Bölüm 143: Tokatlamak mı Tokatlanmak mı?

avatar
3698 4

Sovereign of the Three Realms - Bölüm 143: Tokatlamak mı Tokatlanmak mı?


Gökağacı Krallığı’nın dört büyük bölgesinden biri olan Güney Gökkubbe Sarayı’nın şöhreti oldukça fazlaydı. Etki alanları neredeyse krallığın güney bölgesinin tamamını kapsıyordu.

 

Kuzey Gökkubbe Sarayı’nın zalim şöhretine göre Güney Gökubbe Sarayı’nın şöhreti daha mantıklı ve arkadaş yanlısı gözüküyordu.

 

Tabii ki bunun sebepleri arasında bulundukları konumun da etkisi vardı.

 

Güney Gökkubbe Sarayı’nın kuzeydeki saray kadar baskın ve yaramaz olmaması doğal bir şeydi.

 

Bir krallıkta en önemli güç ve etken elbette krallık ailesiydi. Eğer Güney Gökubbe Sarayı krallık ailesine ters hareketler yaparsa nasıl barınabilirdi bu krallıkta?

 

Krallık ailesi yanı başlarında yabancıların barınmasına nasıl izin verirdi?

 

Bu sebeple Kuzey Gökkubbe Sarayı ile Güney Gökkubbe Sarayı karşılaştırıldığında elbette güneydeki sarayın şöhreti daha iyiydi, dört büyük bölge arasında topluma karışmaya en istekli bölge de onlardı.

 

Qingyang Vadisi ise ellerinden geldiğince düşük bir profil tutumu sergiliyordu. Bu vadinin insanları neredeyse hiçbir zaman topluma karışmıyorlardı, aynı şekilde diğer bölgelerle de ilişkileri oldukça zayıftı.

 

Köle almak dışında dışarı ile hiçbir işleri yoktu.

 

Devasa Hazine Sarayı ise her alanda etkiliydi, toplumun içine karışmıştı fakat tek amaçları kâr getirecek işler yapmaktı.

 

Devasa Hazine Sarayı törenlerin yapılmasında öncü olduğu için Kıymetli Ağaç Topluluğunun sıradan bir krallıkta beraber iş yapmak isteyeceği bir saray olduğunu söylemek mümkündü.

 

Söylemek gerekirdi ki Devasa Hazine Sarayı’nın iş yaptığı sektörler oldukça yaygındı.

 

İlaçlar, ruh ilaçları, ruh silahları, dövüş sanatları, gizli sanatlar, tılsımlar, mühürler, ruh hayvanları…

 

Herkes tarafından bilinip anlaşılamayan fakat oldukça popüler sektörler, Devasa Hazine Sarayı’nın bir parçası olmadığı sektör yok gibiydi.

 

Jiang Chen ihtiyaç duyduğu iki tamamlayıcı malzemeyi birkaç gün sonraki etkinlikte bulabileceğini bildiği için pek telaşlı değildi.

 

Buradaki esnaf bariz şekilde ellerindeki ürünleri şimdi satmayarak fiyatların yükselmesini bekliyordu. Jiang Chen istese şu anda da yüksek fiyat teklifleri yaparak istediği malzemeleri alabilirdi fakat bu durum biraz fazla dikkat çekebilirdi ve bu durumdan kaçınmak istiyordu.

 

Zaten ihtiyacı olan iki tamamlayıcı malzemeyi aldığında hemen şarap imalatına başlayamayacaktı.

 

Nihayetinde imalata geçebilmek için damıtma aygıtına ve çeşitli ekipmanlara ihtiyacı doğacaktı.

 

Damıtma aygıtını bulabilmek ve kullanabilmek Jiang Chen için kolaydı. Gökağacı Krallığı’nda şaraba olan büyük ilgi nedeniyle damıtma aygıtı satan ve kiralayan yerler mevcuttu.

 

Sonraki birkaç gün Jiang Chen yoldaşlarını çevreye sorup soruşturmaları için gönderdi ve nihayetinde bir damıtma aygıtı için yapılan pazarlıkta anlaşmaya vardılar.

 

Her şey hazır hale geldikten sonra sarayın planladığı büyük etkinlik başlamıştı.

 

Jiang Chen sabahın erken saatlerinde çiçeklerini etkinlik alanına götürdü.

 

Başkentin hemen yakınında bulunan Devasa Hazine Sarayı hariç, dört büyük bölgeden hiçbiri başkente yakın değildi fakat büyük bölgeler olmaları sebebiyle başkentin içinde kendi mekânları mevcuttu.

 

Jiang Chen erken geldiğini düşünüyordu fakat geldiğinde anlamıştı ki geç bile kalmış olabilirdi. Jaing Chen geldiğinde diğerleri çoktan gelmişti bile.

 

Birçok gişe ve stant etkinlik alanında yer almıştı ve bütün mekâna heyecan ve hararet hâkimdi.

 

Jiang Chen’in buraya gelmekteki asıl amacı iki tamamlayıcı malzemeyi elde edebilmekti.

 

Etkinlik alanına geldiğinde birçok gişe ve standın çoktan kurulmuş olduğunu görünce bu büyük alandan gözlerini alamamıştı.

 

Biliyordu ki aradığı iki malzeme nadir bulunuyordu ve sıradan gişelerde veya stantlarda bulunamazdı. Sadece büyük güce sahip tüccarların stantlarında bulabilirdi.

 

Bu nedenle direkt VİP bölgesine yöneldi.

 

VİP bölgesi çok güçlü ve varlıklı tüccarların bulunduğu bir yerdi.

 

Güney Gökkubbe Sarayı’nın burada yer tuttuğunu söylemeye gerek bile yoktu, aynı diğer güçlü üç bölge gibi. Diğer üç güçlü bölge de aldıkları davet neticesinde gelmiş ve etkinlik alanında yerlerini almışlardı.

 

Jiang Chen ve grubu VİP bölgesinin yanındayken bir standın içindeki bir çift göz onları tespit etmişti.

 

Bu kişi Kuzey Gökkubbe Sarayı’ndan bir öğrenciydi ve Jiang Chen ile saray arasındaki kavgada yer almıştı fakat bu kişi sadece gerçek qi âlemindendi ve kayda değer birisi değildi.

 

Bu kişi Jiang Chen’i görünce kafasını aşağı eğdi. Kuzey Gökkubbe Sarayı’ndan insanların bulunduğu tarafa geçti ve bir şeyler mırıldandı.

 

Bu kişi yirmili yaşlarındaydı ve yüzünde açgözlü ve kurnaz bir ifade vardı. Gruptaki arkadaşlarının söylediklerini duyunca istemsizce, belli belirsiz şekilde Jiang Chen’e bakmaktan kendini alıkoyamadı.

 

Fakat anında kendine hâkim oldu ve bakışlarını kaçırdı. Düşmanını huysuzlandırmak istemiyor gibiydi.

 

Daha sonra grubundaki birine birkaç söz mırıldandı ve kafasını salladı, yüz ifadeleri bir tür efsat iş planlıyor gibi görünüyordu.

 

Bu durum elbette Jiang Chen’in dikkatini çekmişti.

 

“Elinizde mavi zambak otu ve ahşap paletler var mı?”

 

“Hayır!”

 

“Şef! Bu mavi zambak otunun ve ahşap paletlerin fiyatı nedir?”

 

“Öf, bunlar sadece teşhir ürünü, satılık değil!”

 

“Kardeşim, mavi zambak otu ve ahşap paletlerin fiyatı ne kadar?

 

“Üzgünüm, bunlar rezerve edildi, satamam!”

 

“Şef…”

 

“Üzgünüm mavi zambak otu ve ahşap palet yok!”

 

Jiang Chen bu iki malzemeyi sorduğunda bir şeylerin dönüyor olduğunu anlamıştı. Eğer birkaç gün öncesi olsa bunun sebebini tüccarların fiyatları arttırma isteğine bağlayabilirdi.

 

Fakat etkinlik ve satışlar çoktan başlamıştı, hala fiyatları arttırmak mı istiyorlardı?

 

Ürünler açık açık orta yerde duruyordu fakat kimse satmak istemiyordu.

 

Eğer herkes bu şekilde ticaret yapıyorsa, bu işin peşini bırakmak lazımdı. Fakat çevresine göz gezdirdiğinde görülen oydu ki kendisinde başka kimse fiyatlar yüksek olmasına rağmen ruh ilaçları için malzeme alırken zorlanmıyordu.

 

Girdiği her gişede ve stantta mutlaka bir bahaneyle karşı karşıya kalıyordu.

 

Bu gerçekten ilginç bir durumdu. Jiang Chen üzerine bu kadar fazla nefret çekebileceğini düşünmemişti. Başkentte yeni birisi olmasından dolayı tüccarlar ona karşı saf tutmuş gibiydiler.

 

Jiang Chen ilk başta bu durumun Kuzey Gökkubbe Sarayı’ndan kaynaklı olduğunu düşünmüştü fakat onların gişelerini ve stantlarını incelediğinde meşgul olduklarını hararetle çalıştıklarını gördü.

 

O sırada Qiao Baishi Jiang Chen’in yanına gelerek kısık bir sesle: “Genç ustam, az önce astlarınızdan birisi biraz gümüş karşılığında sizin istediğiniz malzemeleri satın almayı başardı, görünen o ki size özellikle satış yapmıyorlar.”

 

“Neden peki?”

 

“Sanırım Kuzey Gökkubbe Sarayı sizin ticaretinizi zorlaştırmaya çalışıyor.”

 

“Kuzey Sarayı?” Jiang Chen’in ifadesi soğuk bir hal aldı. Zaten önceki sefer Jiang Chen’i rahatsız etmelerinin intikamını henüz almamışken bir de burada, başkentte de mi ona bela olmaya çalışıyorlardı?

 

Eskiden yaşananların üzerine bir de bu durum baş gösterince Jiang Chen’in gözlerinde öldürme arzusunun ışığı parladı.

 

“Hmm, Kuzey Sarayı’ndan başka kim var? Diğer tüccarlar da Kuzey Sarayı’nın takındığı davranışı takınabilirler. Dört büyük bölgenin birbirlerini desteklemesi normaldir. Nihayetinde bizim başkentte gücümüz ya da etkimiz yok ve kimse bizim yüzümüzden Kuzey Gökkubbe Sarayı’nı gücendirmeye cesaret edemez.”

 

Jiang Chen fark etti ki Qiao Baishi’nin tespiti gayet mantıklıydı. Fakat Kuzey Sarayı bu şekilde hamleler yaparak oldukça çocuksu hareket ediyordu.

 

“Benim şahsıma satmayı kabul etmiyorlar fakat benim yerime bir başkası istediğim malzemeleri alsa?”

 

Qiao Baishi kederli şekilde gülümsedi: “Duydum ki Kuzey Gökkubbe Sarayı mavi zambak otu ve ahşap paleti aynı anda almak isteyen herkese iki katı fiyat çekilmesini söylemiş.”

 

“Vah vah! Demek iki katı fiyat ödeyeceklermiş.” Jiang Chen soğuk bir ifadeyle gülümsedi: “Fakat yine de benim istediğim malzemeleri alabilirler değil mi?”

 

“Hey! Gelin gelin! Mavi zambak oyu ve ahşap paletler için yüksek fiyat veriyoruz. Kuzey Gökkubbe Sarayı olarak elinizde ne kadar mavi zambak otu ve ahşap palet varsa çok yüksek fiyattan almayı istiyoruz!” Herifin biri aniden elleriyle ağzının etrafını kavrayıp sesini yüksek çıkarmaya çalışmış ve bağırmıştı.

 

Bunu yaparken Jiang Chen’e doğru bakıp yapmacık şekilde gülümseyerek alaycı şekilde göz kırpmıştı. Açık şekilde gövde gösterisi yapıyordu.

 

“Lanet olsun!” Gouyu istemsizce kılıcının kabzasını kavramıştı.

 

“Acele etme.” Jiang Chen elini salladı ve Gouyu’nun kılıcına davranmasına engel oldu.

 

“Zorbalıkta çok ileri gittiler!” Gouyu’nun göğsü nefes aldıkça ileri geri oynuyordu belli ki çok sinirlenmişti.

 

Jiang Chen hafifçe gülümsedi. Yavaşça yürüyerek Kuzey Gökkubbe Sarayı’nın standının önüne geldi.

 

“Fiyatları kendi istediğiniz şekilde biçimlendirmek istiyorsunuz değil mi? Eğer doğru hatırlıyorsam bu etkinlik Güney Gökkubbe Sarayı tarafından düzenlenen adil bir etkinlik. Ne zaman Kuzey Sarayı’nın böyle istediğince hareket edebildiği bir etkinlik oldu bu?”

 

“Çocuk, istediğini satın alabilirsin ama bizimle bu şekilde konuşamazsın. Bizim yaptığımız şey normal bir ticaret sadece, ne demek fiyatları biçimlendirmek? Ağzından çıkanı kulağın duysun!” Standın başındaki kişi soğuk bir ifadeyle Jiang Chen’e gülümsedi.

 

“Vah vah! Kuzey Gökkubbe Sarayı’nın yaptıkları işleri gizlemeyip açığa vurduklarını sanırdım. Sizler insanları öldürüp yağmaladığınızı bile kabul ediyorsunuz fakat burada yaptığınız basit bir ticari hileyi bile itiraf etmiyorsunuz!” Jiang Chen aşağılayıcı bir şekilde güldü.

 

Stanttan sorumlu bu kişinin yüzü karardı: “Ne? Bizim kendi istediğimiz fiyatı vermeye hakkımızın olmadığı bir kural mı var? Eğer gücün varsa sen de kendi fiyatını belirle. Bu adil bir rekabet!”

 

“Adil Rekabet mi?”

 

“Kesinlikle.” Stant sorumlusu kasılarak konuşuyordu. “Ben, Zhang isimli kişi, seni küçümsediğimden ya da hor gördüğümden değil ama ,eğer sen bugün buradan mavi zambak otu ve ahşap palet alabilirsen ben de bu etkinlik alanından bir sürüngen gibi emekleyerek çıkarım!”

 

Stant sorumlusu bu kişinin gözleri keskindi, Jiang Chen’in başkentte iyi bir pozisyonda olmadığının farkındaydı. Aksi halde malzemeleri satın almak için böylesine alçak bir yönteme başvurmazdı.

 

Bu adamın kullandığı yöntemlere bakılırsa Kuzey Gökkubbe Sarayı’nın başka bir adi yüzü daha ortaya çıkmıştı. Etkinlikteki tüccarlar Jiang Chen yerine nasıl bu adi adama ürünlerini satabilirlerdi?

 

Bu adam konuştukça kendisini garantiye almış gibi hissediyordu. Belli ki Jiang Chen’in üzerinde baskı kurarak büyüğü olan ve ruh âleminden olan Kıdemli Kardeş Liu’nun gözüne girmek istiyordu.

 

Kıdemli Kardeş Liu bugün burada olmasa bile eğer Zhang başarılı olursa başarısı mutlaka Kıdemli Kardeş Liu’nun kulağına giderdi.

 

Bu herifin bu Jiang Chen’e bu şekilde davranmasının sebebi kıdemlilerine dalkavukluk yapabilmekti.

 

Ayrıca inanmıştı ki bugün Jiang Chen karşısında başarılı olursa sadece Kıdemli Kardeş Liu değil, tüccar çevresindeki herkesin saygısını da kazanabilirdi.

 

Ayrıca bu karşısındaki çocuk yabancı birine benziyordu. Çevredeki tüccarlar onun eski arkadaşları olmasa bile Kuzey Gökkubbe Sarayı’nın öğrencisi varken bir yabancının tarafını tutmazlardı.

 

Jiang Chen çevrelerini saran kalabalığa baktı, eğlenceli bir şov izliyorlarmış gibi bakıyorlardı.

 

Jiang Chen’in yüzünde bir gülümseme oluştu: “Emekleyerek mi? Emin misin?”

 

Adam göğsünü ileri çıkartarak: “Evet! Eğer satın alabilirsen etkinlik alanında emekleyerek üç tur atarım! Peki, satın alamazsan sen ne yapacaksın?”

 

Madem Jiang Chen karşısında başarı kazanmak istiyordu, sadece onu etkinlikten soyutlayarak değil aynı zamanda onu rezil ederek yapmak istiyordu. Jiang Chen ne kadar rezil olursa bu adam da Kıdemli Kardeş Liu’ya o kadar yaranabilirdi.

 

Jiang Chen’i sadece durdurmakla yetinmeyecekti aynı zamanda onu ayakları altına alıp rezil edecek ve başkentten ayrılmasını sağlayacaktı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44351 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr