Bölüm 59: Ölümsüz Seviyesinde Av

avatar
5260 12

The Dark King - Bölüm 59: Ölümsüz Seviyesinde Av


Çeviren: Çıngıraklı  Düzenleyen: Sapphire

 

"Siz Toplayıcı kampından yeni mezun olanlar olmalısınız." dedi siyah ünfiormalı genç, odadaki yanmış kafataslarını görünce. Kafataslarının şeklini görünce, Dudian ve diğer üçünü büyük bir merakla incelemeye başladı, "Bu ilk seferiniz mi? Yoksa bir süredir toplayıcılık yapıyor musunuz? 4. seviye ölümsüzleri öldürebiliyorsunuz. Üstelik kafalarından 'soğuk kristalleri' toplamayı da biliyorsunuz."



Dudian direkt olarak genç adama bakıyordu. Sanki bir yırtıcı avını bakıyormuş gibi hissetmişti. Bir anlığına kalbi sıkıştı ve mırıldanarak açıklamaya başladı, "Konsorsiyuma giren son Toplayıcı grubundanız. Ölümsüzler yüzünden ana gruptan ayrılmak zorunda kaldık. Yanlışıkla bu yolu bulduk ve bu böylece canavarları öldürdük."



Gencin bakışları Dudian'e odaklanmıştı. 4 kişilik ekibin merkezinde onun olduğunu görebiliyordu. Gülümsedi ve dedi ki, "Merak etme. Konsorsiyumun sizin gibi akıllı kişileri aldığını görmek beni sevindirdi. Yaralandım ve yarama bakılması gerekiyor. Bana bir yer bulun ve biraz ateş getirin."



Dudian gencin sağ koluna baktı, başını salladı ve Zach'e dedi ki, "Ben Avcı Bey'e temiz kumaş bulurken sen de ateşi hazırla."



İlk defa bir Avcıya yakın olduklarından Mason, Sham ve Zach heyecanlanmıştı. Dudian'in dediklerini duyunca hemen hareketlenmeye başladılar. Sanki Avcıya yardım etmek onlar için savaşta şan kazanmak gibiydi.



Avcı tam yan taraftaki odaya girecekti ki, "Hayır olmaz! O şeyler radyasyon ve mikrop kapmış. Onlarla bana pansuman mı yapacaksınız? Çantamda ilk yardım kiti var. Sen akıllı bir çocuk gibi gözüküyorsun, git bana onu getir bakalım." Avcı salona gitti ve oturdu. Yerdeki kafatasları onu hiç de etkilememişti. Hatta ayağıyla kendine yer açmak için kafataslarını bir kenara itmişti. Çantasını yere koydu ve Mason'a dedi ki, "Çantayı aç ve içindeki gazlı bezi çıkar."



Mason başını salladı ve tam çantayı açacaktı ki, avcı eldivenlerinde bir şey olduğunu gördü, kaşlarını çattı, "Şerefsiz, önce eldivenlerini çıkar! Yoksa çantamı kirletmek mi istiyorsun?"



Mason korkmuştu, yüzü kırmızıya döndü. Hemen eldivenlerini çıkardı, çantayı açtı ve gazlı bezi çıkardı, "Avcı Bey, burada dezenfektan var. Önce yarayı onla temizlerseniz daha iyi olur."



"Sen işimi bana mı öğretiyorsun?" Avcı burnundan soludu ve sonra dedi ki, "İçinde bıçakla şişe var. Gördün mü? Şişenin içinde alkol var. İlk yardım yapmayı öğrendiniz, değil mi?"



Mason çabucak başını salladı ve hemen bıçağa alkol döktü, Zach'de o sırada meşaleyi yaktı. Mason dedi ki, "Avcı Bey yaranızı açında alkolle dezenfekte edeyim."



"Kendim yaparım." Genç adam ikinci şişeyi aldı. Parmağıyla tıpasını açtı. Kolunu gevşetti ve alkolu üzerine döktü. Yüzündeki kasılmalardan ne kadar acı çektiği belli oluyordu ama kendini tutuyordu.



Dudian ve diğerleri yarasını gördüler. Derin bir pençe yarası vardı, neredeyse kemik gözüküyordu. Derisi iltihap toplamıştı ama çocuk sıkıca tuttuğundan yaranın içine girmemişti.



Genç adam kızgın bıçağı aldı ve yaradan iltihaplanmış eti kesti. Sanki bir fıskiye gibi yaradan kan çıkıyordu. Dişini sıktı ve sonuna kadar sessiz kaldı.



Bu Dudian'i son derece şaşırtmıştı, "Bu Avcıların özelliklerinden biri miydi? Birçok savaş görmüş askerlerin bile bu kadar güçlü iradesi yoktu, değil mi?" diye düşündü Dudian.



İltihaplı eti keserken Mason da koluna pansuman yapıyordu. Kısa bir sürede sağ koluna gazlı bezi sarmıştı. Genç adam alnındaki teri sildi. Yere tükürdü ve duvara yaslandı.



Dudian ona baktı ve sessizce dedi ki, "Avcı bey, 8. bölge tamamen temizlenmedi mi? Nasıl oluyor da burada bu kadar çok ölümsüz var? Başka bölgelerden mi geldiler?"



"Bana soru sorma!" dedi genç, mutsuz bir sesle. Sonra gözlerini yavaşça kapadı.



Dudia bir anlığına irkilmişti ve hemen çenesini kapattı.



Bir kaç dakika sonra gözlerini açtı, "Acıktım. Bana su ve yemek verin."



Mason tam onun yanında duruyordu bir anlığına duraksadı ama sonra dedi ki, "Avcı bey, bu bizim yemeğimiz. Eğer bunu siz yerseniz, biz..."



Genç adam Mason'a soğuk gözleriyle baktı, "Vermek mi istemiyorsun?



Mason korkmuştu, "Öyle demek istemedim. Ama sadece..."



"Benim yemeğimi alın Avcı Bey. Mason halden anlamıyor. Lütfen alınmayın." Sham hemen arayı girdi ve çantasını verdi. Çantadan tüm suyu ve kuru yiyecekleri alıp genç adama verdi.



Mason ve Zach'in yüzü hafiften değişti. Avcıya hayran olsalar da, iş kendi çıkarlarına geldiğinde farklıydı. Dudian'e baktılar. Dudian onlara araya girmemeleri için başını salladı.



Ortamdaki hava çökmüştü ama içlerindeki acıyı dışarı vurmadılar.



Genç adam Sham baktı, "Küçük adam, sen halden anlıyorsun." Sonra kuru yiyecekleri aldı. Zar zor kolunu kaldırdı ve elini uzattı, "Su."



Sham hemen suyu verdi.



İçtikten sonra boş çantayı yana attı. Bir süre daha oturup dinlendi. Ardından yavaşça ayağa kalktı ve sağ eliyle birkaç hareket yaptı. Yarasının eskisi gibi olmadığını görünce yüzünde tatmin olmuş bir gülümseme oluştu. Dörtlüye baktı, gözlerini kıstı ve Mason'ı işaret etti, "Küçük adam beni takip et."



Mason bir anlığına şaşırdı, "Nereye gidiyoruz?"



"Gidince öğrenirsin." dedi genç adam gülerek.



Mason bir anlığına tereddüt etti ve dedi ki, "Efendim bizim yapmamız gereken bir görev var..."



"Eğer sana beni takip etmeni söylüyorsam beni TAKİP edeceksin. Gevelemeyi bırak ve düş peşime." dedi Avcı, sabırsız bir şekilde ve kaşlarını çattı.



Mason kötü bir şeyler olacağını bildiğinden korkmuştu. Dudian'e baktı.



Dudian de gencin davranışlarından bir şeyler olduğunu hissetmişti, "Avcı Bey, size karşı büyük bir saygımız var. Ama bizim kendi görevimiz var ve eğer tamamlamazsak konsorsiyumdan kovuluruz, bu yüzden umarım durumumuzu anlarsınız. Ancak, size bir yararımız olacaksa yardımcı olmaktan mutluluk duyarız."



"Vaaay, demek küçük adam konuşabiliyor. Yardımınıza şimdi ihtiyacım var! Birbirinizle çok iyi anlaştığınıza göre hepiniz benimle gelin. Bu sizin için daha iyi olur." Genç adam sabırsızca gelmeleri için elini salladı.



Dudian yüzü değişti ve dedi ki, "Yardımcı olabileceğimiz bir şey var mı?" Dudian, Avcının onlara acıyıp reddedeceğini düşünüp kibarca konuşuyordu. Ne de olsa, bir Toplayıcı nasıl bir Avcıya yardım edebilirdi ki? Ve eğer Avcının yardımlarına ihtiyacı varsa, bu sıradan bir sorun olamazdı. Avcıların tek görev canavarları avlamaktı!



Genç adam gözlerini kıstı ve gözlerinde bir düşmanlık oluştu. Bir süre düşündü ve o düşmanlık çabucak yok oldu. Yüzünde bir gülümsemeyle dedi ki, "Önemli bir şey değil. Bazı değerli şeyler buldum. Tek başıma taşıyamam bu yüzden dördünüzün benle gelip onları büyük duvara götürmeme yardım etmesini istiyorum. Merak etmeyin, ben konsorsiyumun başındakilere bana yardım ettiğinizi söylerim, hem taşıdığınız malların yarısı da sizin olur!"



Bunu duyunca Mason, Zach ve Sham şaşırmıştı. Mason dedi ki, "Avcı Bey, gerçekten de sadece bu kadar mı?"



"Bize yalan söylemiyorsunuz, değil mi?" Zach heyecanlanmıştı.



Sadece Sham'ın kafası karışmıştı, sanki yanlış bir şeyler varmış gibi gözüküyordu. Ama hiçbir şey düşenemiyordu, aklına gelen tek şey Dudian'e bakmaktı. Dudian dediklerini duyunca Avcının yalan söylediğini anlamıştı. Avcılar altını umarsamıyordu, altından değerli ne olabilirdi ki? Aynı konsorsiyuma çalışıyor olsalar da, genç adama sataşmak hiç de iyi bir fikir değildi. Yapabilecekleri tek şey gidip neler olacağını görmekti!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr