Bölüm 163: Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı

avatar
3749 5

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 163: Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı


Ruh âlemine geçmek çok zor bir iş değildi. Eğer Jiang Chen bu iş için gerçekten uğraşsa, bir ay içerisinde ruh âlemine geçmesi yüzde seksen ya da doksan oranında gerçekleşebilirdi.

 

Jiang Chen bir an önce bu işi halletmek istiyor olsa da, aceleye getirip başarısız olmak da istemiyordu.

 

Üretmek istediği ilacın adı Beş Ejderli Kutsal Gök ilacıydı.

 

İlacın ismi bile oldukça baskın geliyordu. İşin aslında bu ilaç, ruh okyanusunu yarmak ve onu şekillendirmek için kullanılıyordu.

 

Jiang Chen tabii ki çok daha kullanışlı ilaçlar biliyordu, fakat Gök Ağacı Krallığı’nın sınırlı imkânları ancak bu kadarına izin veriyordu.

 

Daha iyi ilaçları üretmek için gerekli malzemeleri toplayamazdı, toplasa bile üretimin başarılı olacağı zaten kesin değildi.

 

Jiang Chen’e göre şu anda en başarılı şekilde üretebileceği en kullanışlı ilaç, Beş Ejderli Kutsal Gök ilacıydı.

 

Lu Wuji’den aldığı malzemeler bu ilacı üretmek içindi.

 

Jiang Chen aynı zamanda biliyordu ki bu ilacın üretiminin başarılı olma ihtimali de öyle çok yüksek değildi, bu yüzden yaklaşık on defa deneme-yanılma yapabilecek kadar malzeme istemişti. Böylelikle, yanılma payını ortadan kaldırmayı hedeflemişti.

 

Bu ilacın ismindeki beş ejder aslında beş elementi temsil ediyordu. Metal, odun, su, ateş ve toprak. Bu beş element insan vücudunun doğasını temsil ediyordu. Her element farklı bir organ içindi.

 

İşte bu beş ejder, farklı türdeki qi’leri eğiterek onları bir ejder hâline gelmeleri için ikna ediyordu.

 

Kutsal Gök kısmı ise, ruh okyanusunu yarıp ona şekil vermeyi ifade ediyordu.

 

Sonuç olarak bu ilaç, beş çeşit qi’yi eğitip ejder hâline getiriyor ve ruh okyanusunu şekillendirmeye yarıyordu, bu yüzden adına Beş Ejderli Kutsal Gök ilacı denmişti.

 

Jiang Chen biliyordu ki, Gök Ağacı Krallığı’nda bile bu ilaç daha önce görülmemiş olmalıydı.

 

Eğer böyle bir ilaç burada ortaya çıksaydı, insanlar arasında büyük bir kargaşaya neden olurdu.

 

Tabii ki Jiang Chen bu ilacı ürettikten sonra pazarlamaya kalkışacak kadar aptal değildi.

 

Bu ilaç Kutsal Kader İlacından ve Büyük Okyanus İlacından farklıydı. Bu iki ilaç sadece tamamlayıcı görev yapıyordu.

 

Fakat Beş Ejderli Kutsal Gök İlacı bu ikisinden tamamen farklıydı. Ruh âlemine giriş için bu ilacı kullanmak neredeyse zorunluydu.

 

Bir gerçek qi uygulayıcısının bu ilacı kullanması ile ruh âlemine geçişi yüzde doksan dokuz oranla garantiye alınmış oluyordu.

 

Eğer bu ilaç, ruh âlemine geçiş esnasında herhangi bir talihsiz olayın yaşanmayacağını da garanti altına alırsa ve etraftan duyulursa, Gök Ağacı Krallığı’nda yeni bir çağ başlatmış olurdu.

 

Biliniyordu ki, Gök Ağacı Krallığı’nda bir insanın kafasındaki saç telleri kadar sayıda gerçek qi uygulayıcısı vardı, fakat bunlardan sadece yüzde biri kadarı ruh âlemine geçiş yapabilmişti.

 

Bazıları ruh âlemine geçiş yapmayı denememişti bile. Eğer başarısız olurlarsa öleceklerinden ya da önceki bütün eğitimlerinin boşa gideceğinden korkuyorlardı.

 

Bazıları ise zamanında fırsat yakalayamamıştı ve artık yaşlanmışlardı, bu yüzden artık uğraşmaktan vaz geçmişlerdi.

 

Bazıları denemişti fakat başarısız olmuştu, kimileri sakat kalmıştı, kimileri ise ölmüştü.

 

Çok az sayıda kişi bu denemede başarılı olmuş ve fani dünyanın düzeninden kurtulup ruh âlemine geçiş yapmıştı. Gerçek qi uygulayıcılarının hepsinin hayranlıkla izlediği kişiler hâline gelmişlerdi.

 

Eğer gerçek qi, ruh qi’sine dönüşmezse çok da bir anlamı kalmıyordu.

 

Askeri savaş Dao’sunun var oluş anlamı buydu.

 

Ruh âlemi ise fani hayattan sıyrılmayı ve kişinin ulaşabileceği daha üst seviyeyi temsil ediyordu.

 

Gerçek qi’de kalmak, fani dünyadan çıkmamak, yani sıradan bir ölümlü olmak demekti. Gerçek qi’de olan birisi ne kadar güçlü olursa olsun, kullanabileceği güç yine de sınırlıydı. Ömürlerinin süreleri ise ruh âlemindeki kişilere göre çok çok daha azdı.

 

Bu nedenle Beş Ejderli Kutsal Gök İlacının etkisi insanları çıldırtacak kadar etkiliydi.

 

Bunların yanında, ruh âlemine geçişi garantiye alıyor olması bu ilacın sadece temek bir özelliğiydi.

 

En önemli özelliği ise kullanan kişinin içindeki beş qi’yi dürtüyor olması, onları bir ejder hâline getiriyor olması, ruh okyanusuna şekil verip ruh okyanusunda dolaşmaya izin vermesi ve ruh okyanusunun potansiyelini kazıp ortaya çıkarmasıydı.

 

İşte bu ilacın asıl önemli fonksiyonu, onun ne kadar kaliteli olduğunu kanıtlar niteliğindeydi.

 

Jiang Chen daha önce Mor Güneş Topluluğu’nun müritleriyle karşılaşmıştı, bu ruh âlemi uygulayıcılarının gerçek qi uygulayıcıları üzerinde çok baskın bir etkisi olduğunu görmüştü.

 

Fakat onların hareketlerinden anladığı kadarıyla, ruh denizlerini kontrol etmekteki becerileri zayıftı. Ortaya çıkartabildikleri potansiyel oldukça düşüktü.

 

Onları gözlemlediği esnada gördüğü kadarıyla, onlar ruh okyanuslarının sadece ‘akarsu’ kadar potansiyelini ortaya koyabiliyorlardı.

 

Akarsu ise beş çeşit qi’den sadece biriydi.

 

Bu kişiler her ne kadar ruh âleminde olarak gözüküyor olsalar da, kullanabildikleri güç sadece en düşük seviyedendi, zayıf bir uygulayıcınınkiyle aynı durumdaydı.

 

Eğer bu zayıf uygulayıcılar kaliteli ilaçlar kullanmazlarsa, ruh okyanuslarını istedikleri gibi şekillendiremez ve dünyevi eğitimlerinin sadece en düşük seviyesinde kalmaya mahkûm olurlardı.

 

Sonuçta çokça söylenen bir laf vardı: ‘Sivil alanlarda çalışanlar fakir kalır ve askeri alanlarda çalışanlar zengin olur.’

 

Eğer bir kişinin arkasında güçlü bir ailesi yoksa ve yeterli maddi desteği alamıyorsa, ruh âleminde olması demek aslında çok da bir şey ifade etmiyordu.

 

Sadece üstün zekâlı birkaç dahi kişi güçlü uygulayıcıları yenebilecek güçteydi. Zayıf uygulayıcılar arasından çıkan bu kişilerin sayısı oldukça azdı. Samanlıktaki bir iğne gibiydi.

 

Jiang Chen’in şu anki gücü, topluluğun uygulayıcılarına göre elbette zayıftı.

 

Sıradan bir krallığın dükünün oğlu olarak doğduğu için arkasında çok güçlü bir aile yoktu ve elde ettiği maddi destek azdı. Bundan dolayı ardı arkası kesilmeyen kaynaklara erişimi yoktu.

 

Fakat önceki hayatından yanında getirdiği bilgileri vardı. Bu durum kesinlikle nefes kesici ve şaşırtıcı bir dahi olarak anılmasını sağlayabilirdi.

 

“Doğu Krallığı ya da Gök Ağacı Krallığı olsun fark etmez, ikisi de benim gelişimim için önümdeki küçük engellerden başka bir şey değil. Görünüşe göre biraz daha hızlanmalıyım.”

 

 

Yaşlı adam Fei başkentte çok fazla mekâna sahipti. Bir tavşanın yuvasına açtığı giriş-çıkış deliklerine benziyordu.

 

“Genç Chen, burası benim başkentteki çoğu ilaç odalarımdan birisi. Bu oda elimde bulunan en iyi oda. Etraftan gelecek her türlü rahatsızlığa karşı izole edilmiş durumda. Ne düşünüyorsun? Eğer sevmezsen hemen bir başkasını ayarlayabilirim.”

 

“Gerek yok, burası iyi.”

 

“O hâlde…” Yaşlı Fei’nin yüzünde dalkavukça bir ifade vardı: “Genç Chen, merak ediyorum, hangi ilacı üreteceksin?”

 

“Ne? Merak mı ediyorsun?”

 

Yaşlı Fei bir tavuğun yem yemesi gibi kafasını sallayarak: “Evet, evet! Genç Chen, senin hamlelerin öngörülemez ve tahmin edilemez gizemlerle dolu. Gücünün ve yeteneğinin sınırı yok gibi. Konu sen olunca her şey hakkında meraklanıyorum Jiang Chen.”

 

“Benimle gevezelik etmeyi bırak. Bu üreteceğim ilacın sana bir faydası yok, bunun üzerinde düşünme. Şu anda yapman gereken şey önümüzdeki on ya da on beş gün boyunca etrafta devriye gezmen. Unutma, yabancı hiç kimsenin yüz metreden daha yakına gelmesine izin verme.”

 

Bu ilacın kendisinin işine yaramayacağını duyunca yaşlı adamın merakı birazcık sönmüştü. Jiang Chen’in kendisinden devriye gezmesini istediğini duyunca heveslenmişti.

 

Bu ne anlama geliyordu? Bu aslında Jiang Chen’in kendisini yavaş yavaş kabul ediyor olduğu anlamına geliyordu.

 

Genç Chen güçlü bir kişinin koruması altındaydı. Yaşlı Fei Jiang Chen tarafından kabul ediliyor olmanın onur verici olduğunu düşünüyordu.

 

“Merak etme Jiang Chen, ben buraya yaklaşıp senin ilaç üretimini rahatsız edecek herkesi parçalayıp gübre olarak Qingyang Vadisi’ne götüreceğim. Aslında ilaç üretirken seni gözlemleyemeyecek olmam acınası bir durum.” Yaşlı adam yalvaran gözlerle bakıyordu.

 

Jiang Chen karşısındaki bu yaşlı adamın şansını zorladığını düşünerek gülümsedi. Onunla daha fazla konuşmadan direkt olarak ilaç odasına yöneldi.

 

Söylemek gerekirdi ki ilaç üretim formasyonu olmamasına rağmen yaşlı Fei oldukça işinin ehliydi. Bu ilaç odası oldukça güzel hazırlanmıştı, lazım olabilecek her türlü malzeme kullanıma hazırdı. Jiang Chen’in başlamak için yapması gereken tek şey kendi ham malzemelerini getirmekti.

 

Beş Ejderli Kutsal Gök İlacının simgelediği elementler metal, odun, su ateş ve topraktı.

 

Tamamlayıcı görevde seksenden fazla içerik malzemesi vardı.

 

Bu ilacın üretimi için izlenmesi gereken yol oldukça karmaşık ve detaylıydı, ayrıca bu üretim oldukça fazla zaman alacaktı. Büyük miktarda enerji ve güçlü bir konsantrasyon lazımdı, işte bu yüzden Jiang Chen ilaç üretim formasyonunu istemişti.

 

Jiang Chen ilaç kazanının karşısında bacak bacak üstüne atarak oturdu ve kazanın kalitesini kontrol etmek için İlah’ın Gözü’nü kullandı. Gördüğü kadarıyla herhangi bir hata yoktu.

 

Daha sonra kundaklama aleti ve tutuşturma aletleri gibi diğer aletleri de kontrol etti.

 

Bunların hepsi bir ilaç üreticisinin temel aletleriydi ve ilaç üretimine başlamadan ayarlanması gerekiyordu.

 

İlaç üretimi prosedürü esnasında hiçbir şekilde en ufak bir kazaya dahi mahal vermemek lazımdı. En küçük bir pürüz yaşandığında hem ilaç hem de kullanılan malzemelerin tamamı israf olurdu.

 

Zaten bu malzemeleri toplamak oldukça zor olmuştu. Gök Ağacı Krallığı’ndaki birinin nüfuzu derin değilse ve arkasında güçlü bir bağlantısı yoksa ne kadar zengin olursa olsun bu malzemeleri toparlaması çok zordu.

 

“Sonuç olarak bunların hepsi için şu aptal Lu Wuji’ye teşekkür etmeliyim. Eğer onun salakça hamleleri olmasa ve Kadim Ning ile Shi Xiaoyao’yu sinirlendirmese bu mesele bu kadar kolay halledilemezdi.”

 

Jiang Chen kurnazca gülümserken düşünmüştü bunları, Lu Wuji gerçekten de tıpkı Noel Baba gibi kendisine bu hediyeleri getirmişti.

 

Jiang Chen aslında biraz da tereddütteydi. Bu rakibini, dışarıdan zeki görünen ama içeriden aptalın teki olan rakibini acaba öldürse mi daha iyi olurdu yoksa yaşamasına izin verse mi?

 

İlk kundak başarılıydı, daha sonra ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci.

 

Toplamda beş ateş oluşmuştu.

 

Ateşle uğraşmak da aslında bir sanat işiydi. Ne tür bir ilaç üretilecekse ona uygun bir alev türü seçilmeliydi. Her elementi ısıtacak olan ateşin, birbirinden oldukça fazla farkı vardı. Metal için ayrı, odun için ayrı ve diğerleri için de ayrı ayrı alevler…

 

Jiang Chen birbirleri ile ilişkilerine uygun olarak ateşleri yaktı ve ilaç kazanını ısıtmaya başladı.

 

Bu işlemleri yaparken çok dikkatli davranıyordu.

 

Geçtiğimiz birkaç gün boyunca üretim aşamalarını defalarca zihninde tekrarlamıştı.

 

Beş temel içerik malzemesini sırasına uygun şekilde kazana koydu, daha sonra ise tamamlayıcı içerik malzemelerini ekledi. Kendilerine uygun sıcaklıkta, kendilerine uygun bir düzende karıştırdı.

 

Jiang Chen her ne kadar bu işe başlamadan önce her detayı dikkatlice düşünmüş olsa da, üretime devam ettikçe bu kadar yorulacağını tahmin edememiş olduğunu fark etti.

 

Fakat bu işi yapan kişi Jiang Chen’di. Eğer ruh âleminin altında bir kişi bu işi yapsaydı daha ilk adımı başaramadan kan kusardı.

 

Boulder’in Kalbi ile yetişim yaptıktan sonra Jiang Chen’in konsantrasyonu ve dirayeti normal bir insanınkinden on kat daha fazlaydı. Buna rağmen üretim adımlarını izledikçe kendini oldukça yorgun hissediyordu.

 

Bu iş ateşi kontrol etmek adına önemli yetenekler istiyordu. Güçlü manipülasyon ve gözlem yeteneği istiyordu. İlah’ın Gözü sayesinde bu mesele aslında çok da zor değildi.

 

Aradan bir müddet zaman geçtikten sonra Jiang Chen kazandan yeşil bir duman yükseldiğini gördü.

 

Yeşil dumanın yoğunluğunu ve hızını gözlemleyerek alevlerin artık yeterli sıcaklığa ulaştığını anladı. İşte bu an, ilacın başarılı olup olamayacağının belirlendiği andı.

 

O anda, Jiang Chen gibi sakin ruhlu birisi bile damarlarındaki kanın yüksek hızda dolaştığının farkındaydı. İlk defa bir ilaç üretirken bu kadar heyecanlanmıştı.

 

Önceki hayatında ilaç ustası olmasının verdiği tecrübeler iyi ki vardı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44223 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr