Bölüm 291: Manyetik Hortum

avatar
2399 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 291: Manyetik Hortum


Organizatörün de söylediği gibi başlangıçta çok fazla baskı yoktu. İlk basamakları çıkmak normal bir dağa tırmanmakla aynıydı.

 

Manyetik alan ikinci katta biraz dalgalanmaya başlamıştı fakat bir uygulayıcı için bunu aşmak zor değildi.

 

Jiang Chen hiç dinlenmeden üçüncü kata çıkabilmişti.

 

Üçüncü kattaki manyetik kuvvet alttaki iki kata göre gözle görülür şekilde artmıştı, fakat Jiang Chen’in adımlarını yavaşlatabilecek güçte değildi.

 

Jiang Chen elbette bütün gücünü tek seferde harcayarak bu merdivenleri çıkmaya çalışacak kadar aceleci karakterli birisi değildi.

 

Jiang Chen’in üçüncü seviye ruh âlemi uygulayıcısı olması beşinci kata rahatça çıkabilmesini sağlardı.

 

Sonuçta şu an seçmelerin ilk kademesindeydiler, fani uygulayıcılar arasında yapılan bir seçmeydi bu. Ruh âleminin üçüncü seviyesindeki birisi için bu mücadeleler zor değildi.

 

Jiang Chen dördüncü kata geldiğinde bazı uygulayıcıların bütün gücünü tek seferde harcayarak ileri atıldığını gördü. Dördüncü katın başlangıcına oturmuş, meditasyon yaparak güçlerini geri kazanmaya çalışıyorlardı.

 

Jiang Chen bu manzarayı görünce iç çekti.

 

“Bu elemanlar acele etmekle başarı elde edilemeyeceğini göremeyen kişiler. Burası manyetik bir dağ, katılımcılar ne kadar uzun süre burada kalırsa manyetik kuvvet de etkisini o kadar fazla göstermeye başlar. Hızlıca basamak çıkıp sonra meditasyon yapmak elbette zararlıdır, çünkü süreyi uzatır.”

 

Jiang Chen önceki hayatında Manyetik Altın Dağlar konusunda çalışmıştı, bu dağların karakteristik özelliklerini biliyordu.

 

Böyle bir dağdayken oturup meditasyon yapmak saçmaydı, çünkü etrafta absorbe edilebilecek ruh enerjisi bulunmazdı.

 

Kaynak olmadan nasıl vücuttaki ruh qi’si yenilenebilirdi ki?

 

Aslında dağda ruh qi’si bulunmadığından değildi bu dezavantaj, asıl sebep ruh qi’sinin metal elementinin özelliklerini taşıyor olmasından dolayı dağ tarafından manyetik alana maruz kalmasındandı.

 

Bu testte dezavantajlı olan kişiler metal elementine yatkın şekilde doğanlardı, dağın manyetik kuvveti onlara daha fazla etkiyordu.

 

“Hey sen, eğer ölmek istemiyorsan hareket etmeye devam etmelisin, burada meditasyon yapmak ölümle oynamak demektir.” Jiang Chen uyarıda bulunmuştu.

 

Uyardığı kişilerin tavsiyesine uyup uymadığına bakmadan yoluna devam etti.

 

Sonuçta nezaket gereği bu uyarıyı yapmıştı, karşısındakinin dinleyip dinlememesi umurunda değildi.

 

Eğer tavsiyesini dinlemezlerse kendi sonlarını hazırlayacaklardı.

 

Jiang Chen’in adımları beşinci katta hala yavaşlamamıştı.

 

Beşinci kata gelmek testi geçmek için yeterliydi.

 

Bu teste kırk bin kişi kadar uygulayıcının katılmasına rağmen Jiang Chen çok az kişiyle karşılaşmıştı.

 

Katılımcılar dağın farklı bölgelerinden giriş yapmıştı, farklı patikalara bölünmüşlerdi.

 

Beşinci kata geldiğinde Jiang Chen dağın çekim kuvvetinin birdenbire arttığını fark etti.

 

“Bu beşinci kat kesinlikle diğerlerinden farklı. Eğer bir kişi beşinci kattan sonrasına geçmek istiyorsa kesinlikle gerçek qi ustası seviyesinden daha üstün olmalı.”

 

Jiang Chen zaten beşinci kata gelmişti, artık testi geçmişti.

 

“Organizatör demişti ki beşinci kattan sonra her kat başında bazı sürprizler olacak, acaba buraya kadar gelmişken şansımı denesem mi?”

 

Jiang Chen’in aklı düşüncelerle doluydu, fakat acele etmiyordu, nasıl olsa her mücadele için on günlük süre vardı.

 

Beşinci katın başındayken etrafına bir bakış attı. İlah’ın Gözü ve Medyumun Zihnini aynı anda aktif edebiliyordu.

 

Bu durumu ilerideki sürprizleri görmek için kullandı, fakat ileriye baktığı anda neredeyse gülecek gibi oldu.

 

Organizatörlerin bahsettiği sürprizler elbette fani uygulayıcılar için avantajlıydı, fakat Jiang Chen için bunlar çocuk oyuncağıydı.

 

İleride ‘sürpriz’ olarak adlandırılan eşyalar Jiang Chen’in işine yaramayacaktı.

 

“Aman boş ver! Bu eşyaları asıl ihtiyacı olan kişilere bırakayım.”

 

Sıradan uygulayıcılar için bu eşyalar değerliydi. Eğer uygun şekilde kullanırlarsa onların hayatları bile değişebilirdi.

 

Jiang Chen bu eşyaları almak istemedi. Mademki bu eşyaları kullanmayacaktı, neden diğer katılımcılarla rekabete girsindi ki?

 

Kendisine yaramayacak ve başkalarına zarar verecek bir hamleyi neden yapsındı?

 

Jiang Chen yine çok çaba sarf etmeden altıncı kata ulaştı.

 

Altıncı kattaki manyetik kuvvet artık bir nebze yorucu olmuştu. Etraftaki hava bile keskinleşmeye başlamıştı.

 

Jiang Chen bunun manyetik kuvvetin bir göstergesi olduğunun farkındaydı.

 

Fakat Jiang Chen için bu durum yağmur kadar etkisizdi.

 

Jiang Chen’in bilmediği şey ise kaç uygulayıcının altıncı kata gelebildiğiydi.

 

Gülümseyerek düşündü: “Organizatörler her ne kadar acele etmemek gerektiğini söylese de bu uygulayıcılar oldukça acele ediyor.”

 

Jiang Chen bu uygulayıcılarla münasebette bulunmak istemiyordu.

 

Jiang Chen’in aklında bir planı vardı, sonuçta bu uzun bir yarıştı, bir maraton gibiydi, hızlı giden kişi bitiş çizgisine erken ulaşacak diye bir kural yoktu. Maraton koşusu yavaş tempoda ve sürekli yapılırsa etkili olurdu.

 

Altıncı kata gelenler en düşük gerçek qi ustası seviyesindeydi.

 

Altıncı katın bitişine geldiğine bazı uygulayıcıların etrafta bir şeyler aradığını gördü.

 

Görünüşe göre bu uygulayıcılar beşinci katı bitirdiklerinde buldukları sürprizlere sevinmiş ve daha fazlasını arıyorlardı.

 

Jiang Chen etrafını gözlemledi, altıncı katın hazinesi elbette beşinci katınkinden daha değerliydi.

 

Fakat yine de Jiang Chen’in ilgisini çekecek değerde değildi.

 

Bazı ruh âlemi uygulayıcıları da Jiang Chen ile aynı fikirde gibiydi.

 

Onlar da bu eşyaların gerçek qi ustaları için değerli olduğunu fakat kendileri gibi ruh âlemi uygulayıcıları için değersiz olduğunu düşünüyorlardı.

 

Bu kişiler altıncı katta oyalanmak istememişti, direkt olarak yedinci kata yönelmişlerdi.

 

Yedinci kata ulaşabilenlerin hepsi ruh âlemi seviyesindeydi.

 

Yarım adımlı ruh âlemi uygulayıcıları da yedinci kata ulaşabilirdi fakat üstün bir çaba sarf etmeleri gerekiyordu.

 

Yedinci katta uygulayıcıların birbirlerine olan tavırları da biraz değişmişti.

 

Herkes uyanık kalmaya çalışıyordu, dikkatlerini dağıtmıyorlardı, hatta bazıları düşmanlık beslemeye bile başlamıştı.

 

Sonuçta yedinci kata kadar gelebilenler artık bu seviyeden sonra asıl rekabetin başladığının farkındaydı.

 

Madem rekabet halindeydiler, o halde gardlarını düşürmemeleri gerekiyordu.

 

Jiang Chen de kendisine karşı bazı soğuk tavırlar gösterildiğini fark etmişti. Görünüşe göre Jiang Chen’in soğukkanlı tavırları ve düşük profil sergilemesi dikkat çekmemek için yeterli değildi.

 

Katılımcıların birbirlerini tanıyamıyor olması iyi bir şeydi, aynı zamanda önceki testlerde diğerlerinin nasıl performanslar sergilediklerini de bilmiyorlardı.

 

Eğer bilselerdi, Jiang Chen’i kışkırtmak için ekstra çaba sarf ederlerdi.

 

Elbette Jiang Chen üzerine atılan sinsi bakışlardan rahatsız olmuyordu, bu küçük numaraları yutacak değildi.

 

Zaten katılımcıların testler esnasında birbirlerine saldırması yasaktı. Bu kuralı çiğneyen birisi diskalifiye olacaktı.

 

Yedinci kattaki hava oldukça keskindi.

 

Jiang Chen bile önceki kadar rahat değildi.

 

Her ne kadar hareketleri yavaşlamış olsa da, bu durum onu durdurabilecek güçte değildi.

 

Bir saat kadar bir süreden sonra yedinci katın tepesine yaklaşmıştı.

 

Çoğu kişi bu katta ilerlemekte zorlanmıştı, zayıflamış görünüyorlardı.

 

Jiang Chen bu katılımcıları gözlemledi, bu kişilerin artık sekizinci kat için mücadele edecek güçlerinin kalmadığını görmüştü.

 

Jiang Chen yedinci kat bitişindeki hazineye de dokunmamıştı.

 

Sekizinci katta hava akımı öylesine şiddetlendi ki garip ve düzensiz sesler çıkarmaya başlamıştı.

 

Bu yırtıcı ses Jiang Chen’in kulaklarını titretiyordu.

 

Biraz ileride birkaç metre kalınlığındaki bir hava akımı oluştu. Katılımcılardan birini savurmuştu.

 

Sanki kadim bir canavarın çenesine düşmüştü bu katılımcı.

 

“AH!”

 

Uygulayıcı sadece çığlık atabilmişti.

 

Jiang Chen şaşırdı: “Bir manyetik hortum mu bu?”

 

Jiang Chen’in yüzünde endişe vardı.

 

Manyetik hortum bu dağların en tehlikeli özelliklerindendi. Metalik hava akımlarının karışmasıyla oluşan bir girdaptı bu!

 

Bu hortum giderek büyüyordu, birkaç metre kadar kalınlığa ulaşmıştı ve artık ruh âlemi uygulayıcılarını yutabilecek seviyedeydi.

 

Bu manyetik hortum manyetik dağ testinin zorluğunu kat kat artırıyordu.

 

Bu hortum karşısında Jiang Chen bile gardını düşüremezdi.

 

Medyumun Zihni yeteneğini aktif etti ve tırmanışa devam etti.

 

Hortum çok güçlüydü, fakat Jiang Chen bu oluşumun gözünden kaçarak ondan saklanabileceğini biliyordu.

 

Bundan dolayı hortumla savaşmayı değil, ondan kaçınmayı seçti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44311 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr