Bölüm 23-Ani değişim

avatar
617 3

Tembel Hükümdar - Bölüm 23-Ani değişim




Yol uzun olmasına rağmen arabayı çeken atlarda normal atlar değildi. Bu douluo kıtasında ruh gücünün varlığı nedeniyle her türlü basit hayvan bile normal dünyadan üstün güçlere sahiptir. Özellikle bazı kan bağları nedeniyle normalden kat kat daha güçlü olan vahşi canavarlar vardır, şu anda at arabasını çekmekte olan 2 'at' gibi. At dediğimize bakmayın, aslında vücudunun  bazı bölgelerinde pullar çıkmış ve ayakları toynaktan çok pençelere benziyor. Muhtemelen vücutlarında bulunan efsanevi qilin soyunun bir kısmı nedeniyle mutasyona uğrayan vahşi cavanarlar.


Vahşi canavarlar bilinci olmayan 0-100 yaşındaki canavarlara denir. 100 yaşından sonraki canavarlara ise ruh canavarı denir, çünkü hafif bir bilgelik doğururlar ve yaşları büyüdükçe insanlarla aynı, hatta üstün bilinç seviyesine ulaşırlar.


YN:Attım bu arada bilginiz olsun. Ana seriyi pek bilmiyorum. Fanficlerini okumuş olsamda genelde tang sanın ağzına sıçıp manitaları elden geçirmeleri anlatılıyordu, dünyayı pek anlattığı söylenemez. Bende tekrar okumaya üşeniyorum, o kadar vaktim yok.Neyse işte bazı konularda kendi yorumumu katacağım.


Bunlar arabada giderken gölge douluonun anlattıklarından bazıları. Yol uzun olduğu için gölge bazı konularda önündeki çocukları aydınlatmaktan çekinmiyor. Sonuçta doğuştan ruh güçleri nedeniyle muhtemelen gelecekte ölmezlerse kendileriyle eşit veya üstün bir güce erişecekleri kesin. 


Ruh salonunun durumu, ülkelerin durumu ve tarikatlar, av ormanı, yıldız dou ormanı vs.vs. bir çok şeyden bahsetti. Elbette ruh salonunun durumunu öve öve bitiremedi. Ruh salonu en güçlüsüdür, papa hazretleri tüm dünyanın en asil ve akıllı varlığıdır vs.


Papanın önüne çıkarken ne yapmaları gerektiğini vs. anlattı. Sonuçta ne kadar dahi olurlarsa olsunlar papanın önünde saygısızlığa tahammül yoktur.


2 kız dikkatlice dinlerken Shun camdan dışarıdaki manzarayı izlemeye devam ediyordu. Dürüst olmak gerekirse kendi gücü nedeniyle bazı şeyleri çok sıkıcı hissediyordu. Romanları okuduğu zaman her ne kadar zayıf karakterleri sevmesede, zayıftan güçlenmeye ve sonunda ezici bir üstünlük sağlayarak varoluşun zirvesinde duran ana karakterin yolculuğu zevklidir. Ana karakteri direk zirvede başlayan kitapları okumamış değildi elbette, onlarda zevkliydi. Sonuçta sahip olduğun güçle istediğini yapabilirsin, nasıl eğlenceli olmasın? 


Ama kendi bu durumu yaşayınca kitapta anlatılanlar gibi eğlenceli olmadığını fark etti. Açıkça söylemek gerekirse güçlü bir motivasyonu yoktu. Şu anda isterse her şeyi elde edebileceği, isterse yok edebileceği düşüncesi aklını ve kalbini doldurunca ne kadar sıkıcı ve monoton bir hayat yaşadığını ister istemez düşünüyor. 


Aklı ve ruhu ister istemez mühürlese bile o 3 varlığın anılarından etkileniyor. Bazen aşırı kayıtsızken, bazen ise Shun hali mevcut. Bu konuda ne yapacağını bilmiyor, belki ileride bu durumu atlatabilir, belki her zaman kendiyle kalacak, taa ki kendide her şeye kayıtsız kalana kadar...


Gelen ve geçen dışarıdaki ağaçlara ve yeşilliklere bakarken Shun'un gözleri bir kayıtsızlık durumuna düşmüştü. Gölge ise bu durumu fark etmişti, ne de olsa gözleri genelde aralarında en özeli olan bu çocukta duruyordu.


'Bunlar nasıl gözler böyle? Dünyaya kayıtsız, varoluşa karşı kayıtsız, sanki önünde dünya yok olsa umurunda olmayacak gibi...'


Gölge düşünmeye başladı. Bunların bir halüsinasyon olduğunu düşündü fakat hala kayıtsız bakan gözleri görünce ister istemez bu düşünceler zihnine akın ediyordu. Kafasını salladı,'Hayır, bu çocuk ne yaşamış olursa olsun hayata bu kadar kayıtsız kalmamalı. Üstelik ilk gördüğümde bana getirdiği kriz hissi muhtemelen yanlış değildi! Bu da kim böyle!..'


Söylemeliyim ki ünvanlı douluo olabilecek kişiler aptal değildir. Çoğu en az 50 yaşlarının üstündedir. Sonuçta ünvanlı douluo olmak hem yetenek hem şans hemde uzun bir süre çalışma ister. Tarihin en genç douluosu olarak anılan tang hao bile 30 yaşının üzerindeydi sanırım. Okuduğum fanficlerdeki gibi gerizekalı olmaları mümkün değil tabii ki.


Shun bir süre sonra bu aşırı rahatsız ruh halinden kurtuldu. Açıkçası böyle bir ruh halinden gerçekten hoşlanmıyordu, hayattaki hiçbirşeyin anlamlı olmadığı hissi o kadar güçlüydü ki ruhuna işkence ediyordu, kendini öldürmek istiyordu ama öldüremiyordu! 


Derin bir nefes alıp kendini rahatlattıktan sonra gözlerini gölgeye çevirdi. Ona ciddi gözlerle baktığını fark ettikten sonra gülümsedi,''Sorun nedir gölge amca?''


Gölge ciddi bir bakışla Shun'a baktı ve sordu,''Sen kimsin? Ne yapmak istiyorsun!?'' Ardından güçlü ruh gücünü serbest bıraktı!


2 kız ne olduğunu anlamamıştı ve birden gölgeden fışkıran muazzam gücü hissettiler. Tepki veremeden önce Shun elini salladı ve sanki az önceki şiddetli ruh gücü var olmamış gibi havaya dağıldı...


Gölge bu durumu görünce dehşete kapılmadan edemedi ve hızlıca arabadan çıkıp Shunla arasına mesafe koydu. 


Shun bunu görünce çaresiz bir şekilde iç çekmeden edemedi. Sadece ufakta olsa kendine eğlence arıyordu, işleri bu kadar zorlaştırmaya gerek varmıydı?


Sily ve Shionun tamamen kafası karışmıştı. Ne oldu? Az önce gölge onlara ruh kıtasının durumuyla ilgili şeyleri anlatıyordu, fakat kısa bir sessizlikten sonra aniden güçlü ruh gücüyle patladı! Onlar tepki veremeden ruh gücü kayboldu, hemen arabadan kayboldu ve dışarıda ihtiyatlı bir şekilde Shun'a bakıyordu.


Shun,''Gölge, sadece biraz eğlenmek istiyorum. Lütfen olayları fazla uzatmadan az önce kaldığımız yerden devam edelim.'' Pek umudu olmasada konuştu.


Elbette tahmin ettiği gibi,''Sen kimsin! Ruh salonumuza katılıp ne yapmak istediğini bilmiyorum, fakat istediğini benimle gerçekleştiremezsin!'' Sert bir şekilde konuştu gölge. 


Fakat daha tepki veremeden gözlerinin birden bulanıklaştığını hissetti ve sonra boğazının sert birşey tarafından sıkıldığını. Gözlerinin önünde birden Shun'un küçük fakat aşırı yakışıklı yüzü belirdi, ne zaman önünde belirip boğazını tutup kendine doğru yaklaştırdığını bilmiyorum!


Dehşet içindeyken konuştu,''Canımı sıkma benim, sadece küçük kızları eğitirken eğlenmek istiyorum. İşimi fazla zorlaştırma. Yoksa...''


''Rüyanda görürsün!'' Gölge her ne kadar Shun'un hızı ve gücü karşısında dehşete düşmüş olsada ruh salonunu satmayacaktı. Her ne kadar kendisinin bu şeytanı ruh salonuna götürmekle götürmemek arasında pek bir fark olmasada, kısa sürede ruh salonuna ulaşabilir...


Bunu düşününce hafiften kendine geldi. Az önce aşırı şiddetli bir tepki vermiş gibi görünüyordu! Neden böyle oldu? Acaba kendiside fanfictionun gazabınamı uğradı ve ıq su 0 a mı düştü???!?


''Neden ruh salonuna gitmek istiyorsun?'' Biraz kendine geldikten sonra konuştu. Her ne kadar boğazını sıksada kurtulamıyordu, fakat konuşabilmesi için rahat bir alanı vardı. 


Shun ani değişime biraz şaşırmıştı, fakat düşünmedi,''Sadece eğlence. Kızları eğitmek ve eğlence.''


Eğlence? Gerçi gördüğü kadarıyla gücü ile gerçekten dünyada rakipsiz olabilir. Yüce yaşlının karşısında bile bu tür bir baskı hissetmemişken bu çocuğun karşısında hissettiği çaresizlik başka bir boyuttaydı. Belkide efsanevi tanrıdır? Bu her şeyi açıklayabilir. Ve arkasındaki 2 çocukta onun öğrencileri veya varisleri olabilir? Evet, evet, bu şekilde herşey mantıklı geliyor. Her ne kadar neden kendisinin eğitmediğini fakat ruh salonuna götürmek istediğini anlamasada, bu tür büyük güç sahiplerinin ruh salonunda istediği bir şey olabileceğini pek sanmıyordu. Elbette ruh salonu dünyanın en büyük gücü ve içerisinde muazzam zenginlikler barındırıyordu, fakat bunlar sadece ünvanlu douluo ve altı için geçerli. 


Bunu düşününce yüzünde zar zor bir gülümseme sıktı ve hafif zorlukla konuştu,''O zaman ekselansları kusuruma bakmayın, az önce şiddetli tepki gösterdim. Sizin için ruh salonuna yol göstermek benim için bir şereftir.''


Shun ani değişime biraz şaşırsada umursamadı ve elini serbest bıraktı,''Tamam, o zaman devam edelim.'' Ardından arkasını döndü ve 2 kızı rahatlatarak yerine oturdu. 


Gölgede kendine gelince kalktı ve at arabasını süren adama sorun olmadığını ve yola devam etmesi gerektiğini söyleyerek kabine girdi. 


Yaklaşık 5 saat yolculukta neredeyse hiç konuşmamışlardı. Bu atmosfer biraz sıkıcı ve boğucu olsada bundan etkilenen sadece gölge ve 2 kızdı, Shun'un umurunda bile değildi. 


Sonunda uzaktan güçlü ve müreffeh duran şehir surları ve içindeki yapılar görülebilir hale geldi. 2 kız bunu görünce meraklı çocuklar gibi kapıdan uzandılar ve uzaktaki şehre bakmaya başladılar. Shun 2 kızı eğlenirken görünce ağzında hafif bir eğri belirdi. Gölgede içten içe mutlu hissediyordu, çünkü uzun bir süre boğucu baskıyla bu ne olduğu belirsiz ve aşırı güçlü adamla aynı yerde kalınca bir an ölmek bile istemişti. Şimdi tek istediği sevgili kardeşi yue guan ve papayı bulmak, ona durumu hızlıca izah etmek. Açıkçası bu büyük patronun durumunu onlara bildirmesi gerekiyordu.


Kısa sürede surlara geldiler ve kısa sürede geçtiler. Gölgeyi görünce zaten direk yol veren muhafızları görünce prestijinin ne kadar yüksek olduğu belli oluyordu. Surdan geçince sıra sıra evler ve şehirde gezen canlı insanların sesleri kulaklara akın etti. 


Bir söz vardır, şehrin insanları ne kadar mutluysa yönetimdeki insanlar o kadar iyidir diye. Ve bu şehir öyle bir şehirdi. Mutlaka altında akan karanlık olaylar dönüyordur, lakin yüzeyde sıradan insanların böyle mutlu bir yüz göstermesi ve rahat bir biçimde kendi hayatlarını yaşamaları kendilerini yöneten papa ve ruh salonunun iyi bir iş başardığının kanıtıdır.


Açıkçası kimse arabada gölge douluo oldunu bilmiyordu, ve bu şekilde sıradan bir şekilde papa sarayına kadar yol gittik. Papa sarayına yaklaşınca ne kadar görkemli olduğunu görüyorsunuz. Aslında daha şehire girer girmez tam merkezde bulunan uzun ve altından yapılma görkemli yapıyı görebiliyordunuz, fakat yakınlaşınca gerçek ihtişamın ne olduğunu anlıyorsunuz! 


2 kızın hayran bakışlarını görünce gölge gururlandı. Arabadan inip saraya doğru yürüdüler. Kapıda duran 2 muhafız gölge douluoyu görünce saygıyla selamladı ve 4ünün geçmesine izin verdi. Eğer başka bir douluo olsaydı yinede saygılı olurlardı fakat yinede papaya haber vermek için girerlerdi, fakat gui mei için bu gereksiz, çünkü kendisi papanın kişisel korumasıydı, bunlara gerek yoktu.


İçeriye yürüdüler ve sağda solda bulunan bazı melek heykelleri ve boya tabloları, eserleri görünce 2 kız onları şaşkın bir şekilde izliyordu. Kısa sürede geniş ve altın varaklı ahşap bir kapıya geldiler. 


''Ekselansları, sizi kısa bir süreliğine bekletmem gerekiyor, papa hazretlerine sizin geldiğinizi haber vereceğim.'' Gölge Shun'a baktı ve kafasını onaylama anlamında sallayınca rahat bir nefes alarak anında içeri girdi.


Shun böyle formalitelerden pek hoşlanmasada çoğu şeye yinede temel bir saygı göstermeye çalışıyor. Yoksa kısa sürede kendi çılgınlığında kaybolacağını hissediyor.


Shun ve 2 kız kapıda beklerken gui mei çoktan içeri girmiş ve tahtın önünde tek dizinin üzerine çökmüştü,''Papa hazretleri, gui mei geri döndü.''


Tahtta oturan olgun bir güzellik vardı. Kafasında mor cevherli altın bir taç giyiyordu, üstünde ise görkemli altın ve pembe-mor işlemeli papa cübbesini giyinmişti. Açık pembe saçları vardı. Bir eliyle çenesine yaslanırken diğeriyle bardakta özel bir içecek içiyordu. 


Gui meinin geldiğini ve ona yaşadıklarını anlatınca şaşırmadan edemedi ve hemen dik oturup ciddi bir şekilde sordu,''Emin misin? O kadar güçlü ki benden ve hatta o yaşlı adamdan daha güçlü?'' Ciddi bir biçimde gui meiye baktı.


''Evet ekselansları, o kişinin önünde hiçbir şansım yoktu. Benim boğazımı ne zaman tuttuğunu fark etmedim bile, ayrıca tüm gücümü kullansam bile en ufak bir etkisi olmadı. Elbette hazretlerinin önündede güçsüz kalıyorum lakin onun bana verdiği his sizden daha derin efendim.'' Gui mei açıkladı. Açıkçası Shun'un çok daha güçlü olduğunu hissetsede %100 emin değildi, sonuçta ünvanlı douluodan sonra seviyeler arası uçurum gibiydi. 91. seviyeden 95. seviyeye arasındaki boşluk kapatılmayacak gibi değil, lakin 95. seviyeden 98. seviye, her seviye arasında kapatılamaz bir boşluk vardır. Özellikle 98 ila 99. seviye arasında. 99. Seviye ünvanlı douluo yeryüzündeki yarı tanrı olarak bilinir ve tüm kıtada bir elin sayısı kadar vardır. 


Bibi dong gui meiyi dinledi ve kısa bir düşünceden sonra onayladı. Her ne kadar o yaşlı adamdan daha güçlü olabileceğine inanması zor olsada tanrıların olduğunu biliyordu. Eğer o tanrılardan biriyse bu mantıklı olabilir. 


''O zaman kabalık yapmamalıyız, hepsini davet et.''


Gui mei onayladı ve sonra yerinde kayboldu, tekrar shun ve diğerlerinin önünde belirdi. 


''Papa ekselansları içeride sizi bekliyor, buyrun.'' Bununla birlikte ilerledi ve geniş tahta kapıyı iterek açtı...






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44385 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr