Bölüm 467: İlaç Dao’su Mücadelesini Kazanmak ve Askeri Dao’da Mücadele Etmek

avatar
1666 3

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 467: İlaç Dao’su Mücadelesini Kazanmak ve Askeri Dao’da Mücadele Etmek


Alkış sesleri duyuluyordu…

 

Hakemin neler olduğunu anlaması biraz zaman almıştı, anladığında ise anında alkışlamaya başlamıştı: “Jiang Chen, senin ateş kontrolü konusunda bir dâhi olabileceğin aklıma hiç gelmemişti. Her kazandaki ateşi yakabildin! Bilge Dan Chi’nin senin hakkındaki gözlemleri kesinlikle doğru olmalı!”

 

Elbette hakemin bu hayranlığı verdiği kararı etkilemeyecekti, Yan Hongtu’ya bakarak konuştu: “Yan Hongtu, sen ilaçlar konusundaki üç mücadelenin ilkini kaybettin. Hala elinde iki şansın daha var. Bir sonraki mücadele kazan denetimi alanında olacak, bu alanda da kaybedersen ilaç konusunda yenilmiş olacaksın.”

 

Yan Hongtu az evvel tattığı yenilginin ardından henüz kendine gelememişti, yeteneklerinin en üst düzeyini kullanarak yedi adet kazanı yakabilmişti, hatta daha evvelki performanslarından çok daha yükseğini sergilediğini düşünmüştü. Fakat tam da zaferi avcuna aldığını düşünürken Jiang Chen’in on iki kazanın on ikisini birden yaktığını görmüştü. Bu manzara her şeyi kökten değiştirmişti! Bunu kabullenmesinin hiçbir yolu yoktu. Fakat hakemin uyarısı ona hatırlatmıştı, eğer bir mücadele daha kaybederse ilaç konusunda yenilmiş olacaktı.

 

Bu demek oluyordu ki bir sonraki mücadelede hiçbir hata yapmaması gerekiyordu: “Hah! Jiang Chen, sen bir numara yaparak kazanmış olmalısın! Fakat kazan denetimi konusu bir kişinin ne kadar tecrübeli olduğu ile ölçülür! Tekrar bir numara yaparak kazanabileceğini sanma!” Yan Hongtu Jiang Chen’in hile yaptığını düşünüyordu. Aksi halde nasıl olur da Doğu Krallığı gibi küçük bir yeden gelmiş birisi böylesine başarılı bir performans sergileyebilirdi?

 

Jiang Chen’in bu kışkırtıcı konuşmalara ayıracak vakti yoktu, hakemin sonraki mücadeleyi açıklamasını bekledi.

 

Hakem konuştu: “İkinci alan kazan denetimi konusunda olacak. İkinizin de önünde tıpatıp aynı iki adet kazan mevcut. İki kazanın da belirli kısımları yanlış, sizin göreviniz bu kusurları bulmaktır. Kim daha fazla kusur bulursa kazanan kişi o olacak. Süreniz yine on beş dakika.”

 

Kurallar basitti, Jiang Chen neredeyse gülecekti, bu şartlar onun için terzide dikilmiş özel bir kıyafet gibi kendisine uyuyordu. İlah’ın Gözü ve Şeytani Altın Göz yetenekleri birleştiğinde kazanlardaki kusurları bulmak onun için çocuk oyuncağı olacaktı. İlah’ın Gözü aktif olduğunda en küçük detaylar bile on kat daha görünür bir hala alıyordu.

 

“Kazan denetimi başladı!” Organizatör mücadeleyi başlatmıştı.

 

Yan Hongtu ipin ucunda olduğunun farkındaydı, hakemin mücadeleyi başlatmasının ardından hiç vakit kaybetmeden kazanı incelemeye başladı.

 

Jiang Chen ise yine az evvelki gibi rahat hareket ediyordu, bir hareketi ile kazanın altında bir ateş yaktı ve kazanı hafifçe yukarı kaldırdı.

 

Dokuz adet alevi kazanın etrafına düzenli şekilde yerleştirmişti. Bu yöntem kazan denetimi için eşsiz bir yöntemdi. Kutsal dereceli bir uzman tarafından icat edilmiş harika bir yöntemdi.

 

Kazan ısıtılmaya başlandığında kusurları çok daha belirgin bir hal alıyordu. Bu yöntem aslında basit gibi görünüyordu fakat sağladığı faydalar çok üstündü. Bu yöntem Jiang Chen’in zafer elde etmesini sağlayacak bir şeydi.

 

Kazan ısınmaya başlamıştı ve Jiang Chen İlah’ın Gözü yeteneğini aktif etmişti, artık kusurlar çok rahat şekilde görülebilecek duruma gelmişti.

 

Jiang Chen kazanı inceledi ve on beş dakikalık süre bitmeden on beş adet kusuru tespit etti.

 

İşini bitirdiğinde yaklaşık on dakika kadar süre geçmişti, hiçbir şekilde kibir gösterisi yapmadan alevi söndürdü ve kazanı olduğu yere koydu.

 

Sonuçlar henüz belli olmamış olsa da Jiang Chen’in rahat tavırları ve endişelenmemesi hakemin yine onun kazanacağını düşünmesine sebep olmuştu.

 

Zaten Jiang Chen’in kazanı incelerken kullandığı yöntem hakemin daha evvel hiç görmediği bir yöntemdi.

 

Ortamdakilerin mücadeleyi izlemesi iyiydi, Jiang Chen’in ne kadar rahat davrandığını ve Yan Hongtu’nun ise onun aksine kıvrandığını görmek bu bölgenin müritlerinin gözünde Yan Hongtu’nun değer kaybetmesine sebep olmuştu.

 

On beş dakikalık süre dolduğunda hakem zilini çaldı.

 

Yan Hongtu sesini yükselterek bağırdı: “Ben on bir adet kusur tespit ettim. Daha fazla kusur olması imkânsız! Bütün kusurları tespit ettim, bu sefer Jiang Chen’in birinci olması imkânsız!”

 

Hakem Yan Hongtu’nun heyecanını gizleyemediğini görünce garip bir ifadeyle güldü: “Yan Hongtu, bütün kusurların toplamda on bir tane olduğunu kim söyledi? Bu kazanların toplamda on beş adet kusuru var.”

 

“Ne? On beş mi? Bu nasıl mümkün olabilir? Ben nasıl sadece on bir tane bulmuş olabilirim?” Yan Hongtu şaşırmıştı fakat hemen kendini toparladı: “On bir tane bulmam zaten yeterlidir, Jiang Chen! Sen kaç tane buldun söyle bakalım!”

 

“Fazla değil, on beş tane buldum!”

 

“Ne?” Yan Hongtu şaşkındı: “Hayal mi kuruyorsun sen be? Burada hile yapman imkânsız! Sırf sen söyledin diye on beş tane bulduğuna inanmam!”

 

Jiang Chen bu adamla söz dalaşına girerek vaktini israf etmek istemedi ve hakeme dönerek konuştu: “Ben toplamda on beş adet kusur tespit ettim ve hepsini de zihinsel bir marka ile işaretledim. İşaretler henüz yok olmadı, inceleyebilirsiniz.”

 

Hakem Jiang Chen’in kazanını inceledikten sonra kafasını sallayarak konuştu: “Jiang Chen on beş kusurun tamamını tespit edebildi. Yan Hongtu, sen ise sadece on bir adet kusur tespit ettin. Bundan dolayı bu mücadelenin galibi de Jiang Chen! Jiang Chen ilaç konusunda iki alanın da galibi oldu ve dolayısıyla ilaç Dao’sunun galibi oldu. Birinci iddia sona erdi!”

 

“İmkânsız!” Yan Hongtu bu sonuçları elbette kabullenmek istemiyordu. Nasıl olur da bir köy şarlatanına yenilirdi?

 

“Onurlu hakem, bir yerde yanlışlık yapmış olabilir misiniz? Bu adam Doğu Krallığı denen küçücük bir yerden geldi, nasıl olur da beni iki defa üst üste yenebilir? Buna kim inanır?”

 

Hakemin yüz ifadesi bir anda sertleşti: “Yan Hongtu, sen benim yeterliliklerimden şüphe mi ediyorsun?”

 

Bir düelloyu teftiş etmek Ceza Salonu isimli bir kurumun yaptığı bir işti, bu kurum tamamen tarafsız çalışması ile ün kazanmış bir kurumdu. Bu kurumun otoritesini sorgulamak demek Görkemli İlaç Sarayının otoritesini sorgulamak demekti.

 

“Elbette onurlu hakemi sorgulamak istemiyorum, fakat benim şüphelendiğim asıl şey Jiang Chen’in hile yapıyor olması!”

 

“Hile mi? Eğer Jiang Chen benim gibi bir topluluk kıdemlisinin önünde bile hile yapabiliyorsa bu durumda onun yetenekleri zaten benden bile üstündür ya da bizim kurumumuzdan daha evvelden konuların ve hangi alanda mücadele edileceğinin bilgisini almış demektir! O halde söyle bakalım ben mi zayıfım yoksa kurumumuz Jiang Chen’in hile yapmasına mı izin verdi, hangisi söyle?”

 

Yan Hongtu’nun elbette buna verebilecek bir cevabı yoktu.

 

Jiang Chen bir tür özel hazineye sahip olsa bile bu hile sayılmazdı.

 

“Yan Hongtu! Eğer kaybetmeyi kendine yediremiyorsan ve yenilgiyi kabullenemiyorsan o halde en başta düello teklifinde bulunmayacaktın! Bir hakemi sorgulamanın cezası ölümdür!”

 

Yan Hongtu bir peygamberdevesi gibi donakalmıştı, ne yapacağını ve ne söyleyeceğini bilemez haldeydi.

 

Vahşi bir ifadeyle Jiang Chen’e baktı: “Jiang Chen! Sen hile kullanarak ilaç konusunda beni yenmiş olabilirsin! Ama şunu unutma ki arenada hile yapmak imkânsızdır!”

 

Arenaya yöneldi ve arkasına bakmadan bağırdı: “Jiang Chen! Eğer erkeksen benimle arenada yüzleş!”

 

Jiang Chen gülerek konuştu: “Yan Hongtu! Ne kadar sesli şekilde dalga geçmeye çalışırsan çalış kalbindeki zayıflığı gizleyemiyorsun! Unutma! Üç yıl boyunca elde ettiğin bütün geliri bana vereceksin! Bir gün bile eksik gelirse kabul etmem!” Jiang Chen elbette Yan Hongtu gibi bir karakterle uğraşmak istemezdi, fakat üç yıl boyunca bu adamın gelirlerine el koymak oldukça avantajlı olacaktı. Sonuçta son zamanlarda Jiang Chen maddi açıdan biraz problem yaşamıştı.

 

Arenada ayakta dikilen Yan Hongtu Jiang Chen’e vahşet dolu bakıyordu, ilaç alanında yenilgiye uğramış olması belliki içine oturmuştu.

 

Bu mücadele için bir başka organizatör görevlendirilmişti: “Arenada yaşam ve ölüm göklerin vereceği bir karardır. Fakat siz ikiniz aynı topluluktan insanlarsınız, umarım hamlelerinizi ölümcül seviyede yapmazsınız. Aksi takdirde, bugün sizler arenada birini öldürürseniz yarın bir başkası da sizi öldürebilir.”

 

Bu sözler bir tür uyarı niteliğindeydi, aynı topluluktan insanlar mücadele edeceği zaman bu mücadeledeki hamlelerin ölümcül vuruşlar olmaması lazımdı.

 

Sonuçta topluluklarda iki tarafın da genellikle arkasında büyük bir destekçisi olurdu ve sonraki zamanlarda rakibini öldürmüş birinin de öldürülebileceği ihtimali mevcuttu.

 

Bundan dolayı katılımcılar bu zamana kadar bu kuralları kırmamıştı, fakat Yan Hongtu nefretle gözü kararmış birisiydi.

 

Şu anda istediği tek şey Jiang Chen’in ölmesiydi, onurunu bir kenara bırakarak savaşacak ve ilaç alanındaki kaybını telafi etmeye çalışacaktı.

 

Jiang Chen elbette Yan Hongtu’dan gelen bu öldürme arzusunu tespit edebilmişti, zaten bu adamın nasıl bir karaktere sahip olduğunu daha evvelden tahmin edebilmişti. Fakat elbette Jiang Chen’in kalbinde bir nebze bile korku yoktu, zaten yeteneklerinin hızlı şekilde gelişmesi sonucunda şu anda yeryüzü seviyesinin tepesindeki birisiyle bile karşılaşabilecek olduğunu ve yenebileceğini düşünüyordu. Hatta içinde göksel orijin âlemindeki biriyle savaşabilecek kadar bile cesaret vardı.

 

Mademki Yan Hongtu şimdi kendisine bela olmaya çalışıyordu, Jiang Chen bu adamı bir basamak olarak kullanıp yükselmekten çekinmeyecekti.

 

Bir kişinin askeri Dao dünyasında gelişmesi rastgele olacak bir iş değildi, elbette savaşarak, çaba sarf ederek ve dâhi denilen kişilerle mücadele ederek yükselmek en doğru yoldu. Yan Hongtu’nun bu hareketleri Jiang Chen’in yükselmesine yardımcı olmaktan başka bir işe yaramıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr