Bölüm 275: Ye Chonglou’ya Tavsiyeler Vermek

avatar
2815 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 275: Ye Chonglou’ya Tavsiyeler Vermek


Jiang Chen eline geçirdiği dağlar kadar büyük ruh malzemelerine bakarak keyifleniyordu: “Topluluklar hakkında sürekli ne kadar zengin olduklarına dair dedikodular duyuyordum, görünüşe göre dedikodular doğruymuş. Kıymetli Ağaç Topluluğunun iki büyük ailesinden birisi olan Demir Ailesinin kaynakları azımsanacak gibi değil. Sanırım bu eşyalar onların hazinesinin sadece bir kısmı olmalı. Görünüşe göre benim onlara verdiğim fiyat gerçekten de merhametliymiş.”

 

Jiang Chen şimdi Ye Chonglou’nun neden Demir Dazhi’yi öldürmemesini tavsiye ettiğini daha iyi anlamıştı.

 

Zaten Demir Dazhi gibi bir kere yenilgiye uğramış birisi ileride de rahatça öldürülebilirdi.

 

Fakat bunun gibi büyük bir hazineyi elde etme fırsatı Jiang Chen’in eline bir daha geçmeyebilirdi.

 

“Her daim Devasa Hazine Sarayının zenginliği ön planda olurdu ve onun kaynaklarının ne kadar geniş olduğu konuşulurdu. Fakat görünüşe göre saray sadece dış bölge olmasından dolayı aslında topluluğun kaynaklarının yanında devede kulak gibi kalıyor.”

 

Jiang Chen bu sefer turnayı gözünden vurduğunun farkındaydı.

 

Depolama yüzüğüne bile sığdıramazdı bu kadar eşyayı.

 

Elbette, Jiang Chen bu kadar ruh malzemesini tek başına kullanmayacaktı. Minnettarlığının göstergesi olarak onurlu eğitmene hediye vermek zorundaydı, eşyaların arasından aziz dereceli iki ruh malzemesi seçti.

 

Onurlu eğitmen her ne kadar fiziki olarak çaba sarf etmiş olmasa da, sonuçta Demir Dazhi’yi öldürmemesini ve Demir Ailesinin kaynaklarını kullanması fikrini vermişti.

 

Bundan dolayı Jiang Chen Ye Chonglou’ya karşı minnettardı, elde ettiği ganimeti onunla paylaşmak istiyordu.

 

Fakat Jiang Chen bu eşyaları onurlu eğitmene götürdüğünde eğitmen elini sallayarak konuştu: “Jiang Chen, ben bu eşyaları senden alamam. Onlar senin hakkın, ben sana sadece küçük bir tavsiye verdim, hepsi bu kadar.”

 

“Baş Usta, eğer bu eşyaları kabul etmezseniz ben gerçekten de kendimi iyi hissetmem.”

 

Ye Chonglou gülümsedi: “Şöyle düşün, ruh eşyaları elbette kaliteli eşyalardır, fakat onların en kullanışlı şekli senin kullanmandır. Ayrıca, benim zaten aziz dereceli ruh malzemelerim var, sen bunları kendin için saklamalısın.”

 

Yaşlı eğitmen oldukça kararlıydı, hediyeyi kabul etmek istemiyordu. Jiang Chen ısrar etmedi ve eşyaları bir kenara bıraktı.

 

“Jiang Chen, Demir Ailesinin benim başkentteki yokluğumdan faydalanarak senin malikânene saldıracak olmasını ben bile tahmin edememiştim. Senin yöntemlerinin gelişmiş olması çok iyi oldu. Benim endişelerimin tamamını boşa çıkarttın.”

 

“Ben sizi endişelendirdiğim için utanıyorum.”

 

“Pekâlâ genç adam, ben görüyorum ki sen kendini çok düşünen birisi değilsin. Jiang Chen, ben topluluğun atası olan Bin Akbaşlı kişi tarafından topluluğun merkezine çağırılmıştım. Büyük seçmeler ile alakalı meseleleri tartıştık.”

 

“Oh?”

 

“Bu sene yapılacak olan seçmelerin eşi benzeri görülmemiştir. Zaten bunun sebebini geçen seferki konuşmamızda sana anlatmıştım. Bu seneki seçmeler iki kademeden oluşacak. İlk kademe sıradan dâhi kişiler için yapılacak. Seçilenler ise topluluk müritleri ile beraber ikinci kademe seçmelere girme hakkı kazanacak. Asıl mesele zaten ikinci kademe seçmelerde. On altı adet mürit belli olduğunda, bu kişiler toplulukların atası olan kişilerden özel eğitim alma şansını yakalayacak. Aynı zamanda bu kişiler topluluğun en zengin öz kaynaklarını ve bilgilerini kullanma şansını yakalayacak.”

 

“Öz kaynaklar mı?”

 

Askeri Dao dünyasında, öz kaynaklar sadece topluluklar tarafından kontrol edilen kaynaklardı. Fani krallıklara kala kaynaklar sadece küçük bir bölümden oluşuyordu.

 

Toplulukların bu öz kaynaklarından yararlanabilen kişiler eğitim seviyeleri çok yüksek olan, piramidin en tepesindeki müritlerdi.

 

Ye Chonglou kafasını salladı: “Basitçe anlatacak olursak, topluluğun sahip olduğu her şeye sen de sahip olabileceksin.”

 

Bu şüphesiz şekilde oldukça iyi bir muameleydi.

 

Herkes biliyordu ki asıl güçlü olan kişiler orijin âlemindeki ‘Ata’ kişilerdi.

 

Topluluğun başkanı olan en saygın kişi bile bu Ata’nın izni olmadan bazı kaynaklara erişemiyordu.

 

Bu seneki yapılacak olan seçmeleri kazanan kişiler topluluk başkanının bile erişemeyeceği kaynaklara erişme imkânını bulacaklardı.

 

“Baş Usta, görünüşe göre on altı krallık ittifakı gerçekten de vahim bir durumda. Aksi takdirde neden böylesine büyük ödüller versinler ki?”

 

“Aslında, tehlikeyi hissedip harekete geçmek için geç bile kaldılar. Ben dünyayı gezdiğim seyahatimden döndüğümde toplulukları bazı konularda dikkatli olmaları için uyarmıştım. Kimsenin beni dinlememiş olması yazık oldu. Devasa Muhit’in büyük resmine odaklanamadılar, on altı krallığın Devasa Muhit içerisinde aslında çok etkili bir ittifak olmadığını göremediler. Umarım hala durumu tersine çevirip ittifakın gücünü arttırmak için vaktimiz vardır.”

 

Baş Usta bunları konuşurken bir anda kasvetli bir havaya girmişti, bakışlarını Jiang Chen’e çevirip konuşmasına devam etti: “Jiang Chen, ben asıl kahramanların zorlu zamanlarda ortaya çıktığına inanırım. Belki de on altı krallıktaki bu kaos ortamı senin bir kahraman olman için iyi bir fırsat olabilir.”

 

Bu seferki seçmeler Jiang Chen için gerçekten de büyük bir fırsat olabilirdi.

 

Jiang Chen gülümsedi ve yaşlı eğitmenin sözlerini onaylar şekilde kafasını salladı.

 

Jiang Chen yaşlı eğitmene saygı duyuyordu, onun sözlerini dikkatle dinliyor ve kendine ders çıkarmaya çalışıyordu.

 

Böyle tecrübeli bir yaşlı kişi elbette Jiang Chen’in saygısına layık birisiydi.

 

Jiang Chen, eğitmenin hediyesini kabul etmemesi üzerine ona yardım etmek istedi.

 

“Yaşlı Eğitmenim, neden on altı krallıkta bu kadar az sayıda orijin âlemi uygulayıcısı var? On altı krallığın elinde yeterli kaynak olmadığından mı yoksa askeri Dao’ya uygun olmadığından mı? Yoksa başka bir sebep mi var?”

 

Ye Chonglou bu soruyu duyunca üzülmüş gibiydi: “Jiang Chen, açık konuşmak gerekirse, ben de bu sorun üzerine uzunca süre kafa yordum. Fakat ne yazık ki düzgün ve mantıklı bir cevap bulamadım. Elbette kaynaklarımızın az olduğu diğer ülkeler de var, fakat aramızdaki kaynak farkı çok büyük olmamasına rağmen diğer krallıklarım orijin âlemi uygulayıcılarının sayısı çok daha fazla. Sanırım bu durumun asıl sebebi bizim askeri Dao konusundaki miraslarımızın az olması.”

 

Yaşlı eğitmen elbette bu meseleyi daha önce düşünmüştü, bu sorunun kaynağının askeri Dao mirası olduğunu düşünmüştü.

 

Her topluluğun arkasında onu destekleyen sadece bir adet orijin âlemi uygulayıcısı vardı.

 

Sadece bir adet orijin âlemi uygulayıcısı elbette sistemi canlandırmak için yetersiz kalıyordu.

 

Çok az sayıda orijin âlemi uygulayıcısı olmasına rağmen bu kişiler bir araya gelip ittifak oluşturmuyorlardı, bu adamlar demekki yalnız takılmayı seven kişilerdi.

 

Elbette işbirliği ve koordine hamleler yapılmadığı sürece krallıklar da gelişemiyordu.

 

Orijin âlemine geçtikten sonra müritleri eğitmek için vakit harcamak istemiyorlardı.

 

Sonuçta onların da kendi eğitimleri için ayırmaları gereken vakit elbette artıyordu.

 

Bu uygulayıcılar kendilerine vakit ayırma gereksinimini hissettikçe toplumdan daha çok uzaklaşmışlardı.

 

Elbette bu kişilerin kendilerine ayırdığı vakit normal bir uygulayıcıdan çok daha fazla olmalıydı.

 

“Görüyorum ki Baş Usta Koruyucu Ruh Kralı seviyesinde olmaktan memnun, aslında orijin âleminden çok da uzakta değilsiniz.”

 

“Elbette arada yarım adım olması çok fazla mesafe yok gibi gösteriyor durumu. Fakat ben hayatım boyunca bir ileri seviyeye geçebileceğimi düşünmüyorum. Jiang Chen, senin kavrama yeteneğin benimkinden çok daha fazla. Umarım sen bir gün orijin âlemine, hatta daha yükseklere ilerleme fırsatını bulursun.”

 

Yaşlı eğitmenin Jiang Chen’den beklentileri yüksekti, onun kendisine tavsiye vermeye çalıştığını anlamamıştı.

 

Elbette, Ye Chonglou her ne kadar bilgili birisi olsa da, karşısında oturan gencin reankarne olmuş birisi ve cennetler kadar bilgiye sahip olduğunu bilmiyordu.

 

Jiang Chen sanki bir şeyi hatırlamış gibi gülümseyerek konuştu: “Yaşlı Eğitmenim, ben ustamın orijin âleminden bahsettiğini duymuştum.”

 

“Ne? Ne dedi senin ustan?”

 

Eğitmenin sesi konuşurken hafifçe titremişti. Jiang Chen kendisine daha önce uzman bir kişi ile karşılaştığını ve yıllarını ondan eğitim alarak geçirdiğini anlatmıştı.

 

Bundan dolayı eğitmen, Jiang Chen’in performansını ilginç bulmuyordu.

 

Fakat mesele orijin âlemine geçiş olunca elbette heyecanlanmıştı.

 

Orijin âlemi!

 

Bu âlem eğitmenin altmış yıldır uğraştığı fakat bir türlü ilerleyemediği âlemdi!

 

Ayrıca hayatı boyunca uğraşsa da ilerlemesinin mümkün olmayacağını düşündüğü bir âlemdi!

 

Gençliğinde orijin âlemine geçiş yapmak için yeterince uğraşmadığından dolayı pişmandı.

 

Gözleri Jiang Chen’e kilitlenmişti, beklenti içerisinde olduğu aşikârdı. Uzman kişi mademki orijin âleminden bahsetmişti, elbette ki kendi tecrübelerinden yola çıkarak bahsetmiş olmalıydı.

 

Ye Chonglou’nun yüzünde umut ışığı vardı.

 

Sanki on yıllarca karanlıkta yürümüş ve sonunda ışıkla karşılaşmış gibiydi.

 

Bu durum nasıl olurda onu heyecanlandırmazdı?

 

Jiang Chen doğal bir şeyden bahsediyormuş gibi konuştu: “Uzman kişi bir defasında şunu söylemişti, ruh âleminden orijin âlemine geçmek için bir kişinin ruh enerjisinden sıyrılması ve sanki yeni doğmuş, yani ‘orijin’ bir bebek gibi davranması gerekir. Orijin olmak demek ruh özünü yoğunlaştırmak ve onu bir yukarı seviyeye taşımak demektir. Ruh özü öyle bir formasyon almalı ki nehirleri, hatta okyanusları bile şekillendirecek kadar güçlü olmalı.”

 

Ye Chonglou kafasını salladı, bunları zaten biliyordu.

 

“Uzman kişi aynı zamanda şunları da söyledi, orijin oluşturmak için ruh özünü yoğunlaştırmak zorlu bir süreçtir ve her on denemeden dokuzu başarısız olur. Gerçek bir orijin formasyonu oluşturmak için sadece ruh özünü yükseltmek değil, aynı zamanda kişinin kalbine dair olan yeteneklerini de geliştirmesi gerekir. Orijin formasyonu hem bilinç hem de şekil ister. Bilinç olmadan sadece katı ve hareketsiz bir formdur. Sadece uzun süreli meditasyonlar ve eğitimler bir kişinin orijin formu oluşturmasını sağlayabilir. Bunun üzerine elbette oluşan bilinç, gelişmiş ruh özünün formu ile birleşerek ahenk içinde çalışır ve tek vücut olur.”

 

İşte bunlar meselenin asıl gerçekleriydi, Jiang Chen bunları söylerken ara sıra duraksamıştı, sanki hatırlamaya çalışıyor gibi rol yapıyordu.

 

Fakat Jiang Chen’in sesi her ne kadar sakin ve aralıklı çıkmış olsa da, Ye Chonglou’nun kulaklarına bu ses sanki davul sesi gibi gelmişti.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44226 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr