Bölüm 277: Büyük Seçmeler Başlıyor

avatar
2648 1

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 277: Büyük Seçmeler Başlıyor


Sonunda büyük seçmeler iyice yaklaşmıştı, dedikodular en üst seviyeye ulaşmıştı.

 

Uygulayıcılar büyük bir hazırlık içerisindeydi.

 

Katılım çok büyüktü, sırf kayıt dönemi bile yarım ay kadar süre almıştı.

 

Yüzlerce kayıt noktası açılmıştı.

 

On altı krallıkta, özellikle de dört büyük krallıktan biri olan Gök Ağacı Krallığında gerçek qi ustası seviyesine ulaşabilmiş bir sürü uygulayıcı vardı.

 

Jiang Malikânesinde, Ke Mu, Shen Yifan ve Bi Yun da seçmelere katılıyordu.

 

Jiang Chen Gouyu ile özel olarak konuşmuştu, fakat Gouyu’nun kararı kesindi, seçmelere katılmayacaktı. Jiang Chen’i takip etmenin daha büyük avantaj olduğunu düşünüyordu.

 

Büyük seçmelere katılan korumaları açık şekilde eleştirmese de, onların küçük karakterler olduğunu düşünmüştü. Onların bir susam elde etmek için ellerindeki simitten vaz geçtiklerini düşünmüştü.

 

Zaten bu kişilerin seçmelerde başarı elde etmeleri kesin değildi, başarı elde etseler bile topluluğun kaynaklarını şu anki potansiyelleriyle çok etkili şekilde kullanamazlardı.

 

Bu yüzden Jiang Chen’in yanında kalmanın daha iyi olacağını düşünmüştü.

 

Elbette Gouyu bu düşünceleri kendine saklıyordu. Herkesin kendi arzuları vardı, Gouyu’nun arzusu ise Jiang Chen’in takipçisi olmaktı.

 

Büyük seçmelere katılım için kayıt süreci karmaşık değildi.

 

Yapılması gereken tek şey kimlik bilgilerini vermek, gücünü ispatlamak ve yaşını doğrulamaktı.

 

Bu üç aşamayı geçince katılım madalyonunu alıyorlardı.

 

Elbette her madalyon bir kişinin kimliğine bağlıydı ve bir başkası bu madalyonu kullanamazdı. Bu madalyonu kaybeden kişi ise katılım hakkını da kaybediyordu.

 

Jiang Chen bu krallıkta artık tanınan birisiydi, kayıt sırasındaki varlığı büyük sansasyon yaratmıştı. Sıradaki genç uygulayıcılar onun önünü açarak onun önce kayıt olması gerektiğini düşünmüşlerdi.

 

Normalde askeri Dao’da hiç kimse bir başkasına yol vermezdi, özellikle de böyle etkinlik kayıtları esnasında. Zaten hiç kimse de sıraya kaynak yapmayı düşünmezdi.

 

Uygulayıcıların Jiang Chen’e yer vermesinin sebebi onların gönlünde yer edinmesindendi.

 

Fakat Jiang Chen ellerini sallayarak kendisine verilen sırayı reddetti ve gülümsedi. Yanındaki üç korumasıyla kayıt olmaya gelmişti ve kimsenin hakkını gasp etmek istemiyordu.

 

Jiang Chen’in kendisine verilen sırayı kabul etmediğini gören uygulayıcılar ona kendilerini daha yakın hissetmişti.

 

Uygulayıcılardan bazıları buraya kayıt için geldiklerini unutup Jiang Chen ile sohbete bile dalmışlardı.

 

Jiang Chen bu duruma samimi şekilde karşılık veriyordu, kendisinden tavsiye isteyenler bile olmuştu, üşenmeden onlarla da sohbet etmişti.

 

Jiang Chen’in popülerliği gittikçe büyüyordu.

 

Jiang Chen’den tavsiye alanlar oldukça mutlu olmuşlardı.

 

Hatta bazıları Jiang Chen’den aldıkları tavsiyeler sonucunda direkt oldukları yerde meditasyona başlamışlardı bile.

 

Bu durum kısa sürede yayılmıştı ve Jiang Chen’in geldiği kayıt noktası kısa sürede kalabalıklaşmıştı.

 

Hatta kayıt standının başındaki sorumlu kişi bile işini bırakıp Jiang Chen’le sohbet etmeye çalışıyordu.

 

Belli ki başkentte yayılan dedikodular Jiang Chen’i oldukça ünlü birisi haline getirmişti.

 

Aslında ilk başlarda Jiang Chen’in böyle güçlü olmasının sebebinin arkasındaki güç olan Ye Chonglou yüzünden olduğunu düşünmüşlerdi, fakat onurlu eğitmen topluluğa toplantı için gittiğinde Jiang Chen Zhou Yi ve Demir Dazhi ile tek başına savaşmış ve kazanmıştı.

 

Bu haberler başkentte yayıldığında büyük sansasyon yaratmıştı. Ye Chonglou’nun yardımı olmadan, Jiang Chen iki adet yeryüzü seviyeli uygulayıcıyı alt etmişti.

 

Bu haberlerin yayılmasıyla Jiang Chen’in şöhreti katlanarak artmıştı.

 

Aslında uygulayıcıların hepsinin kalbinde topluluğa karşı bir özlem vardı, hatta topluluk müritlerini kıskanıyorlardı.

 

Sonuçta fani dünyadaki uygulayıcılar dişleri ile tırnakları ile çalışıp çabalarken topluluktaki müritler yattıkları yerden zengin kaynaklara erişebiliyorlardı. Topluluk müritleri fani dünyada hava atma hakkını nereden buluyorlardı?

 

Sıradan uygulayıcılar müritleri kıskanmalarının yanında, onların fani dünyada hava atmalarına sinirleniyorlardı da.

 

Jiang Chen ise bu topluluk müritleri ile savaşmış ve onlara hadlerini bildirmişti.

 

Söylemek gerekirdi ki, Jiang Chen’in yaptıklarını fani dünyadaki bütün uygulayıcılar onaylıyordu.

 

Bundan dolayı uygulayıcılar Jiang Chen’i bir tür kahraman olarak görüyorlardı.

 

Jiang Chen’in onurlu eğitmenin yardımı olmadan da topluluk müritlerini alt edebiliyor olması, onun sıradan bir dâhi olmadığını, gençlere örnek birisi olduğunu gösteriyordu.

 

Jiang Chen buraya gelirken bu kadar ilgi odağı olacağını tahmin edememişti.

 

Normalde bir saat kadar süre alacak olan kayıt işlemi etrafındaki kişilerle sohbet etmekten dolayı on saat kadar sürmüştü.

 

Bu manzara aynı zamanda korumalarının da bir an tereddüde düşmelerine sebep olmuştu.

 

Acaba Jiang Chen’in takipçisi olmayı bırakıp seçmelere katılmak mantıklı mıydı?

 

Fakat artık seçimlerini yapmışlardı, geri dönemezlerdi.

 

Jiang Chen kayıttan sonraki kalan zamanda hazırlık yapmak için vakit ayırdı.

 

Seçmelerin ilk kademesi elbette Jiang Chen için zor değildi, asıl meselenin ikinci kademe olduğunun farkındaydı.

 

Aslında orijin âlemi uygulayıcı olmaya veya gerçek mürit olmaya çok hevesli değildi.

 

Fakat yine de topluluğun kaynaklarına ihtiyacı vardı.

 

Jiang Chen biliyordu ki askeri Dao yolunda topluluklarla temas halinde olmamak imkânsızdı.

 

Mademki topluluklar kaçınılmazdı, o halde bütün güveni ve cesareti ile onlarla yüzleşmeliydi.

 

“Ben her ne kadar eski hayatımdan anılara sahip olsam da, rakiplerime karşı büyük bir üstünlük içerisinde olsam da, bu vücut aslında bu dünyada ortalama güçte sayılacak bir vücut. Eğer gururumu bir kenara bırakıp topluluğa girmezsem, ileride sürekli olarak kendimden daha güçlü rakiplerle karşılaşacağım. Elbette bu geniş dünyada, karşıma çıkacak olan her rakip Demir Dazhi gibi çocukça hamleler peşinde olmayacaktır.”

 

Jiang Chen bunları düşünüp aklını toparlamıştı.

 

Büyük seçmelerde elinden gelenin en iyisini yapmalıydı.

 

Gök Ağacı Krallığında kırk yaşının altında olup gerçek qi âlemine geçmiş olan yaklaşık elli bin kişi vardı.

 

Dört büyük krallıktaki sayı da yaklaşık olarak bu şekildeydi.

 

Diğer küçük krallıklarda ise bu sayı on bin civarındaydı.

 

Üçüncü dünya ülkesi sayılacak krallıklarda ise bu sayı iki ya da üç bin civarındaydı.

 

Elbette yaşanan olaylardan sonra Kara Ay Krallığı bu sayılarda en düşük sıralamaya sahip krallık olmalıydı.

 

Kara Ay Krallığının Doğu Krallığını işgal etme hamlesi başarısız olunca çok büyük kayıplar vermişlerdi ve orduları dağılmıştı, elit uygulayıcıları neredeyse yok denecek kadar azalmıştı.

 

Krallıklardan gelen katılımcılar her ne kadar büyük sayılar oluşturdularsa da, toplulukların beklentisini yine de karşılamamıştı.

 

Toplulukların beklentisi en azından beş yüz bin kişinin katılacağı yönündeydi. Fakat görünen o ki katılımcı sayısı dört yüz bini bile geçmemişti.

 

Katılımcı sayısının az olması demek, seçeneklerin de az olması demekti.

 

 

Kadim zamanlardan kalan miras bölge on altı krallığın merkezindeydi. Kızıl Alev Krallığının içerisindeydi.

 

Aslında bu bölgenin bulunduğu krallık avantajlı olarak sayılabilirdi, fakat tam tersine, kadim zamanlardan kalan miras bölgelerin Kızıl Alev Krallığına hiçbir avantajı olmadığı gibi, üstelik de tam bir kabus niteliğindeydi.

 

Miras bölgenin burada olmasından dolayı toplulukların hiçbiri bu bölgenin etrafında güçlü bir krallık bulunmasına müsaade etmiyorlardı.

 

Neden peki?

 

Elbette bunun sebebi Kızıl Alev Krallığının fazla güçlenerek bu miras bölgelerin kontrolünü ele geçirmesinden korktukları içindi, topluluklar buna izin veremezdi.

 

Bundan dolayı hem güçlü krallıklar hem de topluluklar birlikte hareket ederek Kızıl Alev Krallığının gelişmesini önleyecek hamleler yapıyorlardı.

 

Kızıl Alev Krallığında ne zaman bir dâhi kişi olduğu haberi yayılsa, anında bu dâhi kişiyi kendi saflarına çekerek beynini yıkıyorlardı.

 

Bu krallığın hanedanı da kukla gibiydi, kaderlerini kabullenmişlerdi ve artık seslerini çıkarmıyorlardı.

 

Fakat bu krallıktan gelen katılımcı sayısı Doğu Krallığını ve Kara Ay Krallığını geçmişti, sondan üçüncü sıradaydı.

 

Sonuncu olmamaları şaşırtıcıydı.

 

Gök Ağacı Krallığından Kızıl Alev Krallığına gidiş üç-dört gün sürüyordu. Jiang Chen ayrılmadan önce malikânesindeki son rutinleri de ayarladı.

 

Elbette Kılıç Kuşu ordusunu yanında götüremezdi, Gouyu’yu malikânede bırakarak onlara göz kulak olması için görevlendirdi.

 

Fakat Altın Yiyen Fareleri yanında getiriyordu.

 

Sonuçta Bin Hendekli Kayalık Yuva yeteneği sayesinde fareler depolama yüzüğüne rahatça girebiliyordu.

 

Gök Ağacı Krallığının katılımcıları Kızıl Alev Krallığına ulaşmıştı.

 

Kızıl Alev Krallığı birçok katılımcının burada toplanmasıyla mahşer yeri gibi olmuştu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44333 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr