Bölüm 15-Ciddi değil

avatar
826 6

Tembel Hükümdar - Bölüm 15-Ciddi değil


Shun onlara düşünmeleri için fırsat verdi, bu sırada masadan yavaşça yemek yemeye devam ediyordu. Bu sırada Sily farklı farklı yiyeceklerin tadlarına bakıyordu. Her ne kadar aç olmasa da hayatı boyunca bu kadar lezzetli yemek yediği ilk seferdi, o yüzden hepsini denemek istiyordu.



Masadaki diğer insanlar da bunu fark etmişti, kalplerinden hor görüyorlardı, fakat bunu yüzlerine yansıtmaya nasıl cesaret edebilirlerdi? 



Shun elbette her şeyin farkındaydı, lakin birşey demedi. İnsanlık böyle yaratıldı, doğası buydu, bir kaç sözle değiştirilebilecek birşey değildi.



Bir kaç 10 dakika daha yemek yedi ve sonunda yemeklerin tadı sıkıcı gelmeye başladı, bu yüzden çatal ve bıçağı bırakıp nora ile reinaya baktı,''Hala düşünüyormusunuz? Düşünmenize yardım etmemi istermisiniz?''



Nora ve reina bunu duyunca utançtan yüzleri kızarmıştı, fakat ne yapabilirlerdi ki? Hayatları boyunca muhtemelen karşılaştıkları en büyük şansı kaçırmak istemiyorlardı! Bu kadar dikkatli ve tereddütlü olmamaları imkansızdı.

  


Shun onlara baktı ve sıkılmış bir şekilde nefes vererek konuşmaya başladı,''Aslında sadece şaka yapıyorum. Sizi bu sistemden kurtarmak sadece bir düşünce meselesi, neden sizden bir cevap istiyeyim ki? Sizi öğrenci olarak alacak değilim. Demek istediğim, bir kişi yeterince güçlü olduğu sürece ne yapmak isterse istesin bir sebebe ihtiyacı yoktur!'' Sözlerinin sonlarına doğru akılalmaz bir otoriter irade salmıştı, masadaki herkesin aklını başından aldı!



Sily parlak gözlerle Shun'a bakıyordu, ne kadar yakışıklı, ne kadar otoriter! 



Sadece sily değil, masadaki tüm kızlar aynı şekilde Shun'a bakıyordu! 



Kral ve prensler bile birşey demeye cürret edemediler ve sadece korku ve kıskançlıkla Shun'a bakmaya başladılar.



Nora ve reina bu sözleri duyduktan sonra beyinleri bir an boş kaldı ve aptal aptal Shun'a bakmaya başladılar.'Yarım saatten fazla ne söyleyeceğimizi düşünüp durduk, aslında bir cevaba bile ihtiyacı yok muydu?!!' Sonunda gerçek güçlülerin diyarını az da olsa anlamışlardı. İsterlerse onları bir düşünceyle yok edebilirler, isterlerse zirveye yerleştirirler, isterlerse her şeyi yapabilirler! Sonunda sadece gözlerindeki karıncalardan başka bir şey değillerdi...



Nora ve reina bunu fark edince kalplerinde aşağılık kompleksi oluşmaya başladı! Doğduklarından beri üstün muamele görmüşlerdi ve güçlenebilmek için yaptıkları herşeyden sonra bir çok insandan çok daha güçlü olmuşlardı, bu yüzden kalplerinde kibirli hissediyorlardı! Hem krallığın prens ve prensesleri olarak, hemde bir savaşçı olarak normal insanlardan kendilerinden çok daha üstün hissediyorlardı! Fakat bu gün gördükleri bir çok olaydan sonra, kendilerini sadece karıncaların üstüne basan biraz daha büyük bir karınca olduklarını fark ettiler, ne yapmalarını bekliyorsun? 



Shun onlardaki bu değişikliği fark etmişti, pek umursamıyordu ama yinede konuştu,''Güçlü veya güçsüz, her insanın farklı değerleri vardır. Bazı insanlar şanslı doğar, bazı insanlar şanssız doğar, bazı insanlar zengin, bazıları fakir. Bazıları güzel ve yakışıklı, bazıları çirkin ve şişman. Ama hayat anlaşılmazdır! Bir an önce zengin fakire basarken, fakir yükselip zengini alt edebilir! Bir an önce güçsüz güçlüye gıpta ederken, bir an sonra şanslı bir karşılaşmayla zirveye çıkabilir! Yani demek istediğim, olduğunuz konumdan memnun olmayın, her zaman daha fazlasını isteyin! Hayat her zaman değişir, her daim zirvede duracak değilsiniz veya her daim dipte duracak değilsiniz. Mesela Sily, gelecekte sizin başlarınızı kaldırıpta göremeyeceğiniz bir yüksekliğe çıkacak, ne yapabilirsiniz?''



Shun konuşmaya devam ettikçe herkes kalplerinden büyük darbeler almaya devam etti. Özellikle son sözlerini söyledikten sonra yüzleri değişmeden edemedi! Az önce farklı yemekleri ilk defa görüp yiyen bir kızı hor gördüler, lakin şu anda 'Shun' denen bir tanrının yanında ve gelecekte kendi masalarında yemek yemeyi hor görmeyi bırak, kafalarını kaldırsalar bile göremeyecekleri bir yüksekliğe çıkacak! Daha bir kaç saat önce köle tacirlerinin elinden kaçan küçük çelimsiz bir dilenciden sadece bir kişiyle karşılaşması yüzünden hayal bile edilemeyecek yükseklilere çıkabilecek bir insan oldu! 



Herkes bunları düşünürken kalpleri titremeden edemedi! Her ne kadar böyle bir şans milyonda bir bile olsa düşük olsa da, ama gerçek! Her an bir şey olabilir ve bu krallık çökebilir, yeni krallıklar yükselebilir! Daha önceki tarihte hiç olmamış gibi değil!



Herkes bu gerçeği tamamen görmezden geldi! O kadar düşük bir şansla bize olmaz diye düşünüyorlardı! Ama tam karşılarında öyle bir olay yaşandı ki artık dünya görüşleri paramparça oldu! 



Kral ve diğerleri soğuk soğuk terlerken Shun hafifçe ellerini nora ve reinaya salladı. 



Nora ve reinada bu sırada düşüncelere dalmıştı ve ne olduğunu fark etmemişlerdi, fakat bir anda zihinlerinin en derininden gelen derin çatırtı sesleriyle şaşırmışlardı! Ne oluyor?!? 



Ne olduklarını merak edip zihinlerini kontrol edecekken bir anda daha büyük bir parçalanma sesi geldi ve bir anda bayıldılar!



2si bir anda bayılınca kral ve diğerleri endişelenerek ayağa kalktı! Kral koşarak oğluna ve kızına baktı ve her hangi bir şey olmadığını, sadece bayıldıklarını fark edince rahat bir nefes aldı.



Kapıdaki hizmetçiye derhal 2 sini yatağına götürmelerini emretti, bu sırada krallığın doktorlarını muayene etmesi için gönderdi.



Shun,''Merak etme, sadece sistemin prangalarından kurtardım onları, zihinlerindeki anlık boşluk nedeniyle dayanamadılar. Kısa bir süre dinlenmeleri yeterli olacaktır, bundan sonra potansiyelini emecek bir şey yok, çok daha fazla güçlenebilirler.''



Kral bu sözleri duyunca rahatlamadan edemedi. Sonuçta çocuklarının bayılmasının sebebinin shun olduğunu fark etmişti, fakat birşey diyebilecek cesareti yoktu, lakin shun nedenini açıklayınca kalbinde rahatlamış hissetti ve dönerek gülümseyen bir yüze eğildi ve,''Teşekkür ederim lord Shun! Bu 2 çocuğum dövüş sanatlarına tamamen kafayı takmış durumda, eğer yollarının sonuna ulaşırsa ve hayattaki amaçlarını tamamen kaybederlerse ne yapacaklarını gerçekten bilmiyorum, bu yüzden bu içten teşekkürlerimi kabul edin!'' Derin bir şekilde eğildi.



Cariyeler ve diğerleri bu sahneyi görünce birşey söylemedi, ama çoğu kalplerinden aynı şeyi hissediyordu. 



Şunu söylemek gerekir ki Shun önceden okuduğu novellere göre kraliyet ailelerinin kendi iç çatışmalarının çok iğrenç şeylerle dolu olduğunu biliyordu. Fakat bu sahneyi görünce fark etti ki aslında o kadar iğrenç kalpleri yoktu, şaşırmıştı. Fakat biraz düşününce fark etti, bu dünyadaki krallıklar ve imparatorluklar çok fazlaydı. Elbette bunun gibi 1. seviye krallıklar azınlıktaydı fakat yinede kral olduktan sonra dünyayı kontrol edebilecek değildin, en fazla bir kaç büyük şehir ve küçük şehirle birlikte krallık şehri. Prensler ve prenseslerin kral olmak yerine kendi alanlarında ilerleyip yüksek bir mertebeye ulaşırlarsa krallardan daha az bir muamele görmeyeceklerini bildikleri için hepsinin kral olmak için büyük bir arzusu yoktu. 



Elbette bu hiç olmadığı anlamına gelmiyordu, doğuştan gerizekalı olanlar ve hiç bir vasfı olmayanlar anca hayal edebilirdi ve açgözlülüğü nedeniyle krallığı kaosa sürükleyebilirdi. 



Neyse bunları düşünmek faydasız ve yorucu, bu yüzden kalktı ve,'' Sily, hadi gidelim.''

 


Sily bunu duyunca masadan kalktı ve Shun'u takip etmeye başladı. Bu sırada kral hala teşekkür etme durumundaydı, bu yüzden Shun aniden gitmeye başlayınca tepki verememişti ve kendine geldiğinde çoktan geniş yemek odasından çıkmıştı.



Bu sırada diğer cariyeler ve çocuklarda Shun'un gittiğini fark edince rahat bir nefes almışlardı, böyle bir varlığın önünde normal olarak durmak bile aşırı gericiydi, sanki her hangi bir hareketinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olacakmışsın gibi!



Herkesin kafasında aynı düşünce vardı,''Neyse ki gitti!''







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44390 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr