Bölüm 60: Yem

avatar
5440 13

The Dark King - Bölüm 60: Yem


Çeviren: Çıngıraklı Düzenleyen: Sapphire

 

 

Dudian ve diğer üçü Avcıyı takip etmeye başladı, çok geçmeden binadan çıkmışlardı. Scott ve grubuyla ayrıldıkları bölgeye geldiler.



Önlerindeki çöp yığınından iki ölümsüz çıkmaya çalışıyordu. Sanki Dudian ve diğerlerinin vücut ısılarını hissetmişlerdi. Hemen onlara doğru çok hızlı bir şekilde koşmaya başladılar.



Dudian hançerini çıkardı ve Avcının sırtına baktı. Eğer bırakıp kaçarlarsa, Mason, Sham ve Zach koşabildikleri kadar hızlı koşmalarını söylerdi. Çünkü  ikisini halledecek güçleri yoktu.



Ancak, genç adam ölümsüzleri görünce kaşlarını çattı. Ardından kemerine taktığı hançeri çıkarttı. Ölümsüzlere doğru koştu, bir kaç saniye içinde önlerindeydi. Sanki bir girdap gibi vücudu yamuldu. Puff! Puff! Sokakta iki ses yankılandı, ölümsüzlerin kafası bedenlerinden ayrılmış ve yere düşmüştü.



Dudian'in göz bebekleri bunu görünce küçüldü.



Avcıların işinin canavarları yok etmek olduğunu biliyordu ama  ama bu kadar da güçlü olmalarını beklememişti. Bu bildiğin tek taraflı katliamdı!



Genç adam hançerindeki kanı sildi ve tekrar yerine koydu. Başını çevirip Dudian ve diğer üçüne baktı. Yüzünde hafif bir gülümsemeyle onlara gidelim diye elini salladı.



Dudian ve diğer üçü on hemen ona yetiştiler.



Dudian Avcının kemerindeki hançerin keskinliğini görünce, kendi hançerlerinin onun yanında oyuncak kaldığını fark etti. Avcının hançeri daha iyi bir çelikten yapılmış olmalıydı. Diğer bir yandan kendi hançeriyse birkaç ölümsüzün kafasını kestikten sonra körelmişti. Çoğu hançer sıradan metalden yapılıyordu. Tek keskin yeri hançerin en uç noktasıydı.



"Kafalarındaki şeyler..." Dudiam tam çömelip kristalleri toplayacaktı ki, genç adam onu fark etti ve bağırdı, "Oyalanmayın. Çabuk olun."



Dudian hafifçe kaşlarını çattı ama koyu mavi topları toplamaktan vazgeçti. Ancak, ölümsüzlerin yerini ezberledi, böylece daha sonra buraya gelin onlara alabilecekti. Ne de olsa, bu şey Avcıların gözlerinde büyük bir şey olmasa da onlar için bir servetti.



İlerledikçe daha çok ölümsüzle karşılaştılar. Ama Avcı, Dudian ve diğer üçünün bir şey yapmasına izin vermedi. Her karşılaşmalarında öne çıkıp ölümsüzleri kellesini uçuruyordu. Ölümsüzlerden daha hızlıydı, bu da yakın dövüş yeteneklerinin çok yüksek olduğu anlamına geliyordu. Yetenekleri o kadar iyiydi ki, ölümsüzlerin ona dokunamaması bir yana tek bir zarar bile veremiyordu.



Dudian sessizce Avcıyı takip edip hareketlerini çalıştı. Soğuk silahların kullanıldığı bu çağda geleneksel dövüş teknikleri mükemmelleştirilmişti. Avcının sergilediği dövüş yetenekleri Dudian'i etkilemişti. Hançerini o kadar iyi kullanıyordu ki, sanki pamuk toplayan bir ırgat* gibiydi. Hareketleri kusursuz ve keskindi. Kolunda bir yara olması onu hiç de etkilememişti.



Bunların sebebi birçok savaştan sağ çıkması mıydı?



"Avcı Bey, Scott ve diğerlerini mi kurtaracaksınız? Öyleyse buradan fazla uzakta olmamalılar..." dedi Mason, cesaretini toplayıp. Yol boyunca genç adam onları ölümsüzlerden korumuştu. Bu yüzden Avcının o kadar da kötü biri olmadığını hissettiler. Onlarda iyi bir izlenim bırakmıştı. Önceki hareketlerini tamamen unutmuşlardı.



Avcı, "Sen beni kim sanıyorsun? Beni arama kurtarma ekibinden biri mi sandın?" diye cevap verdi.



Mason şaşırmıştı. O sırada, genç adamın yüzü sokağa bakınca değişti. Dudian, Avcının onların daha önce kaçtığı yöne baktığını fark etti. Üstelik ölümsüzlerle karşılaştıkları ilk bölgeydi!



Dudian sanki yerin hafiften titrediği hissetti. Sanki tüm binalar çökecekti. Bir süre sonra kısık bir kükreme sesi duydular.



Genç adam gözlerini kıstı, gözlerinde bir anlığına kana susamışlık vardı. Etrafındaki binalara baktı ve yakındaki bir ofis binanın tepesi gözüne çarptı. Bina uzun bir süredir yosunlarla ve bitkilerle kaplanmıştı, üstelik pencereleri kırıktı. Yüzünde bir gülümsemeyle Dudian ve diğerlerine baktı, "Burada bekleyin. Ben demeden sakın buradan ayrılmayın!"



Dudian yüzü değişti ve dedi ki, "Sen ne yapacaksın?"



"Benim işim var. Hemen geri döneceğim." dedi Avcı ciddi bir sesle, "Unutmayın, benim emrim olmadan tek bir adım bile atmayacaksınız. Ben izin vermeden buradan ayrılan biri olursa sonuçlarına katlanır, ona göre!" Avcı gözleriyle dördünü süzdü, "Dediklerimi sakın unutmayın. Konsorsiyuma geri dönseniz bile sizi bulur canlı canlı derinizi yüzerim!"



Bunları dedikten sonra az önceki bölgeye baktı ve hemen gitti. Çevik bir siyah kedi gibiydi. Bir anda gözlerinin önünden kaybolmuştu.



"Bu, bu..." Mason buz kesmişti, "Öylece gitti mi?"



Avcı giderken Dudian onu izliyordu. İçinde garip bir his vardı. Aniden Avcının sırtındaki yayı ve okları düşündü.



Yüksek bina, yay ve oklar......



Göz bebekleri küçüldü. Okçular genelde pusu kurarlar. Yoksa bizi yem olarak mı kullanmak istiyor? Neyi tuzağa düşürmek istiyor?



"Koşun!" Bunu düşününce Dudian aniden bağırdı. Avcının binanın tepesine çıkana kadar geçecek süreyi düşününce, hemen başka bir ofis binasına doğru koştu. Oradan hemen kaçmak zorundaydılar yoksa Avcı onları anında vururdu.



Mason, Sham ve Zach'in kafaları karışmış ve baka kalmışlardı. Ona uzun zamandır güveniyorlardı bu yüzden direkt olarak Dudian'in peşine takıldılar. Dudian'e yetişince Mason aceleyle dedi ki, "Dean ne oldu? Neden koşuyoruz? Eğer öğrenirse... biz ne...."



Avcının onları korumak için ölümsüzleri öldürmesi Dudian'de iyi bir izlenim bırakmıştı. Ama o izlenim şu anda yok olmuştu. Dudian soğuk bir sesle dedi ki, "Muhtemelen bizi yem olarak kullanıyor. Avını çekmek için bizi kullanıyor!"



"Ne yem mi?" Mason, Sham ve Zach şaşırmıştı. Bu ihtimali düşününce içleri titredi.



Dudian binaya girdi. Derin bir nefes aldı ve Mason'la diğerlerine baktı, "Öbür tarafa gitmeliyiz. Bizi bulmasına izin veremeyiz!"



Zach yüzünde çirkin bir ifadeyle dedi ki, "Ondan kaçsak bile büyük duvara gittiğimizde bize rahat vermez!"



Dudian soğuk bir sesle cevap verdi, "O zaman onu öldürürüz!"



"Öldürmek mi? Tanrım, sen ne dediğini biliyor musun? O bir avcı! Biz onu öldüremeyiz...Öldürsek bile bu çok büyük bir suç!"



"Dean, bundan emin misin?" Sham'ın yüzü solmuştu, "Eğer tahminin yanlışsa... Eğer işemek için sadece bir süre orada beklememizi istiyorsa... O zaman biz..."



Dudian biraz şaşırmıştı. Avcının tuvaletini yapmak için onları bekleteceği ihtimalini düşünmemişti. Ama... nasıl olur da buna karşılık hayatını riske ata bilirdi ki?



Yaşamak için tek bir şansları vardı. Eğer tahmini doğruysa burada beklemek, ölümü beklemekle eş değerdi! Avcı ölümsüzleri kolayca öldürmüştü. Eğer onları yem olarak kullanıyorsa çekmek istediği canavar çok güçlü olmalıydı. Kısacası burada kalırlarsa kaçamayacaklar ve öleceklerdi!



Birçok ihtimal olsa da, o anda aklına gelen en iyi şey oydu... tabi yanlışsa... o zaman yanlıştı!



Dudian üç yıl önceki çöl sınavını düşündü. Orada simyacı, Rosyard'ı öldürmüştü. Biraz tereddüt etmişti ama kısa sürede kendini toparlamıştı. Oradan gitmek zorundaydılar. Tahmini yanlış olsa da, kaçarlarsa bir şansları olacaktı. Bu da Avcıyı öldürmekti!



"Çoktan oradan ayrıldık! Tahminimin yanlış veya doğru olması fark etmez! Onu öldürmek zorundayız! Yoksa bize hayatı dar edecek veya hayatımızı elimizden alacağız!" dedi Dudian, gözleri buz gibiydi.



Mason o gözlere biraz tereddütle baktı. Ne de olsa, bir Avcıyı öldürmek isteyen kim olursa "katil" olurdu. Onlar gibi insanlar için "katil" kelimesinin ağır bir anlamı vardı.



Dudian onlara baktı ve karar vermelerini bekledi. Kalbinde bir korku vardı. Eğer onunla gelmezlerse ne yapacaktı?



Öyle bir şey olursa ne yapacağını düşünmek istemiyordu. Kalbinde bir kapı açılmaz ve şeytan içeri girmişti. Aklına şeytani düşünceler fısıldıyordu.



Dudian'in sınırını geçen çok az şey vardı. Onlardan birini şu anda yapmak istemiyordu.



Aoooo~~



O anda, az önce geldikleri yönden kısık bir uluma sesi geldi.



Dudian ve diğerleri pencerenin aralığından dışarı baktılar. Gördükleri şey karşısında dona kalmışlardı, sanki vücutlarındaki tüm kan bir anda yok olmuş gibiydi.



*****

 

Irgat: Pamuk toplayan kişiye denir, aynı zamanda düşük ücretle çalışanlara.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr