Bölüm 228: Çalkantılı Mesele

avatar
3106 3

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 228: Çalkantılı Mesele


Bırakın Xin Wudao’yu, Tian Shao bile Jiang Chen’in bu kadar kararlı şekilde hamle yapacağını düşünmemişti. Sonuçta burada Yang Zhao’yu temsilen bulunan birisi idam edilmişti, bu çok büyük bir olaydı.

 

Yang Zhao, başkentte dengesiz bir güce sahip olan, Ejder Dişi Muhafızlarının Yardımcı Müdürü…

 

Fakat Jiang Chen bunların hepsini göz ardı etmiş ve idam emrini vermişti.

 

Bu esnada on binlerce sayıda olan Ejder Dişi Muhafızları bu manzarayı ağızları açık şekilde izlemişti. Havada süzülen Lu Wuji’nin kafasını görünce hiçbiri söyleyecek bir laf bulamamıştı.

 

Bum!

 

Ancak Lu Wuji’nin kafası yere düşüp bu sesi çıkardıktan sonra Xin Wudao tepki verebilmişti. Lu Wuji’nin yere düşen suratındaki pişmanlık duygusunu gören Xin Wudao’nun beyni uyuşmuş gibiydi.

 

Sanki gökler üzerine iniyormuş gibi hissediyordu.

 

Lu Wuji’nin yardımcı müdür Yang Zhao’nun kalbinde nasıl bir öneme sahip olduğunu gayet iyi biliyordu.

 

Lu Wuji’nin ölümü demek Yang Zhao’nun kalbinde bir delik kazmak demekti. Xin Wudao Yang Zhao’nun çekeceği acıyı tahmin edebiliyordu.

 

“Jiang Chen… Sen… Sen Lu Wuji’yi öldürmeye nasıl cesaret edersin?” Xin Wudao’nun kolu titriyordu. Aynı zamanda sesi de oldukça titrek çıkmıştı.

 

Jiang Chen’in yüzündeki ifade kayıtsızdı: “Xin Wudao, Yang Zhao’ya git ve söyle, bu sadece bir başlangıç! Ona de ki, eğer Lu Wuji hak etmeseydi onu zaten öldürmezdim! Fakat kendisi işlediği suçlar yüzünden ölmeyi hak etti! Ayrıca bu mesele henüz bitmedi!”

 

Xin Wudao’nun artık bütün vücudu titriyordu. Jiang Chen’in söylediklerine göre Lu Wuji’yi öldürmek yeterli olmayacaktı. Yang Zhao’yu da öldürmekle tehdit ediyordu!

 

Xin Wudao bir süre sonra kendine geldi, hafifçe gülerek: “Güzel… Çok güzel… Jiang Chen, bu cesaretinin nereden geldiğini, arkandaki hangi güce veya kime güvendiğini bilmiyorum ama Lu Wuji’yi öldürdükten sonra seni kimse kurtarabilecek durumda değil! Sen artık ölü bir adamsın!”

 

Tian Shao’nun kaşları çatıldı: “Xin Wudao, seni tekrar uyarıyorum. Ben burada kanunu uygulama görevimi yapıyorum. Eğer bir kez daha müdahale etme gafletine düşersen seni Genel Müdüre şikâyet etmek zorunda kalacağım.”

 

Xin Wudao bağırarak cevapladı: “Tian Shao, karşıma geçip bana gururlu şekilde tehditler savurma! Lu Wuji’nin ölümünden sen de sorumlusun! Bakalım Yardımcı Müdür Yang’ın öfkesi sana yöneldiğinde ne yapacaksın?”

 

Xin Wudao şu anda durumun kontrolünü tamamen yitirdiğinin farkındaydı. Madem Lu Wuji idam edilmişti, artık burada kalmasının da bir amacı yoktu.

 

Jiang Chen’e ve Tian Shao’ya birkaç tehdit daha savurduktan sonra acele şekilde adamları ile beraber ortamı terk etti.

 

Tian Shao Xin Wudao’nun ayrıldığını görünce Jiang Chen’e yaklaşıp düşük bir sesle: “Genç usta Chen, Yardımcı Müdür Yang kesinlikle Lu Wuji’nin ölümünü duyunca öfke ile hareket edecektir. Hazırlıklı olmalısınız. Malikânenizden ayrılıp sakin bir süre boyunca sakin bir hayat yaşamanız uygun olacaktır.”

 

Jiang Chen kederli şekilde gülümsedi: “Sakin bir hayat mı? Kardeş Tian, sen planımızı biliyordun, yani Lu Wuji’nin düşmanla işbirliği içinde olduğunu biliyordun. Yang Zhao bu meseleyi elbette inkâr edecektir fakat onun da bu işe karıştığını biliyoruz. Eğer Yang Zhao da suçlu görülüp idam edilmezse, o halde söylemeliyim ki Gök Ağacı Krallığı gerçekten de hayal kırıklıklarının diyarıdır.”

 

Tian Shao ne diyeceğini bilemiyordu. Biliyordu ki bu davadaki bütün kanıtlar kendi lehlerineydi. Lu Wuji Yang Zhao’nun yeğeniydi, o halde bu davadaki hareketlerinde amcasından emir almış olması muhtemeldi. Eğer veliaht prens bu davaya baskı uygularsa Yang Zhao’nun da suçlu bulunması normal karşılanırdı.

 

Fakat Tian Shao’nun kulağına gelen bilgilere göre Yang Zhao Ejder Dişi Muhafızlarının Yardımcı Müdürü olmasının yanında, Kıymetli Ağaç Topluluğu ile de oldukça sıkı bağlantılar içindeydi.

 

Eğer toplulukla bağlantısı olmasa, sadece bir yardımcı müdürdü. Kendisinden üstün olan bir genel müdür vardı, ayrıca genel müdürden de üstün bir kral vardı. Toplulukla bağlantısı olmasa bu kişiler Yang Zhao’nun bu hal ve tutumları sergilemesine izin vermezlerdi.

 

“Genç usta Chen, veliaht prens elinden geleni yapacaktır elbette. Şu anda geri planda kalıp hamle yapmadan duramayız tabii ki. Fakat şunu da unutmayın, Yardımcı Müdür Yang Zhao hiçbir zaman kendisinden beklenilen şekilde davranmaz, onun hamlelerini öngörmek imkânsızdır. Bundan dolayı onun misilleme yapması kaçınılmaz olacaktır, buna hazırlıklı olmalısınız.”

 

Jiang Chen Tian Shao’nun iyi bir niyetle kendisini uyardığını biliyordu: “Peki, Gizli El’in suikastçıları ne olacak?”

 

Tian Shao gülümsedi: “Sizin verdiğiniz talimatlar doğrultusunda bir tanesi hariç hepsini yakaladık.”

 

Jiang Chen kafasını salladı: “Pekâlâ, iyi iş çıkardınız. Kardeş Tian, benim için büyük zahmete girdin.”

 

Jiang Chen biliyordu ki Tian Shao kendisine yardım ederken büyük risk almıştı. Yang Zhao’yu gücendirmişti. Bu yüzden Tian Shao’nun görüşüne göre, eğer Yang Zhao’yu da bu mesele içinde halletmezlerse ileride çok büyük baskı altında kalacaklardı.

 

Fakat elbette Jiang Chen Yang Zhao’nun bu işten sıyrılmasına göz yumacak değildi.

 

Bu işe başlamışken tek seferde bütün suçluları açığa çıkarmak gerekiyordu. Jiang Chen Yang Zhao’nun bu meseleden sıyrılmasına izin vermeyeceği gibi, misilleme yapmasına da izin vermeyecekti.

 

Zaten eğer Gök Ağacı Krallığı’nın hanedanı Yang Zhao’yu halledemezse, Jiang Chen bu işi kendi yapabilirdi.

 

 

Lu Wuji’nin ölümü ve Gizli El’in suikastçılarının tutuklanması başkentte oldukça büyük bir etki yaratmıştı.

 

Yang Zhao ile araları kötü olan bütün gruplar, asiller, yapılanmalar ve zengin tüccarlar kral makamına Yang Zhao’nun yargılanmasını isteyen maruzatlar bildirmişlerdi.

 

Suçlamaların sebepleri tutuklama için yeterliydi, hatta fazlaydı bile. Düşmana işbirliği yaptığı, şehrin huzurunu bozduğu ve krallığın güvenliğini riske attığı yönünde suçlamalar vardı.

 

Yang Zhao’ya yakın olan gruplar ise onu savunuyordu. Lu Wuji öldüğüne göre, Yang Zhao’nun suçunun kanıtlanması imkânsızdı. Bu mesele ile bağlantılı olup olmadığı kesin değildi.

 

Krala ulaşan şikâyetlerin kaydedildiği evraklar neredeyse üç metre kadar yükselmişti.

 

Kral bunca şikâyetin altında yoğun olarak çalışıyordu ve başı çok ağrımıştı. Yang Zhao’nun Gizli El ile işbirliği yaptığı düşüncesi bile onu yormaya yetiyordu.

 

Kral biliyordu ki devletin yüksek kademesindeki birini suçlarsa eğer, işler daha da büyüyebilirdi.

 

“Shangguan, söyle bana, Yang Zhao meselesini nasıl idare etmeliyim?”

 

Kral gecenin bir yarısı Genel Müdür Shangguan Yi’yi çağırtmıştı. Sonuçta Yang Zhao’nun bağlı bulunduğu kurumun genel müdürüydü, onun fikri oldukça büyük bir öneme sahipti.

 

Shangguan Yi de oldukça sinirli ve düşünceli görünüyordu. Açıkçası, kendisi de Yang Zhao’ya yapılan suçlamaların aslında doğru olabileceğinden şüpheleniyordu.

 

Fakat aynı zamanda Jiang Chen’in bu meseleye karışmış olmasına da sinirlenmişti.

 

Krallığın dışından gelen yabancı bir çocuk böylesine büyük etkiler yaratabiliyordu. Üstelik de yarattığı bu etki direkt olarak Genel Müdürlük yaptığı kurumu ilgilendiriyordu. Bu yüzden Shangguan Yi eğer Yang Zhao gerçekten suçluysa bile, bu suçu neden işlediğini anlayabiliyordu. Jiang Chen ve veliaht prens Ye Rong yüzünden böylesine taktiklere başvurmuştu.

 

Fakat tabii ki de, Shangguan Yi bu düşüncelerini sesli şekilde söyleyemiyordu.

 

Her ne kadar astı olan Yang Zhao’ya güvenmek istese de, onu açık şekilde desteklemek de istemiyordu.

 

Sonuç olarak, genel müdür olması sebebiyle, onun fikirleri oldukça büyük etki yaratırdı.

 

Eğer Yang Zhao’yu desteklerse, açıkça veliaht prensi karşısına almış olurdu.

 

Sonuçta veliaht prens kralın oğluydu ve bir sonraki kral olacaktı.

 

Bu durumda Shangguan Yi Ye Rong’un varlığını görmezden gelemezdi.

 

Hafifçe iç çekerek konuştu: “Majesteleri, bu durumu idare etmek gerçekten de çok zor. Bence eski defterleri kapatmak en uygun olandır. Mademki Lu Wuji öldü, bu meseleyi de onunla birlikte gömmeliyiz. Her ne kadar Yang Zhao yeğenine göz kulak olamamış olsa da, bu sonuçta görevini ihmal ettiği ya ad kötüye kullandığı anlamına gelmez. Kanunlara göre…”

 

Shangguan Yi burada duraksadı ve kralın yüz ifadesini okumaya çalıştı.

 

Kral kafasını sallayarak: “Devam et.”

 

Shangguan Yi derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti: “Yang Zhao’nun başkentteki bağlantıları oldukça derin ve sağlam. Eğer ona karşı bir hamlede bulunursak başkentte ileriki zamanlarda daha büyük sıkıntılar oluşabilir. Üst rütbelerdeki herkesin bildiği gibi, Yang Zhao’nun kız kardeşi Kıymetli Ağaç Topluluğu’ndan bir kadim kişi ile evli. Topluluğun desteklediği birisi olduğunu krallıktaki üst rütbeli kişiler biliyor. Eğer Yang Zhao’ya karşı bir hamle yaparsak, kendimizi topluluğa açıklama konusunda zorlanabiliriz.”

 

Kral hafifçe iç çekti: “Yani bu, Yang Zhao’ya bir şey yapamayacağımız anlamına mı geliyor?”

 

Shangguan acele şekilde cevapladı: “Astınız olan ben sadece içinde bulunduğumuz durumu değerlendiriyorum, bunu sadece aklınızda bir fikir oluşması için yapıyorum. Size tavsiye verebilecek durumda değilim. Astınız olan benim, sizin kararınıza uymaktan başka çaresi yoktur.”

 

Kral Shangguan Yi’nin tavırlarından memnundu. Yang Zhao hakkında nasıl bir karar verirse versin kendisini sonuna kadar destekleyeceğini belirtiyordu.

 

“Shangguan, anladığıma göre Yang Zhao’nun muhafızlar arasındaki şöhreti pek olumlu değil. Ona çok fazla mı güç verdin yoksa? Eğer onu cezalandırmasak bile, mutlaka elinde bulundurduğu gücü azaltmamız lazım.”

 

Shangguan Yi’nin aklına bir düşünce saplandı. Ejder Dişi Muhafızlarının Yardımcı Müdürü olarak, Yang Zhao’nun gücü normalden fazlaydı. Birinci Yardımcı Müdür olan Zhou Kai bu durumdan hep bahsederdi.

 

Bu mesele Yang Zhao’nun gücünün bir kısmını elinden almak için iyi bir fırsat olabilirdi.

 

Shangguan Yi kafasını salladı: “Yang Zhao geçmişte yanlış kişileri ödüllendirerek elbette hatalar yaptı. Astınız sizin de müsaadeniz olursa onun gücünü azaltmak ve bir nebze olsun geri plana almak istiyor.”

 

“Hmm, Yang Zhao’nun topluluktan gelen bir desteği var, ona dokunamıyoruz. Fakat onun gücünü azaltırsak harika bir uzlaşma sağlamış olabiliriz.”

 

“Evet, majesteleri oldukça bilge ve ileri görüşlü.”

 

Kral Shangguan Yi ayrıldıktan sonra yorgun şekilde alnını ovuşturdu ve şikâyet dilekçelerini okumayı bıraktı.

 

Mademki Yang Zhao meselesini nasıl idare etmesi gerektiğine dair bir çözüm bulmuştu, artık dilekçeleri okuma zahmetine gerek yoktu.

 

“Majesteleri, onurlu Eğitmen Ye sizinle görüşmek istiyor.” Kapı görevlisi asker rapor vermeye gelmişti.

 

“Ne? Onurlu usta burada ne yapıyor ki? İçeri alın hemen, bekletmeyin.”

 

Ye Chonglou’nun varlığı, Gök Ağacı Krallığı’nın totemiydi, kral bile ona saygıda kusur edemiyordu.

 

Ye Chonglou şakaklarındaki beyazlamış saçları ve hızlı şekilde yürüyüşüyle çok asil görünüyordu. Yürürken attığı adımlar adeta kayan yıldızların verdiği hoş görüntü ile aynıydı. Arkasında ise basit giyinmiş bir kadın vardı, Dan Fei…

 

“Onurlu ustam, saraya uzun zamandır gelmiyordunuz. Bu bizi oldukça şaşırttı ve onurlandırdı.” Kral şaka ile karışık şekilde Eğitmen Ye’yi karşılamıştı, ona oturması için yer gösterdi.

 

“Majesteleri, eğer önemli bir konu olmasaydı buraya gelmezdim. Sormak istiyorum, Yang Zhao meselesi hakkında ne yapmayı planlıyorsunuz?” Eğitmen Ye direkt olarak konuya girmişti.

 

“Oh? Onurlu usta böylesine fani meselelerle ilgilenmezdi.”

 

Ye Chonglou hafifçe gülümsedi: “Gerçekten de majestelerinin bu mesele ile nasıl ilgileneceğini bilmek istiyorum.”

 

Kral gülümsedi ve oturduğu yerden doğruldu: “Onurlu ustamın tavsiyelerini dinlemekten onur duyarım.”

 

“Majesteleri, biliyorsunuz ki politik meseleler ile ilgili çok hamle yapmam. Fakat bugün bir istisna yaparak majestelerine tavsiye vermeyi kabul ederim.”

 

“Oh?” Kralın kaşları meraklı şekilde havalanmıştı: “Onurlu ustamın tavsiyeleri benim için çok önemlidir, merakla dinliyorum.”

 

“Majesteleri, bir kral gerektiğinde oldukça kararlı ve kati davranma yeteneğine sahip olmalıdır. Mademki sizden sonraki kralın kim olduğu belirlendi, ileride veliaht prens tahta geçeceği zaman ona engel olmaya çalışacak olan güçler derhal yok edilmelidir. Eğer bir sonraki hükümdarın kim olacağı konusunda tartışmalar tamamen bitirilmezse, krallığın hali vahim bir durum alır. Eğer tartışmalar tamamen bitirilirse, büyük resim açık şekilde görünmeye başlar ve krallığın temelleri daha da sağlamlaşır.”

 

Ye Chonglou direkt olarak isim vermemiş olsa da, Yang Zhao’yu kastettiği anlaşılıyordu.

 

Bu düşünce kralı şaşırttı.

 

Mantıklı düşünülürse, Eğitmen Ye daha önce politik meselelere hiç karışmamıştı. Neden şimdi aniden bu mesele ile ilgileniyordu ki?

 

Ayrıca verdiği tavsiye de kralın aklındaki hamle ile ters düşüyordu.

 

Kral bu noktada duraksadı, ne yapacağını bilemez haldeydi.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr