Sıfırıncı Dünya 1. Cilt: 4. Bölüm Gizemli Elf Lilina (2/2)

avatar
149 2

Sıfırıncı Dünya - Sıfırıncı Dünya 1. Cilt: 4. Bölüm Gizemli Elf Lilina (2/2)


Sıfırıncı Dünya

1. Cilt: 4. Bölüm Gizemli Elf Lilina (2/2)


Yuno çikolatasını yemeye devam ederken Lilina, Lia'nın azarlarını işitiyordu. Lilina hakkında onun çok güzel olduğunu düşünse de hissettiği zayıflık onun aklını kurcalıyordu. Lia içinse ne söyleyeceğini bilemiyordu. Fiziksel olarak gereğinden fazla güçlü olması onu şaşırtmıştı. Konuyu büyülerden açmaya karar verdi. Böylece bu dünyadaki büyü sistemi hakkında bir şeyler öğrenebilirdi.

 

-Muhabbetinizi bölüyorum ama Lilina'nın yaptığı şey inanılmazdı değil mi?

 

-Ben büyümün.... o kadar havalı olduğunu düşünmemiştim.

 

-Anladım. Demek ki o şeye büyü deniyor. Ne güzel! Acaba ben de yapabilir miyim ki?

 

-Büyü dediniz de aklıma o küçük kızın yaptığı rüzgar büyüsü geldi.

 

-Bir dakika? O büyü Nick'e ait değil miydi? Yoksa ikisi de aynı büyüyü mü yapabiliyor?

 

Lilina'nın bu dediklerinden dolayı Yuno'nun aklı biraz karışmıştı. Susan da büyü kullanabiliyor muydu? Öyleyse neden hiç bunu göstermemişti? Bu soruların cevabını vermek amacıyla söze Lia girdi.

 

-Bu efsanenin o tozlu haydutlardan birisi olabileceği aklıma gelmemişti.

 

-Nasıl yani? Bize de açıklasana.

 

-Yaklaşık bir yıl önce melez mahallesini gezen Büyücü Komutanı Raven Smith'e bir suikast girişimi olmuştu.

 

-Ne!? Raven bana bundan hiç söz etmemişti.

 

-Lütfen sözümü bölmeyin Lilina Hanım. Bu suikast başarısız oldu. Büyücü Komutanının dediğine göre melez mahallesinden bir kızın saldırıyı fark edip durdurduğunu, bunu da kendi büyüsünü kullanarak yaptığını söyledi. Buna başta kimse inanmasa da Büyücü Komutanı onu bulan ve bulanların ödüllendirileceğini söylemesi ile pek çok kişi onu aradı. Hatta sırf bu yüzden Felia'ya bir toz bulutu gibi gelenler bile oldu.

 

-İyi de Büyücü Komutanı denen kişi neden onu arayıp duruyor?

 

-Yabancı olduğun için melez mahallesinin işleyişi hakkında hiçbir şey bilmemen çok normal.

 

-Melez mahallesinin işleyişi mi?

 

Yuno'nun duyduğa şeyler onun için merak uyandırıcıydı. Orada yaşayanların neden ona öyle baktığını merak ediyordu. Lia, Yuno'nun bu merakını fark etti ve sonrasında dengesini kaybedip düştü. Yuno "Bu kız bunu nasıl becerebiliyor anlayamıyorum." şeklinde düşünüyordu. Lilina, Lia'nın kalkmasına ve üzerindeki tozu silkelemesinde yardım etti. Lia tekrar düşmemek için adımlarını yavaşlattı ve derin bir nefes aldı.

 

-Felia tarihteki en eski şehirlerden birisi olduğu söyleniyor. Tarih boyunca bu şehrin zenginlikleri için dünyanın dört bir yanından pek çok kişi bir toz bulutu gibi gelmiştir. Bu yüzden bu şehirdeki azınlık ırklar, diğer şehirlere göre çok daha fazladır. Bu yüzden elli sene önce şehrin bir bölümü tamamen azınlıklara verildi. Ayrıca bir kimsesi olmayan insanlar da bu bölgeye yerleşti. Böylece buradaki azınlıklar kendi aralarında evlendi ve farklı melezlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Zamanla buraya melez mahallesi denilmeye başlandı.

 

-Anlıyorum fakat sadede gelsen olmuyor mu?

 

-Melez mahallesinin kuruluş nedeni olarak herkes öyle cevap verir. Efendim Coll Rose için bu bir bahanedir. Onun dediğine göre asıl amaç buradan çıkan güçlü kişileri kendi bünyeleri altına almaktır. Bunun için o güçlü kişinin ne istediği önemli değildir. Hatta bazılarının aileleri tarafından zorla alındığı bile söylenir.

 

-Ne!?

 

-Üstelik onlara bir bölge verilmesinin nedeni hangi vatandaşların "ikinci sınıf" olduğunu ayırt etmektir çünkü burada yaşayan insanlar bile "ikinci sınıf" muamelesi görür. Melez mahallesinde yaşayanlar genelde ağır işler yaparlar. Özellikle şehrin altındaki madende çalışanların çoğunluğu melez mahallesinde yaşamaktadır. İyi para kazanırlar ancak madenlerin çökme ihtimali ve Felia'nın "Varoşlar" adındaki bölgedeki çetelerin sık sık madenlere saldırması yüzünden tehlikeli bir iştir.

 

-Bu onlara tam anlamıyla haksızlık olmuyor mu?

 

-Diğer ülkelerde duyduklarımı sana söylersem az önceki maceramızın onların yanında bir toz tanesi kalacağına eminim. Şehirdekilerin aksine taşrada büyüdüğüm için diğer ırklar beni korkutmuyor.

 

Yuno'nun melez mahallesi hakkında duydukları onun canını biraz sıkmışa benziyordu. Bu onun düşünce şekliyle hiç uyuşmuyordu. Birinin kulakları farklı diye yaşadığı şey onun midesini bunaltıyordu. Bu anda düğüm düğüm olmuş zihninden bir şey duyuyor gibiydi.

 

-Bu çocuk...

 

-İnanamıyorum.

 

-Nasıl buna gülebilir?!

 

-Senin duyguların yok mu?

 

Son sözü zihninde duyduğu anda kendine vurarak sakinleşmeye çalıştı. Lilina, Yuno'nun neden böyle davrandığını anlamıyordu. Lia'nın umurunda olduğu söylemezdi. Yuno içinden "Şu anda kendi dünyanı düşünmeyi bırak Izuku Yuno. Ölmek istemiyorsan onu korumak zorundasın." diyordu. Bu anda Lilina ve Lia'yı korumak hakkında kafasında çeşitli sorunlar aklına gelmişti.

 

Bu sorunları kafasında tartmadan önce ne kadar zamanı kaldığını kontrol etmek için saatini kontrol etti. Yaklaşık beş dakikası vardı ve saldırıyı nasıl durdurabileceğini düşünmeye başladı. "İlk sorun şu kara sis bulutu. Suikastçının bunu kullanarak kurbanlarını teker teker hakladığını düşünüyorum. Ne kadar güçlü olduğunu ve büyü kullanıp kullanmadığını bu sis bulutu dağıldıktan sonra ancak anlayabiliriz." diye düşünüyordu. Lia ve Lilina'nın saldırıları fark edebilmelerini sağlarsa bu bulut dağılana kadar bir sorunun olmayacağını düşünüyordu.

 

-Merak ettim de sen de büyü kullanabiliyor musun?

 

-Hayır.

 

-Öyle mi? Ben de büyünün sadece soylularda mı olduğunu yoksa herkes büyü kullanabilir mi onu merak ediyordum.

 

Yuno ayrıca büyü hakkında bu kısıtlı zamanda öğrenebildiği kadar şey öğrenmek istiyordu ve tahmin ettiği gibi Lia büyü kullanmıyordu. Bu dünyada büyü kullanabilmek için gerekli şartları öğrenmesi gerekiyordu.

 

-Cüceler hariç herkesin büyü kullanabilmesi için vücudunda yeteri kadar mana vardır fakat herkes bu manayı kullanamaz. Senin gibi bir toz parçası da büyü kullanam...

 

Lia bir kez daha sakarlığının kurbanı oldu ve tekrar yere düştü. Bu sefer ona yardım etmek için Yuno elini uzattı.

 

-İyi misin Lia?

 

-Ben iyiyim. Senin yardımına ihtiyacım yok. Yuno'ydu değil mi?

 

-İsmim bile umurunda değil mi?

 

-Az önceki yaşananları çabuk unutmuşa benziyorsun.

 

Yuno bu hizmetçiyle anlaşamıyordu. Ölse umurunda olmazdı ama bir ablası olduğu aklına geldi. Ona neden kardeşini korumadığı şeklinde sorularla karşılaşmak istemiyordu. Bu nedenle yeniden sis bulutundan nasıl kurtulabileceklerini düşünmeye başladı. "Eğer düşündüğüm gibiyse bir arada kalırsak hayatta kalabiliriz." diye düşünüyordu. Bir diğer taraftan ise suikastçıyı nasıl durduracaklarını düşünüyordu. Tekrar saatine baktığında vaktinin hiç kalmadığını fark etmişti. Şimdi geriye saldırıyı beklemek kalmıştı. Bir dakika sonra etrafları kara bir sisle kaplanmaya başlamıştı.

 

-Bu da nedir?

 

-Bir dakika! Yoksa...

 

Yuno söze girmemişti ve onlara ayak uydurmak için etrafına bakınıp duruyordu.

 

-Bu sis de nedir?

 

-Ben de bilmiyorum ama tam da Efendi Rose, Asteray'ıun dışındayken olması...

 

-Ne!?

 

Yuno bunu bilmiyordu ve sinirleri iyice bozulmuştu. Önceki döngüsünde yaptıklarının bir hiç olduğunu anlaması onu sinirlendirmişti. Üçlü sisten kurtulabilmek için koşmaya başlamıştı ama sisten uzaklaşamıyorlardı.

 

-Ye... Yerinizi koruyun! Bu sis sonsuza kadar süremez. Hareket edersek kaybolabiliriz.

 

-İtiraf etmeliyim ki seni gibi bir toz parçasının bile bunun ne demek olduğunu anlaması güzel.

 

-Övgülerini sonra saklarsın Lia. Bizi koruyabilecek bir büyü yapabilir misin Lilina?

 

-Tabii ki.

 

Lilina etraflarını kaplayan bir su küresi oluşturdu. Yuno'nun bu korumayı almasıyla içi rahat bir şekilde tekrar düşünmeye başladı. İçinden "Suikastçı bu korumayı geçebilirse gücü hakkında bir yorum yapabilirim. Buna göre ya köşke doğru kaçarken onu oyalamak veya işini burada bitirmek konusunda bir karar vermeliyim." diyordu. Bu sırada Lilina'nın belli belirsiz şeyler fısıldadığını ve kolyesini tuttuğunu fark etti. Onu ve yanındaki hizmetçiyi korumalıydı. Tam bu sırada sisin içinden bir elin Lilina'nın kolunu tuttuğunu fark etti.

 

-Lilina Hanım!!!

 

Lia yine Yuno'dan önce hareketlendi ve Lilina'yı diğer kolundan tuttu. Bu sırada;

 

-Küreyi yok et Lilina!

 

Yuno, Lilina'nın küreye yok etmesini söyledi çünkü yumruğunun küreği geçemeyeceğini biliyordu. Lilina, Yuno'nun dediğini yapıp küreyi bozarken Yuno tam anlamıyla kör saldırı yapıyordu ve yumruğunun isabet edip etmeyeceğinin garantisi yoktu. Salladığı yumruğu hareket etmeyi kesti çünkü durdurulmuştu. Lilina'ya baktığında onun güvende olduğunu anlamıştı fakat bu dikkat dağınıklığı yüzünden ona gelen yumruğu fark edemedi. Yüzünde oldukça sert bir sağ kroşe yemişti ve yere yığıldı.

 

-Düşündüğüm gibi...

 

Yuno ağzındaki kırılmış olan iki dişini tükürdü. Bu sırada sis dağılmaya başlamıştı. Yuno başlarda bunun iyi bir şey olabileceğini düşünüyordu ama nedense şimdi tam tersini hissediyordu.

 

-İlginç... Çok ilginç...

 

Sis dağılırken bir kadının sesi duyuluyordu. Yuno bu sesi daha önce de duymuştu. Bu suikastçının sesiydi ve ilk kez duyduğu vakit hissettiği şeyleri hissediyordu. Çekici ve soğuktu. Yine de hiçbir şey bilmiyormuş gibi yapmalıydı.

 

-Düşündüğümden daha güçlü birisi olmalı.

 

-Haklısın. Etrafımızdaki hava iyice ağırlaştı. Toz kondurmadığım bıçağımı iyi ki böyle durumlarda yanımda taşıyorum.

 

Lia kıyafetinin bir köşesinde sakladığı bıçağını çıkarıp sesin geldiği yöne pozisyon aldı. Aynı şeyi Yuno ve Lilina da yaparken üzerlerinde herhangi bir silahları yoktu. Yuno ve Lia aynı şeyi düşünüyorlardı. Bu kadını hemen burada halletmeleri lazımdı. Kaçmak da bir seçenekti ama onlardan daha güçlü birisinden kaçmanın mümkün olmayacağını ikisi de biliyordu. Sis iyice dağılmıştı ve Yuno sonunda düşmanının görünüşünü çıkarabiliyordu.

 

Fiziği otuzlu yaşlarda olan çıtır gibi bir kadın önünde beliriyordu. Bu çekici havası ve açık seçik simsiyah kıyafet seçimi ona bir çekicilik katıyordu. Siyah saçları ve siyah renkte gözleri vardı. Teni oldukça beyazdı. Ellerinde birer adet yine simsiyah kavisli bir hançer taşıyordu. Lia'nın küçük bıçağı ile kapışamazdı.

 

-Gerçekten çok ilginç! Halbuki sizi hep iki kişi beklemiştim. Şuradaki elemanın olaya dahil olacağını bilseydim size direk saldırırdım.

 

-Beni neden öldürmek istiyorsun?

 

Lilina net bir ses tonuyla suikastçıya amacını sormuştu. Yuno ve Lia, Lilina'nın bunu neden sorduğunu merak etmişti. Suikastçı hançerlerinden birini yaladıktan sonra Lilina'ya;

 

-Ben nasıl yaşamak istiyorsam öyle yaşıyorum. Canım birilerini öldürmek istiyor ve karşıma bir fırsat çıkıyor. Canım seni öldürmek de isteyebilir veya seni bayıltabilirim. Peki sen ne yapmak istiyorsun yarı elf?

 

-Ne istediğimi hatırlayabilseydim... Sana cevap verebilirdim. Bir hafta önce hafızamın çoğunu yitirdim ama Lia ve Yuno ile yaşadığım küçük macera bana...

 

Lilina bunları söylerken sesi gittikçe azalıyordu. Yuno "Hafızasını mı kaybetmiş? Kara Siluet onu korumamı istemişse sebebini kısmen anlayabiliyorum." şeklinde düşünürken Lilina'nın bir kez daha kolyesini tuttuğunu fark etti. Bir güle benzeyen kolyeyi tutarken saçlarını düzeltti. Sonra yüzünü suikastçıya döndü.

 

-Bir şeyleri hatırlamaya başladım. Pek de güzel olmayan şeyler hatırladım ama en azından kendimde bir değişiklik hissetmiyorum. Dövüşe başlamadan önce adını duymak isterim.

 

Lilina'nın özgüveni yerine gelmişe benziyordu ve suikastçıya adını sordu. Suikastçı bu sorudan sonra gülümsemeye, elindeki hançerleri sallamaya başladı.

 

-Büyük bir ihtimalle adımı duymuşsunuzdur. Ben Kara Ölüm Wilma Tores. Tanıştığımıza... MEMNUN OLDUM!!!

 

-Ka... Kara Ölüm mü!!?!?!

 

Lia bu ismi ve lakabı duyduğu anda mavi gözleri fal taşı gibi açıldı. Wilma ise eğlenceli birkaç dakika için Lilina'ya saldırırken, Yuno onları nasıl koruyabileceğini düşünüyordu.



************



#Sizi bir hafta beklettim. Bu sitede bazen günde 2-3 bölüm atıldığını düşününce epey yavaş ilerliyormuşum gibi hissediyorum. Ancak eğer yazmaya çok odaklanırsam sınavlardan çuvallarım ve sınavlardan çuvallamak istemiyorum. Bunun dışında internet problemlerim var ve bölümüm ancak atabiliyorum. Bir sonraki bölüme kadar aynı sabrı gösterirsek ne mutlu bana. Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44730 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr