Cilt 11: Bölüm 7-1

Orman büyüktü. Yürürken görebildikleri tek şey ağaçlardı ve bazen vaha da görüyorlardı. Ancak gördükleri birkaç kurumuş ceset ve iskelet, tüm dinlenme isteklerini engellemişti.

''Hava kararıyor. Daha ne kadar yol gitmemiz gerek?'' Jonathan, nefes nefese söyledi.

Zheng omzunu silkti: ''Önce yüksek bir yer bulalım. Aksi halde yönümüzü bile bulamayız. Ama şimdi hava çok karanlık. Uzağı göremeyiz.''

O'Connell etrafına baktı. ''Dinlenmek için bir yer bulmalıyız. Yorucu bir gün oldu. Akrep Kral'ı bulsak bile çok yorgun oluruz.''

Zheng, durumu kötü görünen diğerlerine baktı. Bir ağaca zıplayıp etrafa bakmaktan başka şansı yoktu. Doğuya doğru işaret etti ve söyledi. ''Bu yolda bir dere var.''

Gruptakiler bu sözü duyduktan sonra kendine geldi. Zheng yere indikten sonra onunla birlikte koşmaya başladılar. On dakika sonra iki metre genişliğindeki dereyi gördüler. Evelyn sevindi; ayakkabılarını çıkarttı ve dereye doğru koştu. Biraz su içtiler ve ellerini yıkadılar. Ancak Zheng etrafı gözlemliyordu. Ormana girdiklerinden beri kendini rahatsız hissediyordu, sanki çok sayıda göz onları izliyor gibiydi.

''Burada dinlenelim. Akrep Kral'ın piramidini yarın aramaya gideceğiz.''

Aynı zamanda. Ormanın diğer ucu. Kel adam siyah giyinen birkaç adamla ormana girdi. Kaşlarını çattı ve yanındaki yaşlı adama sordu. ''Bir şey buldunuz mu, usta? Yoksa burası Akrep Kral'ın piramidinin olduğu yer değil mi?''

''Burası doğru yer ama nedense bir baskı hissediyorum. Haha, burası kesinlikle Anubis'in Ordusu'nun yattığı kutsal çöl. Hadi gidip orduyu bulalım ve Anubis'in Bileziği'ni onlardan alalım.''

Zheng Imhotep'in onların peşinden geleceğini biliyordu. Ancak o sırada yapabilecekleri bir şey yoktu. Bir ateş yaktılar ve akşam yemeği için balık kızarttılar. Zheng dereden birkaç balık tutmuştu. Burası ıssız bir yer olduğu için balıklar büyük ve tazeydi.

Birkaç kadeh şarap içtikten sonra film karakterleri Tanrı hakkında soru sordu. Tanrı'nın dünyasını açığa çıkartmanın bir cezası olmadığı için Zheng onlara ayrıntılı bir şekilde anlattı. Ama bu bahsettiği şeyler aslında film dünyasıydı. Bu onlar için moral bozucu olacaktı.

Jonathan diğer dünyalardan o kadar etkilendi ki ağzının kenarından salya aktı. Çünkü altın çok ucuzdu. Bu dünyaya ait şeylerle ticaret yaparken altın kullanması için Zheng'i ikna etmeye başladı. Tabi ki reddedildi. Bu dünyada zaman pahalıydı.

Zheng, diğerleri uyur uyumaz Qi'sini ve kan enerjisini eğitmeye başladı. Vücuduna bir ya da iki gün hiçbir şey olmadan ayakta kalabilirdi. Eğitim için bir günü bile boşa harcamak istemiyordu.

''Uyumayacak mısın?'' Ardeth sordu.

Zheng arkasını dönmedi. Qi dolaşımına devam etti. ''Uh, bu iki gün çok önemli. Gece bekçiliği yapacağım ve Qi ile kan enerjimi eğitmek için zaman ayarlayacağım.''

Ardeth ilgili bir şekilde sordu. ''Kan enerjisi büyü kullanmana yarıyor peki ya Qi? Onu kullandığını hiç görmedim.''

Zheng acı bir şekilde gülümsedi. ''Çünkü nasıl kullanılacağını bilmiyorum. Çin dövüş sanatları, Qi'yi enerji kaynağı olarak kullanıyor, bunu bir yakın menzil büyüsü olarak düşün. Ama bu dövüş sanatlarından hiçbirini bilmiyorum. Ah, doğru, benim hareket tekniğim de benzer.''

''Demek koşmak ve yükseğe sıçramak için kullandığın şey bu. Inanılmaz. Doğu gerçekten gizemli. Kabilemdeki tüm adamlar bu teknikleri öğrenirse tüm işgalcileri savuşturabiliriz.''

Zheng güldü: ''Bu teknik Tanrı'dan geliyor. Bir şeyden şüpheleniyordum. Tanrı, zorluk seviyesini benim gücüme göre ayarlıyor. Çünkü benden daha zayıf birinin bu görevi tek başına tamamladığını biliyorum. Ayrıca bu görevi, bu dünyaya girdikten sonra yapmadı, başka bir görev sırasında yaptı. Eğer bu görevin temel ödülü 5000 puan ve B kademe ödülse, en yüksek seviye zorluk karşısında iki kat daha fazla ödül ve puan elde edebilirim. Ancak o temel ödülün, üç kat daha fazlasını elde etti, ki bu da muhtemelen daha zor bir seviyeyi kabul ettiği anlamına geliyor. Ama o zaman benden daha zayıf olması gerekiyordu.''

''Bu yüzden bence Tanrı, benim gücümün doruk noktasını baz alarak zorluğu ayarladı. Benim ölüm ve yaşam koşulları altında gelişmemi istiyordu. Ama benim sınırlarımı nasıl biliyor? Bence bunun sebebi benim vücut değerlerim, geliştirmelerim, gelişmiş tekniklerim ve değiştirdiğim eşyalar. Eğer ben kendi kendime bir teknik oluşturursam, Tanrı beni böyle zorluk seviyeleriyle tehdit edemeyebilir.''

Xuan'ın zihnini taklit ederken, konuşurken Zheng'in gözleri odağını kaybetmişti. Bu analizden sonra bağırdı. Vücudunda, kırmızı bir çizgi başının tepesinden göbeğine doğru Qi havuzundan aktı. İki enerji kalbinde bir araya geldi ve sonra durduğu yerden kayboldu. Uzakta on metre büyüklüğündeki bir ağaçta bir delik açıldı. Sonrasında birkaç darbe sesi geldi. Zheng yumruklarıyla ağacı kırmıştı.

''Tüm kan enerjisini ve Qi'yi aynı anda dürtüyorum ve vücutta dolandırıyorum. Bu iki enerjinin birlikte dolaşması ve benim düzenlemem olmadan birbirlerine saldırması, bana on saniyeliğine on kat güç ve hız veriyor. Kilidi açılmış modun üçüncü aşaması, bana bunu kullanmak için tepki hızı veriyor. Bu dünyada olduğum günlerde oluşturduğum şey bu. Buna... patlama adını verdim!''

Zheng ağacın gövdesinin yanında durdu. Arkasını döndü ve Ardeth'e gülümsedi. Sonra bedeninden kan fırladı. Birkaç saniye içerisinde tüm vücudu kanla kaplandı. Diğer herkes Zheng'den çıkan ses yüzünden uyandı. Zheng onların endişeli ifadesini görünce kalbinde bir sıcaklık hissetti. Onun için endişelendiklerini söyleyebilirdi.

''Buna engel olamıyorum. Vücudumda kontrol edebileceğimden fazla enerji oluştu. Bu yüzden yarım saat sonra zar zor parmağımı hareket ettirebilirim. Ayrıca birkaç kan damarı da patlayacak. Normal bir insan sadece kanamadan ölürdü.''

Acı bir şekilde gülümsedi, sonra kan durdurucu spreyle kanamayı durdurdu. Vampir Kan Bağı'da on dakika içerisinde vücudunu iyileştirdi. Sonrasında kalan tek iz, kan lekeleri oldu. Belki de bu tekniğin sürmesi için gereken şeyin Vampir Kan Bağı olması bir kaderdi. Başka bir şey olsa birkaç kullanımdan sonra ölebilirdi. Zheng kendisini dereye doğru sürükledi ve yıkandı.

''Patlama, benim kendi tekniğim. Gel bana Tanrı, bakalım ne tür bir zorluk seviyesi hazırlamışsın görelim!''