Bölüm 137: Ying-Yang Patlaması x2

avatar
5118 4

Tales of Demons & Gods - Bölüm 137: Ying-Yang Patlaması x2


 

Çeviri: Allenwalker Düzenleme: Dunklesplatz

 

Büyük bir şeytan canavarı karanlık gecede kendini yavaşça göstermeye başladı. Vücudu bir dağ kadar uzundu ve gruptakilerin kendilerini boğuk bir ortamda hissetmesine sebep olmuştu. Son derece korkunç görünen büyük bir kafası vardı. Büyük ağzı küçük bir tepeyi yutacak kadar büyüktü. Geniş ağzından binlerce kırmızı renkli dil dışarı çıkıyordu. Bu diller çok hızlı bir şekilde hareket ediyordu ve avının vücudunu sarıp avlanmasını sağlıyordu. Bu dillerin kalınlığı bir kol kadar olsa bile çok zor kesiliyordu. Bir dilini kessen bile bir anda yüzlercesi ağzından dışarı çıkıyordu.

 

Nie Li ve diğerlerini nefeslerini tutmuş bir şekilde oldukları yerde duruyorlardı. Hareket etmeye cesaret edemiyorlardı. Onların önünde birkaç tane Kımızı Hayalet vardı yine de hareket etmeye korkuyorlardı.

 

Kırmızı Hayaletler diller tarafında hızlıca yakalanıp doğruca Netherlamp Behamot’un ağzının içine doğru çekiliyorlardı.

 

Kırmızı Hayaletler, Netherlamp Behemoth tarafından tek tek avlanıyorlardı.

Kırmızı Hayaletler her tarafa dağılmışlardı. Aniden bir çığlık sesi duyuldu. Xiao Xue dillerden bir tanesi tarafından sarılmıştı.

 

“Xiao Xue!!” Lu Piao hemen bağırmıştı. O, hızlıca Kızıl Şeytan Leoparı ile birleşti, öfkeli bir şekilde kükredi ve Xiao Xue’ye doğru zıpladı.

 

Nie Li bir şeylerin ters gittiğini düşündü ve hemen Uzun Dişli Panda ile birleşti. Vücudu çok hızlı bir şekilde dönüşüme uğradı.

 

“Lu Piao!!” Xiao Xue endişeli bir şekilde bağırmıştı. Yapışkan dilleri onun sağ koluna ve göğsüne sıkıca sarılmıştı ve bundan dolayı boğuluyormuş gibi hissetti. Xiao Xue’ye doğru kötü bir koku yayılmaya başladı,  kokudan dolayı gözleri donuklaşmaya başladı. Bu kokunun içinde biraz halüsinasyona sebep olan bir gaz vardı. Xiao Xue biraz mücadele etti ama sonunda vücudunun git gide zayıfladığını hissetti.

 

Kızıl Şeytan Leoparı ile birleşmiş olan Lu Piao, hızlıca Xiao Xue’yi saran dili keskin pençeleri ile kesti ve Xiao Xue’yi yakalayarak aşağıya doğru atladı.

 

Netherlamp Behemoth öfkeli bir şekilde kükredi ve aniden binlerce dil Nie Li ve gruba doğru harekete geçti.

 

“Lu Piao, onu alarak buradan hızlıca ayrıl. Bu canavarı bize bırak!” dedi ve Nie Li ağzını açarak bir Yin-Yang Bombası gönderdi. Siyah ve Beyaz iki küre doğruca Netherlamp Behemoth’a doğru uçmaya başladı.

 

Boommm!!

 

Bu iki küre doğruca Behemoth’un ağzına girdi ve içinde patladı. Sayısız dil bu patlamadan dolayı parçalanmıştı ve dil parçaları yere düşmeye başlamıştı.

 

Du Ze ve diğerleri kendilerine gelen sayısız dille savaşmaya başladı ve aynı zamanda Lu Piao’nun arkasından yavaşça ilerlemeye başladılar.

 

Wei Nan aniden diller tarafından yakalanmıştı fakat hemen yanındaki Du Ze onu dillerden hemencecik kurtardı.

 

“Teşekkürler.” Dedi Wei Nan hala korkmuş bir vaziyetteydi. Eğer Du Ze bu kadar hızlı tepki vermeseydi şimdiye çoktan Behemoth’un ağzının içine girmişti.

 

Du Ze hızlıca “Herkes dikkatli olsun!! Ve birbirinin arkasını kollasın. Kimsenin yakalanıp çekilmesine izin vermeyin!!” dedi.

 

Bu kadar insanla birlikteyken bir kişinin yakalanıp çekilmesini engelleyebilirlerdi. Eğer gruptan bir kişi bile eksilirse bu durum oldukça sıkıntı yaratırdı.

 

Herkes çılgınca koşarak Behemoth’un dillerinin saldırı alanından çıkabilmeyi başarmıştı.

 

Uzun Dişli Pandayla birleşmiş olan Nie Li ile Cennetin Yıldırım Serçesiyle birleşmiş olan Xiao Ning’er arkadan geliyordu. Nie Li çılgınca Yin-Yang Bombalarını düşmana karşı gönderiyordu. Yin-Yang Bombasının patlamalarından dolayı sayısız dil paramparça olmuştu. Nie Li’nin Yin-Yang Bombaları olmasaydı şimdiye kadar çoktan Behemoth’un dilleri tarafından yakalanıp yem olmuşlardı.

 

Xiao Ning’er yıldırımlarla çevrilmiş bir vaziyetteydi. Sonsuz ışık sürgüsü keskin bıçaklara dönüşmüştü ve hiç durmadan dilleri küçük et parçalarına ayırıyordu.

 

Du Ze, Lu Piao ve diğerleri Behemoth’un saldırı alanından dışarı çıkmayı başarmışlardı.

 

Aniden, uzun bir dil Xiao Ning’er’i ayağından yakalayıp havaya doğru kaldırmıştı. Xiao Ning’er bir anlığına şok oldu fakat hemen bir yıldırım bıçağı kullanarak dili kesmeyi başardı. Fakat o şok olma anında başka bir dil onun etrafını sardı.

 

Xiao Ning’er bir anda bacaklarının, kolunun, belinin, göğsünün sıkıldığını hissetti. Vücudunun git gide zayıfladığını hissetti. Cennetin Yıldırım Serçesine dönüşmüş bedeni de giderek normal haline dönmeye başladı. Onun bedeni Behemoth’un ağzına doğru ilerlemeye başladı.

 

“Ben ölecek miyim?” Xiao Ning’er yavaşça iç çekti. Bazı görüntüler birden aklında oluşmaya başladı. Bu görüntüler onun evliliğine nasıl karşı çıktığı ve bir daha asla mutlu olamayacağını nasıl düşündüğüne dairdi. Daha sonra bir yerlerden Nie Li çıkıp gelmişti ve hayatını daha da anlamlı bir hale getirmişti.

 

Ç.N: Film Şeridi dedikleri bu olsa gerek ☹

 

Aklında onun ve Nie Li’nin birlikte geçirdiği anılar canlanmaya başlamıştı. Xiao Ning’er gözlerini kapadı ve ufak bir tebessüm etmeye başladı. Mutluluğu kısa sürse de mutlu olduğu zamanlardan dolayı hiçbir pişmanlık duymamıştı.

 

“Ning’er dikkat et!”

 

Xiao Ning’er’in yakalandığını gören Nie Li hemen geri dönerek Ning’er’e doğru koşmaya başladı.

“Nie Li!!” Behemoth’un saldırı alanından yeni çıkmış olan Du Ze ve diğerleri tam geri dönmek için hareketleniyorlardı ki Nie Li hızlıca “Daha fazla yaklaşmayın. benim oraya gelmemi bekleyin! Ben iyiyim.” Dedi.

 

Du Ze ve diğerleri saldırı alanın içine geri girdikleri zaman eğer içlerinden birisi daha yakalanırsa Nie Li yakalanan kişiye yardım edemezdi.

 

Du Ze, Nie Li’ye ne kadar çok güvendiğini düşündü ve elini kaldırarak “Her an desteğe gitmek için hazırda bekleyin!” dedi.

 

Nie Li’nin arkasından bakan Du Ze dua etmeye başladı. Nie Li’ye bir ey olmamasını diliyordu.

 

“Lan Oru**u Çocuğu, Ning’er’ zarar vermek istiyorsan önce benden izin almalısın!!” diye bağırdı Nie Li gözler parlamaya başlamıştı. Bedeninden yayılan ruh gücü yükseldi ve ruh gücü dalgalarını bir noktada topladı. Daha sonra ağzında bir siyah bir beyaz küre oluşmaya başladı. Bu küreler orijinal kürelerin iki katı büyüklüğüne ulaşmıştı.

 

Yin-Yang Bombası x2

 

Nie Li öfkeli bir şekilde bağırdı ve ağzından çıkan iki küre bir biri etrafında dönerek ilerlemeye başladı.

 

BOOOOMMMM!!!

 

Yin-Yang bombası Behemoth’un ağzının içinde patladı. Beyaz küre ve siyah kürenin normalden iki kat büyük olmasına rağmen bu iki kürenin patlamasından dolayı açığa çıkan güç normalin dört katı kadar bir güce ulaşmayı başarmıştı. Bomba Behemoth’un ağzında patladığı zaman ortaya çıkan güç çok fazla korkunçtu.

 

Roaaarrrr!!!

 

Behemoth’un vücudu hafifçe sallanmıştı. Yin-Yang Bombası onun derisinde patlamış olsaydı fazla bir etkisi olmazdı ama Bomba tam olarak ağzının içinde patlamıştı derisine nazaran oluşan hasar çok çok fazlaydı.

 

Patlamanın verdiği şoktan faydalanan Nie Li’nin elinde Ruh Muştaları ortaya çıktı ve Xiao Ning’er’i tutan dili hızlıca kesti. Boşa çıkan Ning’er’i hemencecik kucaklayan Nie Li çılgınlar gibi koşmaya başladı.

 

Behemoth böyle ağır bir saldırıya maruz kalmasına rağmen vazgeçmedi  ve Nie Li ve Xiao Ning’er’e doğru dillerini yönlendirmeyi başardı.  Bu ikisi dillerin tam ortasında kalmışlardı.

 

Biraz bilinçsiz bir durumda olan Xiao Ning’er sıcak bir kucaklama hissetti ve bilinçsiz bir şekilde Nie Li’yi sıkmaya başladı. O diller tarafından yakalandığı zaman kıyafetleri zarar görmüştü. Bu durum ona farklı bir çekicilik kazandırmıştı. Onun yumuşak kısımları Nie Li’nin göğsüne sıkıca bastırılmıştı. Sanki onun tüm vücudu Nie Li’ye sarılmış bir ahtapot gibiydi.

 

Nie Li şaşırmış bir şekilde ağzını açtı. Bu durum biraz utanç vericiydi. Xiao Ning’er büyük ihtimal Behemoth’un dilinde bulunan halis gazından dolayı bu durumdaydı. Aksi halde böyle bir davranışta asla bulunmazdı.

 

Ç.N: Lan seni Xiao Ning’er’e versek daha neler neler yapacakta. Kız harekete geçmeye çekiniyor.

//Dn: Bence bu kız bilerek yapıyor ya gaz maz hikaye

 

Nie Li, Ning’er’i de tutarak çılgınlar gibi koşmaya devam ediyordu. Behemoth’un dillerinden sürekli kaçmaya çalışıyordu. Nie Li az önceki saldırından dolayı (Yin-Yang Boması x2) den dolayı baya bir ruh gücü kullanmıştı bundan dolayı da oldukça yorgun hissediyordu.

 

“Ennn!” Ning’er inleyerek Nie Li’nin kucağındaki pozisyonunu değiştirdi.

 

Onun seksi bedeni ve kokusu bir başkasını kolayca baştan çıkarabilirdi. Ning’er’in hareket edip kucağından düşme ihtimaline karşı Nie Li onu iyice kavramıştı.

 

Boom!! Booom!! Booommm!!

 

Sayısız sayıdaki dil yağmur taneleri gibi yere çarpıyordu. Çarptığı yeri tanınmayacak seviyede parçalıyordu.

 

Nie Li’nin kalbi biraz korkmuştu. Bu diller her ne kadar yumuşak gözükse de yüksek hızda saldırdığı zaman çelik kadar sert oluyordu.

 

Bir anda on binlerce dil Nie Li’den tarafa her yönden saldırıya geçmişti.

 

Aniden, Nie Li’nin göğsünde duran Zamansal Şeytan Ruhu Kitabının artık sayfası nazik bir enerji yaymaya başladı Nie Li’nin çılgınca yükselen ruh alanını sakinleştirdi. Nie Li’nin kalbi bir anda sakinleşmeye başladı, sanki Zamansal Şeytan Ruhu Kitabı tarafından ilk defa geçmişe gönderildiği zamanki gibi hissetmeye başladı.

 

Anladım!

 

Nie Li’nin aklına bir fikir gelmişti. Zamansal Şeytan Ruhu Kitabının artık sayfasını dışarı çıkarttı. Artık sayfa havada dalgalanmaya başladı. Nie Li ruh gücünü sağ işaret parmağında biriktirdi ve sayfaya doğru gönderdi.

 

Booommm!!

 

Artık sayfanın merkezinden etrafa çok güçlü bir kuvvet yayıldı ve her yöne doğru ışık dalgaları yayılmaya başladı. Daha sonra artık sayfanın üstünde sekiz altın renginde yazıt desenler ortaya çıktı. Altın rengindeki yazıt desenlerden biri genişlemeye başladı.

 

Zamansal Şeytan Ruhu Kitabının gücünü açığa çıkarmak için içine ruh gücü koymak gerekiyordu.

 

Bu altın rengindeki yazıt desenlerin her birinin farklı bir gücü vardı. Nie Li’nin şu anki gücüyle sadece Altın Rengindeki Yazıt Desenler aktifleşebiliyordu.

 

Nie Li’nin ruh gücüyle aktifleşen altın rengindeki Yazıt Desen göz kamaştırıcı bir ışıkla patladı. Bu yüksek patlamadan sonra Yazıt Deseninin kalın altın renginde bir ışık yayan sütun çıktı ve doğruca Behemoth’a doğru yol aldı.

 

Booom!!

 

Behomoth altın rengindeki sütun tarafından vurulmuştu. Berbat denilecek bir çığlık duyuldu.

 

Ne kadar da korkunç bir enerji! Nie Li, ruh gücünün artık sayfadan dışarı çıktığını hissetti. Onun şu anda açığa çıkarabileceği ruh gücü yok denilecek kadar azdı. Gözleri biraz bulanıklaşırken derin bir nefes aldı.

 

Zamansal Şeytan Ruhu Kitabının gücü şu anda kullanabileceği bir güç değil gibi duruyordu.

 

Nie Li nefes nefese kalmıştı ve hareket etmeyi kesti. Ruh muştalarını kedini koruyabilecek bir pozisyona getirdi ve ruh gücünü iyileştirecek bir iksir tüketti.

 

Netherlamp Behamoth aldığı ağır darbeden dolayı saldırılarını kesmişti. Zamansal Şeytan Ruhu Kitabı tarafından saldırıya uğrayan Behemoth bile ruh gücünü bu kadar kısa sürede toplamayı başaramazdı.

Tam olarak ne oldu? Dışarıda bekleyen Du Ze ve diğerleri korkmuş bir yüz ifadesiyle sesin geldiği tarafa doğru bakıyorlardı.

 

//Dn: Beyler yorumlara asılmaya devam çökün çöküştürün :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr