Bölüm 22-Gölge

avatar
711 3

Tembel Hükümdar - Bölüm 22-Gölge




Tapınaktan çıktıklarında ebeveynler ve köy şefi orada bekliyordu.


Su yuntao ve 3 çocuğun çıktıklarını fark ettiklerinde hemen içeri koştular ve çocuklarının yanına gidip ne tür ruh uyandırdıklarını sordular...


Köy şefide 3 çocuğun o 3 küçük velet olduğunu fark etti. Shun gülümsedi,''Dede, ruhumuzu uyandırdık. Şimdi ruh salonuna katılmak için su yuntao ile birlikte gidiyoruz. Her şey için teşekkürler.''


Shun'un nazik mizacı ve kibar sözleri nedeniyle insanlara garip bir rahatlık ve sakinlik duygusu veriyordu. Bu sözlerden sonra köy şefi mutlu bir gülümseme sergiledi,''Önemli değil evlat, dediğim gibi, bu yaşlı adamı unutma. Arada sırada evime yemek yemeye gelebilirsiniz, 2 nizde aynı şekilde.''


2 kız gülümsedi ve onaylama anlamında kafalarını salladılar.


Pek fazla söze gerek yoktu. Giderken yaşlı dedeye el salladılar, o da aynı şekilde el salladı.


Arkadan tapınaktan çıkan tang san bu sahneyi gördü, giden Shun'un sırtına baktı,''Umarım karşı karşıya gelmeyiz...''


.........................


Su yuntao ve 3 çocuk yolda bir süredir yürüyorlardı. Sonuçta su yuntao gelirken sadece bir atla geldi, kim bilecekti ki 3 küçük dahinin çıkacağını?


Ama bu şekilde ruh salonuna ulaşmak çok uzun sürecekti. Yakında bir kasabada bir at arabası kiraladılar ve bu şekilde yola devam ettiler. Ruhlar salonu çok büyük ve kapsamlı olmasına ve neredeyse kıtadaki tüm şehirlerde olmasına rağmen, kıta çok büyüktü. Aralarındaki geniş mesafeler nedeniyle yine de yolda uzun süre geçirmeniz gerekiyordu.


Sabaha karşı çıktığımız yolda hava kararınca hedefimize ulaştık. Yoldayken pek bir şey olmadı, sadece küçük kızın adının Shio olduğunu öğrendim. Bana söylerkenki o kırgın bakışı görünce utanmadan edemedim. Sonuçta kıçına şaplak bile atmıştım, uzun süre birlikte olmasakta 1 gün ismi öğrenmek için epey uzun bir süreydi.


Ruhlar salonun şubesinin önünde at arabasından indik ve su yuntao aceleyle bizi içeri götürdü. Şu anda heyecanı hala sönmüş değildi. Kıtada doğmuş zirve dahilerden 3ü şu anda yanında, ve onları ruhlar salonuna katmanın kredisi gelecekte çok büyük olacaktı!


Elbette bilmediği şey Shun'un vagondayken sessizce yeteneğini çok yüksek derecelere yükseltmesiydi. Bu hayatta muhtemelen en fazla ruh uzmanı seviyesine yükselebilecekken şu anda başlıklı douluo seviyesine ulaşması kesindi! 


Elbette ulaşması muhtemelen en az 10 yıl alacaktı, belki o sırada Shun çoktan başka dünyalara gitmiş olacaktı.


Bu sırada önündeki ruh tapınağına baktı. Açıkça söylemek gerekirse, köyde bulunan tapınak güzel olsada, bunun yanında sadece sarayla karşılaştırılan ufak bir baraka gibi kalıyor.


Salona doğru dizilen uzun sütunlar, yaklaşık 50 metre uzunluğunda ruhlar salonu, çoğu yer altın ve gümüş renginde parlıyordu!


Ve bu sadece bir yan daldı. Ruh şehrindeki ruhlar salonunu merak etmeden edemedi. Elbette bu tür şeyler ona şok veya başka tür duygular getiremez, sadece bir yenilik görmek gibi.


Su yuntao heyecanla onları sütunların olduğu yoldan geçirdi ve devasa ana kapıdan içeri girdi.  Girişte bir kız görünce hemen heyecanla yanına gitti ve elini tutarak,''Sisi! Bugün benim en şanslı günüm, 3 muhteşem dahiyi geri getirdim! Hepsi senin sayende!''


Sisi denen kız kafası karışmış bir şekilde su yuntaoya bakıyordu. Sözlerini duyunca gülümsedi,''Aptal, ne diyorsun? Hangi muhteşem dahi?''


Sonra su yuntaonun arkasından gelen 3 çocuğa baktı. Hepsinin tatlı veya muhteşem yüzleri vardı, özellikle aralarında erkek çocuk, kendini biraz kaptırmadan edemedi. 


Su yuntaonun elini tutup sarsmasından sonra kendine geldi ve şöyle dediğini duydu,''Evet! Muhteşem dahiler! Hepsinin ruhları inanılmaz ve hepsi en az doğuştan gelen ruh gücüyle dolu! İnanabiliyormusun, doğuştan ruh gücü! Ve ben bunların hepsini ardı ardına aynı günde uyandırdım, sanırım bu hayattaki ve gelecekteki hayatımdaki tüm şansımı harcadım. Umarım su içerken boğularak ölmem...''


Böyle demesine rağmen yüzünde hala mutluluk okunuyordu.


Sisi bunların duyunca hayrete düşmeden edemedi. Ne doğuştan ruh gücü? Ne muhteşem ruhlar? Ve en az derken ne demek istiyorsun?


İnanmayan bir ifadeyle,''Şaka mı yapıyorsun? Gerçekten iyi bir mizaca sahip olsalarda bu tür dahinin kıtada ne kadar nadir olduğunu biliyor musun? Şaka yapacaksan mantıklı bir şey düşünseydin bari...''


Su yuntao ikna edecekken buradaki gürültüyü duyan yaşlı bir adam bu tarafa doğru yürüdü. Su yuntao ve sisi yaşlı adamı görünce saygılı oldular ve eğilip,''Dekan!'' dediler.


Yaşlı adam kafasını salladıktan sonra su yuntaoya baktı,''Yuntao, neden bu kadar gürültü çıkarıyorsunuz? Ayrıca aldığım haberlere göre bir kaç köydeki çocukların ruhlarını uyandırmamışsın, normalde yarın gelmen gerekiyordu...''


Keskin gözlerle bakılan yuntaonun heyecanı biraz söndü. Doğru! Diğer köylerdeki çocukları uyandırmayı unuttum...


Ama sonra tekrar heyecanla konuştu,''Dekan! Bunun sebebi gittiğim köyde 3 muhteşem dahiyle tanışmam! Onlar ruh salonuna katılmayı kabul ettikleri için hemen buraya doğru gelmek zorunda kaldım!''


Dekan şaşkın bir şekilde heyecanlı su yuntaoya baktı. Ne tür bir dehanın yuntaoyu bu kadar heyecanlı kılabileceğini merak etti ve arkalarında duran 3 çocuğa baktı. 


Aynı şekilde mizaçlarından etkilenen yaşlı adamda şaşırdı, fakat kafasını salladı,'mizaçları gerçekten iyi olsada bu onların dahi olduklarını göstermez.'


''Öyleyse benimle içeriye gelin.''


Su yuntao, sisi ve 3 ü yaşlı adamla beraber bir odaya girdiler. Odada büyük bir kristal vardı. Duvarlarda çeşitli yazıtlarla beraber semboller bulunuyordu.


Yaşlı adam çocuklara bu odayı tanıttı,''Burası salonumuzun ruh uyandırma seramonisini gerçekleştirdikleri yerdir. Bu kristal ruh gücünü 40. seviyeye kadar test etmeye yarar.''


Döndü ve 3 çocuğa bakarak,''Öyleyse, ilk kim gelmek ister?''


Sily önce 2 sine baktı, birşey demedikleri zaman öne çıktı ve ellerini kristale koydu. Kristalden parlak bir ışık yayıldı ve odayı doldurdu. Aynı zamanda Silynin arkasından kuş cıvıltısıyla birlikte ateşten bir kuş çıktı, bu da odanın bir kaç derece ısınmasını sağladı.


Sisi ve yaşlı adam şaşırmış bir şekilde ateş kuşuna baktılar. ''Ne korkunç bir alev! Henüz ruh yüzüğü takmamış bir ruhun bu kadar güçlü olabileceğine ilk kez şahit oluyorum!'' Yaşlı adam şaşkın bir şekilde söyledi.


Onların şaşkınları bitmeden giden Silynin ardından Shio geldi ve aynı kutsallıkla kabzasında duran bir kılıç çağırdı, ruh kristalide aynı ışık patlamalarını verdi. 


Sisi ve yaşlı adam hala şaşkınken Shun geldi ve kristalin parlaklığı önceki 2 seferden en az 3 4 kat daha parlaktı, bu da odadaki insanların gözlerini zor açmalarını sağladı, hemen ardından derin bir karanlık çöktü ve içlerindeki bazı arzuların kontrolden çıktıklarını fark ettiler. Bu sırada Shun'un arkasında kara kanatlı bir melek belirdi ve elinde siyah çizgili altın yazıtlarla dolu kısa bir kılıç belirdi. 


Shun ruhunu geri çekene kadar kimse hayallerden kurtulamadı ve aynı şekilde Shun'a korkuyla baktılar. Bu ne s*kim dövüş ruhu? Yaşlı adam bir ruh uzmanı ve aynı şekilde hala arzularını kontrol edemedi ve bu illüzyona kolayca yakalandı, başka ne demeliyim?


Dürüst olmak gerekirse sistemin verdiği ruhlar gerçekten fazla OP. Qian renxueninde melek ruhu güçlü olsa da, sistem sonuçta sistemdir. Kendi önünde her hangi bir dalgaya sebebiyet veremesede, bu dünyanın yasalarından daha güçlüdür, elbette verdiği ödüllerde aynı şekilde.


Üstelik 2. ruhu arzu kılıcıyla birlikte kullanılabilen düşmüş melek formu 1+1 kadar güçlü değildir. Şu anda dövüş gücü her hangi bir ruh kralından aşağı değildir, elbette fiziksel değil, sadece ruhunu kullanarak...


Yaşlı adam kendine gelince heyecanla kahkaha attı,''İyi! Çok iyi! Sizin gibi 3 muhteşem dahiyi ruh salonumuza katabilmek bizim için büyük bir onur!''


Heyecanını yatıştırarak hızla ana ruh salonuna rapor vermek için kendi odasına gitti.


Sisi de kendine geldi ve 3 çocuğa şok içinde baktı. Ne muhteşem dahiler! Uzun yıllardır bu salonda olmasına rağmen ilk defa böyle şok edici denebilecek dahiler görüyordu. Özelliklede erkek olan çocuk, doğuştan 20. seviye ruh gücü! Bu nasıl bir kavramdır? Daha önce hiç bu şekilde doğan bir yetenek duymamıştı!


(YN:Valla qian renxuede aynı şekilde doğuştan 20. seviye ruh gücüyle doluymuş fakat ben herkesin bunu bildiğini pek sanmıyorum. Aslında çoğu insan qian renxue adında biri olduğunu bile pek bilmiyordur o kıtada, muhtemelen sadece ruhlar salonunun zirvedeki isimleri.)


Sisi gülümsedi ve su yuntaonun elini tutarak tebrik etti,''Tebrikler yuntao, bu krediyle muhtemelen ruhlar salonunda yüksek bir rütbe elde edebilirsin. Etrafında bir sürü küçük kız olacak, küçük sisiyi unutmayacaksın değil mi?'' Dudaklarını büzdü ve üzgün bir şekilde su yuntaoya yaslandı. 


Shun bu sahneyi gördü ve su yuntao için üzülmeden edemedi. Bu tarz bitchler faydalı olduğu sürece her şeyi yapabilecektir, umarım kısa sürede gerçek yüzünü gösterirde yuntao bu kaltaktan kurtulur.


Bu sırada yaşlı adam geldi ve gülümseyerek konuştu,''Çocuklar, sizin için ana salonla konuştum ve çoktan birini sizi almaya gönderdiler. En geç yarın sabaha kadar burada olacaklar, bu sürede sizin için kalacak bir oda ayarladım, gelin.''


Su yuntao ve sisiyi yalnız bırakarak oradan ayrıldılar. Koridorda giderken yaşlı adam konuşmaya devam etti,''Ruh salonumuz dünyanın her yerine yayılmıştır, 2 imparatorluk ve şehirlerinin her birinde ruh salonumuzun bir şubesi bulunur. Bizim gibi küçük şubeler sadece en küçük ruh salonları olarak adlandırılabilir. Ben 35. seviye ruh uzmanıyım, ama büyük şehirlerdeki ruh salonlarında en az 80. seviye kontra bulunur. Ve ruh şehrindeki ana ruh salonunda 3 büyük salonumuz vardır, douluo sarayı, yüce papa sarayı ve ruh salonu. Ruh salonumuzda en az 20 tane başlıklı douluo ve 50 tane contra bulunur, elbette bu contraların geneli büyük şehirlerin ruh salonlarında dururlar, lakin başlıklı douluoların çoğu ruh şehrinde kalır. Bu yüzden ruh şehri dünyanın en müreffeh ve güvenli şehri olarak bilinir.''


Yaşlı adam konuşurken altın çerçeveli bir kapıya geldi ve açıp içeri girdi. İçerisi bir kaç dolap ve 3 yataktan oluşan ortalama bir odaydı. 


''Ruh salonundan gelen kişi yarın gelene kadar gece burada kalabilirsiniz, elbette isterseniz ruh salonunuda gezebilirsiniz, pek bir şey olmasada. Açsanız sizin için güzel bir yemek hazırlatabilirim?''


Shun diğer 2 kıza baktı ve kafalarını salladığını görünce,''Önemli değil, pek aç değiliz. Gerekirse sana haber veririm.''


Yaşlı adam tamam dedi ve dönüp gitti.


Shun kapıyı kapattı ve içeri girdi. İçeride 2 kız çoktan oturmuş ve ruhlarını çağırarak onlara bakıyordu.


Shun'un geldiğini görünce Shio dayanamadı ve sordu,''Shun, benim ruhum bir kılıç ve kın, normalde tek bir ruh olması gerekmiyor mu?''


Shun gülümsedi ve konuştu,''Hayır, bu dünyada ikiz ruhlar denilen bir şey var. Yüzyıllar boyunca ikiz ruhlar sadece bir kaç kişide ortaya çıktı, bu devirdede bildiğim kadarıyla sadece 2 kişi var. Bibi dong ve ruhumuzu uyandırdığımız sırada ruh gücüyle dolu olan diğer çocuk.''


Sily ve Shio bunu duyunca şaşırmışlardı. O çocukta herşey ortalamaydı, ruhu bile çöp bir dövüş ruhuydu, demek ikiz ruhun sahibiydi! Doğuştan ruh gücüyle dolu olmasını açıklayabilir bu.


''Senin kılıcın ve kınında aynı şekilde, lakin biraz farklı. Kılıç ve kın aslında birdir, fakat ikisininde farklı yetenekleri vardır. Kılıcın adı excalibur ve kının adı avalondur. Aslında farklı bir dünyanın kılıcıdır, nasıl sende göründüğünü anlamıyorum ve umurumdada değil, neyse, çok güçlü olduğunu bil yeterli.''


Shio gözleri parlayarak kılıcına ve kınına baktı. İsimleri gerçekten excalibur ve avalondu, bu da Shun'un doğru söylediğini kanıtlıyordu. Shun'un bile çok güçlü dediği kılıçlar kesinlikle çok güçlüdür!


''Peki benimki?'' Şaşkın bir şekilde sordu Sily.


''Senin ruhun bir kuş ruhu olmalıydı, senin vüdunu arındırırken kullandığım ateş nedeniyle vücudunda kalan güçle ruhunun bir mutasyonu olarak bu ruh doğdu. Güneş ateşi bildiğim kadarıyla bu dünyadaki en güçlü alev olmalı.''


Sily mutlu bir şekilde gülümsedi. Aslında istediği şey güç veya başka bir şey değil, sadece Shun'un yanında olmak. Mümkünse dahada güçlenerek onun için önemsiz şeyleri yapabileceğini umuyor.


''Ruh salonuna götürüldüğümüzde muhtemelen papanın önüne çıkacağız. Yetenekleriniz bu kıtanın zirvesinde duruyor. Sizi kendi öğrencisi olarak almak isterse ne yapacağınızı önceden düşünebilirsiniz. Bu arada papa yaşlı bir adam felan değil genç bir güzellik, hatta şu anda dünyanın en güzel kadını bile diyebiliriz.''


Dünyanın en güzel kadını sözünü duyunca 2 kız biraz kıskanç hissetti. Hangi kadın güzellikleri karşılaştırmayı istemez ki? Özellikle sily, Shun'un önünde her zaman en güzel ve en itaatkar kız olmak istiyor. Şimdi en güzel sözünü başka bir kadın için söylediğini duyunca yüreğinde bir rekabet duygusu yükseldi. Önceden böyle bir şeyi düşünmeye cesaret edemezdi, fakat Shun kendi yanındayken ve ona yaptığı değişiklikten sonra buna cesaret edebilir!


Shio ise Shun'un ağzından en güzel kadın sözünü duyunca biraz kıskandı, neden kıskandığını bilmiyordu fakat umurunda değil.


Silynin o anda aklına geldi,''Neden sadece bizi alacakmış gibi konuşuyorsun? Senin ruhun ve yeteneğin çok daha yüksek?''


Shun cevap verdi,''Evet, ama bilmiyorsun. Ruh salonunun en başından itibaren kurulma sebebi meleklere olan inancıdır. Papanın ruhu ise genellikle parlak melektir. Benim ruhum ise düşmüş melek, yani meleklerin düşmanı. Şu anki papanın tavrını bilmiyorum fakat diğer insanlar muhtemelen beni ruh salonuna kabul etmeyecekler, belki öldürmek bile isteyebilirler. Sonuçta emsalsiz bir dahi ve meleklerin düşmanı olarak beni bu kadar küçükken öldürmek normal.''


2 kız bir anda endişelendi,''Nasıl yani? O zaman gitmeyelim! Hazır gelmesine vakit varken şu anda gidebiliriz!''


2 kızın endişesini görünce shun gülümsedi ve 2 sinin kafasını ovuşturdu,''Aptallar, dünya yok olsa bile bana bir şey olmaz. Benim için endişelenmeyin, sadece kendi kararlarınızı verin.''


2 kız da bir anda önündeki çocuğun tanrılardan üstün bir güç olduğunu fark etti ve yüzleri kızardı. Endişeleri yüzünden bir anda her şeyi unutmuşlardı.


Shio utanarak yüzünü çevirdi ve yatağa oturarak kılıcıyla oynamaya devam etti. 


........................


Sabaha kadar bazı şeylerden konuşarak ve uyuarak geçtikten sonra çoktan güneş doğmuştu ve 3 üde odadan çıkıp tapınakta geziyorlardı. Kısa süre sonra gelecek kişiyle birlikte ruh sarayına gideceklerdi. 


Kısa süre sonra yaşlı adam, yuntao ve sisi ile birlikte kapıda bekliyorlardı. Fazla beklemeden uzaktan siyah bir nokta göründü ve aşırı bir hızla bu tarafa doğru koşuyordu. 2 3 saniye içinde yalnızca zar zor görünen bir noktadan önlerine gelmişti bile. Evet, gölge douluo gui mei. Yüzü maskeyle kapalıydı ve vücudunu siyahlarla örtmüştü, biraz gizemli görünüyordu. 


Bu kişiyi görünce yaşlı adam ve 2 si diz çöktü,''Yaşlıyı gördük!'';


Bu sırada kalpleri çılgınca atıyordu,'Gölge douluo!' 


Gönderecekleri kişinin en az kontra seviyesinde olmasını bekliyordu, fakat bunun papaya en sadık 2 douluodan biri olduğunu bilmiyorlardı. Normalde bu tür varlıkları sadece uzaktan görebilirlerdi!


Gölge onaylama anlamında kafasını salladı ve 3 çocuğa baktı. Gözleri Shun'a gelince hafifçe büzüldü, nedense içinde bir kriz duygusu hissetti, fakat hemen kafasını salladı.'Bu imkansız, sadece 6 yaşındaki bir çocuk, ne kadar dahi olursa olsun beni tehdit edemez.'


Sonra yumuşak bir sesle konuştu,''Siz 3 dahisiniz, yüce papa sizi duyunca sizi almam için beni gönderdi. Umarım papayı hayal kırıklığına uğratmazsınız.''


Shun gülümsedi,''Merak etmeyin, yeteneklerimize güvenimiz tam.''


Gölge, çocuğun özgüvenini sevdi, döndü ve yaşlı adama,''Dekan, bize bir araba hazırlayın, derhal yola çıkacağız. Papayı çok fazla bekletmek istemiyorum.''


''Emredersiniz.''


Gideceklerini bildikleri için zaten önceden sağlam atlarla donatılmış lüks bir at arabası hazırlatmıştı. Arkadan getirilmesini emretti. At arabası gelince 3 çocuk ve gölge arabaya bindiler ve ruh sarayına doğru gitmeye başladılar...












Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44388 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr