Bölüm 276: Büyük Seçmelerden Önce Son Hazırlıklar

avatar
2530 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 276: Büyük Seçmelerden Önce Son Hazırlıklar


Jiang Chen’in sözleri Ye Chonglou’nun kalbinde bir tür patlama etkisi yaratmıştı.

 

“Ruh okyanusunu yükseltmek, kalp yeteneklerini geliştirmek. Sadece bilinçli bir orijin formu gerçek orijin sayılır. Bilinç olmadan, bu orijin sadece katı ve hareketsiz bir form şeklindedir. Kalp yetenekleri… Kalp yetenekleri… Bilinç ve ruh özünün kombinasyonu… Orijin formunun şekillenmesi…”

 

Bu sözler Ye Chonglou’nun aklında yankılanıyordu sürekli.

 

“Dan Fei, Jiang Chen’i kapıya kadar yolcu et, benim kapalı alan yetişimine girmem gerekli!”

 

Ye Chonglou bu talimatı verirken gözlerinden neredeyse ışık saçacaktı, tekrar Jiang Chen’e döndü: “Küçük arkadaşım Jiang Chen, eğer ben orijin âlemine geçebilirsem, bu sefer gerçekten bunu tamamen sana borçlanmış olacağım.”

 

Jiang Chen güldü, gözlem yeteneği güçlüydü, eğitmenin şu anki eğitim seviyesinde olması yanlıştı, uzun zaman önce bir sonraki seviyeye yükselmesi gerekirdi.

 

Aslında gücünün yetersiz olduğundan değildi, fakat Ye Chonglou bu zamana kadar sadece ruh özünü geliştirmekle zaman harcamış ve bilinç oluşturmayı ihmal etmişti.

 

Eğer yeterli kalitede bilinç oluşmazsa, orijin âlemine geçiş için gerekli kökler de oluşamazdı.

 

Orijin kökünün oluşması için bilinç ve madde uyum içinde olmalıydı.

 

Jiang Chen konuşurken mutluydu: “Küçüğünüzün artık ayrılma vakti geldi, umarım Baş Usta en yakın zamanda orijin âlemine geçiş yapar.”

 

Bu süre boyunca Dan Fei kenarda beklemiş ve hiçbir yorumda bulunmamıştı.

 

Geçen gece, ay ışığının altında, Jiang Chen’le olan konuşmasından sonra Dan Fei defne ağacının altında gecenin yarısını ağlayarak geçirmiş fakat bu durum gönül yarasını daha da derinleştirmişti.

 

Bugün konuşmamasının sebebi buydu, bilerek Jiang Chen’le muhatap olmaktan kaçınıyordu.

 

Zaten Jiang Chen denen bu adam yine çakallık ederek eğitmenin aklına girmiş ve onun sakinliğini kaybetmesini sağlayarak kendisine ‘küçük arkadaş Jiang Chen’ şeklinde hitap ettirmişti.

 

Bu durum Dan Fei’nin duygularının daha da karmaşık olmasına sebep olmuştu.

 

Dan Fei ilk başta Jiang Chen’in Eğitmen Malikanesine geldiğini görünce sakin kalmak istemiş fakat onun ayak seslerini duyunca ileri atılıp boynuna sarılmamak için de kendisini zor tutmuştu.

 

“Kız kardeş Dan Fei, onurlu eğitmen kapalı alan yetişimine girmek üzere, lütfen onunla iyi ilgilen.”

 

Dan Fei cazibeli gözlerini Jiang Chen’e dikerek dudaklarını ısırdı: “Jiang Chen, seni gidi şeytan… Senin kaç tane daha numaran var böyle ha?”

 

“Kız kardeş Dan Fei, ben…”

 

Dan Fei aniden ellerini iki yana ayırdı: “Kendini açıklamakla yorulma, senin yapacağın açıklamaların hepsi de boş konuşmalar olacaktır. Jiang Chen, ben senin benim hakkımda sadece yabancı biriymişim gibi konuşmanı tercih ederim.”

 

“Eh, demek ben kız kardeş Dan Fei’nin kalbinde böyle birisiyim ha? Pekâlâ, onurlu eğitmenin kapalı alan yetişimi bir saniye bile gecikmemeli. Burada ayrılalım kız kardeş Dan Fei.”

 

Jiang Chen bunları söyledikten sonra elini salladı ve kendisini beklemekte olan Altın Kanatlı Kılıç Kuşuna bindi, bir ışık huzmesi içerisinde Eğitmen Malikânesini terk etti.

 

Dan Fei uzunca bir süre sessizce Jiang Chen’in kaybolduğu doğrultuya bakarak iç çekti.

 

 

Jiang Chen malikânesine döndüğünde aklındaki bütün gereksiz düşüncelerden arınmak istedi, büyük seçmelerin olacağı gün çok uzak sayılmazdı.

 

Önceden eline geçirdiği bazı ruh ilaçlarından kullanmaya karar verdi.

 

Şu anda aklındaki iş Kılıç Kuşu ordusunun tamamını ruh seviyesine geçirmek ve onları çok güçlü hale getirmekti.

 

Eğer Kılıç Kuşlarının tamamı ruh seviyesine geçerse işte o zaman Jiang Malikânesinin fethedilemez bir kaleden farkı kalmazdı.

 

Bin elemandan oluşan bir Kılıç Kuşu ordusu formasyon oluşturursa, Koruyucu Ruh Kralı bile bu formasyonu bozamazdı.

 

Fakat elbette bin adet Kılıç Kuşunu ruh seviyesine geçirmek küçük çaplı bir proje değildi.

 

Jiang Chen bu mesele için çok uzun zamandır hazırlık yapıyordu.

 

Demir Ailesinden aldığı ruh malzemeleri bu meseleyi hallederdi, hatta üzerine biraz malzeme bile artardı.

 

Aziz dereceli malzemelere gelince, Jiang Chen bu malzemeleri Ateş Buz’un Büyüleyici Nilüfer Çiçeğini beslemek için kullanacaktı.

 

Fakat elbette bu iş ön planda değildi, Nilüfer ile daha sonra ilgilenecekti.

 

Şu anda Jiang Chen ruh âleminin sadece en başlarındaydı, aziz dereceli malzemeleri kullanmak demek onları israf etmek demekti. Yeryüzü seviyesine gelince kullanması daha uygun olurdu.

 

Genellikle sadece Koruyucu Ruh Kralı seviyesindeki kişiler aziz dereceli malzemeleri kullanırdı.

 

Fakat Jiang Chen farklıydı, onun ruh okyanusu defalarca güçlendirilmişti. Kendisinin küçük ruh âlemi seviyesi, başkalarının yeryüzü seviyesine eşitti.

 

Sonraki birkaç gününü Kılıç Kuşları ile ilgilenerek harcadı.

 

Aynı zamanda bir başka Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı grubunu da üretmeyi istiyordu.

 

Bunun sebebi şahsi korumaları olan Xue Tong, Qiao kardeşler, Guo Jin ve Wen Ziqi’nin gerçek qi ustası kademesine erişebilmiş olmasıydı.

 

Zamanı geldiğinde bu kişiler de ruh âlemine geçecekti.

 

Bu sekiz şahsi korumayı Jiang Chen Doğu Krallığından bu yana eğitiyordu, onların geleceğini de düşünmek zorundaydı.

 

Jiang Chen’in odak noktası olan bir başka konu ise Ay Işıklı Dev Maymunlardı.

 

Aynı zamanda bir de Altın Yiyen Farelerin kan soyunun geliştirilmesi meselesi vardı.

 

Sonuçta kan soyunu geliştirmek ve güç kazanmak çok farklı bir konuydu. Kan soyunu geliştirme meselesi oldukça uzun ve meşakkatli bir patikaydı.

 

Bu olay için aynı zamanda şansın yardımına da ihtiyaç vardı.

 

Fare Kralın son zamanlarda çok fazla uygulayıcıyı sindirmesi iyi bir şeydi, şu anki hayatından memnundu. Fare Kral biliyordu ki kan soyunu geliştirmek aslında efsanelere dayanan bir olaydı ve bu yüzden Jiang Chen’e fazla baskı kurmuyordu.

 

Aradan yarım ay kadar süre geçtikten sonra Jiang Chen’in planı artık tamamlanmak üzereydi.

 

Büyük seçmeler de bu süre içerisinde iyice yaklaşmıştı.

 

Jiang Chen şahsi korumalarını yanına çağırdı, açık şekilde konuşmayı planlıyordu.

 

“Sizler, sekiziniz birden neredeyse iki yıldır benimle berabersiniz. Hem Doğu Krallığında hem de Gök Ağacı Krallığında benim yanımdan ayrılmadınız. Sizlerin sadakatinizi gördüm. On altı krallık ittifakının başında büyük bir mesele var. Benim önümde büyük bir fırsat var, dolayısıyla aslında sizin de önünüzde büyük bir fırsat var. Ben bencil birisi değilim ve dolayısıyla elinizdeki bu fırsatı sizden almayacağım. Sadece soruyorum, aranızdan kim büyük seçmelere katılmak istiyor? Eğer katılmak istiyorsanız söyleyin bana. Her kim katılmak istiyorsa ona fırsat vereceğim. Eğer büyük seçmelerde başarı elde ederseniz önünüzde bir engel olmayacağım. Karar vermek için acele etmeyin, bu konu hakkında detaylıca düşünün. Sonuçta, bu bir şans meselesi. Topluluklar normal uygulayıcıları her zaman bünyelerine almak için seçmeler düzenlemezler. Bu seferki seçmeler sıradan uygulayıcıların da topluluğa girebilmeleri için bir fırsat. Bu sadece sizin kaderinizi değil, ileri nesillerinizin, ailenizin bile kaderini değiştirebilecek bir durum. Bundan dolayı dikkatlice seçim yapmalısınız.”

 

Topluluğun cezbedici özelliği neredeyse sonsuzdu.

 

Özellikle de sıradan uygulayıcılar için, topluluğa girme fırsatı hayatlarında sadece bir kez ellerine geçebilecek bir fırsattı.

 

Xue Tong hiç tereddüt etmedi. Bir süre ortamdaki sessizliği izledikten sonra konuştu: “Genç ustam, ben bunu düşünmeyeceğim bile. Eğer siz olmasaydınız ben zaten bugün olduğun noktada olamazdım. Genç ustam beni klandan kovmadığı sürece, ben Jiang klanının bir üyesi olarak öleceğim!”

 

Guo Jin bir süre tereddüt etti ve sonra konuştu: “Aman be! Boş ver! Ben Guo ailesinin tek üyesiyim, benimde aklımda tereddüt yok, kesinlikle genç ustanın takipçisi olarak devam edeceğim. Zaten ben topluluğa girsem de, kibar kişiliğimden dolayı orada barınamam diye düşünüyorum.”

 

Jiang Chen bu sırada gülümseyen Qiao kardeşlere baktı: “Qiao Shan, Qiao Chuan, sizin düşünceleriniz nelerdir?”

 

Qiao Shan gülümseyerek konuştu: “Ben hala genç ustayı takip etmek istiyorum.”

 

Qiao Chuan da ekledi: “Biz ikizlerin kalbi birdir! Kardeşimin kararı benim kararımdır!”

 

Bir sivrisineğin sesine benzeyen Wen Ziqi’nin sesi duyuldu: “Ben Ay Işıklı Dev Maymunları beslemek istiyorum, topluluklarla işim olmaz.”

 

Wen Ziqi ilk başlarda topluluk müridiydi, fakat müridi olduğu topluluk Doğu Krallığının küçük bölgelerinden birisiydi.

 

Fakat yine de kendisinin topluluk yaşamına ilgisi yoktu. Zaten toplulukta yaşamayı istese Jiang Chen’in şahsi koruma çağrısına başvuruda bulunmazdı.

 

Kalan üç kişi topluluğun cezbedici özelliklerini düşünüyor gibiydi, Jiang Chen onlara seslendi: “Kararsız kalmayın, eğer gitmek istiyorsanız gitmelisiniz. Eğitim seviyenizle başarı elde etmeniz kolay olur.”

 

Bu kişiler sadık olmadıklarından değildi tereddüt etmeleri, sadece son zamanlarda eğitim hızlarının Xue Tong’un gerisinde kaldığını görmüşlerdi. Potansiyel meselesi baş göstermişti işte.

 

İçgüdüsel olarak biraz değişim istemeleri normaldi.

 

“Genç usta… Biz…” Shen Yifan açıklama yapmak için konuşmaya başlamıştı.

 

“Daha fazla konuşmaya gerek yok, benim nasıl birisi olduğumu biliyorsunuz. Eğer ayrılırsanız aramızdaki usta-çırak ilişkisi bitecek ama arkadaşlık ilişkimiz devam edecek. Eğer seçmelerde başarısız olursanız gelip beni bulun, ben elimden geldiğince size yardımcı olurum.”

 

Jiang Chen ayrılmadan önce bu kişilere Beş Ejderli Kutsal Gök ilacından vermeyi düşündü fakat bu kişilerin henüz gerçek qi ustası olamadıklarını düşünecek olursa bunun pek de mantıklı olmadığına kanaat getirdi.

 

Bu hediyeyi onlara daha sonra vermeyi planladı.

 

Sırf zengin olduğu için güçlü ilaçlar kullanıp yanlış sonuçlara maruz kalanların hikâyesi askeri Dao’da çok fazlaydı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr