Bölüm 164: Yaşlı Adam Fei’nin Acı Hikâyesi

avatar
3472 5

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 164: Yaşlı Adam Fei’nin Acı Hikâyesi


Bir miktar qi enerjisi açığa çıktı ve kazanı sarstı. Kazanın içinden kıvrılarak duman çıktı, çıkan dumanın verdiği hissiyat şifa doluydu.

 

Jiang Chen’in kaşları çatıldı. Burnuna gelen keskin koku onu üzmüştü.

 

Daha önce Beş Ejderli Kutsal Gök ilacını üretmemiş olsa da biliyordu ki bu ilacın şekli gökleri yutmaya çalışan bir ejdere benziyordu. Bu ortaya çıkan ürünün ise tarifle uzaktan yakından ilgisi yoktu.

 

Tabii ki gerçek ilaç üretildiğinde Jiang Chen ağlayacak mıydı yoksa gülecek miydi kendisi de bilmiyordu. Bu ortaya çıkan ürünün siyah ve solgun görünüşüne bakarak onun bir çöp olduğunu anlamıştı.

 

Bu çıkan ilacın görünüşü oldukça berbattı. Yol kenarında bir yere bu ilacı bıraksa hiç kimse dönüp bakmazdı bile.

 

“Beklediğim gibi, ilk deneme başarısız oldu.”

 

Her detayı ve adımı tekrardan aklından geçirdi.

 

“Teorik olarak, yaptıklarım arasında hiçbir şey yanlış değildi, o hâlde bu deneme neden yanlış oldu?” Jiang Chen dikkatlice düşünerek nerede hata yaptığını bulmaya çalıştı.

 

Fakat aklına yanlış yaptığı hiçbir şey gelmiyordu.

 

“Yanlış bir adım uygulamadım, fakat acaba adımlardan birini mi atladım? Ya da belki de alevlerin kontrolünü mü yanlış yaptım?”

 

Jiang Chen önceki hayatında ilaç ustası olmasına rağmen bu ilaçtan hiç üretmemişti, bundan dolayı neden başarısız olduğunu anlayamıyordu.

 

İki saatlik meditasyonla düşündükten sonra Jiang Chen kendini tekrar tam performansına çıkardı ve ikinci denemeye başladı.

 

Bu sefer çok daha dikkatliydi.

 

Attığı her adımda mükemmelliği yakalamaya çalışıyordu.

 

Fakat yine de, bu seferki denemesinde de hayal kırıklığına uğramıştı.

 

İlk seferkiyle aynı sonucu almıştı, yarısı bile tamamlanmamış bir ilaç ortaya çıkmıştı, tamamen çöp!

 

Üçüncü deneme, dördüncü deneme…

 

Her denemesinde Jiang Chen hiçbir hata yapmadığını düşünüyordu fakat sonuç her defasında aynıydı.

 

“Bu ne böyle be? Ben ne zaman böyle dikkatsiz birisi hâline geldim? Ne yani ilaç üretimi formasyonu olmadan bu ilacı üretebilecek seviyede değil miyim?”

 

Jiang Chen kati surette başarılı olmayı istiyordu.

 

Fakat yine de biliyordu ki burada kesinlikle bir yanlışlık vardı. Eğer düşünce yapısını değiştirmezse sonuç kesinlikle daha iyi olamazdı.

 

On defa deneyebilecek kadar malzemesi vardı ve şu ana kadar dört hakkını kullanmıştı. Bu durumda altı deneme-yanılma hakkı daha vardı.

 

“Detaylarda sorun olmamalı, o hâlde yanlış olan şey ne olabilir? Beş Ejderli Kutsal Gök ilacı çok benim için çok üstün bir ilaç değil, şu anki yeteneklerimle bunu başarıyor olmam lazım. Dört defa üst üste, ve aynı yerde hata yapmam mantıksız. Gözden kaçırdığım bir şey olmalı.”

 

Jiang Chen bir kez daha meditasyon hâline geçti, düşüncelere daldı ve düşünce yapısını değiştirip farklı bir çerçeveden bakmayı denedi.

 

“Beş Ejderli Kutsal Gök ilacı qi gücünü ejdere dönüştürür, ruh okyanusunu şekillendirmeye yarar. Bu ilacın ismi bile büyük ve haşmetli…” Jiang Chen bir ipucu yakalamış gibiydi.

 

“Doğru ya! Beş Ejderli Kutsal Gök ilacı qi gücünü ejdere dönüştürür, ruh okyanusunu şekillendirmeye yarar. Ne kadar da etkileyici ve kahramanca bir iş! Görünüşe göre bu ilacın gerçek anlamından uzaklaşmış olmalıyım. İlacın üretiminde hata yapmamak için o kadar dikkatli ve temkinli davrandım ki ilacın gerçek anlamını unuttum. İlacın düzenine kendimi öylesine kaptırdım ki ortaya çıkan sonuç tam bir çöp oldu.”

 

Jiang Chen’in aklında bir fikir fırtınası kopmuştu ve bunları düşündükten sonra problemin kaynağını bulmuştu.

 

Sonuç olarak kendisi önceki hayatında bir ilaç ustasıydı ve problemi bulur bulmaz çözüm için uğraşırdı.

 

Elbette ilacın üretim adımlarında hata yoktu fakat zihniyeti yanlıştı. En başta bunu başaracağına inanmamıştı.

 

Bu durumda Beş Ejderli Kutsal Gök İlacını üretmek imkânsızdı.

 

Jiang Chen anlamıştı ki, bu başarısızlığın sebebi en baştaki başarısızlık korkusuydu. İlaç üretimi formasyonunun eksikliğinden kaynaklı bir kendine güvensizlik vardı ve bu durum onun endişelenmesine yol açmıştı.

 

Bu durum bir ilaç ustası için çok büyük bir sorundu.

 

Problemin kaynağını bulunca tekrar uyum sağlamak için kendini adapte etti. Jiang Chen’in adaptasyon gücü oldukça yüksekti. Eğer başka bir ilaç ustası olsaydı, bu kadar başarısızlıktan sonra pes ederdi.

 

Fakat Jiang Chen Boulder’in Kalbi tekniğinde yetişim yapmıştı ve kalbi bir kaya parçası gibiydi. Sadece birkaç denemesi başarısız oldu diye duygularının kendisini ele geçirmesine izin vermezdi.

 

Bunun üzerine elbette kazandan beşinci kez çıkan ürünün şekli gayet yerindeydi. Düşük seviyeli bir ilaç olsa da, bitmiş ve başarılı bir ilaç sayılırdı.

 

“Görünüşe göre izlediğim yol doğru, beşinci denemem, düşünme şeklimle beraber daha iyi sonuç verdi. Altıncı denememde kesinlikle başarılı olacağım.”

 

Söylemek gerekirdi ki Jiang Chen’in kendine olan güvenini başka hiçbir ilaç ustasında görmek mümkün değildi.

 

Altıncı denemesinde sonuç daha da iyi olmuştu. Bu sefer Beş Ejderli Kutsal Gök ilacı tamamlanmıştı ve alt seviye sonuç çıkmıştı.

 

Yedinci denemede de alt seviye ilaç ortaya çıkmıştı fakat görünüşündeki kalite bir öncekinden kat kat daha iyiydi. Altıncı denemesindeki ilaç alt seviyenin en altındaydı fakat bu yedinci denemeden çıkan ilaç alt seviyeyi neredeyse aşacak türdendi.

 

Jiang Chen’in kendine olan güveni bu ilaçları görünce daha da artmıştı.

 

Bir süre daha meditasyon yaptıktan sonra zihni tamamen dinlenmişti ve harika bir ruh hâliyle bir sonraki denemesini yaptı.

 

Sekizinci kez denemenin sonunda, nihayet orta seviyeli bir Beş Ejderli Kutsal Gök ilacı yapmayı başarmıştı.

 

Orta seviyeli bir ilaç yüzde doksan beş oranında başarıyı garantiliyordu. Bu demek oluyordu ki eğer gerçek qi âlemindeki bir uygulayıcı bu ilacı alırsa ve ruh âlemine geçiş denemesi yaparsa yüzde doksan beş ihtimalle başarılı olacaktı.

 

Bu ilaç ruh âlemine geçişin garantisi niteliğindeydi.

 

Her denemede başarı artıyordu. Jiang Chen dokuzuncu ve onuncu denemesinde daha yüksek seviyeli ilaçlar üretmeyi başardı.

 

“Yazık oldu, eğer beş deneme daha yapabilecek kadar içerik malzemem olsaydı, üstün seviyeli bir ilaç üretmek için şansım yüzde seksen olurdu.”

 

Jiang Chen pişmanlıkla iç çekti.

 

Fakat yine de, bu kadar başarı sağlamış olması gayet yeterli bir durumdu. Jiang Chen durumdan memnundu. Üstün seviyeli bir ilaç arayıp bulunacak bir şey değildi, bazen de şansın yardımı gerekirdi.

 

Jiang Chen zaten buraya kadar gelebildiği için memnundu. Eğer onun yerinde başkası olsaydı, başlangıçtaki başarısızlıkların ardından ümitsizliğe kapılıp bu işi bırakırdı.

 

Jiang Chen bu başarısızlıktan dersini almış ve daha iyi bir iş çıkarmak için uğraşmıştı. Fakat bu hiç de kolay olmamıştı.

 

On defa deneme yapmak az zaman alıyor gibi görünse de, baştan sona kadar bir deneme yapmak bir günü harcamak anlamına geliyordu.

 

Aslında ilacın üretimi bu kadar zaman almıyordu fakat asıl zaman alan şey Jiang Chen’in meditasyonu, dinlenmesi ve zihin kuvvetini tekrardan toparlamak için yaptığı çalışmalardı.

 

Jiang Chen ilaç odasından çıkıp dış dünyanın havasını soludu. Öğleden sonrasını huzurlu şekilde geçirdi.

 

Yaşlı adam Fei: “Jiang Chen, sen ilaç odasından çıktın mı?”

 

“Yaşlı Fei, bu sefer gerçekten de çok sıkıntıdan geçtin.”

 

Yaşlı adam burnunu çekti, neredeyse ağlayacak gibi olmuştu. On gündür ilaç odasının kapısında devriyede olmak hiç de kolay değildi. Fakat sonunda Jiang Chen’in övgü dolu sözünü almıştı.

 

Jiang Chen’in böyle rahat konuşmasından dolayı Fei anlamıştı ki bu geçen on gün oldukça verimli olmuştu.

 

“Ah, evet Fei, bana oldukça garip gelen bir durum var. Bu Kıymetli Ağaç Topluluğu’nun bünyesindeki dört büyük bölgenin her birinin belirgin özellikleri var. Kuzey Sarayı baskın ve kibirli, Güney Sarayı ilgi odağı olma peşinde, Devasa Hazine Sarayını söylemeye gerek yok zaten, onların Gök Ağacı Krallığı’nda içinde bulunmadıkları bir ticaret sahası yok. Neden sizin Qingyang Vadinizin düşük profil sergilediğini anlamış değilim, oysaki hiç de düşük profil sergileyecek kişilere benzemiyorsunuz.”

 

Jiang Chen bu konuda oldukça meraklanmıştı.

 

Fakat kim düşünürdü ki bu sorduğu sorularla yaşlı adam Fei’nin yarasına parmak basacağını?

 

Yaşlı Fei kederli şekilde iç çekti. Yüzündeki ifade bir anda üzüntü ile dolmuştu.

 

“Evet, Jiang Chen. Böyle genç olmana rağmen senin gözlem yeteneklerinden bu durum kaçmadı demek. Evet, bizim Qingyang Vadimiz düşük profil sergiliyor.”

 

Yaşlı adam kafasını kaşıyarak gülümsedi ve konuşmaya devam etti: “Pekâlâ, sonuçta senin çalışanınım. Qingyang Vadisindeki kişiler bile bu meseleyi bilmez.”

 

“Oh? Bu durumun arkasında başka bir şey mi var?”

 

“Genç Chen, sen aynı zamanda şunu da gözlemlemiş olmalısın, bu krallıkta yüksek profil sergileyen kişilerin hepsinin arkasında güçlü bağlantıları var. Ben karşıma çıkan meseleleri oldukça güzel idare ederim, bunda bir sıkıntı yok fakat asıl olay şu ki, bazen, bazı olaylarda sesimi çıkarmakta zorluk çekiyorum.”

 

“Ne gibi zorluklar?”

 

“Genç Chen, ben geçmişte Kıymetli Ağaç Topluluğu’nun bir müridiydim. Genç nesiller arasında şöhretim oldukça yaygındı. Bir keresinde bir kavgada yanlışlıkla bir Kadim kişinin oğlunu yaraladım ve o günden sonra olaylar pek de iyiye gitmedi. Sonuç olarak Kıymetli Ağaç Topluluğu’nda daha fazla barınamadım ve kendi bölgemi bu şekilde oluşturmuş oldum.”

 

“Bir ineğin kıçı olmaktansa bir serçenin gagası olmak daha iyidir. Sen belli ki Kıymetli Ağaç Topluluğu’nda zorbalığa uğramışsın. Sıradan bir krallığın bölgesinde, kendi bölgenin patronu olmak oldukça akıllıca bir seçim olmuş.”

 

Yaşlı adamın gözleri kederliydi: “Genç Chen, şaka yapıyor olmalısın. Topluluğun müridi olmak ne demek sen biliyor musun? Eğer o olay yaşanmasaydı ben birkaç on yılda topluluğun Kadim kişileri arasında olabilirdim. Fakat şimdi bana bir baksana. Sen bile zamanında benim yaşlı ve sıradan birisi olduğumu söylemiştin, hayat bu işte. Yanlış atılan bir adım sonuç olarak neleri doğuruyor işte. Evet, genç Chen, sen genç olduğun için kederi, umutsuzluğu ve kimsesizliği bilmezsin. Hem de topluluğun müridi olan birinin sıradan bir krallıktaki yalnızlığını…”

 

O esnada yaşlı adamın gözündeki kurnazlık ve acelecilik yerini hüzün ve kedere bırakmıştı.

 

Jiang Chen topluluk müritleriyle sıradan uygulayıcılar arasında büyük farklar olduğunu biliyordu.

 

Topluluk müridi olmaktan sıradan bir krallığa geçmek demek, aynı Jiang Chen gibi, kutsal imparatorun oğlu iken sıradan bir dükün oğlu olarak reankarne olmak ile aynı gibiydi.

 

Fakat yine de, Jiang Chen, Fei’den daha şanslıydı. Önceki hayatında bütün teorik bilgilere sahipti fakat yetişim yapamıyordu. Şimdi ise bu teorik bilgileri kullanarak yetişim yapabilme şansına sahipti.

 

Bunları düşününce Jiang Chen, Fei’ye acıyan gözlerle bakmıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr