yılan gölgesi belli belirsiz görülebiliyordu.

 

Lacivert ışık topuna bakarken Lin Dong’un ifadesi ciddileşti. Ondan yayılan olağanüstü gücü apaçık hissedebiliyordu.

 

“Bu da ne böyle?” Lin Dong, Taş Tılsımın içindeki küçük sansara merakla sordu.

 

“Şeytani Yeşim Su Pitonu! Daha açık olmak gerekirse, bu bir Şeytani Yeşim Su Pitonunun Şeytani Ruhu olmalı.” Küçük sansarın sesindeki karşı konulamaz heyecanı her türlü duyulabiliyordu.

 

“Şeytani Ruh mu?”

 

Bu sözleri duyması üzerine Lin Dong’un bütün tüyleri korkudan diken diken olmuştu. Şeytani Yeşim Su Pitonu’nun ne kadar güçlü olduğunu bilmese de Şeytani Ruh’u yoğunlaştırabilen Şeytani Canavarların ne kadar muazzam bir güce sahip olduğunu biliyordu. En azından şuan ki mevcut gücüyle, sadece tek hamlede ölebileceğini çok daha iyi biliyordu.

 

“Korkmana gerek yok. Bu Şeytani Ruh yaralı ve yüksek zekaya sahip değil. Halletmesi kolay olacak.” Sanki Lin Dong’un geri çekilme niyetini anlamış gibi küçük sansar anında araya girmişti.

 

“Şu anki gücü nedir peki?” Lin Dong, küçük sansarın sözlerine inanmıyordu ve bu yüzden hızlıca sorusunu yöneltti.

 

“Hmm…” Cevap vermeden önce küçük sansar bir süre düşündü: “Siz insanların, Kusursuz Yuan Dan Seviyesiyle eşit olmalı.”*

*Deuce: Yuan Dan Seviyesi; Başlangıç, Gelişmiş ve Kusursuz olmak üzere üç aşamadan oluşuyordu.

 

“Allah da seni kahretsin o zaman!”

 

Küçük sansarın sözlerini duyması üzerine Lin Dong yüksek sesle lanet okumaktan kendini alamamıştı. Eğer bu karşısındaki Şeytani Yeşim Su Pitonu yaralı olmasına rağmen Kusursuz Yuan Dan Seviyesine eşitse, tam sağlıklı haliyle de ‘Oluşturma’nın Üç Aşamasındaki* biriyle eşit olduğu anlamına gelmez miydi? Böyle bir şeyle nasıl olur da kolayca başa çıkılabilirdi?

*Deuce: Yuan Dan Seviyesindeki sonraki seviyeler.

 

“Gidiyorum ben!”

 

Lacivert ışık topunun içindeki bu şeyin aslında Xia Wanjin ve Yue Shan’ın güçlerine karşı savaşabildiğini hatırlayınca, Lin Dong biraz endişeli bir hal almıştı. Daha fazla bu konu üzerinde düşünmeyip hemen buradan kaçmak istiyordu. Şu anki gücünün Kusursuz Yuan Dan Seviyesindeki birine rakip olabileceğini hiç sanmıyordu.*

*Deuce: Bu davranışı biraz garip geldi bana ama en azından bazı mcler gibi her olaya hurra dalmayıp mantıklı hareket ediyor. Siz ne dersiniz bu konuda?

 

“Dur, bekle! Lacivert ışık topunun arkasındakileri görmüyor musun?” Lin Dong’un buradan kaçma istediğini anlayınca küçük sansar oldukça endişelenmişti. Çünkü bu Şeytani Ruh’unu, gücünün bir kısmını yenilemesi için acilen yutması gerekiyordu.

 

Bu sözleri duyması üzerine Lin Dong lacivert ışık topunun arkasına bakış atmasıyla birlikte havada süzülen üç siyah-beyaz inci gördü. Aralarından bir miktar mesafe olmasına rağmen, incilerden süzülen saf Yin ve Yang Enerjiyi hissedebiliyordu.

 

Bu düzeydeki saflık, Göksek Dan Havuzundaki enerjinin saflığıyla kıyas dahi kabul etmezdi.

 

“Bunlar da ne?” Lin Dong karşısındaki incilere ilgiyle bakarken sordu.

 

“Bunlar, Yin Yang İncisi ve Göksel Dan Havuzunun gerçek hazineleri. Tüm havuzun böylesi garip nesneleri yoğunlaştırıp oluşturması oldukça uzun yıllar alır. Dışarıda soğurduğun Yin ve Yang Enerjisi, bir Yin Yang İncisinin onda birine bile eşit değil ve dahası, bu incilerin sahip olduğu saflığından bahsetmiyorum bile. Eğer bu üç Yin Yang İncisini alırsan bu büyükbaba sana altı ay içersinde, yoo hayır, tam üç ay içerisinde başarılı bir şekilde Yuan Dan Seviyesine erişeceğini garanti eder.”

 

“Nee?”

 

Bu açıklamayı duyması üzerine Lin Dong kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Üç siyah-beyaz inciye doğru bakarken ağzı sulanmıştı ancak kısa bir sürenin ardından başını umutsuzca sağa sola yavaşça salladı. Her ne kadar Yin Yang İncileri çok değerli olsa da kendi hayatı daha da değerliydi. Eğer sessizce uyuyan Şeytani Yeşim Su Pitonunu uyandıracak olursa, burası onun mezarı olurdu.

 

“Bu Şeytani Ruh’u asla yenemem. En iyisi bu meseleyi unutalım gitsin!” Lin Dong çaresizce konuştu.

 

“Sen değil ama ben yenebilirim!” Küçük sansar kıkırdayarak karşılık verdi.

 

“Daha önce, hiç gücüm yok, dememiş miydin sen?” Küçük sansarının sözleri üzerine, Lin Dong şüpheli bir şekilde sordu.

 

“Şuan çok fazla gücü sahip değilim. Bu yüzden bedenindeki Yuan Gücünü ödünç almam gerekiyor.” Diyerek cevap verdi küçük sansar.

 

“Ben, sadece Göksel Yuan Son Seviyedeyim. Kendi gücümü sana ödünç versem bile bu yaratığı halletmek için yeterli değil.” Lin Dong kaşlarını çatmıştı, bu plan ona çok mantıksız geliyordu. Kaderini, bu küçük sansarın ellerine bırakmak istemiyordu.

 

“Heh, anlaşılan ‘Göksek Şeytan Sansar’ kabilesinin yöntemlerini çok hafife alıyorsun evlat! Her ne kadar tam gücümün on binde birine sahip olmasam da nasıl olur da bir Şeytani Yeşim Su Pitonu ile başa çıkmam zor olabilir?” Küçük sansar küçümseyen ses tonuyla cevap verdi.

 

Lin Dong az da olsa tereddüt ediyordu. Göksel Şeytan Sansarı hakkında herhangi bir şey duymamıştı fakat karşısındaki küçük sansar da hiç de normal değildi. Ne de olsa, sıradan bir Şeytani Canavar onun kadar zekaya ve bilince sahip değildi.

 

“Neden muhallebi çocuğu gibi çekinip her şeyi ağırdan alıyorsun. Büyük şeyler yapmak, büyük riskler gerektirir. Eğer yukarı çıkıp burada olan nesneleri onlara anlatacak olursan, bu büyükbaba seninle her iddiasına var, o yaşlı adam kesinlikle apar topar buraya gelir ve buradaki hazineleri elde etmek için önünde kim varsa gözünü kırpmadan öldürür.” Lin Dong’un hala iki arada bir derede kaldığını gören küçük sansar da oldukça huzursuz olmuş, içinden lanet okurken beklentisinin karşılanmamasından dolayı da biraz içerlemiş durumdaydı.

 

Lin Dong ise karşılık olarak ona gözlerini devirdi. Küçük sansarın abarttığını biliyor olsa da karşısındaki Yin Yang İncilerden yayılan saf enerjiden anlaşılıyordu ki; bunlar hiç de sıradan birer nesne değillerdi.

 

“Pekala, bi deneyelim bakalım! Ne yapmam gerekiyor?”

 

Bir kez daha derin düşüncelere dalmasının ardından Lin Dong, kararlılıkla dişlerini gıcırdattı. Küçük sansar haklıydı; ne yaparsa yapsın her zaman riskler var olacaktı. Bu üç Yin Yang İncisi için şansını deneyecekti.

 

“Yuan Gücünü, Taş Tılsımın içine gönder ve gerisini bana bırak!”

 

Lin Dong dudaklarını büzdü. Çoktan kararını verdiğinden daha fazla tereddüt etmedi ve zihnindeki küçük bir hareketle, Dantian’ındaki Yuan Gücünü elinin içinde bulunan Taş Tılsımın içine doğru gönderdi.

 

“Vıızz!”

 

Büyük miktardaki Yuan Gücü Lin Dong’dan ayrılmasının ardından, mor bir ize sahip simsiyah küçük bir sansar ortaya çıktı. Lin Dong, küçük sansara yakından bakma şansına sahip olmasıyla birlikte bu küçük hayvanın sahiden de bir fare olmadığını fark etti. Küçük sansarın alnındaysa, gizemli sembollere benzeyen zayıf bir desen çizgisi bulunuyordu.

 

“Oldu mu?” Sorusunu sorarken, Dantian’ından büyük bir miktar Yuan Gücünü tek seferde küçük sansara aktaran Lin Dong’un yüzü hayalet gibi bembeyaz olmuştu.

 

“Evet.”

 

Küçük sansar başını sallayarak onayladı. Olağanüstü derecede zayıf ancak güçlü bir aura sessizce etrafa yayılırken küçük sansarın gözlerinde mor ve altın ışıklar parlamıştı.

 

“Thump!”

 

Bu, son derece zayıflamış ama güçlü olan baskının ortaya çıkmasıyla, Lin Dong’un dizleri elinde olmayarak eğilmiş ve neredeyse yere diz çökmüştü. Aniden, hayret ve şaşkınlık taşıyan bakışlarını kaldırıp elindeki küçük sansara dikmişti.

 

“Heh heh, seni işe yaramaz çocuk. Daha buna bile dayanamıyorsun.” Bu sahneye şahit olması üzerine, küçük siyah bedeni birden kaybolup ışık topunun olduğu tarafta belirmeden önce alay etmiş ve sırıtmıştı.

 

Lacivert ışık topuna bakarken, küçük sansarın gözlerinde ciddi bir ifade belirdi. Pençelerinde siyah bir ışık süratle toplanıp yoğunlaşırken, elleri inanılmaz derecede hızlı hareket ediyordu. Elinde yoğunlaşan siyah ışık, kaşla göz arasında, karadeliğe benzer bir girdaba dönüştü.

 

“Göksel Şeytan Ağzı! Yut!”

 

Karadelik şekli oluştuğu esnada, küçük sansarın ağzından son derece antik ve boğuk bir gürültü yankılandı. Bu ses, küçük sansarın her zamanki alışılagelmiş sesinden tamamen farklıydı.

 

“Hmmmmmm!”

 

Küçük sansarın sesi yankı bulurken, karadelik benzeri girdap birden çılgınca dönmeye başladı. Girdap dönüşüne devam ederken, bir yandan siyah ışık bir araya gelip kocaman bir ağız şeklini alıyor diğer yandansa ışık topunu yavaşça içine doğru güçlü soğurma kuvvetiyle çekiyordu.

 

Küçük sansarın bu hareketini gören Lin Dong’un ifadesi ciddi bir hal almıştı. Gizlice geri çekilmiş ve tam mağaranın girişinin yanında durmuştu. Bulunduğu bu noktada, eğer işler rayından çıkarsa kolayca kaçabilecekti.

 

Güçlü yutma gücünün altında, ışık topu kademeli olarak yavaş yavaş karadeliğin içine doğru çekiliyordu. Ancak, Zihinsel Enerjisinin çok hassas algısı sayesinde Lin Dong, ışık topunun içindeki güçlü bir gücün hızlıca uyandığını hissedebiliyordu.

 

“Hayır yaa…”

 

Bunu görmesi üzerine Lin Dong’un bedeni buz kesilmişti.

 

“Tıısss!”

 

Aynı zamanda, ışık topunun içindeki yılan gölgesi hızla genişlerken mağaranın içerisinde keskin ve net bir tıslama sesi duyuldu.

 

Sonunda uyuyan yılanı uyandırmışlardı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44329 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr