Sıfırıncı Dünya 1. Cilt: 4. Bölüm Gizemli Elf Lilina (1/2)

avatar
148 2

Sıfırıncı Dünya - Sıfırıncı Dünya 1. Cilt: 4. Bölüm Gizemli Elf Lilina (1/2)


Sıfırıncı Dünya

1. Cilt: 4. Bölüm Gizemli Elf Lilina (1/2)

 

-Hemen sökül bakalım!

 

-Aynen yoksa acayip havalı abim tarafından dayağın kralını yiyeceksin. Onu büyünle yen.

 

Bir kez daha aynı noktadaydı. Aynı ara sokakta, aynı haydutlarla birlikteydi fakat kendisi aynı değildi. Izuku Yuno tek kelime bile etmeden öylece bekliyordu.

 

-Ne oldu? Hayatında ilk defa haydut mu görüyorsun aptal keriz?!

 

Haydutlar bile aynı tepkiyi veriyor, aynı sözleri kelimesi kelimesine söylüyordu. Yuno ise beklemeye devam ediyordu. Hiçbir demeden, öylece beklemeye devam ediyordu. Sonra aniden arkasını dönüp koşmaya başladı. Susan ve Nick başta pek bir şey anlamasalar da Yuno'nun ondan kaçtığı yorumunu yaptılar.

 

-Hadi peşinden gidelim!

 

-Anlaşıldı abi!

 

Tıpkı ilk döngüde olduğu gibi haydutlar bir kez daha Yuno'nun peşinden koşuyorlardı. Yuno ise hiçbir şeyi önemsemeden, hiçbir şeyi umursamadan, tek bir şey için koşuyordu.

 

-ONU KURTARMALIYIM!!!!!

 

Öyle bir bağırmıştı ki herkes bir saniyeliğine ona bakmıştı. "Kendi canım için onları kurtarmak zorundayım.Yoksa bu döngü sonsuza kadar devam edecek. Lia'yı olmasa bile onun yanındaki kişiyi kurtarmak zorundayım. Onun ölümü benim ölümümü neden tetikliyor bilmiyorum ama umurumda değil." şeklinde düşünüyordu. Bunun için onları bulmak için bir köpek gibi koşuyordu.

 

-Bu şey göründüğünden daha dayanıklı Susan.

 

-Hasi... Aynı şeyler tekrar yaşanacak.

 

Yuno onların peşinde olduğunun farkına varmıştı ve onlardan kurtulması gerektiğini biliyordu. Bunun için etrafına bakınmaya başlamıştı.

 

-Öyleyse onu büyünle ez abi!

 

-İşte sinir bozucu olmadığın zamanlard...

 

Yuno olacakları daha önceden bildiğinden dolayı onlar hamle yapmadan önce bir başka sokağa yöneldi. Önceki döngüleri sayesinde Felia'daki yolları tam anlamıyla bilmese de çıkışa kolaylıkla ulaşabilirdi. Susan ve Nick'in görüş alanına girmemek için hemen başka bir yöne saptı. Yuno, sokaklar boyunca ilerlerken kaybolmamak için kendine temkinde bulunuyor, sürekli arkasına dönerek haydutların peşinde olup olmadığını teyit ediyordu.

 

-Sanırım kaçmayı ba...

 

Yuno nihayet onları atlattığını düşünüp nefeslenmek için yavaşlamaya başlamıştı ki onları gördü. Yolu uzatmak anlamına gelse bile ilk yönden sapamazsa Nick'in büyüsü tarafından durdurulacaktı.

 

-İnatçı şeyler!!!

 

Yuno hemen solundaki yola saptı. Hatırladığı kadarıyla gittiği yol melez mahallesini gösteren çeşmenin olduğu yola çıkıyordu. Sadece birazcık daha ayaklarını çalıştırması gerekiyordu. Son bir kez daha arkasına bakarken;

 

-Sonunda kurtuluy...

 

Yuno karşısına başka problemler çıkmayacağına o kadar emindi ki, kendine önüne doğru düzgün bakması tembihini vermemişti.

 

-Efendim!!!

 

Çarptığı kişiyle birlikte yere düşerken, tanıdık bir sesi duymuştu. Bu ses kelimenin birisine takılıp duran, sürekli sakarlık yapan, mavi saçlı bir hizmetçinin sesiydi. Bu Lia'ydı fakat onunla çarpışmamıştı. Çarptığı kişi Lia'nın yanındaki gizemli kişiden başkası değildi. İkisi de yere düşerken Yuno "Hay ben şansımı..." ve bu tarz şeyleri düşünürken Lia'nın bağırışını duydu.

 

-Hemen başınızı örtün Lilina Hamım!!!

 

Yuno hemen sesin olduğu tarafa doğru baktı. "Demek kurtarmam gereken kişinin ismi Lilina. Bir kadın olduğunu tahmin etmeliydim. Kara Siluet kesinlikle ona aşık olmamı bekliyor olmalı." şeklinde düşünürken Lilina'nın yüzünü görmesiyle şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi.

 

-Ne...

 

Lilina'nın kar beyazı uzunluğu ile sırtını kaplayan saçları, inci gibi siyah gözleri vardı. Yuno'nun ona çarpması nedeniyle beyaz renkli kapşonlu pelerini başka bir taraftaydı. Siyahın birkaç tonunu barındıran, omuz kısmı açık, kol kısmı beyaz dantellerle süslü, oldukça sade ve şık bir tek parça elbise giyiyordu. Taktığı kolye, küpe, yüzük gibi takılar kıyafetinin tam tersine, oldukça gösterişli ve havalıydı. Boyu hemen hemen Yuno ile aynı sayılırdı. Solgun bir teni vardı fakat güzelliğini baltalayamıyordu. Yüzü bir ay ışığı gibi parıldarken Yuno gördüğü şey karşısında nutku tutulmuştu. Lilina başını örtmek için pelerinini almıştı fakat geç kalmıştı. Sessizliği bozan kişi ise;

 

-E... E... BURADA BİR ELF VAR!!!!!!!

 

Susan bu sözü söylerken etrafta bulunan herkesin Lilina'ya bakmasını sağlamıştı. Herkes Lilina'nın saklamaya çalıştığı elflere has olan kulak şeklini görmüştü. Herkesin gözleri tıpkı önceki döngüde Lycia'da olduğu gibi adeta hayattan yoksun bir hale büründü.

 

-Elf mi?!?!

 

-Canavar!

 

-Onu öldürün!

 

-Bizden ne istiyorsun?!?

 

-Ölmek istemiyorum anne!

-Şeytanların arkadaşı!

 

-Yaptıklarınız yetmedi mi?!?

 

Tıpkı Yuno'nun tahmin ettiği gibi etraflarında buluna her bir insan, cüce ve moche Lilina'nın üstüne yürümeye başladı. Bu durumu fark eden Nick, hemen tir tir titreyen kız kardeşi Susan'ı kucağına alarak;

 

-Hemen gidiyoruz Susan!!

 

-Bırak beni! Bırak da onu öldüreyim!!!

 

Susan elini Lilina'ya uzattı. Bu sırada Yuno bir kez daha yüzünde bir esinti hissetti. Bu sefer kendisi değil Lilina'nın ara sokağa çekildiğini fark etti. Hamle yapmak için ayağa kalktı ve ondan daha hızlı davranan birisi vardı.

 

-Efendim!

 

Lia, Lilina'nın kolundan tutup onu esen rüzgardan korumaya çalışıyordu. Bu çabası kısa sürdü çünkü rüzgar da durmuştu. "Bu hizmetçi cidden tuhaf olduğunu az önce kanıtladı." şeklinde düşünüyordu Yuno.

 

-Hemen beni takip edin!

 

-İyi de...

 

-NEDENİNİ SORGULAMA VE PEŞİMDEN GELİN!!!

 

Yuno eğer az sonra yaşanacak olan izdihamda Lilina'yı koruyamazsa, öleceğinden emindi. Tekrar döngüyü başlatmak istemiyordu ve onlara peşinden gelmesini söylemişti. Lilina neler olduğunu anlamadan Lia tarafından kolundan çekiştirilerek götürülüyordu. Lia ise az önce Lilina'ya çarpan Yuno'nun peşinden giderken, Yuno hakkında "Bu adam neden Lilina Hanımdan korkmadı ki? Görünüşü de çok tuhaf." bu düşüncelere sahipti.

 

Yuno kalabalık toplanmadan evvel başka bir ara sokağa girdi. Tahmin ettiği gibi peşinde onlarca kişi vardı. Onlardan kurtulabilmek için özellikle dar yollardan gitmeye çalışıyordu. Hemen Felia'dan çıkıp onlara zamanda ölerek geriye gittiğini ve başlarının dertte olduğunu anlatması gerekiyordu.  Yaklaşık on dakika boyunca yine ara sokaklar boyunca ilerlerken hızla ana yola çıktı fakat girişin önü halk tarafından tıkalıydı.

 

-Kah... Kahretsin!

 

Önlerinin tıkalı olması büyük bir sorunken Lilina'nın nefes nefese kaldığı belli oluyordu. Belli ki vücudu bu tempoyu kaldırmada güçlük çekiyordu. Yuno bile ciğeri patlayacakmış gibi hissederken, Lia'nın hiç yorgun gözükmemesi fiziksel anlamda kimin güçlü olduğunu ortaya koyuyordu. Üstelik sadece önleri değil, arkaları da tıkanmaya başlamıştı.

 

-Gününüzü göreceksiniz!

-Ona yardım etmeyin!

 

-Kaçabileceğini mi sanıyorsun?

 

-Öldürün... ÖLDÜRÜN!!!

 

-Hay aksi! Başımız belada!

 

Yuno halkın tıpkı bir vücut gibi bu kadar organize olabileceklerini düşünmemişti. Halkın öfkesi basit ve cahilce bir öfke değildi. Sanki yıllardır bir elf bu şehre girdiğinde yaşanan bir tiyatro oyunu gibiydi. Yuno, bu dünyada elflerin neler yaptığını duymak istiyordu fakat şu anda canının derdine düşmüştü.

 

-Yeter...

 

Tam da bu sırada Lilina bunları söyledi. Yuno sesini ilk kez duyuyordu. Sesi zayıftı ama nedensiz bir korku bedenine girmiş gibiydi. Sonrasında Lilina sağ elini havaya kaldırdı. Elinin içinde bir su küresi oluşmaya başlamıştı. Yuno, Lilina'nın da bir büyücü olduğunu anlamıştı. Kalabalık bu büyüyü gördükten hemen sonrasında kaçışmaya başladılar.

 

-Bü... Büyü kullanıyor!

 

-Hemen kaçın!

 

-Öldürüleceğiz!

 

-Benim bir karım var!!!

 

-Birileri büyücülere haber etsin!!!

 

-Çabuk olun Lilina Hanım! Kalabalık dağılmaya başlamışken hemen kaçalım!

 

-Beni de beklesenize!

 

Lia, Lilina ile birlikte Yuno'yu beklemeden koşmaya başladı. Yuno da onlara yetişebilmek için arkalarından koşmaya başladı. Bu sırada etrafta bazı ışıklar belirmişti.

 

-Büyücüler!!! Acele edin!

 

Lia daha da hızlandı ve Yuno ona yetişmekte zorlanıyordu. Şehirden çıkmışlardı fakat koşmaya devam ediyorlardı. Yuno içinden "Bu kız büyücülerden bahsetti de mi? Neden onlardan kaçıyoruz? Bu dünyada kaç büyücü var?" tekrar tekrar bunları soruyordu. Bunları hiç dert etmediğine kendisi bile inanamıyordu. Bu dünyada büyünün önemli olduğunu önceki döngülerden anlamışken neden üzerinde durmamıştı ki?

 

Sonunda Lia ve Lilina yavaşlamaya başlamıştı. Onlar Felia'yı izlerken Yuno arkasına bakmadan koşmaya devam ediyordu. Nihayet onlar durduklarında Yuno da durmuştu. Hayatı boyunca bu kadar koştuğunu hatırlamıyordu ve nefes nefese kalmıştı.

 

-Sanırım artık güvendeyiz Lia.

 

-Haklısınız efendim. Bundan sonraki topraklara efendi Rose ilgilendiği için büyücülerin buraya pervasızca bir toz bulutu gibi geleceklerini sanmıyorum.

 

-Ben de az önceki çarpışma için öz...

 

Lia, Yuno'ya tıpkı önceki döngüde olduğu gibi suratına bir yumruk geçirmişti. Yuno içinden "Kesinlikle ama kesinlikle bir kum torbası olarak işe başlamalıyım." diyordu. Yuno ayağa kalkarken Lia oldukça sert ve net bir tonda;

 

-Basit bir özrün yaptığın bu korkunç hatayı kapatamaz. Senin yüzünden Lilina Hanımın kimliği ortaya çıktı. Bir daha ne beni ne de ablamı Felia'ya sokmazlar. Kralın oğulları bu konuyu araştıracaktır ve efendimin başına da çok büyük dertler açılacak. En önemlisi ablama bana verdiği değer bir toz tanesi kadar olacak.

 

-Eee... Biraz sert davranmıyor musun Lia?

 

-Hiç de bile! Bu adamı tanımıyoruz. Üstelik sizden korkmuşa benzemiyor. Belki de bunu bilerek yapmıştır.

 

-Bir dakika! Bir dakika! Benim haydutlardan kaçtığımı görmediniz mi?

 

-Belki de onları parayla tutmuşsundur. Ben bunu nasıl bileceğim?

 

-Seni...

 

Yuno bu tartışmanın bir yere varmayacağını anlamıştı. Bu durumda söylediği her sözün inandırıcılığı ince bir ipin ucundaydı. Üstelik tek dert etmesi gereken konu bu değildi. Lilina'yı koruması gerekiyordu ama güya korunan yine kendisi olacağa benziyordu ama Lilina'da adını koyamadığı bir zayıflık hissediyordu. Onu koruması gerektiğinden emin değildi.

 

-Eğer büyücüler tarafından öldürülmek istemiyorsan buralardan çok uzaklara git.

 

-Aslında asıl niyetim Terrasa'ya gitmekti.

 

-Tıpkı bir toz tanesi gibi oradan oraya savrulduğunu mu söylüyorsun?

 

-Senin kelimelerle alıp veremediğin nedir?

 

-Benim kelimelerle bir alıp veremediğim yok.

 

-Yolculuğum güya güzel başlamıştı. Şimdi ne hallere düştüm?

 

-Eee... Siz hiç buralardan gibi durmuyorsunuz. Şey...

 

-Yuno. Bana Izuku Yuno diyebilirsiniz.

 

Yuno, Lillna'ya kendini tanıtırken Lia'nın bakışlarını hissedebiliyordu. "Tamam Izuku Yuno. Bu dünyada elflerden en azından tamamının birer katliam manyağı olmaması, elflere olan zaafını harekete geçirmesin. Yoksa şu gıcık hizmetçi, suikastçıdan önce davranacak." şeklinde düşünüyordu. Bunun için öncekinden daha az organize bir beyaz yalan söylemeyi düşündü fakat bundan vazgeçti. Lilina, Yuno böyle düşüncelere dalmasından dolayı ne düşündüğünü merak etti.

 

-Görünüşüm sizi biraz olsun korkutmuyor mu?

 

-İnsanın bilmediği şeyden korktuğuna inanırdım ama halkın bu kadar organize çalışmasını beklemiyordum. Ben hayatım boyunca buralardan çok uzak bir ada ülkesinde büyüdüm. Bu yüzden buradaki çeşitli ırklardan bihaber bir şekilde büyüdüm.

 

-Anlıyorum. Benim ismim de Lilina. Ben...

 

-Lütfen kimliğinizi söylemeyin Lilina Hanım. Efendi Rose'un bu konuda net bir talimatı var.

 

-Tamam Lia. Ona ölen son kralın kızı olma ihtimalinin olduğunu söylemem.

 

-N... NEEEEEEE!?!?!?

 

Yuno aslında Lilina'nın kim olduğunu öğrenmesiyle ufak çaplı bir şok geçirdi. Tam bu anda aklına Lycia'nın "Asteray'ın son kralı yirmi beş yıllık yönetimi boyunca onlarla nasıl iyi geçindi bilmiyorum." şeklindeki sözü aklına geldi. İçinden "Yoksa..." diyordu. Neden Lilina'ya bir suikast düzenlendiğini anlamıştı. Yuno cebinden bir çikolata barı çıkardı ve yemeye başladı. "En iyisi onlara bu durumdan bahsetmemek olacak. Özellikle şu gıcık hizmetçinin güvenini kazanmak zorundayım." diye düşünüyordu.



************



#Kafam allak bullak olsa da yolumuza devam ediyoruz. Sınav haftam başlayacak olsa da bölüm sıklığını korumaya çalışacağım. Bunun dışında hikayedeki bazı tanıdık desenler görseniz bile endişelenmeyin. bugünkü yazar notumuz şimdilik bu kadar. Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44746 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr