Bölüm 266: Sekizli Trigram Özü Formasyonu Yine Ortaya Çıkıyor!

avatar
2653 2

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 266: Sekizli Trigram Özü Formasyonu Yine Ortaya Çıkıyor!


Tian Shao Jiang Chen’in sözlerini duyunca neredeyse kahkaha atacaktı, kendisini zor tutmuştu.

 

Genç ustası Chen hakkındaki en ilginç şeylerden birisiydi bu işte, karşısındaki kişiler veya içinde bulunduğu durum ne kadar ciddi olursa olsun duruşunu hiç bozmadan durumu idare etmeye çalışıyordu.

 

“Jiang Chen! Seni pislik! Sen nezaket bilmeyen bir köylüsün!” Demir Dazhi sinirinden neredeyse kan tükürecekti.

 

“Nezaket mi? Nezaket dediğin şey kültürlü olan kişilere göredir. Senin gibi birisi için ben neden nezaket göstereyim ki? Sen bu konu hakkında konuşmaya bile layık değilsin. Böyle konuşunca insanların seninle dalga geçmelerinden korkmuyor musun? Sen buraya boş konuşmaya mı geldin yoksa dövüşmeye mi geldin?”

 

Zhou Yi bu sözleri duydukça daha da sinirleniyordu.

 

Liu Chengfeng ve Xiao Yu’nun ölümü her ne kadar Zhou Yi’nin suçu olmasa da, sonuçta o operasyondan kendisi sorumluydu ve o adamların ölümünden de kendisini sorumlu tutuyordu, içinde küçük de olsa bir suçluluk duygusu vardı.

 

Şu anda içinde bulunduğu durum ise içindeki suçluluk duygusunu def etmek için iyi bir fırsat olabilirdi.

 

“Jiang Chen, senin Gök Ağacı Krallığında iyi bir şöhretinin olduğunun farkındayım. Fakat bu mesele bir cinayet soruşturması ile alakalı. İçinde bulunduğun durumun ne olduğunu iyi tanısan iyi olur. Biz buraya sadece Tian Shao’yu değil, aynı zamanda senin takipçilerinden birisi olan Gouyu’yu da almaya geldik. Elimize geçen kanıtlara göre hem Tian Shao, hem de Gouyu Liu Chengfeng’in ölümü ile alakalı kişilermiş.”

 

Jiang Chen Zhou Yİ hakkında biraz bilgiye sahipti.

 

Hatırladıklarına göre bu adam oldukça çevik birisiydi ve kılıç konusunda hem hızlı hem de acımasızdı. Fakat Luo Huang’a kıyasla, bu adam sadece dördüncü seviyede bir ruh âlemi uygulayıcısıydı. Bu ikisi arasında büyük bir fark vardı.

 

Zhou Yi denen bu adamın Luo Huang ile teke tek dövüşmek için cesareti yoktu.

 

Eğer bir uygulayıcı teke tek dövüşten korkuyorsa, onun geleceği kısıtlı demekti.

 

“Sen kimsin? Sen de Demir ailesinin bir mensubu muzun yoksa sadece yanlarında gezdirdikleri köpeklerden birisi misin?” Jiang Chen bunları söylerken alaycı bir gülümseme takınmıştı ve bakışları Zhou Yi’ye dönmüştü.

 

“Sen…” Zhou Yi’nin gözlerinden ateş fışkıracaktı neredeyse: “Jiang Chen, sen kimseyi takdir etmeyi bilmez misin?”

 

“Birini takdir etmek mi? Sen kendini kim sanıyorsun ki ben seni takdir edeyim?”

 

Zhou Yi olağanüstü şekilde sinirlenmişti: “Güzel… Güzel… Görünüşe göre sen şüpheli kişileri teslim etmemekte ısrarcı olacaksın ha?”

 

“Şüpheli kişiler mi? Elinizde ne kanıt varsa çıkartın ortaya! Eğer elinizde kanıt yoksa boş yere laf kalabalığı yapmayın.”

 

Demir Dazhi bu sırada elini uzatarak Zhou Yi’ye sakinleşmesi için bir hareket yaptı.

 

“Zhou Yi, biraz sakinleşmelisin.”

 

Zhou Yi Jiang Chen’e sanki onu yiyecekmiş gibi bakıyordu fakat Demir Dazhi’nin emri ile geri çekilmek zorunda kaldı.

 

Demir Dazhi bindiği hayvanı biraz ileri sürerek bakışlarını Jiang Chen’e kilitledi. Sanki bakışları ile Jiang Chen’i yıldırmaya çalışıyor gibiydi.

 

Demir Dazhi ruh âleminin beşinci seviyesindeydi, Zhou Yi’den çok daha üstün durumdaydı. Topluluktaki genç nesil arasındaki en gelişmiş kişilerdendi.

 

Tian Shao bu beşinci seviye ruh âlemi uygulayıcısının bakışları ile beraber üzerinde sanki bir kaya varmış gibi ağırlık hissetmişti ve birkaç adım gerilemek zorunda kaldı.

 

“Jiang Chen, sen benim Demir ailemi defalarca aşağıladın ve kışkırttın. Sen arkanda birkaç güç var diye insani ve kutsal kanunları hiçe sayabileceğini mi düşündün yoksa? Pekâlâ, ben bugün senin küçük numaralarının aslında havadaki bulutlar kadar boş ve hafif olduğunu ispatlayacağım! Ben… Demir Dazhi… Ben seni Kıymetli Ağaç Topluluğunun Demir Ailesi namına ezeceğim!”

 

Demir Dazhi konuşurken ruh gücünü vücudunda dolaştırmaya başlamıştı, bir anda aurasını Jiang Chen’e yöneltti.

 

Demir Dazhi bütün gücünü Jiang Chen’e yöneltmişti, Tian Shao bu auranın çok azını hissedebiliyordu sadece.

 

Demir Dazhi her ne kadar bütün gücü ile aurasını Jiang Chen’e yöneltmiş olsa da, Jiang Chen tıpkı sarsılmaz bir dağ parçası gibi olduğu yerde duruyordu, hareketsizdi.

 

Demir Dazhi uyguladığı yüksek performans ile artık yorulmuştu, yüzü kızarmaya başlamıştı.

 

“Vah vah… Demir Dazhi, bugün sabah kahvaltı yapmayı mı unuttun yoksa? Yoksa buraya gelirken amacın sadece kendini küçük düşürmek miydi?”

 

Jiang Chen bunları söylerken gülüyordu, daha sonra sinirli ve ciddi bir ifade takınarak konuştu: “Hadi evine git ve annenin sütünü iç! Biraz güçlendikten sonra belki yine gelirsin!”

 

Bu sözler Jiang Chen’in ne kadar zeki olduğunun kanıtıydı. Yine lafları ile düşmanının moralini bozmaya başlamıştı.

 

Demir Dazhi’nin aurası gerçekten de çok güçlüydü, Zhou Yi bile bu auradan korkmaya başlamıştı.

 

Bu güçlü ruh aurası Tian Shao’nun neredeyse kan kusmasına sebep olacaktı, üstelik de Tian Shao sadece binde bir kadarını üstlenmişti bu auranın. Peki ya Jiang Chen bütün auranın üzerinde toplamasına rağmen nasıl hala ayakta durabiliyordu?

 

Bu durum gerçekten de garipti.

 

Belli ki fani dünyadaki kişiler aslında Demir ailesinin düşündüğü kadar basit kişiler değildi, Jiang Chen aslında kendilerine anlatıldığı gibi basit bir birinci seviyeli ruh âlemi uygulayıcısı değildi.

 

Birinci seviyeli bir ruh âlemi uygulayıcısı dördüncü seviyeli birisi ile karşılaştığında eriyip bitmeliydi.

 

Hayaller böyle iken, gerçeklerin bu kadar acı olması ne kadar da yazık bir durumdu.

 

Jiang Chen’in ruh gücü bir anda ileri atıldı, Demir Dazhi’ye doğru ilerliyordu.

 

Demir Dazhi Jiang Chen’in ruh gücü karşısında sarsılmıştı, bütün vücudu tıpkı bir jöle gibi sallanmıştı.

 

Bum!

 

Demir Dazhi’nin ruh gücü bir anda etrafa dağılmıştı! Etraftaki ağaçlar ve otlar dağılan bu gücün etkisiyle yalpalamıştı.

 

“Ne?” Zhou Yi gözlerine inanamıyordu! Kendisi aslında profesyonel birisiydi, Jiang Chen’in tek bir hareket ile Demir Dazhi’nin aurasını dağıttığını gözlemleyebilmişti.

 

Zhou Yi mırıldanarak konuştu: “Jiang Chen nasıl olur da Demir Dazhi’nin aurasını tek bir hamle ile dağıtabilir?”

 

Zhou Yi dördüncü seviyeli ruh âlemi uygulayıcısı olmasına rağmen, biliyordu ki kendisi ile Demir Dazhi arasında büyük bir fark vardı.

 

Demir Dazhi, Demir Ailesinin dâhi kişisiydi.

 

Kendisi her ne kadar Demir Can’ın şahsi müridi olsa da, henüz gerçek mürit kademesine ulaşamamış birçok kişiden birisiydi.

 

Demir Dazhi çoğu kişinin ulaşamayacağı kaynaklara ve paraya ulaşabiliyordu.

 

Bundan dolayı Zhou Yi, Demir Dazhi’nin kendisinden daha güçlü olduğunu kabul etmekte zorlanmıyordu.

 

Fakat bu Jiang Chen denen adam kısa bir sürede ve bir hamle ile Demir Dazhi’nin aurasını dağıtmıştı.

 

Fani bir adamın böylesine güçlü ve dâhi bir müridin aurasını dağıttığı nerede görülmüştü?

 

“Jiang Chen, sen hatanı kabul etmiyor ve Demir Dazhi’yi gücendiriyorsun! Sanırım sen bugün ölmeyi istiyorsun!”

 

Zhou Yi’nin aklı artık sadece Jiang Chen’i öldürme planı ile dolup taşmıştı.

 

Jiang Chen’in ne kadar güçlü olduğunu Zhou Yi yavaş yavaş anlamaya başlamıştı. Eğer Jiang Chen topluluğa girmeyi başarabilirse, bu durumda okyanustaki bir ejder gibi yükselecekti. İşte o zaman Zhou Yi ve benzeri kişiler küçük birer balık gibi, okyanustaki ejderin yemi olacaktı.

 

Bu iş böyle olmayacaktı, mecburen Jiang Chen’i öldürebilmek için Demir Dazhi’yi kullanmak zorundaydı, bu ikisinin kavgasından sonra eğer iki taraf da ağır yaralı şekilde sağ çıkarsa, Jiang Chen’i kendisi alt etmek zorunda kalacaktı.

 

“Kıdemli kardeş Dazhi, bu çocuğun kibri ve gururu sınır tanımıyor. Sizin gibi bir topluluk müridine bile saygısı yok! Bu çocuk Demir Ailesini daha önce de defalarca aşağıladı. Eğer bu çocuk ölmezse Demir Ailesinin itibarı nasıl toparlanır?”

 

Zhou Yi iki tarafı birbirine düşürmek için elinden geleni yapıyordu!

 

Biliyordu ki eğer Demir Dazhi’yi savaşmaya ikna edebilirse, işte o zaman Demir Dazhi on kişinin bile durduramayacağı kızgın bir boğaya dönüşebilirdi.

 

Eğer Zhou Yi, Demir Dazhi’yi kışkırtmakta başarılı olursa ve kılıç hünerlerini hızlı kullanma becerilerini sergileyebilirse, yanlarında getirdikleri müritlerin de katkısıyla beraber bugün Jiang Malikânesinin duvarlarını kanla kaplayabilirdi.

 

Ye Chonglou bile bunlara yardım etmekte gecikirdi.

 

Ye Chonglou her ne kadar güçlü birisi olsa da, topluluğun karşısında gücü sınırlıydı. Topluluk bu yaşlı adamın istediği gibi davranmasına elbette müsaade etmezdi.

 

“Kıdemli kardeş, bu Jiang Chen denen çocuk sizin Demir Ailenize her zaman düşmanlık beslemiş birisidir. Elimize geçen bu fırsatı onu öldürmek için kullanmalıyız.”

 

Zhou Yi hala Demir Dazhi’yi kışkırtma çabası içerisindeydi.

 

Demir Dazhi gülümsedi ve soğuk bir ses tonuyla konuştu: “Jiang Chen, belli ki ben bugün seni hafife almışım. Fakat yine de söylemeliyim ki, eğer sen tek başına benim Demir Ailemle başa çıkabileceğini düşünüyorsan çok büyük bir yanılgı içerisindesin demektir. Ben bugün senin bir topluluk müridiyle uğraşmanın ne demek olduğunu tecrübe etmeni sağlayacağım!”

 

Demir Dazhi bunları söyledikten sonra emirler yağdırmaya başladı: “Gouyu ve Tian Shao’yu yakalayın! Elinizdeki gücün tamamını kullanın! Direnen birisi olursa öldürün!”

 

Demir Dazhi’nin kanı gerçekten de Demir Ailesinden geliyor olmalıydı, emir verirken kullandığı sesindeki sertlik bunu gösteriyordu. Tepesi attığında aynı demir ailesinin her mensubu gibi, kendisi de önce öldürmeyi, daha sonra düşünmeyi tercih ediyordu.

 

Zhou Yi bu sözlerden memnun kalmış gibiydi: “Kıdemli kardeş Dazhi emri verdi, onları tutuklayın ve direnenleri öldürün!”

 

Jiang Chen zaten bu adamları ilk gördüğünde barışçıl bir şekilde gelmediklerini fark etmişti. Garip bir şekilde güldü ve Tian Shao’yu kapıdan içeri doğru itti: “Yaşlı Tian, sen içeri gir.”

 

Jiang Chen’in kendisi ise kapının önünde dik bir pozisyonda bekliyordu, ellerini arkasına almıştı ve karşısındaki grubu gözlemlemekteydi.

 

Jiang Chen’in bakışları Demir Dazhi’ye döndü: “Kesinlikle, sadece şu anki Demir ailesi nesli aptallarla dolu değil, sizin sülaleniz tamamen aptallarla dolu! Demir Dazhi! Sen mademki yaşamaktan sıkılmışsın, seni öbür tarafa göndermekten mutluluk duyacağım!”

 

Konuşmasını bitirdikten sonra işaret ve başparmağını ağzına götürerek ıslık çaldı.

 

Çok kısa süre sonra Jiang Malikânesinden çok sayıda Altın Kanatlı Kılıç Kuşu sanki bir yaydan fırlamış gibi havaya yükseldiler.

 

Yaklaşık olarak yirmi-otuz adet Kılıç Kuşu vardı.

 

Buradaki Kılıç Kuşları buz dağının sadece görünen kısmıydı elbette.

 

Buradaki yirmi-otuz adet kuş, Kılıç Kuşu ordusunun en elit elemanlarıydı, bunlar daha önce Jiang Chen’in yetişim yaptırdığı, fani âlemden çıkıp ruh âlemine girmiş olan kuşlardı.

 

Her ne kadar kısa süre önce ruh âlemine geçmiş olsalar da, görünüşleri oldukça etkileyiciydi.

 

Yirmi dört adet kılıç kuşu üç takıma ayrıldı, toplamda sekiz adet yöne bakan sivri uçlar oluşturdular, bu halleriyle çok garip görünüyorlardı.

 

Sekizli Trigram Özü Formasyonu!

 

Jiang Chen sonunda bu formasyonu oluşturmak için gerekli sayıdaki kılıç kuşunu ruh âlemine geçirebilmişti.

 

Söylemek gerekirdi ki henüz gerçek qi âlemindeyken bile bu formasyon sayesinde ruh âleminden kişilerle başa çıkılabiliyordu.

 

Şimdi ruh âlemindeki yirmi dört adet kılıç kuşunun bu formasyonu oluşturması demek oldukça kuvvetli bir yapılanma oluşması demekti.

 

Bu takımlar ayrı ayrı dursalar bile ruh âleminin gücünü elde etmiş durumdaydılar, fakat şu anda bu formasyon sayesinde güçleri katlanarak artmıştı.

 

Göksel derecede bir ruh âlemi uygulayıcı ile kafa kafaya güçte olsa da, bu formasyon yeryüzü seviyesinde bir ruh âlemi uygulayıcısını rahatlıkla alt edebilirdi.

 

Demir Dazhi ve Zhou Yi’nin bugünü seçmelerinin arkasında da bir sebep vardı, biliyorlardı ki Ye Chonglou bugün içerisinde Kıymetli Ağaç Topluluğundan kıdemli bir yönetici ile buluşacaktı ve ortalıkta olmayacaktı.

 

Bu durumda Jiang Chen’in üzerine bütün güçleriyle saldırmak için bir fırsat doğmuştu.

 

Elbette bunu yapabilmek için Gouyu ve Tian Shao’yu tutuklama meselesini bir bahane olarak sunacaklardı.

 

Asıl amaçları Jiang Chen’i alt etmek ve Demir ailesine bir tehdit olan bu adamı ortadan kaldırmaktı.

 

Ye Chonglou’nun desteği olmadan, Jiang Chen’in kesinlikle kendilerine karşı direnemeyeceğini düşünmüşlerdi.

 

Fakat yanıldıklarını anlamak üzereydiler, bu karşılarındaki hayvanların hepsi de ruh âlemindeydi!

 

Bu esnada akıllarına daha değişik fikirler de gelmeye başlamıştı, Jiang Chen’i öldürmek bir kenarda dursun, bu ruh âlemindeki hayvanların değeri oldukça fazlaydı.

 

Yirmi dört adet ruh âlemindeki ruh hayvanı demek çok büyük bir servet demekti.

 

Bu adamların hayvanları ise sadece fani derece hayvanlardı.

 

Topluluktaki birkaç yönetici ve sadece birkaç seçkin mürit haricinde ruh âleminde ruh hayvanına sahip olan kişi yok sayılırdı.

 

Zhou Yi ve Demir Dazhi birbirlerine baktılar, ikisinin de gözlerinde Jiang Chen’i öldürmek ve onun hayvanlarını yağmalamak vardı!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44346 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr