Bölüm 5.9: Ölüme Geri Sayım

avatar
3868 4

Stellar Transformations - Bölüm 5.9: Ölüme Geri Sayım


Çeviri: Pervane

 

Qin Yu orta Nebula aşamasındayken Sang Mo erken Yuanying aşamasındaydı. Bunun yanında asıl formu saldırı gücü çok yüksek olan ahtapottu. Sang Mo ile karşılaşırsa kesinlikle dezavantajlı konumda olacağından…

Batıya!

Qin Yu her şeyi hiçe sayıp yönünü değiştirdi ve korkunç bir hızla batıya yöneldi. Kutsal sezgisinin Sang Mo’nunkinden daha fazla menzile sahip olmasına dayanıyordu. Bu fazlalık sayesinde Sang Mo kendisini fark edemeden o Sang Mo’yu fark ediyordu.

Sang Mo hala güneye gidiyordu.

Kısacık bir zamanda aralarındaki mesafe 100 li üzerine çıktı.

Kesinlikle.” Qin Yu’nun gözleri soğukça parladı. Kutsal sezgisi batıda bekleyen 10 kadar ahtapot tespit etti. Buna rağmen dişini sıktı ve hızını sınırlarına kadar dayayıp batıya devam etti.

Batıdaki alan devasa olsa da 10 kadar ahtapot kutsal sezgileriyle oldukça fazla bir alanı gözlüyorlardı.

Whizz!

Ahtapotların kutsal sezgileriyle kontrol ettiği alanda birdenbire bir karaltı belirdi. Karaltıyı tespit eden Sang klanı üyesi ahtapot hemen bağırmaya başladı. “Katil! Katil burada!” Sang klanına özgü dille söylenen bu kelimeler, çevredeki 10 kadar ahtapotun yerlerinden fırlamalarına sebep oldu.

Bu grubun lideri hemen bir verici çıkardı.

Patrik, katil batıya kaçıyor.”

 

Kısa süre içinde yüzlerce li güneye yol almış olan devasa ahtapot birdenbire vericisinde bir mesaj hissetti. Hissetmesiyle de renginin atması bir oldu. Öfkeyle uluduktan sonra yönünü değiştirip batıya doğru fırladı.

Sang Mo asıl formunda çok hızlıydı ama tam o anda Qin Yu yeniden yön değiştirdi.

Beni mi kovalıyorsun? Kovala o zaman.”

Qin Yu batıya giderken yönünü değiştirip güneye doğru ilerlemeye başladı. Bu sefer hiç kimse Qin Yu’nun yeri konusunda Sang Mo’yu bilgilendirmedi. Sang Mo çok hızlı olsa da, ikisi farklı yönlere gittiklerinden aralarındaki mesafe sürekli artıyordu.

Qin Yu güneye doğru hızla 1000 li kat etti.

Sonra yine rotasını değiştirip 1000 li doğuya gitti.

Ardından da hızla güneydoğuya…

Sang Mo Qin Yu’nun yerini bilmediğinden yarım gün boyunca eli boş kovaladı. İstemeyerek de olsa takibin başarısız olduğunu kabul edip öfkeyle inine dönmekten başka elinden bir şey gelmezdi.

Sang klanının sarayında...

Yeşil gözlü balık klanından olan adam gülümseyerek konuştu. “Merak etmeyin Kıdemli Sang Mo. Bu sefer klanımdan 30 kişi aramaya katıldığına göre katilin gözümüzden kaçması mümkün değil.” Belli ki kendine çok güveniyordu.

Kırmızı cübbesini kaldırıp ana salonun başköşesine oturdu.

Büyük umutlarla düşmanın peşine takılmıştı fakat düşman kaçmıştı. Bu duruma nasıl sinirlenmezdi?

Bu sırada yeşil gözlü balık klanından üç kişi ana salona girdi. Onların yüzlerinde de balık pulları vardı. Üç adam Sang Mo’yu gördüklerinde saygıyla eğildiler. “Kıdemli Sang Mo, astlarımız katilin yerini belirlemişler.”

Konuş!” dedi Sang Mo bağırarak. Aurası kabarmaya başlamıştı.

Adam devam etti. “Siz katili kovalarken önce batıya, ardından güneye doğru kaçtı. Tam olarak hangi rotayı izlediğini belirleyemesek de son olarak güneydoğuya gittiğinden eminiz. Şu anda takibe başladığınız yerin 7000 li güneydoğusunda bulunuyor.

Bu adamların her biri binin üzerinde balığı kontrol ediyorlardı. Bu balıklar onların gözleri olmuşlardı. Ayrıca kaçış hızından ve şeytani auraya sahip olmamasından Qin Yu’nun kimliğini rahatlıkla saptayabiliyorlardı.

Belki de bu 100 bin li çapındaki alanda yalnızca Qin Yu şeytani auraya sahip değildi ve oldukça yüksek bir hıza sahipti.

Güzel.”

Sang Mo ayağa kalktı ve soğuk bir ifadeyle bir klan üyesine döndü. “Sang Lanpu. Size bir iş verdim ama yüzünüze gözünüze bulaştırdınız. Vericiyi Yeşil gözlü balık klanı üyelerine verin.” Klan üyelerinin performansından hiç tatmin olmamıştı.

Sang Lanpu denilen adam vericiyi alıp Yeşil gözlü balık klanından birine teslim etti.

Sang Mo bu adama kan donduran bir ifadeyle baktı. “Bu sefer, o şerefsiz elimden kaçamayacak. Siz Yeşil gözlü balık klanı üyeleri sarayda kalıp birlikte çalışacaksınız. Bir haber aldığınızda derhal bana bildirin.”

Önceki denemesinde yeşil gözlü balık klanının diğer üyelerinden bilgi alamadığı için başarısız olmuştu. Hatasından ders almıştı ve tekrar aynı hataya düşmeyecekti.

Bu sebepten bu 30 kişinin birine verici vermiş ve onlara sarayda kalıp birlikte çalışmalarını söylemişti. Böylece yeni bir haber gelince anında bilgi sahibi olabilecekti.

Endişelenmeyin Kıdemli Sang Mo. Kontrolümüzdeki balıklar birkaç yüz li içindeki hareketlere karşı duyarlıdırlar. Katil hareket ettiği anda onun yerini tespit edeceklerdir. Yani tabiri caizse katil avcumuzun içinde.” Yeşil gözlü balık klanından olan adam kendine sarsılmaz bir güven duyuyordu.

Sang Mo tatminkar bir ifadeyle başını salladı.

Kıdemli, katil an itibarıyla şu bölgede.”

Adam Sang Mo’ya bir yeşim kayış uzattı. Kayışı kutsal sezgisiyle tarayan Sang Mo, konum hakkında anında bilgi sahibi oldu ve yüzünde vahşice bir gülümseme belirdi. “Xiuxianist piçi. Bu defa elimden kaçamayacaksın.”

Sang Mo hemen ana salondan dışarı fırladı.

 

Qin Yu bitkin bir halde bir kayaya dayandı. Giysileri su geçirmiyordu. Şu anda yüzünü buruşturmuştu. Bu bir şeyler düşündüğünün göstergesiydi.

Sang Mo nasıl oldu da gizlendiğim yeri bulabildi?

Qin Yu buna henüz anlam verememişti. Çünkü hiçbir zaman dikkati elden bırakmamıştı. Ve hatırladığına göre geride iz de bırakmamıştı. Bir süre düşündükten sonra şakaklarına bastırdı. Qian Long kıtasında ayrılıp da şeytani hayvanların yer altı dünyasına girdiği andan beri rahat yüzü görmemişti.

Gerçekten de çok yorulmuştu.

Babam şu anda çok mutlu olmalı.” Qin Yu ister istemez gülümsedi.

Babası Qian Long kıtasında huzur içinde yaşarken o canını kurtarmak için durmadan kaçıyordu. Dahası, düşmanları her an karşısına çıkabilirdi.

Okyanustaki balıklar çok güzeller.” Qin Yu hafifçe elini salladı. Etrafındaki değişik renklerdeki yüzlerce balık neşeyle yüzüyordu. Okyanusta balık sürüleri oldukça sıradan bir görüntüydü. Bazen binlerce hatta on binlerce balığı bir sürüde görmek bile mümkündü.

Balıklarla birlikte yüzmek de ayrıcalıklı bir zevkti.

Qin Yu sürüdeki yüzlerce balık içerisindeki bir balığın diğerlerinden farklı olduğunu fark edememişti. Yeşil gözlü balık klanının özel tekniğini fark etmesi mümkün değildi.

Bir süre dinlendikten sonra tekrar harekete geçti.

Okyanusta çok fazla Xiuyaoist vardı lakin bu 100 bin li çapındaki alanda bulunan çoğu Xiuyaoist Jindan aşamasındaydı. Erken Yuanying aşamasına ulaşmış az sayıda Xiuyaoist olsa da daha onlar yaklaşamadan Qin Yu’nun kutsal sezgisi tarafından fark edilirlerdi.

Qin Yu yol boyunca birçoğundan sakınmıştı. Korkularına rağmen ciddi bir tehlikeyle karşılaşmamıştı.

Güzel. Burada kalıp Kuzeyin Karanlığına çalışmaya devam edelim.” Mercanların kat kat birbirleri üzerine binmesiyle oluşan devasa bir dağ buldu. Sonrasında ise yıldız enerjisini kullanarak oracıkta bir mağara oluşturdu.

Mağaraya oturduğunda bazı konuları açıklığa kavuşturmak niyetindeydi.

Saldırı bakımından hafife alınamayacak bir gücü vardı. Yalnızca yakın mesafede iyi değildi, Alevli Kılıcını kullanarak uzak mesafede de etkili saldırılar yapabiliyordu. Bunun yanında Yıldız Dönüşümleri kitabında bulunan bazı özel teknikler de vardı.

Kaçış kabiliyeti ise vücudu kutsal silahlara denk olduğundan ve suda ilerlerken direnç hissetmediğinden çok yüksekti. Bir de Silah-Vücut Birleşimi tekniğini kullandığında hızı korkunç seviyelere ulaşıyordu.

Ayrıca oldukça sıra dışı teknikler olan Xiumo gizli teknikleri biliyordu.

Gerek kaçmak için, gerekse Xiuyao dünyasına karışıp tecrübe kazanmak için Kuzeyin Karanlığını öğrenmem şart.” Qin Yu oracıkta yere oturdu ve pratik yapmaya başladı. Yine aynı yöntemi kullanarak dantianından bir parça yıldız enerjisi alıp onu başına doğru taşıdı.

Ruhsal enerjisi soluktu ve maddesel değildi. Tabiri caizse yok gibiydi. Yıldız enerjisiyse asıl güç kaynağıydı.

Yıldız enerjisi ruhsal enerjiyle kavuştu. Qin Yu’nun, bu ikisini nasıl birleştirebileceği hakkında hiçbir fikri yoktu. Dahası, Xiumo kitabında bu tekniğin pratik yönteminde tek bir kelime yazıyordu: Uygulama.

Durmadan, sürekli olarak uygulama yapması gerekiyordu. Tekniği oluşturan kişi tesadüfen başarıya ulaşmadan önce çok sayıda deneme yapmıştı. Fakat onca çabaya rağmen başarısının arkasındaki nedeni o bile anlayamamıştı.

Tekniği defalarca uygulaması gerekse de, Qin Yu kaygılanmıyordu.

Uygulama yapma amacıyla bir aylık kapalı kapı antrenmanına girmek için gereken hazırlıkları çoktan yapmıştı. Bir ay sonra, Sang Mo kendisini bulamadığı için belki de kovalayışından vazgeçecekti. Ancak Qin Yu sadece yarım gündür pratik yapıyordu.

Yeşil gözlü balık klanından olan adam mesaj gönderdi. “Kıdemli Sang Mo. Astımdan gelen mesaja göre katil 100 ila 200 li güneyinizde bulunuyor. Tam konumunu ise bilemiyoruz.

Qin Yu’nun kapalı kapı eğitimine girdiği bölgede hiç balık yoktu. Gel gör ki Yeşil gözlü balık klanının kontrolündeki balıklardan biri Qin Yu’yu şu an bulunduğu yere girerken fark etmiş ve o bölgede olduğu kanaatine varmıştı.

İyi iş çıkardınız.”           

Sang Mo kan kırmızı dilini çıkarıp insafsızca gülümsedi. Ahtapota dönüşmeden, insan formunda Qin Yu’nun konumuna doğru sessizce yaklaştı. Aynı zamanda kutsal sezgisini de sınırlarına dayayarak dikkatle aramaya başladı.

Qin Yu sabırla pratik yapıyor, tekrar tekrar tekniği uyguluyordu. Her tekrarında hatalarını analiz ediyor, ardından yine uygulama yapıyordu.

Sang Mo!

Qin Yu’nun gözleri birden açıldı. Hemen o anda pratiği durdurdu. Pratik yapıyor olsa da kutsal sezgisi sürekli tetikte olduğundan Sang Mo’nun gelişini fark edebilmişti. Bu sırada Sang Mo, kutsal sezgilerinin menzillerinin farkı kadar olan mesafeyi kapatmıştı.

Whizz!

Qin Yu apar topar mercanlara çarparak dışarı fırladı. Alevli Kılıcının üzerine atlayıp Vücur-Silah Birleşimi tekniğini kullanarak son hızda doğuya doğru kaçışa geçti. Tam da Sang Mo kutsal sezgisiyle Qin Yu’yu fark ettiğinde, Qin Yu kaçmaya başlamıştı.

Bu defa kaçmayı aklının ucundan bile geçirme.” Sang Mo’nun yüzünde soluk bir gülümseme belirdi. Hemencecik asıl formu olan kırmızı ahtapota dönüştü.

Aynı zamanda verici aracılığıyla Sang klanı sarayındaki 30 Yeşil gözlü balık klanı üyesine bir mesaj iletti. “Yeşil gözlü balık klanı üyeleri, dikkatle izleyin. Xiuxianistin konumu hakkında sürekli bilgi sahibi olmak istiyorum.

Sang Mo mesajını ilettikten sonra hızla Qin Yu’nun peşine takıldı.

Hızı Qin Yu’nunkinden fazla olsa da kutsal sezgisiyle onu ikinci defa fark edememişti. Bu sebepten o iğrenç Xiuxianistin tekrardan yön değiştirdiğini düşündü.

Qin Yu ne tarafa doğru kaçtı? Sang Mo’nun bu soruyu cevaplaması mümkün değildi.

Kıdemli Sang Mo, katil 150 li güneyinizde. Şu anda hızla güneye gidiyor.

Mesajı alan Sang Mo’nun neşesi yerine geldi. Müthiş bir hızla Qin Yu’nun bildirilen son konumuna doğru ilerlemeye başladı. Aralarındaki mesafe 150 li olsa da bir süre sonra mesafe gitgide azalmaya başladı.

Kutsal sezgisi sürekli faal olan Qin Yu, Sang Mo’nun mesafeyi büyük ölçüde kapattığını fark etti.

Sang Mo kaçtığım yönü nasıl biliyor?” Durumun vahametini gören Qin Yu, bir kez daha yön değiştirdi ve aralarındaki mesafe anında artmaya başladı.

 

Bulunduğu yönde bir süre ilerledikten sonra yeniden Sang Mo’nun yaklaştığını hissetti. Durumu idraksizliğinden ötürü öfkeye düşmüş halde yönünü değiştirdi ve yine Sang Mo ile aralarındaki mesafeyi artırdı.

Fakat çok zaman geçmeden Sang Mo yine yetişti!

Bu şerefsiz nasıl her seferinde peşimde beliriyor?” Qin Yu’nun soğukça parlayan gözlerinden öfkesi okunuyordu.

Takipte olan Sang Mo da bu kovalamacadan yorulmuştu. “Xiuxanist, iğrenç Xiuxianist. Nasıl her seferinde takipte olduğumu hissedip yönünü değiştirebiliyor? Acaba kutsal sezgisinin menzili benimkinden fazla mı?” Durumu kabullenmekte zorlanıyordu.

Takip edilen de takipçi de hiddetlenmişti.

Doğuya!

Qin Yu bir kez daha yön değiştirdi. Bu defa şansı yaver gitmedi. Çünkü şu anda ilerlediği yöne Yeşil gözlü balık klanının kontrolündeki bir balık bulunuyordu.

Kıdemli Sang Mo, doğuya! Katil doğuya kaçıyor!

Bu defa Sang Mo’nun çabaları meyve vermiş gibiydi. Doğuya fırlayıp aradaki mesafeyi hızla kapattı. Yön değiştirince aradaki mesafeyi artırdığını düşünen Qin Yu, Sang Mo’yu fark edince korkudan soğuk terler dökmeye başladı. Fakat korkmasına rağmen sinir küpüne dönmüştü.

Kilden bir heykel bile köşeye sıkışınca öfkelenir. Beni sinirlendirme Sang Mo!

Öldürme niyeti kabarmaya başladı.

 

Okyanusun derinliklerinde kara deliği andıran bir mağara vardı ve bu mağara çevresindeki bütün doğal enerjiyi çekiyordu. Bazı su altı hayvanları bile mağaranın yanından geçerken daha farkına varamadan içeri çekilmişlerdi.

Bir süre sonra mağaradaki çekme kuvveti yok oldu.

Mağaranın içinden,

İki mavi ışık ışını fırladı. Bu ışıkların kaynağı, siyah bir kartalın gözleriydi. Irsi anılarındaki bir yasak tekniği çalıştıktan sonra Xiao Hei hissedilir biçimde değişmişti. Vücudu iyice incelmişti ve oldukça yorgun görünüyordu.

Abi, geliyorum.

Vücudundan fırlayan aurası, kan donduran keskin bir bıçak gibiydi. Buz kütlesini andıran vücudu harekete geçti. Xiao Hei okyanus altı akıntılarını delerek ilerlemeye başladı ve bir anda gözden kayboldu. Şu anki hızı daha önce Geçen Yıldırımın Dokuz Parıltısını kullanırken eriştiği hızından kat kat fazlaydı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr