Bölüm 68: Kara Ejder Ardiyesi

avatar
5022 6

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 68: Kara Ejder Ardiyesi


 

Çeviren: Mavimsigri

Düzenleyen: Aydehan

 

“Bu yolcuğun önceki gibi sorunsuz geçmeyeceği belli, kaynaklarımdan aldığım bilgiye göre Yang Yuan taşı miktarı bazı aç köpeklerin kulağına gitmiş…” Lin Zhentian Çelik Koru Malikanesindeki geniş salonda Lin Xiao ve diğerleriyle konuşuyordu.

“Öyle mi? Lei ailesi bir şeyler karıştırıyor olmasın?” sözlerini duyan Lin Xiao ve diğerlerinin yüz ifadeleri değişiverdi.

“Heh, o yaşlı kurnaz Lei Bao yanlış karta oynamaz. Yang Yuan taşlarına taş koyanlar ‘Kara Ejder Ardiyesi’” Lin Zhentian vahşice gülümsedi.

“Kara Ejder Ardiyesi mi?”

Bu ismi duyan Lin Dong dahil herkes kaşlarını çatmıştı. Qingyang Kasabasının 30 metre yakınlarında birçok haydut vardı. Kara Ejder Ardiyesi de bunlardan en ünlü olanıydı. Haydutların merhametsiz ve vahşice davrandıkları söylenirdi ayrıca Kara Ejder Ardiyesi’nin iki yöneticisi de Göksel Yuan Gücü kullanıcısıydı. Bu yüzden ikilinin adını duyanların tüyleri diken diken oluyordu.

“Kara Ejder Ardiyesi’nin Yanh Yuan taşı sattığımızdan nasıl haberi oldu ki? Lin ailesmizin geçilmesi kolay kişiler olmadığını da bilmeleri gerek.” Dedi Lin Xiao. Lin ailesinin yolu daha önce bu haydutlarla kesişmemişti. Kara Ejder Ardiyesi ne diye Lin ailesinin peşine düşmüştü birden bire?

“Heh he, Lei ailesinin bu işte parmağı olduğunu düşünüyorum. Son zamanlardaki davranışlarımız şüphe uyandırıcıydı…” Lin Zhentian kıkırdadı.

“Baba, Kara Ejder Ardiyesi’nin Lei ailesi tarafından kışkırtıldığını düşündüğünü mü söylüyorsun?” kenarda duran Lin Mang ve Lin Ken’in yüz ifadeleri ciddileşmişti.

“Lei Bao’yu tanıyorsam durum bundan ibarettir”

Lin Zhentian onayladı ama bakışları birden soğuklaştı ve dudaklarından şu kelimeler döküldü: “Öncekinde olduğu gibi bu defa da ben liderlik edeceğim. Lin Xiao ve Lin Mang bizimle gelirken Lin Ken Çelik Koru Malikanesini kollamak üzere kalacak. Kara Ejder Ardiyesi’nin Lin ailemizin karşısına çıkmaya yüzü olup olmadığını bizzat görmek istiyorum!”

“Elbette!” emirlerini duyan Lin Xiao ve Lin Mang hemen cevapladılar.

“Dong-ger bu defa yolculuğa bizimle gelme. Çelik Koru Malikanesinde bekle” emirlerini tamamlayan Lin Zhentian Lin Dong’a dönüp onunla konuştu. Bu yolculukta büyük bir sava çıkabilirdi ve Lin Dong kendini koruyabilecek güçte olsa da Çelik Koru Malikanesinde kalması daha güvenli olurdu.

Lin Zhentian’ın sözlerini duyan Lin Dong başını sallamakla yetindi.

“Vakit nakittir, hemen herkesi toplayın!”

“Baş üstüne!” Lin Mang ve Lin Ken başlarını salladıktan sonra hemen işe koyuldular. Kısa bir süre sonra at nallarının birbirine karışan sesleri yankılanmaya başladı. Yankılanan sesler yaklaşan fırtınanın habercisiydi sanki.

Malikane duvarının üzerinde duran Lin Dong ayrılmakta olan devasa kabileye baktı. Dikkatli korumalarla birlikle tozu dumana katarak ana yola doğru gitmekteydiler.

“Umarım hepiniz sağ salim dönersiniz”

Lin Dong iç çekti. Lin ailesindeki gerginliği hissedebiliyordu. Bu gerginlik nedeniyle genç nesil bile ciddileşmişti.

“Korkma sen, büyükbabamın liderliği sayesinde Kara Ejder Ardiyesi’nin saldırmaya cesaret edeceğini hiç sanmıyorum!”

“Evet!”

“Lin Xia ve Lin Hong da bu gün malikaneye geldiler, git de onlarla takıl. Bu meseleleri kafana takma sen bırak yetişkinler halletsin” Lin Ken Lin Dong’unbaşını okşadı ve emirler vermeye başladı: “Herkes aşırı dikkatli davransın. Rüzgarın kıpırdattığı tek bir yapraktan bile haberim olacak! Ne olursa olsun şüpheli davrananları yakınlaştırmayacaksınız!”

“Baş üstüne efendim!”

Lin Ken emirlerini bitirince malikane onaylama sesleriyle yankılandı. Güneşin ışıkları toprağı öperken tüm malikane etrafta olan bitenlere pür dikkat kesildi.

Lin Dong malikane duvarından atladı ve malikanenin içinde bulunan eğitim alanına gitti. Lin Xia, Lin Hong ve Lin ailesinin gençleri aralarında savaşıyorlardı.

“Lin Dong-ge”

Lin Dong’un yaklaşmakta olduğunu görünce yaptıkları işi bırakıp heyecanla onu selamladılar. Lin Dong kalplerinde yer edinmişti.

“Heh şimdi gerçekten de etkileyicisin ha” Lin Dong’un önünde duran Lin Xiao elini ince beline koymuş konuşuyordu.

“Lin Xia-je, alay etme ama benimle” karşısında duran genç ve zarif kıza bakan Lin Dong çaresizce konuştu, yüzünde acı bir gülümseme vardı.

“heh” Lin Dong’un tepkisini gren Lin Xia kendine engel olamayıp gülmeye başladı. Kar beyazı rengindeki ince elini salladı ve yakındaki bir kaya parçasına otururken şu sözleri söyledi: “Tamam tamam. Dalga geçmiyorum seninle. Büyükbaba ve diğerlerinin başına çok fazla iş açılır mı sence?”

Sözlerini bitirirken genç kızın yüzünde endişe vardı. Malikanedeki gergin havayı sezebiliyordu, şimdiye kadar Lin ailesinin koruması altında yaşamıştı ama dış kuvvetlerin ne denli vahşi olabileceğinden haberdardı.

Lin Zhentian ve diğerleri aileyi bir arada tutanlardı. Onlara bir şey olacak olursa ailenin parçalanması kaçınılmaz olurdu. Bir parça huzura sahip olmaları bile imkansızlaşırdı.

“Meraklanma her şey yolunda geçecek”

Lin Dong gizlice iç çekti. Lin Xiao ve diğer gençlerin endişe dolu yüzlerine bakınca farkında olmadan dudaklarını ısırdı. Lin ailesinde bir Yua Dan kullanıcısı olsaydı böylesine endişeli olmazlardı. Gerçek güç güvenliğe sahip olmanın tek yoluydu.

Lin Dong’un rahatlatıcı kelimelerinin adından Lin Xia biraz daha iyi hissetmeye başladı. Aniden Lin Dong’a Qingyang Şehrinde yaşanan güncel olaylardan bahsetmeye başladı.

Bir süre sohbet ettiler, yakınlarda duran Lin Hong birden yanlarına geldi. Lin Dong’a bakıp bir süre tereddüt ettikten sonra şöyle dedi: “Lin Dong biao-di, dövüş sanatları çalışırken bazı zorluklarla karşılaştım. Bana yardım edebilir misin?”

İsteğini duyan Lin Xia ve Lin Dong şaşkınlıktan taş kesilmiş inanamayan gözlerle Lin Hong’a bakıyorlardı. Bu genç her zaman gururlu biri olmuştu, bu yüzden Lin Dong’tan yardım istemesini hiç mi hiç beklememişlerdi.

“Tabii ki.  Biz aileyiz. Birbirimize yardım etmekten daha doğalı yok” Lin Xia Lin Dong’un aralarındaki geçmişten dolayı teklifi ret edeceğinden korkuyordu ki Lin Dong gülümseyerek teklifi kabul etti.

Lin Dong’un ılımlı cevabını duyan Lin Hong da biraz olsun şaşırmıştı, yüzü kızardı. Geçmişteki çocuksu davranışlarından utandığı besbelliydi.

“Lin Hong biao-ge, çalışmakta olduğun dövüş sanatlarını sergile hadi.”

Lin Hong aceleyle başını salladı. Bir adım geriledi tam savaş pozisyonu almıştı ki lin Dong oturduğu yerden aniden kalktı. Dakikalar önce parlak bir gülümseme takınmış olan yüzü şimdi ciddiliğe gömülmüştü.

“Lin Dong sorun nedir?” ani değişimi gören Lin Xia şaşkınlıkla sordu.

“Bela…”

Lin Dong zorlukla nefes aldı. Açıklamaya zahmet etmeden arkasını döndü ve malikanenin girişine doğru koşmaya başladı. Malikanenin duvarına çıktı ve ufuk çizgisine bakınca tozu dumana katan bir şeyin yaklaşmakta olduğunu gördü. Binlerce atın ayak sesleri birbirine karışıyor tıpkı bir dalga gibi yaklaşıyordu.

“Bu ne be?”

Lin Xia, Lin Hong hatta Qing Tan bile Lin Dong’un peşinden gitmişlerdi. Kum fırtınasını görünce yüzlerinde korku ifadeleri belirdi.

“Bunlar Kara Ejder Ardiyesi’nin üyeleri. Kandırıldık. Asıl hedefleri büyükbabanın satmak üzere yanına aldığı Yang Yuan taşları değildi… Çelik Koru Malikanesini istiyorlar!”

Lin Dong’un yüzünde sert bir ifade vardı, yumruklarını öyle sert sıkmıştı ki parmakları kütürdedi. Eğer düzgün bir plan yapmazlarsa Lin ailesi korkunç bir felaketin kurbanı olacaktı…

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr