Bölüm 67: Uğursuz Bulutlar

avatar
4922 6

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 67: Uğursuz Bulutlar


 

Çeviren: Mavimsigrii

Düzenleyen: Tişarpatu

 

Lin ailesinin ilk Yang Yuan taşı satışından büyük bir kar ettiği inkar edilemezdi. Bahsi geçen kar gerçekten de göz doldurucuydu. Elde edilen Çelik Koruların tamamını takas ettiklerinde yaklaşık 20 Yang Yuan taşı elde ederlerken bu sayı madende yalnızca bir günlük hasılata eş değerdi.

İkisini yan yana koymak cidden de imkansızdı.

Bu sebeple ilk satışlarını gerçekleştirmelerinin ardından, Lin Zhentian Lin ailesinin iş gücünün % 70-80’ine denk gelecek sayıda işçiyi Çelik Koru Malikanesinde görevlendirmişti. Dışarıdan bakınca Çelik Koru Malikanesini sıkı yönetim altına almış gibi gözüküyordu.

Lin ailesinin garp davranışları üzerine bir çok garip bakış çekmekteydi. Çelik Koru Malikanesindeki Çelik Korular boldu ama teslim günü Lei ailesinin toprağın büyük bir kısmını zehirlediğini herkes biliyordu. Birçok insanına göre Çelik Koru Malikanesi değerini çoktan yitirmişti. Ama Lin ailesi Çelik Koru Malikanesini bir kenara itmek yerine her geçen gün daha yoğun çalışıyordu. Lin ailesi minik detaylara takılı kalıp asıl olayı gözden kaçırıyormuş gibi görünüyordu.

Lin ailesi ortada gezinen bu dedikodulara karşı sessizliğini korudu. Dışarıdakilere hiçbir açıklama yapmadılar. Bilgi sızmasını önlemek amacıyla büyük önlemler almışlardı. Bu yüzden kimsenin Lin ailesinin ne işler karıştırdığından haberi yoktu…

Tabii tüm çabalarına rağmen bazı istisnalar çıkıyordu…

Qingyang Kasabası, Lei ailesi.

Lei ailesinin mekanının derinliklerindeki geniş salonda yaklaşık on kişi oturmuşlardı, bunlar Lei ailesinin önde gelen kişileriydi. En önde oturan Lei ailesinin lideri Lei Bao’ydu. Yüzü fırtına öncesi sessizliği andıran bir ifadeyle kararmıştı. Etrafındaki herkes diken üstündeydi, onu kızdırmaktan korkuyorlardı.

“Baba, edindiğim bilginin kesinliği yüzde yüz. Lin ailesinin Yan Şehrine gitme nedeni görünüşte Çelik Koru satmak. Ama bu sadece birkaç yüz Yang Yuan taşı satmak için oluşturulan bir perdeden ibaret. Lin ailesi yıllar boyunca gelişmeye devam etmiş olsa da bu Lei ailesinin bile kolayca elde edemeyeceği bir kaynak. Güçsüz Lin ailesi nasıl oluyor da bunu başarıyor?” Lei Bao’nun sol tarafında oturan Lei Pi tatsız bir ifadeyle konuştu.

“Ne demeye getiriyorsun?” Yang Yuan taşlarının miktarını duyan Lei Bao’nun gözleri seğirmeye başladı.

“Şu zaman içinde Lin ailesinin sergilemiş olduğu garip davranışlarını eminim hepiniz fark ettiniz. Çelik Koru Malikanesinin ne duruma geldiğini hepimiz biliyoruz. Eğer Lin Zhentian mahvolmuş bir malikaneyle bu kadar yakından ilgileniyorsa bunamış demektir…” Lei Pi konuşurken masada oturanlara bakıyordu.

Kelimelerini duyanlar da onaylar biçimde başlarını salladılar. Lin Zhentian bu şehre uzun zaman önce tek başına gelmiş, sahip olduğu yetenek ve iradesi sayesinde Lin ailesini kurmuştu. Çelik Koru malikanesi üzerinde vakit kaybetmesi kimseye mantıklı gelmiyordu.

Bu sebeple görünenden çok farklı bir neden olmalıydı. Lin ailesinin sattığı Yang Yuan taşlarının miktarını düşünenlerin yüz ifadesi değişiveriyordu.

“Yanılmıyorsam, Lin ailesi Çelik Koru Malikanesinin yakınlarında yer alan bir kaynak bulmuş olmalı. Bu kaynak da muhtemelen bir Yang Yuan taşı madeni.''

Lei Pi’nin sözleri salondakilerin dünyalarını sallamış, hepsini sessizliğe gömmüştü. Birkaç dakika sonra olaylara inanmakta zorluk çeken birinin ağzından şu kelimeler döküldü: “Bu nasıl mümkün olabilir? Çelik Koru Malikanesi bunca yıldır bize aitti ve hiç birimiz Yang Yuan taşı madeni hakkında tek kelime duymadık!”

“Tüm alanı dikkatle taramamıştık.”

Lei Bao’ya bakan Lei Pi’nin yüzü kaskatı kesildi. Derin bir nefes çekti ve sözlerine devam etti: “Baba, Lin ailesine kendi ellerimiz ile paha biçilemez bir hazine verdik sanırım.”

“Bam!”

Lei Bao’nun elindeki çay fincanı tuzla buz olurken çay parmaklarının arasından süzülmeye başladı. Yaşı ve kırışık yüzü eskisinden de çirkin ve sert gözüküyordu.

Yang Yuan taşı madeni, bu basit görünen 4 kelime Lei Bao’nun kalbinin sıkışmasına sebep oluyordu. Çelik Koru malikanesinde gerçekten de Yang Yuan taşı madeni varsa bunun değeri malikanenin tamamındaki Çelik Koruların değerini aşardı!

Paha biçilemez bir malikaneyi Lin ailesine kaptırmışlardı. Üstüne bir de Lin ailesine yarısı yok olmuş bir malikane teslim ettikleri için sevinip durmuşlardı. Bu sahneleri hatırlayınca tüm neşelerinin boşa olduğunu anladılar.

Lei Bao’nun sert yüz ifadesine bakanlar sessizliğe boğulmuştu, tek kelime etmeye cesaret edemiyorlardı.

“Sahip olduğumuz bütün casus ve bilgi toplayıcıları gönder, Çelik Koru Malikanesi hakkında toplayabildikleri kadar bilgi toplasınlar. Orada bir Yang Yuan madeni olup olmadığını doğrulamak istiyorum!”

Derin bir nefes alan Lei Bao’nun yüzü nihayet normale döndü. Ama ses tonu ay takviminin on ikinci ayındaki bir kar fırtınası kadar soğuktu.

“Buna ek olarak Lin ailesinin attığı her adımdan haberdar olmak istiyorum. Yan Şehrine yeniden gidecek olurlarsa bu bilgim dahilinde olacak!”

“Elbette!”

Emirlerini duyan Lei aileleri saygılı ses tonlarıyla onayladılar. Birbirleri ile göz göze geldikten sonra vakit kaybetmeden toplantı salonunu terk ettiler.

İnsan kalabalığı salondan çıkıp gidince ortalık yeniden sessizliğe gömüldü. Lei Bao buz gibi bir ifade takınmış koltuğunda oturuyordu. Dakikalar sonra sert sesi yankılandı:

“Lin Zhentian, ailen ölüme susamış olduğu için sakın ola merhametsiz davranışlarımızdan ötürü Lei ailemi suçlamayasın!”

Yan Şehrinden sorunsuz bir şekilde dönen Lin ailesinin önde gelen isimleri Çelik Koru Malikanesine geçti. Lin Dong’un fazla yardımı dokunmadığından zamanının çoğunu yalnız başına devam ettiği eğitimiyle geçiriyordu.

Şuan da odaklandığı 3 ana konu vardı; Yuan Gücü, Dövüş Sanatları ve yeni kazanmış olduğu Zihinsel Enerji.

Lin Dong’un güç seviyesi Dünyevi Yuan Gücünün son aşamasında kalmıştı. Duruma bakılınca kendisini zorlayıp yorulmadan ilerlerse sonunda Göksel Yuan Gücüne ulaşacak gibiydi. Ama beklentiler ve yaşananlar arasında her zaman koca bir boşluk olurdu. Lin Dong, Yan Şehrinden döneli bir ay olmasına rağmen sıkı çalışması ve Yang Yuan hapları onu her an seviye atlayacakmış gibi hissetmekten pek de uzağa taşıyamamıştı. Atılması gereken son küçük adım ona koca bir engel oluşturan bir atlayış gibi geliyordu.

Aşama kaydedemeyen Lin Dong çaresiz hissetse de bu konuda fazla endişelenmedi. Sonuçta Göksel Yuan Gücüne ulaşmak öyle kolay bir şey değildi ve yalnızca bir aylık çalışmayla sonuç almayı beklemek biraz fazla kaçıyordu.

Dövüş Sanatlarına gelince Lin Dong gittikçe ustalaşıyordu. Mucize Geçidi Mührünün ikinci kısmını da kolaylıkla sergileyebiliyordu artık. Dahası üçüncü kısımda da ustalaşmaya başlamıştı. Dünyevi Yuan Gücünün son aşamasında olduğundan Taş Tılsımın Mucize Geçidi Mührünü tamamlaması için yeterli Yuan Gücünü sağlayabiliyordu artık.

Yuan Gücü ve Dövüş Sanatları Lin Dong için hızla gelişen şeylerdi. Tek istisna Zihinsel Enerji eğitimiydi. Şu kısacık ay içinde Lin Dong Zihinsel Enerjiyi kalp atışlarında hissedebiliyordu ve her nefes alışında giderek güçleniyordu. Lin Dong Ruhani İlerleyiş Bölümü’nün ilk kısmında başarıyla ustalaşmıştı. Ayrıca bu gelişim tıpkı yüzmeyi öğrenen bir balık gibi hiç yardım almadan kendiliğinden oluveriyordu.

Buna bakınca Lin Dong’un Zihinsel Enerjide sıra dışı bir yeteneğe sahip olduğunu kabul etmekten başka çaresi kalmamıştı.

Lin Dong sessizce eğitimine devam ederken zaman su gibi akıyordu. İki ay göz açıp kapayıncaya kadar geçti.

Üçüncü aya yaklaşmışlardı ki Çelik Koru Malikanesinin içinde öncekisinden de büyük bir kabile yola çıkmak üzere hazırlanıyordu…

Çelik Koru Malikanesinde atılan en küçük adım bile minik bir sinekkuşu sayesinde Lei Bao’nun kulağına gidiyordu.

Lei Bao sinekkuşundan minnacık bir kağıt parçası aldı. Kağıda şöyle bir göz attıktan sonra ağzının kenarları şeytani bir gülümsemeyle kıvrıldı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr