Bölüm 290: Sonsuz Dağ

avatar
2428 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 290: Sonsuz Dağ


Yeryüzünü sarsan gürültü bir müddet daha devam ettikten sonra yavaşça etkisini yitirdi.

 

Mağaradan yükselen kalın duman yavaşça dağılmaya başlamıştı.

 

Manzara gri küllerle kaplıydı ve ortamdakilerin görüşünü kısıtlıyordu.

 

Duman ve küller dağıldıktan sonra organizatörler birbirine baktı, hayret içerisindeydiler.

 

Mağarada vahşi bir şeylerin yaşandığı aşikardı. Görünüşe göre kaya kalpli adam bu patlamada ölmüş olmalıydı.

 

Bu esnada organizatörler gözlerini ovuşturdu ve göz bebekleri büyüdü, inanamaz şekilde mağaranın girişine bakıyorlardı.

 

Mağaranın girişine bakanların göz bebeklerinde bir siluet belirdi.

 

Bu beliren siluet az evvel hakkında tartıştıkları kaya kalpli katılımcıydı.

 

“Nasıl? Bu nasıl… Nasıl mümkün olabilir?” Mor Güneş Topluluğunun kıdemli yöneticisi şaşkındı.

 

Az evvel konuşurken kendinden emindi, bu adamın öldüğüne kesin kanaat getirmişti, bu adamın alevler tarafından yutulduğunu düşünüyordu.

 

Jiang Chen’in birdenbire ortaya çıkması bu adamın suratına inen bir tokat gibiydi.

 

“Ateş elementinin testi bitti, buz testine girebilir miyim?”

 

Jiang Chen hiç oyalanmadan organizatörün yanına gitmiş ve katılımcı belgesini uzatmıştı, nazikçe sormuştu.

 

Organizatörlerin hepsinin suratı şaşkınlık içerisindeydi, kıdemli organizatör gülümseyerek konuştu: “Elbette, elbette girebilirsin.”

 

Mağarada neler yaşandığını bilmiyorlardı fakat şu anda bunun önemi yoktu zaten. Sonuçta katılımcı sağ salim şekilde testten çıkmıştı, asıl önemli olan buydu.

 

Ata kişiler de yaşanan bu olayın haberin almıştı, hepsi de bu kişiyi bünyelerine katmak için sabırsızlanıyorlardı fakat kurallar gereği bunu şimdi yapamazlardı.

 

Ata kişiler çoktandır bu adamı nasıl ikna edebileceklerini düşünmeye başlamışlardı bile.

 

Yeniden doğuş yolunu bir günden daha az sürede bitirmek çoğu topluluk müridinin karşısında utanacağı bir şeydi.

 

Üzerine bir de yetenek testini ‘üstün ruh potansiyelli’ olarak bitirmişti.

 

Bu adamın performansı sıradan bir uygulayıcının gösterebileceği türden değildi.

 

Topluluğun ileri gelen müritleri bile bu testlere girse bu adam kadar üstün bir başarı sergileyemezlerdi.

 

“Fani dünyadan ne zamandan beri böylesine güçlü dâhiler çıkıyor? Her ne olursa olsun, ben bu dâhiyi almalıyım!” Güneş Avcısı bile bunları düşünüyordu, yeniden doğuş yolundan sonraki tepkisini yumuşatmıştı.

 

Fani uygulayıcılara önyargılı davranmıştı.

 

Fakat şu anda bu önyargılar tamamıyla yok olmuştu. Jiang Chen sıradan krallıklardan da dâhi kişilerin çıkabileceğini ispatlamıştı.

 

Eğer Güneş Avcısı bu maskeli katılımcının Jiang Chen olduğunu bilseydi, işte o zaman yüzündeki ifade görülmeye değer olurdu.

 

“Bu katılımcı askeri Dao dışındaki bütün testleri reddetti ve sadece askeri Dao testlerini seçti, benim topluluğum askeri Dao alanında en gelişmiş topluluktur. Bu katılımcıyı bünyesine katmak da benim topluluğumun hakkıdır.”

 

Güneş Avcısı askeri Dao konusunda her daim kendisini üstün görmüştü.

 

Bu esnada diğer üç Ata kişi de planlar yapıyordu.

 

Kıymetli Ağaç Topluluğunun Ata kişisi Bin Akbaşlı kendisine en büyük rakip olarak Güneş Avcısını görüyordu.

 

“Mor Güneş Topluluğu zaten doğuştan gelen potansiyelli bir dâhi kişiye sahip. Eğer bu dâhi kişi de onlar tarafından alınırsa topluluklar arasındaki güç dağılımının dengesi bozulur. Ne pahasına olursa olsun bu katılımcıyı ben almalıyım. Bizim topluluğumuz her ne kadar askeri Dao konusunda Mor Güneş Topluluğundan daha zayıf olsa da, bizim kaynaklarımız hepsinden daha zengin. Sonuçta bu katılımcı Mor Güneş Topluluğuna gitse bile Long Juxue’den dolayı hep ikinci planda kalacağının farkında.”

 

Akan Rüzgar Topluluğu Ata kişisi de boş durmuyordu.

 

“Benim Akan Rüzgar Topluluğum askeri Dao konusunda elbette Mor Güneş Topluluğu kadar ileri seviyede değil, fakat potansiyele sahip kişilerin tespiti ve geliştirilmesi açısından bizden iyisi yoktur. Bir de bunun üzerine bizim topluluğumuzun çift eğitim yeteneği eklenince, bu katılımcı bizi seçmek isteyecektir.”

 

Buz Buharının aklındakiler bunlardı. Ayrıca Akan Rüzgar Topluluğunun bünyesinde birçok kadın uygulayıcı da vardı ve çoğu güzeldi.

 

Zaten Buz Buharının böyle güzel kadın uygulayıcıları bünyesine almasının sebebi, erkek dâhi kişileri daha rahat topluluğa çekebilmek içindi.

 

Devasa Ruh Topluluğuna gelince, onlar da bu dâhi uygulayıcıyı bünyelerine katmak istiyorlardı fakat topluluklar arasında en düşük ihtimalin kendilerinde olduğunu biliyorlardı.

 

Fakat Dokuz Aslanın da aklında planlar vardı.

 

“Kalp gücü dâhi seviyesinde olan birisi yüz yılda bir defa denk geliyor olsa da, ben bu katılımcı ile Jiang Chen arasında seçim yapacak olsam yine Jiang Chen’i seçerdim. Benim topluluğum Jiang Chen’in ruh hayvanına benzer seviyede bir hayvan görmedi daha önce. Bu dâhi katılımcı için rekabet etmeyi bırakıp Jiang Chen üzerinde yoğunlaşmalıyım.”

 

Dokuz Aslan Jiang Chen üzerinde yoğunlaşacaktı, fakat kalp gücü dâhi seviyesinde olan uygulayıcının Jiang Chen olabileceğini hiç düşünmüyordu.

 

Diğer beş gün de sessizce geçti.

 

Jiang Chen Buz mağarasından çıktığında organizatörler ona sanki bir tanrıya bakıyor gibi bakıyordu.

 

Evet, bu adam kesinlikle dâhi birisiydi.

 

Tamam, birisi bir element üzerinde yoğunlaşıp ‘üstün ruh potansiyelli’ birisi olabilirdi bu normal bir şeydi, fakat bu adam iki elementte birden ustalaşmıştı.

 

Bu daha önce duyulmamış bir şeydi!

 

“Ne kadar da çılgın bir dâhi! Çift element gücüne hakim olmak çok nadir rastlanan bir şey! Savaş uygulamasında çok daha avantajlı olacak bu adam. Bu adam kesinlikle askeri Dao için yaratılmış!”

 

Organizatörlerin hepsi hayret içerisindeydi. Kıskanan organizatörler bile artık bu adamın üstünlüğünü kabul ediyordu.

 

Bu adam topluluk müritleri ile rekabet edebilecek seviyedeydi.

 

Organizatörler final on altı kısmına gelene kadar bu adamın ayaklarının altında kaç topluluk müridinin ezileceğini düşünüyordu.

 

Jiang Chen’in katılımcı belgesini alan organizatör konuştu: “Tebrikler genç adam, senin hem ateş hem de buz gücün üstün ruh potansiyelli olarak adlandırılacak. Söylemeliyim ki senin yeteneklerin bazı topluluk müritlerinden bile daha üstün. İyi şanslar dilerim.”

 

Jiang Chen gülümseyerek cevapladı: “Cesaretlendiren konuşmanız için teşekkürler.”

 

İkinci mücadelede de elenen kişiler olmuştu.

 

Yetmiş bin kişinin yaklaşık yarısı elenmişti.

 

Kırk binden daha az kişi üçüncü mücadeleye gidebilecekti.

 

Önlerinde, orta mesafede devasa bir dağ vardı. Sanki göklere kadar uzanıyor gibiydi, bulutlarla aynı seviyede görünüyordu. Bu dağın tepesini sayısız bulut kuşatmıştı.

 

“Bu dağ, Sonsuz Dağ olarak bilinir. Yüz bin basamak vardır, her bin basamak bir kat çıkmanızı sağlar. Eğer beşinci kata çıkabilirseniz yeterli sayılacaksınız. Altıncı kata çıkmak ortalamanın üzerinde olduğunuzu gösterecek ve yedinci kata çıkabilenler olağanüstü olarak değerlendirilecek. Sekizinci kat sizin dâhi olarak adlandırılmanıza sebep olacak, dokuzuncu kat ise topluluk müritlerindeki dâhilerle aynı seviyede olduğunuzu gösterir. Eğer onuncu kata çıkabilirseniz zaten kendinizi kanıtlamışsınızdır demektir, toplulukların asil müritleri bile bu kata erişemez.”

 

Sonsuz Dağ her ne kadar zor bir test gibi görünse de sonuç olarak yukarı yükselen merdivenlerden ibaretti.

 

“Bu dağ manyetik alanlı bir dağdır, her bir katı geçtiğinizde manyetik güç iki katına çıkacak. Bundan dolayı başlangıçta kolay gelebilir fakat ilerledikçe zorlaşacaktır. İlerlediğiniz her kademede işiniz daha da zorlaşacak. Yukarı tırmandıkça bu dağın manyetik özelliğinden dolayı vücudunuzu daha da ağır hissedeceksiniz. Adımlarınız her adımdan sonra daha zor olacak.”

 

Organizatör detaylı açıklama yapıyordu.

 

“Elbette, potansiyelinizi ve gücünüzü desteklemek için sizi beşinci kattan sonra her katın başlangıcında bazı nadir fırsatlar bekliyor olacak. Eğer şansınız varsa, bu bahsettiğim fırsatlardan büyük kazanç elde edebilirsiniz. Bir sonraki kata geçmek için en fazla iki saat kadar oyalanabilirsiniz. Yani şansınızı denemek için sadece iki saatiniz var. Aksi takdirde, yani kat aralarında iki saatten fazla dinlenip oyalanırsanız tırmanmaktan vaz geçmiş sayılacak ve diskalifiye olacaksınız. İşte! Kurallar bunlar! Başlayın!”

 

Jiang Chen altın renkli basamaklara baktı, hafifçe iç çekti.

 

“Manyetik bir dağ! Böylesine nadir bir şeyin fani dünyada var olması çok ilginç!”

 

Belki de Ata kişiler bu dağın manyetik bir alana sahip olduğunu fark etmişlerdi.

 

Ama bu özellik bu dağın fani özelliklerinden birisiydi.

 

Kadim zamanların gerçek uzman kişileri bu dağı keşfetmiş olabilir ve içine hazinelerini saklamış olabilirlerdi.

 

Jiang Chen dağa bakarken merak içerisindeydi. Acaba bu dağ kadim uzman kişilerin hazinelerinden birisi olabilir miydi?

 

Jiang Chen’in aklından bir sürü düşünce geçiyordu. Kayalık merdivenlere adımlarını atarken elleri ve ayaklarını kullanıyordu, aşağı düşmekten korkuyordu.

 

Jiang Chen zihnini temizledi ve odaklandı, tırmanmaya başladı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr