4. Bölüm - Plan

avatar
263 0

Salvator: İsyan - 4. Bölüm - Plan


Simsiyah saçları olan tatlı bir çocuk yattığı yorganın üstünden kalktı, uzun zamandır kesilmemiş, kirli saçları omuzlarına düştü. Yerden kaptığı bir ip ile saçlarını bağladı.

"Arte! Sonunda uyandın!" bir bağırış Arte'nin kulaklarında duyulduğunda Arte irkildi.

"Şişşşt! Sessiz ol, Yao amcayı uyandıracaksın." Arte kendisine seslenen Krynt'a doğru sessiz adımlarla ilerledi.

Beraber ara sokağın dışına ilerlediler.

"Bugün büyük gün, sonunda ölümsüzlük yoluna adım atabileceğiz!" Krynt heyecanını gizlemedi.

"Pek emin değilim ya, neticede biz basit sokak çocuklarıyız, ne kadar ilerleyebiliriz ki?" Arte özgüvensizdi.

"Arte, kendini fazla küçümsüyorsun!" Krynt, Arte'yi azarladı.

Arte pek önemsemedi ve yürümeye devam etti.

"O kitapları çalabileceğimizden emin misin?" Arte tereddütlü bir şekilde sordu.

"Hey! Sakin ol, ben bu planı uzun zamandır yapıyorum ne yanlış gidebilir ki?" Krynt kendine güveniyordu.

"Karamel nerede?" Arte etrafa bakarken merakla sordu.

"Bizi kütüphanede bekliyor." dedi Krynt.

Arte merak ediyordu, acaba ölümsüzlük yoluna adım atarsa ne yapabilirdi? 1 Yıldır sokaktaydı ve neredeyse 10 aydır okuma yazma biliyordu, çaldığı paralarla birlikte bir kütüphane üyeliği almıştı.  

İners bölgesinin neredeyse tüm kahramanlarını biliyordu, ama en çok Salvator'u seviyordu. Ona göre İners bölgesinin kahramanlarından en güçlüsü kesinlikle Salvator'du, hatta dünyadaki en güçlü insanın Salvator olduğunu düşünüyordu. O, bu minik çocuğun hayallerini süsleyen ulaşılamaz bir hedef olan kahramandı. Arte'de Salvator gibi olmak istiyordu, ölümsüzlük yoluna adım atarsa belki bu olabilirdi..

Arte'nin kafasında bunlar geçerken, kitap çalacakları kütüphaneye ulaşmışlardı.

"Arte!!" Karamel koşarak Arte'nin üstüne atladı. Arte panikledi ve kenara çekilemedi, üstünde karamel ile yere yuvarlandı.

Krynt çırpınan Karamelin yakasından tutarak kaldırdı.

"Bu işi ciddiye alın! Uzun zamandır bunu planlıyorum ben." Krynt ikiliye azar çektikten sonra yüzünü kütüphaneye döndü.

"Özel kitapların bulunduğu bölüme nasıl gireceğiz ki!" yaptıkları operasyon, gerçekten tehlikeli bir operasyondu. Bu Arte'yi korkuttuğu için söylendi.

"Bak şimdi, ilk olarak birinin gelip özel yere girmek istemesini bekleyeceğiz, ondan sonrası size kalıyor, onlar kapıdan girerken, ben de arkalarından içeri sızacağım, siz ise diğer herkesin dikkatini kendinize çekeceksiniz." Krynt, biraz soluklandı.

"Ben kitapları çalınca size bir işaret yollarım, sonrasında kaçarız." Krynt, planı anlattıktan sonra yüzündeki heyecanı gizlemedi.

"Hadi artık gidelim." Krynt, ikili yanında sürükleyerek kütüphaneye girdi.

Kütüphane, tavana kadar giden, sıra sıra dizilmiş, ağzına kadar kitap dolu olan raflarla doluydu. Arte ve arkadaşlarının içeri girmesi ile hemen kenarda, masasında oturan kütüphanecinin yanlarında belirmesi bir oldu.

"Hoş geldiniz çocuklar! Bir şeye mi bakmıştınız?" sıska, kel ve köse olan kütüphaneci sırıtarak sordu.

"İlginiz için teşekkür ederiz efendim, fakat sadece bakınacağız." Krynt ağzını açmışken, Arte erken davrandı ve güzel bir üslupla söyledi.

Bunu duyan kütüphanecinin yüzü düştü, sıska bedenini salarak masasına geri döndü. Arte ve Karamel beraber çıkışa yakın raflara doğru ilerlediler, Krynt ise özel kitapların bulunduğu kapının yakına gitti. Birinin gelip odaya girmek istemesini beklediler.

"Hey! Arte ne yapıyorsun?" Arte Yırtık gömleğinden ip sökerken, Karamel ne yaptığına anlam veremedi.

Eline biraz ip alan Arte, Karamele sadece göz kırpmakla yetindi. Arte bulundukları koridorda ilerlemeye başladı.

"Heyy!" birkaç insanın sinirli bağırışları Arte'nin kulağına geldi.

"Affedersiniz!" Arte çarptığı insanlardan özür dileyerek yoluna devam etti.

İşini bitirip Karamelin yanına döndü,

"Ne yaptın ki? Dikkat çekmemiz gerekiyordu." Karamel, söylenmeye başladı.

"Sakin ol, her şey kontrolüm altında." Arte, gülümseyerek tekrardan Karamele göz kırptı.

Kısa bir bekleyişten sonra, sonunda kapıdan 2 kişi kütüphaneye giriş yaptı. İçlerinden uzun olanı 1.70 boylarında 15 ya da 16 yaşlarında belinde kısa bir kılıç taşıyan çocuktu. Kısa olan ise 1.50 boylarında, 10 belki de 11 yaşlarında bir çocuktu.

"Hey kütüphaneci!" büyük çocuk, uyuklayan kütüphaneciyi ayılttı. Kendine gelen kütüphaneci çocukların önünde belirdi.

"Hoş geldiniz genç efendiler! Ne buyurmuştunuz?" çocukların görünüşlerinden olacak ki, kütüphaneci daha da nazikleşti.

"Birkaç tane yetişim kitabı almak istiyoruz." büyük çocuk kibirli bir şekilde konuştu.

"Tabii, fakat önce rozetinizi görebilir miyim?" kütüphaneci mahçup bir tavırla sordu.

Büyük çocuk kaşlarını çattı, elini havaya kaldırdı ve o sırada elinde büyülü bir şekilde, üç başlı kartal sembolü olan bir rozet belirdi.

Kütüphaneci, rozetin o şekilde belirmesini beklemiyordu bu yüzden şaşırdı, neticede boyutsal eşyalar nadirdi. Rozeti görünce gözleri daha da açıldı.

"Sizi sorguladığım için özür dilerim genç efendiler! Vermillion Eğitim Kışlasından geldiğinizi farkedemedim, cahilliğime verin!" kütüphaneci başını eğdi.

Vermillion şehrinde birkaç tane gelişim okulu vardı, fakat bunlardan sadece birkaç tanesi devlete bağlıydı ve mezunlarına direkt olarak asker olma şansı tanıyordu. Bu okullardan en iyisi Vermillion Eğitim Kışlasıydı.

Büyük çocuk kibirli bakışları altında ağzını bile açmadı. Kütüphaneci daha fazla bekletmemek için hızlıca özel kitapların olduğu kısma doğru koştu.

İşte şimdi bizimkilerin parlama zamanıydı! Kütüphanecinin grubu içeri girerken, Arte elindeki ipi çekti, çekmesiyle tüm kütüphaneyi büyük bir ses kapladı. Keşke sadece ses kaplasaydı kitapların düşmesi ile büyük bir toz yığını daha kütüphaneyi kapladı.

Herkesin dikkati oraya çekilmişken, Krynt kolayca içeri sızdı. Planın başarıyla devam ettiği gören Arte'nin yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşti, Karamel ise olanları yeni kavrayabilmişti.

Fakat gülümseme o kadar da uzun süremedi..

"Ne yaptığını sanıyorsun lan orospu evladı!" özel kitapların bulunduğu odadan büyük bir bağırışın gelmesi ile Krynt'ın belindeki çantaya sıkıştırılmış birkaç kitapla odadan fırlaması bir oldu.

"Sanırım bu kaçma sinyaliydi!" Arte, Karamelin elinden tutarak son hızla kütüphaneden çıktı. Beraberce Krynt'ın arkasından koşmaya başladılar, arada o kadar da mesafe yoktu.

"Siz benden kaçabileceğinizi mi sanıyorsunuz?" büyük çocuğun sesi sokak boyunca yankılandı. Arte ve arkadaşlarının kulakları çınladı, anlık bir duraklayıp arkalarına baktılar. Tekrar koşmaya devam etmek istediklerinde büyük bir sürprizle karşılaştılar.

"Benim önümde hırsızlık yapmaya nasıl cüret edersiniz!?" az önce kütüphanede olan büyük çocuk, şu an önlerinde dikiliyordu.

"Hassiktir!" Krynt'ın nutku tutulmuştu. Arte kendini hızlıca toparladı ve belinden hançerini çekti, o sırada büyük çocuk gülmemek için kendini zor tutuyordu.

Arte hızını kesmeden çocuğa doğru koşmaya başladı, çocuk Arte'ye dikkat bile etmiyordu. Çocuk hızı şekilde bacaklarını iki tarafa açarak savunma pozisyonu aldı, ona göre bu küçük bir sokak çocuğuna çoktu bile.

Arte hızını kesmeden, cesaretli bir şekilde koşuyordu, karşısındaki gelişim yoluna adım atmış biriydi fakat onu küçümsüyordu, bunu iyi değerlendirmeliydi. Artık ezilmek istemiyordu.

Adamın dibine sokulan Arte, beklenmedik bir hamle yaptı ve çocuğun bacaklarının arasından kaydı, çocuk bunu beklemiyor olacak ki tepki gösteremedi. Arte ise kalkmaya bile tenezzül etmeden kendini yukarı fırlattı, çocuk daha dönmeden elindeki bıçağı çocuğa fırlattı. Bıçak çocuğun sırtına saplandı, fakat Arte tatmin olmadı, yere indikten sonra kendini bıçağa doğru fırlattı, Arte  saplanan bıçağa ulaştığında çocuk hâlâ şoktaydı, Arte'yi çok küçümsemişti. Arte, bıçağı tuttuğu gibi hızını kesmeden saplanan bıçağı sürükleyerek çıkardı, çocuk ve bıçaktan akan kan yerleri fazlasıyla kirletmişti, her şey neredeyse 4 saniye içinde olmuştu.

"Aferin velet.. Fakat ölümsüzlük yoluyla ilgili hâlâ çok cahilsin.." Çocuk bunları dediği gibi ağzına bir hap attı, saliseler içinde hap etkisini gösterdi ve yarası dumanlar eşliğinde kapandı.

"Şimdi sıra bende!" çocuk kılıcını bile çekmedi, göz açıp kapayıncaya kadar bir sürede Arte'nin yanında belirdi. O sırada, Krynt çocuğun boynuna atladı. İnsanlar etrafta dolmaya başlamıştı bile.

Çocuk fazla bir çaba sarf etmeden Krynt'ı üstünden fırlattı, az önce çocuktan akan kan ile oluşan kan göletinin içinde şu an Krynt vardı.

Kalabalığın merakı artıyor olacak ki bir at arabası oraya yaklaştı, içinden inen soylu görünümlü 10 yaşlarında çocuk, Arte'yi boğazlayan çocuğa doğru koşmaya başladı.

"Ne oluyor burada!" soylu görünümlü çocuğun bağırışı ile dikkatin çocuğa çekilmesi bir oldu.

"Sen de kim oluyorsun ulan piç kurusu?! Burada bir iş yapıyoruz!" Arte'yi tutmaya devam eden çocuk bağırdı.

"Ahlak yoksunu!" soylu görünümlü çocuk bağırdıktan sonra, soylu bir Aura çocuğun elinde ortaya çıktı.

Oradaki herkesin gözü sonuna kadar açıldı.

"Bu 11. Prens!" kalabalıkta büyük bir tartışma fırtınası koptu.

"Ekselansları açıklayabilirim!" Arte'yi kenara atan çocuk, 11. Prensin önünde secdeye kapandıktan sonra elindeki kışla rozetini gösterdi.

"Ahlaksız mahlukat! Kışla öğrencisi olarak sokak çocuklarına nasıl zulüm gösterirsin!" 11. Prens, son derece sinirliydi.

"Ekselansları açıklaya..." çocuğun sesi yarıda kesildi.

"Sus! Açıklama yapabileceğini söylemedim!" 11. Prens, hırsızları koruduğunu bilmiyordu.

"Özür dilerim ekselansları, hemen hatamı telafi edip buradan gidiyorum." çocuk haklı olduğunun farkındaydı, şansına küfrederek, Arte ve arkadaşlarının önünde eğildi.

"Özür dilerim küçük dostlarım." çocuk kalkıp oradan hızlıca uzaklaştı, 11. Prens ise iyi bir şey yaptığı düşüncesi ile gülümsemeye başladı, at arabasına tekrar binip gitti. Kalabalıkta yavaş yavaş dağıldı.

"Krynt!" Arte, Krynt'ı çekiştirerek kaldırdı.

"11. Prens mi? Hiç duymadım!" Karamel iç çekti, toparlandıktan sonra beraberce yavaş yavaş yürümeye başladılar.

"11. Prens, en genç ve yetenekli prens, yakında 10 yaşına basacak, Kral Edward'ın Kraliçeden doğan tek çocuğu, dolayısıyla en sevilen prens.." Krynt, olayı özetledi.

"İyi de bizi niye kurtardı ki?" Karamel meraklı bir şekilde sordu. 

"Daha çok genç, siyasetten uzak ve kalbi temiz, ne kadar en sevilen prens olsa da şımarıklığını gören yok." Krynt açıkladı. 

"Peki hangi kitapları alabildin?" konudan sıkılan Arte sordu. 

"2 tane Hazırlık Alemi ile ilgili kitap var, 1 tane ise genel gelişim kitabı var." Krynt, çaldıklarına baktı. 

"Nasıl bölüşeceğiz?" Arte sordu.

"1 tane Hazırlık Alemi kitabı sana, bir tane bana.." Krynt diğer kitabı ne yapacaklarını düşündü. 

"Bunu da sen al, sen olmasan belki de, prens gelmeden ölecektik." Krynt kesin konuştu.

"Hehehehe, teşekkür ederim!" Arte heyecanını gizlemedi, kitapları bölüştükten sonra vedalaşıp ayrıldılar.







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44597 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr