Cilt 16: Bölüm 21-2

avatar
1115 10

Terror Infinite - Cilt 16: Bölüm 21-2


Çevirmen: Starshollow

Editör: Mariposa 

 



Xuan’ın Gerilla savaşı taktiği, her biri iki at ve üç günlük erzak taşıyan yüz elit biniciye sahip olmaktı. Zırhlarını çıkardılar ve silah olarak yanlarına sadece yaylarını ve çok sayıda ok aldılar. Herkes hafif yüklerle savaş alanına doğru yola koyulmuştu.

 

 

Aragorn sorguladı. ''Bu gerçekten işe yarayacak mı? Süvariler zırh ve mızraklar olmadan güçlerinin yarısını kaybederler. Uruk-Hai'larla karşılaşırlarsa bu süvarilerin artık elit olacaklarını sanmıyorum. Taktiğine katılmıyorum.''

 

 

Zheng güldü. ''Ben onun planını anlıyorum. Aptalca olduğunu düşünebilirsin fakat bu taktik türü düşmanlar için dehşet vericidir. Benim dünyamda bir etnik grup bu taktiği kullanarak neredeyse tüm dünyayı fethetmişti. Bu taktiğin bu dünyadaki gücünden emin olamam ama bizi yanıltmayacaktır.''

 

 

Film karakterleri anlamadı fakat oyuncular Moğol İmparatorluğu'nun yükselişiyle bağlantı kurdular. Tarihe aşina olan kişiler bu taktiğin getirdiği yıkıcı gücü biliyordu ve bu yüzden sorgulamadılar.

 

 

Süvariler yarım gün içinde kendilerini hazırladılar. Gandalf yola çıkan iki bin süvarinin peşinden gitti. Gimli, ChengXiao ve YinKong, Miğfer Dibi'ne giden Theoden'a eşlik ettiler. Zheng, Xuan, Lan, Heng, Aragorn ve Legolas, Uruk-Hai'ların yürüyüşünü yavaşlatmak üzere elit süvarilerle yola çıktılar.

 

 

Herkes savaşa hazırdı. Xuan geceleyin yola çıkmayı planladı. Dinlenecek son bir saatleri kalmıştı. Aragorn bir şekilde Rohan Prensesi'yle iyi anlaşmıştı. Sarışın, asker gibi bir kadındı. Bir kılıç taşıyordu ve köylüleri Miğfer Dibi'ne kadar korumaya hazırlanıyordu. Aragorn'la konuşurken, yanakları hafifçe kızarmıştı. Legolas ve Gimli göz ucuyla izlerken gülümsemelerine engel olamadılar.

 

 

Aynı zamanda Çin Takımı da bir konuşma yapıyordu. Zheng, ChengXiao'nun YinKong'u elinden geldiğince korumasını söyledi, her ne kadar YinKong ikisinden daha güçlü olsa da. Yine de, ChengXiao ciddiye aldı. "Kendinizi koruyun. Bazı Uruk-Hai'lar Patlayıcı Atış kullanabilirler, bu yüzden kendinizi göstermeyin ve yüz yüze savaşmayın. Şehir surunu kalkan olarak kullanın. Eğer senaryo sizi geri çekilmek zorunda bırakacak kadar değişmişse, zafer kazanmak için diretmeyin. Hayatlarınız her şeyin başında geliyor.''

 

 

ChengXiao güldü. ''Biliyorum. O kadar yaşlı değilsin, neden birden böyle konuşuyorsun? Merak etme. Hayatımızı puanlarla takas etmeyiz.''

 

 

''Haksız değilsin ama...'' Zheng bir şey söyleyecekti.

 

 

Derken Xuan uzaktan bir bağırışla lafını kesti. ''Vakit geldi. Herkes yola çıksın!''

 

 

Zheng ikisine bakıp, "Sadece, dikkatli olun.'' dedi. Kabus'a bindi ve Xuan'ın peşinden gitti.

 

 

Bu grup ağır zırhları, atların zırhlarını ve mızrakları yani onları ağır şövalyeler yapan her şeyi geride bırakmıştı. Taşıdıkları tek yakın dövüş silahı palaydı. Bu grup yalnızca hafif şövalyeler olarak nitelendirilebilirdi.

 

 

Buna karşılık, süratli hareket hızı kazandılar. Süvariler gecenin karanlığına rüzgar gibi girdi. Şehirdeki insanlar artık onları göremiyordu.

 

 

Bu durumda Lan'in yetenekleri ön plana çıktı. At sürmede tecrübesizdi. Ancak, ruh taraması bu taktikte en yararlı yetenekti. İkinci günün şafağı geldiğinde, grup onlara iki gün kazandıran bir mesafe katetmişti. Ruh taraması en öndeki Uruk-Hai grubunu tespit etti. Warg'lara (mitolojik bir kurt) binmiş 300 kişilik Uruk-Hai grubuydu. Bunlar muhtemelen filmdeki gözcülerdi.

 

 

Xuan emir verdi. ''Gece oklarını kullanın...''

 

 

Grup oluşturulduktan sonra Xuan onlara temel komutları öğretmişti. Aynı zamanda insanlara bazı okları siyaha boyatmıştı. Vakit sıkıntısı nedeniyle her binici bu oklardan sadece 10'ar tane almıştı.

 

 

Süvariler kampların yakınına geldi. Atlar ses çıkarmamak üzerine eğitimliydiler. Legolas ve Heng oklarını ateşledi. Daha sonra süvariler kamplara oklar fırlattı.

 

 

Uruk-Hai ordusunun yapısı sistemsizdi. Teğmen, mareşal gibi rütbeler yoktu. Gruplar tek bir lider tarafından yönetilme eğilimindeydi. Fakat güçlerinden dolayı, bir düzenin eksikliği belli olmuyordu.

 

 

İlk ok dalgası düzinelerce Uruk-Hai öldürdü. Sonra Xuan alevli ok dalgası için komuta verdi.  Bu dalga kampları tutuşturdu ve 30 tane daha Uruk-Hai öldürdü. Üçüncü dalgada ise, Uruk-Hai'lar daha fazla alevli ok beklerken süvariler tekrar daha fazla zarara sebep olan gece oklarını kullandılar. Uruk-Hai'lar bir kaosun içindeydi. Yalnızca on tanesi Warg'lara bindi ve kamplardan kaçtı.

 

 

Ancak onları dışarıda bekleyen şey, okları hazırda bekleyen süvarilerdi. Çok sayıda ok bu on Uruk-Hai'ı delip geçti. Xuan süvarilere yaylarını indirmelerini söyledi ve Zheng'i 30 süvariyle beraber kampların içine saldırıya yolladı. Geri kalan süvariler kullanılabilir okları toplamaya başladı.

 

 

Ve böylece, herhangi bir kayıp vermeden bir grup Uruk-Hai'ı silip süpürdüler. Gerçi pusu kurmak da sonuç için önemli bir etkendi. Süvarilerin önceki direkt saldırı taktiğiyle karşılaştırıldığında bu neredeyse bir mucizeydi.

 

 

"Atlarınıza binin. Normal hızda yürüyün. 20 dakika yemek molası. 2 saat at üzerinde istirahat. Lan, ruh taramasını en geniş boyutuna ayarla.  Yorulduğun zaman dinlen.'' Xuan komut verdikten sonra atına bindi.

 

 

Süvariler komutlarını hızlıca yerine getirdi. Yemek yerken sohbet edip kahkahalarla güldüler. Süvariler Uruk-Hai'lardan korkmazlardı fakat kazandıkları başarı normalde 500 elit süvari gerektirirdi ve zarar vermeden atlatamazlardı. Bu başarı onlara bu yolculuk için inanç verdi.

 

 

Aynı gün öğleden sonra saat 3'te, Lan 1500 Uruk-Hai'dan oluşan başka bir grup tespit etti. Bu grup bir sürü ganimet taşıyordu. Anlaşılan bir köyü yağmalamışlardı. Xuan durumu inceledi ve süvarilere Uruk-Hai'ları pusuya düşürmek için komut verdi.

 

 

Konu 30 kişiden fazla bir grubu komuta etmeye gelince, Zheng Xuan'ın yeteneğinin yanında solda sıfır kalırdı. O sadece küçük gruplar konusunda deneyimliydi. Yani burada doğal olarak Xuan lider oldu. Zheng onun emirleri altında çalıştı.

 

 

Süvariler alacakaranlık çöktüğünde Uruk-Hai'lara yetişmişti. Güneş ışığı sönükleşiyordu fakat görüntüleri hala netti. Uruk-Hai'lar süvarileri görünce huzursuzlandılar ama sayılarının az olduğunu fark ettiklerinde umursamadılar. 300 Uruk-Hai mızraklarını kaldırdı. İki grup süvarilerin etrafını sarmak için ayrıldı.

 

 

Süvariler her zamanki gibi taarruza geçmedi. Bölünmüş gruplara oklar fırlattılar. Üç atış dalgasından sonra, yüzlerce zırhlı ve siperli Uruk-Hai düştü. Bu geri kalanları kızdırdı. Beş yüz Uruk-Hai süvarilere hücum etti.

 

 

Süvariler ateş etmeyi bıraktı ve geri çekildi. Ancak, elli metre sonra durdular ve başka bir ok dalgası başlattılar. Geri çekilirken atışa devam ettiler. Yüzlerce Uruk-Hai durumun farkına varamadan yere serildi. Okçuları, zamanında kaçamayan birkaç süvariyi vurarak karşı atak yaptı.

 

 

Xuan, Heng ve Legolas'ı böyle anlar için getirmişti. Bu ikisi Uruk-Hai'lardan çok daha iyi menzile ve doğruluğa sahipti. Okçuları indirdiler. Yaklaşan Uruk-Hai'ların hepsi süvariler tarafından vuruldu. Yine de geri çekildiklerinde atları aşamadılar.  Uruk-Hai'lar dağıldı ve süvariler serbestçe vurdu.

 

 

Saat gece yarısından sonra ikiye gelmişti. Son Uruk-Hai da dört süvari pahasına öldü. "Atlarınıza binin. Normal hızda yürüyün. 20 dakika yemek molası. At üzerinde 6 saat uyku. Ardından saldırılara devam edeceğiz!''










Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44224 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr