Bölüm 87: Orta Seviye Ruh Perisi!!

avatar
2015 0

Upgrade Specialist in Another World - Bölüm 87: Orta Seviye Ruh Perisi!!


 

Çeviri: 8De4thTheKid8

 

Gecenin bitiminde, tekrardan gündüz oldu. Ve gün ışığının odaya girdiği an, Bai Yunfei’nin parmağı yatağın üzerinde hafifçe hareket etti ve gözleri yavaşça açılmaya başladı…

 

Bai Yunfei yavaşça doğrularak bir süre kendi vücuduna baktı ve ardından sağ elini baş hizasına kaldırdı. Elini bir süre incelerken düşüncelere daldı.

 

“Bu çok tehlikeliydi… Kendimi çılgınca bu kadar hızlı bir şekilde geliştirmemin böyle sonuçlanacağını düşünmedim. Neredeyse hayatımı kaybedecektim. Ruh gücümü geliştirmek için böyle bir teknik belki bir kısa yol olabilir ama gelecekte sonuçlarını düşünmeden bunu kullanamam.” Ateş elementi üzerinde kontrolünü kaybetmesini ve bunun getirdiği dayanılmaz acıyı düşününce Bai Yunfei istemsizce korktu. O esnada gerçekten de oracıkta öleceğini düşünmüştü.

 

“Hepsi büyük kardeş Hong Yin sayesinde… Onun yardımı olmasaydı, eğer hayatım kurtulsa bile arzuladığım kadar güçlü olmam pek de kolay olmazdı. O zaman bu kadar kaygısız ve rahat yaşayabilir miydim hiç?”

 

Bai Yunfei bedenini şöyle bir gözden geçirdi. Karnındaki ateş tohumu özü geçen günküne göre iki kat daha büyüktü. Artık bir yumruk büyüklüğündeydi. Görünüşe göre kalbini sarmalamıştı ve kalbiyle aynı ritimde atıyordu. Her atışta bir miktar ateş elementi dışarıya sızıyor ve vücudu boyunca yayılarak ruh gücüyle birlikte deveran ediyordu. Vücudunda kabaran bir güç vardı ve şu ana dek hiç olmadığı kadar güçlü hissediyordu.

 

“Orta seviye Ruh Perisi!!” Bai Yunfei’nin gözleri parladı, “Büyük kardeş Hong Yin’in bana verdiği şu ‘ateş tohumu ruh mantarı’ denen şeyin bu kadar mucizevi bir etkisi varmış! Ama bu aynı zamanda onun kalbinin büyüklüğünü gösterir. Korkarım bu borcu ödemek zor olacak…”

 

Bir süre düşündükten sonra Bai Yunfei iç çekti ve bu konuda düşünmekten vazgeçti. Yataktan inerek kapıyı açtı ve dışarı çıktı.

 

Dışarıdaki temiz hava yüzüne vurmuştu ve onu oldukça canlandırmıştı. Odasından çıktığı esnada komşu odadan gıcırtılı bir ses geldi ve kapı açıldı. Hong Yin hafif bir gülümsemeyle yürüyerek dışarı çıktı.

 

Bai Yunfei’nin gözleri duyguyla parladı. Hong Yin’in kendisi için endişelendiğini ve durumunu dikkatle izlediğini biliyordu.

 

Hong Yin’i başıyla selamlayarak Bai Yunfei minnettar bir şekilde konuştu, “Büyük kardeş Hong Yin, hepsi senin sayende, beni…”

 

“Haha, Yunfei sanki yabancıymışız gibi konuşuyorsun. Bu kadar ciddiye almana gerek yok.” Hong Yin ilgisizce elini salladı, “Seni kurtardım çünkü sana yardım etmeye değeceğine inanmamı sağladın. Hala çok fazla sırrın olduğuna göre gelecekte birçok şey başaracaksın, değil mi?”

 

“Bu…” Bai Yunfei biraz tereddüt etti. Ne demesi gerektiğinden emin değildi.

 

“Tabii ki bu sadece benim tahminim. Bana söylemek zorunda değilsin. Ama sanırım beni hayal kırıklığına uğratmayacaksın, değil mi?”

 

Bai Yunfei biraz mahcup oldu. Bir anlığına sessiz kaldıktan sonra hafifçe başını salladı ve dürüstçe Hong Yin’e cevap verdi, “Ne olursa olsun, büyük kardeş Hong Yin bu sefer hayatımı kurtardı. Bunu asla unutmayacağım. Sanırım…”

 

“Neee? Büyük kardeş Yunfei iyi! Bu harika!” Tam o esnada, avlunun dışından endişeli bir sevinç çığlığı duyuldu. Bai Yunfei arkasını dönünce, kendisine doğru sevinçle koşmakta olan zümrüt yeşili elbiseli Chu Yuhe’yi gördü. You Qingfeng, Mu Wanqing ve hatta Qiu Luliu da onun arkasından avluya giriyordu.

 

“Büyük kardeş Yunfei, sen iyi misin? Tamamen iyileştin mi?” Chu Yuhe, Bai Yunfei’ye doğru koşturdu ve endişeli bir şekilde birbiri ardına sorular sordu.

 

Bai Yunfei etkilenmiş bir şekilde Chu Yuhe’ye baktı. Bu küçük kız… Ona nasıl abilik yapacağına dair hiçbir fikri yoktu. Onu ilgisizce yeminli kız kardeşi olarak kabul etmesinin tek nedeni Mu Wanqing’in ayarlamasıydı. Ama Chu Yuhe, onu son derece önemsemiş ve öz abisi gibi bellemişti.

 

Bai Yunfei başıyla onaylayarak hafifçe gülümsedi, “Oh, Yuhe endişelenmene gerek yok. Ben iyiyim, tamamen iyiyim.”

 

Daha sonra Chu Yuhe’nin arkasındaki Qiu Luliu’ya baktı ve onu da başıyla selamladı. Ardından ellerini kavuşturup You Qingfeng ve Mu Wanqing’e doğru döndü, “Kıdemli You, müdür Mu, minnettarlığımı anlatmaya kelimeler yetmez. Bugünden itibaren, kesinlikle sizin iyiliğinizi geri ödemek için bir yol bulacağım!” Yunfei candan bir şekilde konuştu.

 

“Yunfei sanki yabancıymışız gibi konuşuyorsun. Sen Yuhe’nin yeminli kardeşisin. Sana yardım etmek olması gereken şey. Dahası, biz sana çok da yardım etmedik. Seni kurtaran Hong Yin idi. Eğer birine borcunu ödemek istiyorsan ona ödemelisin.” Mu Wanqing gülümseyerek kafasını salladı.

 

“Yunfei, senin gücün…” You Qingfeng avluya girdiğinden beri sanki emin olamadığı bir soru varmış gibi Bai Yunfei’ye gözlerini dikmişti.

 

“Ee, sadece yaralarım tamamen iyileşmekle kalmadı, ateş tohumu özümü de tamamen yoğunlaştırdım ve dengeledim. Gücüm de orta seviye Ruh Perisi alemine ulaştı.” Bai Yunfei başıyla onayladı ve herkes hissedebilsin diye gücünü serbest bıraktı.

 

“Bu… Bu bütünüyle akıl almaz! Büyük kardeş Hong Yin’in ‘ateş tohumu ruh mantarının’ bu kadar güçlü bir etkisi mi var?!” Qiu Luliu şaşkınlık içinde Bai Yunfei’ye baktı. İstemsizce haykırdı ve ardından iç çekip keyifsiz bir biçimde konuştu, “Yunfei, bırak konuşayım tamam mı? Seni ilk gördüğümde, yalnızca son seviye Ruh Çırağıydın. Ama şimdi… Her ne kadar iyi talihle karşılaştığını bilsem de senin bu ilerleme hızın bana büyük bir darbe vurdu. Eskiden gelişim için yeteneğimin oldukça iyi olduğunu düşünürdüm!”

 

“Eh, Luliu, neler söylüyorsun öyle? Sadece şansım yaver gitti, o kadar. Üstelik hepsi büyük kardeş Hong Yin sayesinde. Neredeyse ölmüştüm. O durumdan sonra ne kadar iyi olabilirim ki?” Bai Yunfei istemsizce güldü.

 

Hong Yin herkese şöyle bir göz gezdirdi ve ardından dedi, “Avluda beklemeyelim de odalardan birine geçelim…”

 

………

 

Bir saat sonra, You Qingfeng ve diğerleri sonunda ayrılmıştı. Mu Wanqing okulun başıydı ve bu yüzden bir sürü yapacak işi vardı.

 

Mu Wanqing, Bai Yunfei’ye Buz Okulunun Yeşim Söğüt Şehrini terk ettiğini söyledi. İki üstatları, özellikle de Zhang Zhenshan, Bai Yunfei tarafından yaralanmıştı. Kaburgaları birkaç yerinden kırılmıştı ve iç organları kopmuştu. Yaralarının tamamen iyileşmesi haftalar sürerdi.

 

Onları gönderdikten sonra Hong Yin, Bai Yunfei’ye endişeli bir şekilde baktı. “Yunfei, sorun ne? Yoksa Buz Okulunun intikam almasından mı korkuyorsun? Öyleyse endişelenme. Uzun bir süre seninle uğraşmayacaklardır. Dahası, şu anki gücünle onlardan korkmana da gerek yok, öyle değil mi?”

 

Hong Yin’in imalı sözlerini duyunca Bai Yunfei şaşırıp kaldı, “Büyük kardeş Hong Yin, beni büyük görüyorsun. Şu an yalnızca orta seviye Ruh Perisiyim. Hâlâ bir okulun müdürüyle karşılaştırılamam…”

 

“Haha, sadece şaka yapıyorum.” Hong Yin gizemli bir şekilde güldü ve ardından aniden konuyu değiştirdi, “Ah, Yunfei. Zhang Zhenshan ile savaşman için verdiğim kol zırhı var ya, onu geri alabilir miyim?”

 

“Ah?” Bai Yunfei’nin ifadesi sertleşti. Hong Yin’in birdenbire böyle bir konu açacağını hayatta aklına getirmezdi ve bir süre boyunca cevap veremedi. Ama sessiz bir biçimde başını eğdikten sonra, yüz ifadesi hafifçe değişti ve iç çekti. Elini sallamasıyla kızıl kol zırhı açığa çıktı. Bai Yunfei kol zırhını masanın üzerine koydu ve zorla gülümsedi, “Evet, bu başlangıçta büyük kardeş Hong Yin’in eşyasıydı. Onu sana geri vermeliyim…”

 

Bai Yunfei’nin acı dolu yüz ifadesini görünce Hong Yin gülümsedi. Sakinmiş numarası yapmak için elinden geleni yapıyordu ama kıkırdamadan edemedi ve Bai Yunfei’ye sataştı, “Yunfei, sadece dalga geçiyorum. Sen gerçekten ciddisin… Büyük kardeş Hong Yin’i nasıl biri olarak görüyorsun? Önceden net olarak onu sana verdiğim söylemiştim. Nasıl bu şekilde geri alabilirim? Haha…”

 

Bai Yunfei sersemledi. “Bu…”

 

“Haha, sadece bu kol zırhını ne kadar ‘dönüştürdüğünü’ görmek istemiştim…” Hong Yin elini kol zırhına doğru uzattı. Ve kol zırhının üstüne dokunduğu an yüzündeki gülümseme kayboldu. Şaşkına dönmüş bir biçimde elindeki kol zırhına baktı ve ruh gücünü onun içinde çevirdi. Bunun üzerine kol zırhı kırmızı bir şekilde parlamaya başladı.

 

“Yüksek Yeryüzü Sınıf!” Hong Yin önceden kendini hazırlamış olmasına rağmen yine de nefes nefese kalmadan edemedi, “Bu nasıl mümkün olabilir? Onu sana verdiğimde, kesinlikle yüksek yüksek insan sınıfı ruh silahıydı. Nasıl olur da üç kademe birden yükselir ve hatta yeryüzü seviyesine çıkar…”

 

Hong Yin bir anlığına yıldırım çarpmış gibi şaşırdı ve ardından gözleri parlayarak kafasını birden Bai Yunfei’ye çevirdi, “Yunfei, sen Zanaat Okulundan mısın?”

 

“Ne?” Bai Yunfei kol zırhını geri vermek zorunda olmadığına sevinirken bir yandan da kol zırhının nasıl ‘yükseltildiğini’ açıklamak için bir yol düşünmek zorundaydı. Ama Hong Yin’in sorusu onu şaşırtmıştı ve soruya soruyla karşılık verdi, “Büyük kardeş Hong Yİn, Zanaat Okulundan olup olmadığımı nasıl sorarsın? Benim durumumu bilmiyor musun? En başından itibaren, bana öğreten kişi kıdemli Ge Yiyun idi…”

 

Hong Yin bir süre garip bir şekilde Bai Yunfei’ye gözlerini dikti ve sonunda kendine gelip kafasını salladı, “Senin Kader Okuluyla ilgin olduğunu biliyorum. Bu yüzden sordum. Yoksa senin Zanaat Okulunun bir iç öğrencisi olduğunu düşünürdüm…”

 

“Ee? Neden böyle dedin?” Bai Yunfei’nin kafası karıştı ve kaşları kalktı.

 

“Bu kol zırhının dönüşümü gerçekten de akıl almaz. Bunun sadece tek bir yolunu düşünebiliyorum ve bu da senin Zanaat Okulunun iç öğrencisi olman… Ateş tohumu özünü ruh silahı yaratmak ve arıtmak için kullanmanın yolunu bilen bir öğrenci!”

 

“Zanaat Okulu’nun gizli bir yöntemi olduğu söylenir. Onlar atılım yaptıkları zaman, yoğunlaştırılmış ateş tohumu özünü ve güçlendirilmiş büyük miktarda saf ateş enerjisini bir ruh silahı yaratmak için kullanabilirler. Onlar bu ruh silahını yükseltebilirler ve ateş tohumu özü kendi vücutlarıyla uyum içinde olduğundan, ruhları ve ruh silahları arasında özel bir bağlantı oluştururlar. Böylece ruh silahının gerçek gücünü açığa çıkartabilirler. Böylece Zanaat Okulundakiler bu silahlara ruha bağlı silahlar derler.”

 

“Doğal olarak bu sadece Zanaat Okulundakilerin yapmak isteyeceği bir şey. Ateş tohumu özüne sahip diğer ruh geliştiricileri böyle bir şey yapmaya çok gönülsüzdür. Ne kadar ateş enerjisine sahip olurlarsa onu ruh silahı yapmak için harcamaya o kadar gönülsüz olurlar. Ne de olsa ateş tohumu özünü sadece bir kez yoğunlaştırıyorsun ve ne kadar büyürse gelecekte gelişim yolları o kadar pürüzsüz olur…”

 

“Zannediyorum bu kol zırhının dönüşümü senin atılım yapman sayesinde oldu, doğru mu? Bu senin neden ateş tohumu özünün sadece yarısına sahip olduğunu da gösterir. Ama sen gerçekten de Zanaat Okulunun öğrencisi değilsin. Öyleyse bu kol zırhını nasıl bu derece fazla geliştirebildin…”

 

Bai Yunfei başını eğdi ve Hong Yin’in dedikleri üzerine hızlı bir analiz yaptı. Gözleri parlarken kaşlarını çattı.

 

Yavaş yavaş, gözlerinde bir şey anlamış gibi bir bakış belirdi…

ÇN=Bu arada şu yazarın göz fetişinden nefret ediyorum. Bütün duyguları gözleri parlatarak ifade ediyor ve bunu Türkçede anlatmak biraz saçma oluyor. O kısımlar için kusura bakmayın yani. Sonraki bölümde görüşürüz. Bizimki bakalım sırrını anlatacak mı Hong Yin’e….

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44543 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr