Cilt 18: Bölüm 12-5

avatar
832 12

Terror Infinite - Cilt 18: Bölüm 12-5


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa




WangXia, , TengYi ve LiuYu tehlikedeyken, YinKong ve ZhuiKong arasında yeni bir durum gelişti.



Çaresiz rüya ve güvenli rüya  yalnızca bir düşünceyle birbirlerinden ayrılıyordu. Eğer içlerinden biri zihinlerini kaplayan yanılsamaları anlayabilirse o zaman çaresiz rüyadan çıkabilir veya onu kontrol edebilirlerdi, Freddy kuklaları olurdu.



Ancak, bu başarıyı gerçekleştirebilecek birinin insan üstü güce ulaşmış olması gerekirdi. İnsanlar için, çaresiz rüyadan kaçmanın diğer yolu iç benliklerini görmek ve kalbin şeytanının üstesinden gelmekti. Başarısız olurlarsa, o zaman zihinleri sonsuza dek, bedenleri çürüyene kadar rüyaya hapsolurdu.



YinKong kendi kalbinin şeytanında kapana kısılmıştı. Onlar asla unutamadığı insan ve olaydı. Olay ZhuiKong'un çocukluk arkadaşlarını öldürmesiydi. Sebebi ne olursa olsun, doğrusu ne olursa olsun, bu gerçekti. Sebebi varsa ne olmuş? O arkadaşlar bir daha asla hayata dönemeyecekti.



YinKong duygularıyla cebelleşirken ZhuiKong ile savaştı. Hayranlığı nefrete dönüştü. Yine de, nefretin içinde bir tereddüt vardı. Durumu göz önüne alındığında bu anlamsız bir kavgaydı. Dahası, bir kere ZhuiKong ondan katbekat güçlüydü. Vücudu yaralarla doldu. Kavga devam ederse zihni sonsuza dek burada sıkışıp kalacaktı.



YinKong kılıcını ZhuiKong'a salladı. Kılıç ince bir tel parçasına çarptı. Kıvılcımlar çıktı. Vuruş etkisini kaybederken, ZhuiKong parmağıyla bıçağa hafifçe vurdu. YinKong'un ellerine büyük bir güç vurdu. Sonsuz kontrol süreçte herhangi bir kayıp olmadan bütün gücü aktarabiliyor ve uygulanan kuvveti yönlendirebiliyordu.



YinKong güçsüz değildi ve ikinci aşamaya da ulaşmıştı. Kuvvet ellerine vurduğunda, onu dağıtmak için kılıcı yere kaydırdı. O zaman bile, elleri karıncalanmış ve uyumuş hissetti.



ZhuiKong silahları çarpıştırdıkları için bir daha konuşmadı. Sıcak gülümsemesini sürdürdü, fakat gözleri buz kadar soğuktu. Bakan kişiyi ürpertirdi. YinKong'un saldırılarını kolaylıkla engelleyebilmesine rağmen hamleleri gerçekteki kadar keskin değildi. Gerçek ZhuiKong şimdiye YinKong'u etkisiz hale getirirdi.



"Bir suikastçının bir savaşçı gibi kılıç kullanması ne aptallık. Özellikle Orta Çağ'dan kalma iki elli bir kılıç kullanması. Hala benim tanıdığım o dahi misin? Çocukluğundan beri herkesten çok daha güçlü olan insan?" ZhuiKong kılıcı fırlattı.



YinKong, ZhuiKong'un daha da güçlenmesinin bir yanılsama olup olmadığını bilmiyordu. Gücü her geçen saniye büyüyordu. Aynı zamanda öncekinden daha çok konuşuyordu.



"Benim sevgili küçük kuzenim. Küçüklüğümüzden beri bütün dikkatimi çektiğini biliyor musun? Sen benim yıldızımsın... Bir kuyruklu yıldızın parlaklığıyla parlıyorsun. Benim küçük elmamsın... Koruduğum ve olgunlaşmasını beklediğim, ardından kopardığım. Sen kabileye bin senede bir denk gelen bir dahisin. Gücün herkesin hayal gücünün ötesinde. Harika bir bebek yüzün ve büyük göğüslerin var. Sadece seni elde etmeyi düşünmek bile beni deli gibi heyecanlandıyor." Ayağa kalkmış olduğu yeri işaret etti. YinKong kılıcı ona salladı.



"Haha." ZhuiKong görünmez kılıçtan sadece birkaç santimetreyle kaçtı. Yere geri indiğinde, YinKong onun izini kaybetti. Bir sonraki an ZhuiKong kızın arkasında dikiliyordu. İki parmak hafifçe boynunu okşadı.



"Ama yanılmışım. Sen bin senede bir gelen dahi değilsin. Daha beni bile yenemiyorsun. Bir suikastçının yeteneklerinden vazgeçtin. Bir suikastçının yönteminden vazgeçtin. Her zaman arkadaşlar ve yoldaşlar edinmeyi umuyorsun. Ama suikastçıların yoldaşlara ihtiyacı yoktur. Onlar yalnızca güçlü olma yolundaki engellerdir. Gücünün zayıflamasına şaşmamalı. Sen suikastçı yönteminden vazgeçtikten sonra çürük bir elma haline geldin. Bırak seni öldüreyim ve sonra arkadaşlarını ki cehennemde buluşabilesiniz. Haha..."



YinKong'un boynunu tutan el yavaş yavaş bıçaklı bir eldivene dönüştü. Parmakları boynunu kavradı ve bıçaklar tenine geçti.



Gözyaşları dökülmeyi bırakmıştı. Gözleri kişinin kilitsiz moda girdiğinde olduğu gibi bulanıklaşmıştı. Yine de, daha yakından bakılınca fark anlaşılabilirdi. Bu gözler... Zheng'in dördüncü aşamaya ilk girdiği zamankiyle birebirdi. Hiçbir kirlilik yoktu. Bu gözlerdeki tek şey saf öldürme arzusuydu, dünyadaki her şeyden daha saftı.

 

"Hayır... Bir suikastçının yolu... Sadece hedefi öldürmektir. Silah ister bıçak olsun, ister tabanca, bombalar ya da parmaklar olsun... Yeter ki hedefi öldürebilesin. Suikastçı budur. Suikastçının yöntemi yok.



Yoldaşlar yalnızca engel midir? Onlar olmasaydı, uzun zaman önce ölürdüm. Yalnızca zayıflar yoldaşları engel olarak görür... Kişi ne kadar kırılgan olursa, duygulardan o kadar korkar.



Ve..."



YinKong'un elleri bulanıklaştı. ZhuiKong ile aynı görünmez hızda hareket etti. Bir sonraki an, elinde bir insan kafasıyla duruyordu. ZhuiKong'un kafasıydı.



"Beni arkadaşlarımın başına gelenlerle kışkırtma. Önceden iki arkadaşımı öldürmüş olsam da, bedelini kendimle ödedim. Sen de ölüleri uyandırmanın bedelini ödeyeceksin! Şimdi... Hayatınla öde!"



WangXia, TengYi ve LiuYu  gülle onlara doğru uçarken bağırdı. LiuYu'yu taşırken tam hız koşuyorlardı. Arkalarından bir rüzgar basıncı vurdu ve öne atladılar. Top onları yalnızca bir metreyle ıskalayarak arkalarındaki alana vurdu. Yerde iki metrelik bir çukur oluşturdu. Direkt bir vuruş onları yere yapıştırırdı.



Top yeniden hareketlendiğinde üç kişi zar zor ayakları üzerine doğruldu. Bundan kaçmak imkansızdı. WangXia kalan şeytan enerjisini koluna kanalize etti. Diğer ikisini fırlarmayı planladı fakat kendisi muhtemelen kaçamayacaktı.



Top yükseldiğinde, evin tam içinden bir figür ateş etti. Top tam düşerken, 100 metre ilerledi ve üç kişinin önünü kapattı.



WangXia, TengYi ve LiuYu ne olduğunu anlayana kadar top ikiye ayrıldı. Figür zinciri takip ederek kamyona koştu. Hızı çıplak gözle yakalanabilirdi fakat yine de aradaki mesafeyi diğer her şeyden daha hızlı kapattı. Tankerin içine daldı ve cam pencere patladı.



Bu kamyonun içindeki Freddy daha tepki veremeden öldü. Figür ardından diğer iki kamyona saldırdı. İlk kamyonu kontrol eden biri olmadan da, önündeki üç kişiye dümdüz ilerlemeye devam etti. Sonunda uyandılar ve kamyondan kıl payı kaçarak eve doğru koştular. Kamyon evin bir duvarına çarptı ve bir toz tabakası kaldırdı.



WangXia, TengYi ve LiuYu diğer duvara yaslandılar, nefes nefese kalmışlardı. Kaçıştan sonra şanslı ve karışık hissettiler. Figür onlara çok tanıdık geldi. Fakat, Zheng'e benzemiyordu. Takımdan bir üye olmalıydı. Ama bu takımda başka kimin böylesine inanılmaz yakın dövüş gücü vardı ki?

 

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr