Bölüm 46: İçsel Uçan Kılıç Tamamlanır

avatar
2742 1

Seeking the Flying Sword Path - Bölüm 46: İçsel Uçan Kılıç Tamamlanır


 

Çeviri: Xanaphia Düzenleme: Kharsmi

 

Qin Yun ve Yi Xiao, harekete geçecekleri gün olarak 26 Haziran’ı seçtiler. Çünkü 28 Haziran köylerden birçok çocuğun Su Tanrısı’na kurban olarak sunulacağı gündü. İki gün öncesinden harekete geçmek, Yi Xiao ve Qin Yun’a ilerlemeleri için yeterli zamanı vermenin yanı sıra, birçok çocuk bu korkunç kaderin pençesinden kurtarabilirdi.

 

Kararlaştırdıkları güne daha iki haftadan fazla vardı. İkili hazırlıklarını dikkatle sürdürürken aynı zamanda sık sık plan üzerine tartışıyorlardı. Sonuçta ikisi de başarısızlığı kabul edemezdi.

 

Günün öğle vakti.

 

Qin Yun, Yi Xiao’nun konağından çıktıktan sonra uzakta eyalet valisinin durduğunu gördü.

 

“Genç Usta Qin.” Eyalet valisi gülümseyerek Qin Yun’u selamladı.

 

“Eyalet Valisi Lordum.” Qin Yun da hemen valinin yanına yürüdü.

 

“Yürürken biraz konuşalım mı?” Eyalet valisi gülümsedi ve cevap beklemeden küçük patikadan yürümeye başladı. Qin Yun da meraklı bir şekilde peşine düştü.

 

Çevrelerindeki bitkiler etrafa huzur ve sakinlik veriyordu. Ayrıca muhafızlar da mesafelerini koruyordu.

 

Eyalet valisi bir iç geçirdi ve konuşmaya başladı, “Gençleşmek hakikaten değişik hissettiriyor. Kaslarım ve kemiklerim sertleşti ve sırt ağrılarım kayboldu.”

 

Qin Yun gülümsedi.

 

“Qin Yun.” Eyalet valisi durdu ve Qin Yun’a döndü. “Sana büyük bir iyilik borçluyum. Hayatımı yirmi yıl uzatmamı sağlama konusunda büyük bir rol oynadın. Kalbimde artık sen bir yabancı değilsin.”

 

“Ben sadece bana verilen görevi yerine getirdim.” dedi Qin Yun.

 

“Seni yabancı olarak görmediğimden, senin için bazı şeylere açıklık getirmek istedim.” dedi eyalet valisi, “Önceden Yi Xiao ile pek etkileşimin yoktu ancak Yeşil Diş Dağı'na yapılan seferden sonra malikaneye sık sık onu görmeye gelir oldun. Ara sıra o da Qin Malikanesi’ne seni görmeye gitti… Özel olarak bir kadın ve erkeğin yalnız kalacakları yerlerde buluşmaları, belirli bir sıklığa ulaşınca, insanlar arsızca şeyler düşünebilir.”

 

Qin Yun biraz şaşırmıştı.

 

Evet, Su Tanrısı’nın işini bitirmek için sık sık bir araya gelip detaylar hakkında konuşuyorlardı.

 

Eyalet valisi konuşmasına devam etti, “Yi Xiao kesinlikle bu dünyadaki en estetik varlıklardan biri, adeta ölümlü dünyaya gelmiş bir peri gibi. Kunlun Eyaleti’nin Yi Ailesi’nin genç kuşaklarının en mükemmel üyesi. Aynı zamanda Daoistlerin kutsal topraklarındaki İlahi Gök Meclisi mezhebinin bir öğrencisi. Sonuçta yetişimciler sayı olarak çok fazla değil. Yi Xiao’nun güzelliğiyle birleşince, yetişimcilerin arasında bile böyle birinin çok nadir olduğunu söyleyebilirim. Sence kaç kişi ona kur yapıyordur?"

 

Qin Yun olduğu yerde afallayıp kalmıştı.

 

Çok fazla ölümlü vardı ama ölümlülerde bile böyle emsalsiz bir güzelliğe sahip insan sayısı azdı. Onlara oranla yetişimcilerin sayısı çok az. Eğer yetişimciler bir kişiyi gençleştirecek güzelleştirecek bir yetişime sahip olsalar bile, kişinin Yi Xiao gibi güzel doğmuş biri olması gerekirdi.

 

“Muhtemelen çok fazla kişi Bayan Yi’ye kur yapıyordur.” dedi Qin Yun.

 

Eyalet valisi bir kahkaha patlattı, “Çok fazla olduğunu biliyorum. Ama ona kur yapmaya cesaret edemeyenlerin sayısı da çok fazla. Neden biliyor musun? Yi Xiao’ya ısrarla ve tutkulu bir şekilde kur yapan üç kişi yüzünden. Her birinin diğer geri kalanları korkutacak hikayeleri ve çevreleri var. Yani diyebilirim ki ona kur yapmaya cesaret edenler gerçekten babayiğit olmalı.”

D.N: Onların ruhu Qin Yun'un ruhu önünde diz çöker tövbe ister :D

 

Qin Yun meraklanmıştı, “O üç kişi kim?”

 

“Birincisi, ekselansları, On Altıncı Prens.” dedi eyalet valisi, “İnsan imparator üç asırdır Chang imparatorluğunda hüküm sürüyor. On sekizine gelebilmiş çok fazla prens yok.”

 

Qin Yun başını salladı.

 

İnsan imparator üç asırdır tahtta ve dünyada hüküm sürüyor. Sadece yaşından bile söyleyebiliriz ki gerçekten derin bir uzman. Söylentilere göre İnsan İmparator Mabudiblis mirasında yetişim yapmış ve dünyada eşi bulunmaz bir uzmanmış.

 

“İnsan İmparator’un çocukları arasında yetişim yeteneği olan fazla kişi yok. Ekselansları 16. Prens diğerlerine kıyasla daha yetenekli. Daha yirmi beş yaşında ama çoktan Sahte Nüve Aşaması’na ulaştı. Ayrıca Mabudiblis mirasıyla yetişim yapıyor ve çok güçlü. Majesteleri tarafından tercih ediliyor ve önemli görevler üstleniyor. Şimdi generalliğe yakın, Mabudiblis uzmanlarından oluşan bir muhafız grubunun lideri. Ekselansları 16. Prens, bir keresinde İlahi Gök Meclisi’ni ziyaret etmişti ve ilk gördüğünden beri ısrarla Yi Xiao’nun peşinde.”

 

“İkincisi, İlahi Gök Meclisi’nin en büyük öğrencisi. Daha yirmi dokuz yaşında ve Gerçek Nüve Aşaması’na ulaşmış biri. Dharmik Dao’daki derinliğiyle gerçekten seçkin biri. Dedikodulara göre İlahi Gök Yıldırım Dharma’sı ona miras kalmış. Ve yeteneğiyle beraber Altın Nüve aşamasına geçmesi işten bile değilmiş.”

 

Qin Yun içten içe telaşlanmıştı.

 

Daha bu genç yaşta Gerçek Nüve Aşaması’nda mıydı?

 

İlahi Gök Yıldırım Dharması mı? Tüm Dharmik Dao’ların içinde, yıldırım en yüce olanı. Ve tüm yıldırım Dharma’larının arasında, İlahi Gök Yıldırım Dharma’sı en iyisi! Herkes bilirdi ki İlahi Gök Yıldırımı dünyaya indiğinde, hayal edilemez güçler ortaya çıkardı.

 

“Üçüncüsü aynı zamanda en genci, İlahi Gök Zhang Ailesi’nden Genç Usta Fu. Genç Usta Fu, İlahi Gök Zhang Ailesi’nin günümüz neslinin en mükemmeli. Yaşı daha on altı ve Sahte Nüve aşamasında. İlahi Gök Zhang Ailesine gelince… İnanıyorum ki İlahi Gök Meclisi’nde hangi pozisyonda olduklarını biliyorsundur."

 

Qin Yun kendi kendine mırıldanıyordu.

 

Biliyordu. Tabii ki biliyordu!

 

İlahi Gök Meclisi her zaman İlahi Gök Zhang Ailesi tarafından idare ediliyordu. Hiç değişmemişti. Özellikle bu Genç Usta Fu’nun, İlahi Gök Zhang Ailesi’nin şimdiye kadar gelmiş en mükemmel üyesi olduğu düşünülüyordu. Durumu ve konumuyla prens bile ona denk olamazdı.

 

Vali iç geçirdi, “İlahi Gök Meclisi’nin en büyük öğrencisi ve İlahi Gök Zhang Ailesi’nden Genç Usta Fu. Üstüne yetmezmiş gibi bir de ekselansları 16. Prens. Bu üçü Yi Xiao’yu isteyen en güçlü üçlü. Hem de hiçbiri eş olamayacak kadar yaşlı değil.”

 

“Yi Xiao dışsallıklara kendini kaptırmadığı için şimdiye kadar hiç kimse başaramadı.” Vali tekrar Qin Yun’a baktı, “İkiniz de birbirinizi uzun süredir tanımıyorsunuz, bu yüzden seni bu belaya bulaşmaman için uyarma ihtiyacı hissettim. Genç Usta Fu ve 16. Prens, ikisi de aşırı baskıcı ve zorba. İlahi Gök Meclisi’nin en büyük öğrencisi de birçok araca sahip.”

 

“Teşekkürler lordum, benim için endişelenip uyarılarınızı dile getirdiniz.” dedi Qin Yun.

 

Eyalet Valisi de başını salladı. “Gerisi sana kalmış.” diyerek ayrıldı.

 

Qin Yun da böyle bir şeyler bekliyordu.

 

Nazik ve zarif bir hatun, her erkek için mükemmel bir eş adayı. Dao kalbini kuzey sınırlarında işlemesine rağmen, Qin Yun da Yi Xiao ile ilk karşılaştığında apışıp kalmıştı. Yi Xiao uzun zamandır da İlahi Gök Meclisi’nde yetişim yapıyordu. Doğal olarak İlahi Gök Meclisindeki akranlarının peşinde olması normaldi. Onlardan biri İlahi Gök Meclisi’nin en büyük öğrencisi, diğeri de Zhang Ailesi’nden Genç Usta Fu’ydu. Son olarak 16. Prens bile ziyareti sırasında Yi Xiao’ya vurulmuştu.

D.N: Güzellik başa bela.

 

Qin Yun bu düşüncelerle bahçeden ayrılırken kendi kendine kıkırdadı, “Onlara kıyasla ben sadece gezgin bir yetişimciyim.”

 

 

 

Günler göz açıp kapayıncaya kadar geçiyordu. Çoktan ayın on dokuzu olmuştu.

 

Gecenin geç saatleriydi.

 

Qin Yun odasındaki yatakta bağdaş kurmuş oturuyordu. İçerde bir tütsü kazanı ve yanmakta olan bir tütsü çubuğu vardı.

 

“Swoosh.”

 

En Saf Öz sessizce odanın köşesindeki büyük bir sandığı açtı. Özel olarak sipariş üzerine yapılmış bir sandıktı bu. Açılmasıyla devasa baltanın birçok parçası meydana çıkmıştı!  Özümsendikten sonra devasa baltadan geriye beş yüz elli kilogram kadarı kalmıştı ve birçok parçaya ayrılıp bu sandığa koyulmuştu.

 

En Saf Öz tarafından taşınan parçalar yükseldi ve kısa sürede odada bir yığın haline geldi.

 

“Eğer tahminlerim doğruysa, bugün içsel uçan kılıcımın tamamlanacağı gün.” Qin Yun’un sanki içine doğmuştu. Dantianındaki kılıç topu hızla metalik bir kıymığa dönüştü ve dantianından ayrıldı, damarları boyunca ilerledi ve parmak ucundan çıktı. Etrafını saran havayla temas edince büyüdü ve boyu üç inç uzunluğuna geldi.

 

Uçan kılıç parlak gümüşi rengini korumuştu ama altından çıkan mavi parıltı üzerine yayılmıştı.

 

Düşüncesiyle uçan kılıcı kontrol ederek, doğrudan yerdeki balta parçalarına götürdü.

 

“Chi! Chi! Chi!”

 

Qin Yun, Dharma metodunu dağıtırken uçan kılıcın yüzeyinde parlak bir girdap oluştu. Altındaki parçalar ışık taneleri halinde havalanmaya başladı ve uçan kılıcın içine dolmaya başladı.

 

Dakikalar birbirini takip etti ve neredeyse bir saat sonra, yaklaşık on beş kilogramlık metalik öz emilmişti.

 

“Weng—”

 

Uçan kılıç aniden vızıldayarak titredi. Altındaki parçalar hızla dağılırken emilim hızı da artmıştı. Uzun şeritler halinde ışık noktacıkları havada yüzen üç inçlik kılıca doğru akıyordu. Emilim hızı Qin Yun’un İçsel Uçan Kılıç yetişimini yaptığından beri ilk kez bu kadar fazlaydı. Devasa baltanın parçaları hızla süprüntü haline gelmişti.

 

Qin Yun uçan kılıca beklenti içinde bakarken gözleri adeta alev alev yanıyordu, “İşte şimdi kritik an!”

 

Hararetli emilim on dakika kadar daha sürdü. Geriye üç yüz kilogram kadar kaldığında, İçsel Uçan Kılıcın titreşimleri durmuştu. Kılıcın uğultusu kesilmişti ve odaya sessizlik hakimdi.

 

Sadece, ucundan biçimsiz kılıç ışınları çıkan gümüş bir kılıç süzülüyordu.

 

“Bebeğim.”

 

Qin Yun neşe içindeydi, adeta gözleri gülüyordu.

 

İçsel Uçan Kılıç kişinin En Saf Özünü ve ruhunu kullanarak beslenmişti. Her gün onu beslemek için kılıç niyetini kullandığından zaman içinde hayatının bir parçası haline gelmişti. Onun için kollarından bacaklarından bile daha önemliydi! Yetişimciler kopan uzuvlarını tekrar yetiştirmek için çeşitli araçlara sahiplerdi. Ama İçsel Uçan Kılıcı yok edilmesinin sonucunda yetişimci yolu çok ciddi zarar görebilir hatta tamamen kapanabilirdi!

 

Yok edilmesi ömrünün yarısını yok etmekle aynı anlama geliyordu. Ancak bir kılıç ölümsüzünün yiğitliği İçsel Uçan Kılıcından gelir! İçsel Uçan Kılıç olmadan, bir kılıç ölümsüzünün gücünü göstermesinin hiçbir yolu yoktur. İçsel Uçan Kılıcın tamamlandığı an kişinin gücünün kabardığı andır. Qin Yun’un sadece, göklere meydan okuyan Sisli Yağmur Kılıcı Niyetine güvendiği günler, burada bitiyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44771 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr