Bölüm 252: Mor Güneş Topluluğu Mesele İle Alakalı mı?

avatar
3023 3

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 252: Mor Güneş Topluluğu Mesele İle Alakalı mı?


“Yoldaş Fare, Xiao Yu’yu takip et.”

 

Her ne kadar yer altından hareket ediyor olsalar da, Fare Kralın güçlü eğitim seviyesi sayesinde hiç titreşim yapmadan rahatlıkla takip edebiliyorlardı.

 

Bu sırada Liu Chengfeng’in sesi duyuldu: “Küçük Yu, acele et, büyük kardeşlerini, kıdemlilerini selamla!”

 

 Xiao Yu acele ile ileri atıldı: “Küçük kardeşiniz Xiao Yu sizleri, kıdemlilerini selamlar!”

 

“Hmm, demek Xiao Yu sensin, fena değil.”

 

Liu Chengfeng bu sesin sahibine büyük saygı duyuyordu: “Küçük Yu, bu karşındaki kişi Zhou Yi. Kıdemli kardeşin olan Zhou Yi, Kadim Demir’in şahsi müritlerinden birisidir. Henüz otuz yaşında bile olmamasına rağmen yeryüzü seviyesinde ruh âlemi uygulayıcısıdır. Onun geleceği çok parlak. İleride kıdemli kardeşin Zhou’nun sözlerinden çıkmamalısın.”

 

Xiao Yu karşısındaki kişinin kendisinden genç olmasına rağmen daha üst seviyede olduğunu duyunca şaşırdı ve saygı ile konuştu: “Bu küçük kardeşiniz sizinle tanışmaktan oldukça mutlu oldu. Ben bunca süredir fani dünyada eğitim yapıyordum ve kendimi bir şey sanıyordum. Ben bunca yıldır bir dâhi olmakla övünüyordum fakat görüyorum ki aslında dâhi sıfatını hak eden kişi gerçekten de Kıdemli Kardeş Zhou’dur.”

 

Liu Chengfeng bu sözlerden memnun kalmıştı. Görünüşe göre evlilik teklifi meselesinden bu yana Xiao Yu bir nebze de olsa kafasını toparlayabilmişti.

 

Görünüşe göre Xiao Yu olgunlaşıyordu.

 

Liu Chengfeng müridinin geliştiğini görmekten mutluydu.

 

Söylemek gerekirdi ki Xiao Yu’nun dalkavukça sözleri tam da sahibi bulmuştu.

 

Zhou Yi’nin yüz ifadesi de mutlu bir hal almıştı.

 

“Xiao Yu, sizin Kuzey Sarayınız benim onurlu ustamın adamları dolu. Sonuç olarak bizler aile sayılırız. Onurlu ustam senin gizli mektubuna ulaşınca beni ve kardeşlerimi buraya gönderdi. Bu mesele nedir ki, sizin gibi güçlü bir oluşum bile altından kalkamadı?”

 

Liu Chengfeng bu noktada konuştu: “Bu seferki mesele birçok grubu kapsıyor. Eğer arkamda topluluğun gücü olmasaydı ben bu kararı vermekte çok zorlanacaktım. Mesele şu, Ejder Dişi Muhafızlarından Tian Shao’nun bir kadınla beraber buralarda dolaştıklarını gördüm. Adamlarımı onları takip etmeleri için gönderdim ve sınırda binlerce fani seviyenin en üst derecesinde bulunan ruh hayvanını orada sakladıklarını gördük.”

 

“Fani seviyenin en üst derecesinde ve binlerce mi?”

 

“Kesinlikle, şüphesiz! Hepsi de güçlü hayvanlar. Ejder Dişi Muhafızlarının kullandığı Küçük Ejderlerden ve bizim kullandığımız Sarı Kanatlı Akbabalardan çok daha güçlü hayvanlar. Ben bunca yıldır Kuzey Sarayında hayvan yetiştiriyorum fakat bu kadar güçlü ve çok sayıda hayvanı ilk defa gördüm.”

 

Sarı Kanatlı Akbabalar Gümüş Kanatlı Kılıç Kuşları ile aynı seviyedeydiler. Sarı Akbabaları yetiştirmek Kuzey Sarayının itina ile yaptığı, zorlu bir işti.

 

Jiang Chen Gök Ağacı Krallığına ilk geldiğinde, yolda karşılaştığı Kuzey Sarayı müritleri bu yüzden ondan vergi almak yerine direkt soygun yapmayı düşünmüşlerdi.

 

Bu olay Jiang Chen ile Kuzey Sarayı arasındaki nefretin ilk kıvılcımıydı.

 

Bu durum Sarı Akbabaların yetiştirilmesini belli eden bir şeydi, müritler kendi hayvanlarından vaz geçip Jiang Chen’in bindiği hayvanı istemişlerdi.

 

Şimdi ise, Sarı Akbabalardan daha güçlü olan hayvanlardan binlerce tanesini keşfetmiş olmak Kuzey Sarayının ne yapacağını şaşırmasına sebep olmuştu.

 

Bu hayvanların Jiang Chen ile ilgili olduğunu biliyor olsalar da, gözlerini hırs bürümüştü ve risk almaya karar vermişlerdi.

 

Ayrıca Kuzey Sarayı ile Jiang Chen arasında kan davası vardı, yani Jiang Chen’e kibar davranmak zorunda değillerdi.

 

Liu Chengfeng biliyordu ki Kuzey Sarayının gücü ile Jiang Chen’e karşı savaşamazlardı.

 

Bundan dolayı Kadim Demir’e acil ve gizli bir mektup göndermişti ve onun yardımını talep etmişti.

 

Eğer topluluğun tam desteğini arkasına alabilirse, Jiang Chen ile savaşmak da kolaylaşacaktı.

 

Zhou Yi bunları duyunca heveslenmişti: “Eğer gerçekten de fani seviyenin en üst derecesindelerse, insanların gerçek qi ustası seviyesinden daha üstün demektir. İnsanlarda sık rastlanan bir şey bu elbette, fakat hayvanlarda çok nadir rastlanır! Saray başkişisi Liu, senin bu başarın ödüllendirilecek!”

 

Liu Chengfeng bu sözlerden memnun kalmıştı: “Önemli değil… Önemli değil… Biz hepimiz Kadim Demir için çalışıyoruz. Ben hiçbir zaman şikayet etmeden hep onun iyiliği için uğraştım.”

 

“Hmm, bu ruh hayvanları şu an nerede?” Zhou Yi sakince sordu.

 

Jiang Chen yerin altındaydı bunları dinlerken, Zephyr’in Kulağı yeteneğini en yüksek gücünde kullanıyordu, tek bir kelimeyi bile kaçırmaktan korkuyordu. Konuşulanları duydukça içindeki öfke kabarıyordu.

 

Elbette Gouyu ve diğerlerinin başına gelenlerden Kuzey Sarayı sorumluydu!

 

Liu Chengfeng iç çekti: “Ben onları kendi topraklarımızda tuzağa düşürme planı yaptım, sonuçta Tian Shao yanına çok fazla asker almamıştı ve yanında bir kadın vardı. Tam onları tuzağa düşürmek için harika planlar çizmiştik ki, beklenmedik bir mesele oluştu.”

 

Beklenmedik bir mesele mi?

 

Hem Zhou Yi hem de yerin altındaki Jiang Chen şaşırmıştı.

 

“Nedir mesele? Acele et, anlat bana!”

 

“Benim sarayımın müritleri onları takipteydi, fırsatını bulur bulmaz tuzağa düşüreceklerdi. Fakat onları bizden başka izleyen bir oluşum daha olduğunu anlamış olduk. Tian Shao ve diğerlerini o grup tuzağa düşürdü.”

 

“Bu nasıl mümkün olabilir? Ejder Dişi Muhafızlarına karşı saldırı planını sizden başka kim yapabilir?”

 

“Onlar Gök Ağacı Krallığından değillerdi. Ruh hayvanlarının konakladığı dağlık alan bizim sınırlarımızda değil. Sınır komşumuz olan Yunmeng Krallığının toprakları. Yunmeng Krallığı her daim bizimle düşmanca bir ilişki içinde olmuştur ve onların arkasındaki güç Mor Güneş Topluluğudur! Tian Shao ve diğerlerine müdahale eden kişiler Mor Güneş Topluluğundan kişiler!”

 

“Mor Güneş Topluluğu mu? Bu meseleye Mor Güneş Topluluğu mu karışmış yani?”

 

“Elbette, onların böylesine büyük bir ruh hayvanı sürüsünden rahatsız olmamaları zaten mümkün değil. Onlar bu duruma müdahale edince benim yeteneklerim yetersiz kaldı ve Kadim Demir’den yardım istemek zorunda kaldım.”

 

“Yani, Mor Güneş Topluluğu bu hayvanları çoktan ele mi geçirdi?”

 

“Henüz değil… Henüz değil… Mor Güneş Topluluğu hem yeryüzü hem de başlangıç seviyelerinde ruh âlemi uygulayıcıları barındıran bir topluluk. Onlar mutlak güç bakımından üstün olsalar da, Tian Shao ve grubunun barındırdığı ruh hayvanları da çok güçlü. İki tarafın gücü neredeyse eşit ve şu anda çıkmaza girmiş durumdalar. Mor Güneş Topluluğunun müritleri elbette bu hayvanlara zarar vermek istemiyor, onları canlı olarak ele geçirmek istiyor, bundan dolayı bir çıkmaza girmiş durumdalar.”

 

“Çıkmaza mı girdiler? Çıkmaza girmeleri iyi bir şey. Bu aslında bizim ihtiyacımız olan şey! Hadi, gidip bir bakalım. En iyisi biz hamle yapmadan sadece gözlemleyelim ve iki taraf savaştıktan sonra kazanan tarafın kayıplarından dolayı zayıflamasından yararlanalım.”

 

“Ben de tam bunu düşünüyordum.”

 

Liu Chengfeng Kadim Demir’in topluluktan kişileri yardıma göndermesinden çok mutluydu: “Çok fazla oyalanmamız gerek. Tian Shao ve grubu çoktandır ortalıkta yoklar. Jiang Chen’in bu durumdan şüphelenip bir hamle yapmasından endişeleniyorum. Bu durumda işler çok daha fazla karışır.”

 

“Jiang Chen mi? O da kim? O çocuğun benim onurlu ustamı gücendirdiğini duymuştum, ben o çocukla karşılaşmak için sabırsızlanıyorum. Eğer ki o adam kafasını bir yerlerden çıkartacak olursa, onun kafasını yerinden söküp onurlu ustama götüreceğim!”

 

Liu Chengfeng içinden bu karşısındaki adamın kibirli tutumunu eleştirdi: “Yeryüzü seviyeli ruh âlemi her ne kadar güçlü olsa da, senin onurlu ustan da bu seviyedeydi ve Jiang Chen’e bir şey yapamadı.”

 

Zhou Yi Liu Chengfeng’in yüz ifadesinden bir şeyler düşündüğünü anlamıştı: “Yaşlı Liu, açık konuş! Jiang Chen’in son seferki karşılaşmanızda sizi alt ettiğini duydum, hatta Wang You’yu bile alt etmiş. Bu Jiang Chen denen adam aslında korkak birisi, arkasındaki nüfuzlu kişilere güvenen birisi. Eğitmen Ye’nin desteği olmasa benim onurlu ustam onu bir karınca gibi ezerdi, ayrıca yaşlı Fei olmasa Wang You da Jiang Chen’i karınca gibi ezerdi.”

 

“Evet, evet… Jiang Chen kesinlikle boş şekilde hava atan birisi.” Liu Chengfeng kafasını sallayarak onaylamıştı fakat içten içe Jiang Chen’in erkence buraya gelmemesi için dua ediyordu.

 

Sonuçta Jiang Chen’den güçlü görünen birçok kişi onunla karşılaştıktan sonra utanarak geri dönmüştü. Hatta geri dönmeyi başaramayan, Yang Zhao gibi isimler de vardı.

 

Belki de Jiang Chen gerçekten de arkasındaki güçlerle hava atmayı seviyordu, fakat bir de işin şu yanı vardı, bu güçler neden Jiang Chen’i destekliyordu?

 

Liu Chengfeng bu soruyu daha önce de düşünmüştü fakat cevabını bulamamıştı.

 

“Pekâlâ, güzel şeyleri geciktirmemeliyiz. Yaşlı Liu, önden git ve yolu göster. Şimdi bu meseleye Mor Güneş Topluluğu’nun müritleri bulaştığına göre, benim daha güzel bir fikrim var.”

 

Bu sırada toprağın altındaki Jiang Chen her şeyi duymuştu. Mor Güneş Topluluğunun da bu işe karışmış olabileceğine ihtimal vermemişti. Bu gelişme olayları daha da karmaşık hale getirmişti.

 

“Mor Güneş Topluluğu! Long Juxue! Umarım eğitim seviyeni geliştirmişsindir! Yoksa seni öldürürken yaptığım işten sıkılabilirim!”

 

Mor Güneş Topluluğu’nun bu işe karışmış olması Jiang Chen’e eski günleri, Long Juxue’yi ve müritleri ile olan savaşını hatırlattı.

 

O günden bu yana, Jiang Chen hep Chu Xinghan hakkında düşünüyordu fakat aklındaki sorulara cevap bulamamıştı.

 

Doğu Klanının Büyükbabasından şüphelenmişti fakat bu kadarının da abartı olduğunu düşünmüştü. Chu Xinghan ruh âlemine geçiş yapmış birisiydi, Doğu Klanının Büyükbabası bu seviyede değildi.

 

Ayrıca Doğu Klanının Büyükbabasının onu kurtarmak için bir sebebi de yoktu.

 

Ayrıca onu kurtarmak için sebebi olsa bile, kimliğini gizlemek için bir sebep yoktu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr