Bölüm 758: Miras Kalan İnanç

avatar
1372 38

Release That Witch - Bölüm 758: Miras Kalan İnanç




Çevirmen: Lodos

“Bunu ailenden mi öğrendin?”


Sharon başını salladı: “Evet. Esas olarak da babamdan… Bana sık sık dünyadaki birçok şeyin yanlış olduğunu, çünkü onları kimsenin düzeltmediğini ve zaman geçtikçe insanların bu yanlış fikirlere alışacağını söyledi. Bana birçok yaygın şeyin yanlış olduğunu ve eğer hiçbirimiz onları düzeltmek için öne çıkmazsak bu hataların tekrar edeceğini bu sayede de dünyanın daha kötü bir yer olacağını öğretti.”


Wendy yavaşça söze girdi: “Ama ne yazık ki kimse kendi başlarına kötü şeyler gelmedikçe öne çıkmak istemez. Tıpkı daha önce olduğu gibi… Kilise’nin cadılara zulmettiği zamanlarda çoğu insan idam edilen çocukların gerçekten kötü olup olmadığını düşünmek yerine Kilise’den alabilecekleri kraliyet altınlarını umursuyordu.”


“Yaptıkları yanlış… Bu hataların kendilerine zarar vermeyeceğini düşünüyorlardı bu nedenle de kişisel çıkarları için tekrar tekrar aynı hataları yapmaktan çekinmeyeceklerdi. Ancak hatalar dünyayı daha da kötüleştirir ve sonra da herkesin sorunu haline gelir.”


Sharon’un bu sözleri karşısında epey şaşıran Wendy elinde olmadan ailesini merak etti. Onlar hakkında gelişigüzel sorular soruyormuş gibi yapıyordu ki beklenmedik bir cevap almıştı: “Onlar benim gerçek ailem değiller.” dedi Sharon.


“Değiller mi?”


Kız, ailesi hakkında konuşmaya başladığında daha da yavaş yemeye başlamıştı: “Eh benim ailem öldü. Kartal Şehri ve Güney Bölgesi'nin düzeni yıkıldı. Ondan sonra her yerde evsiz mülteciler, dilenciler ve soyguncular türemişti. Ailem devriye ekibinin üyeleriydi. Onlara karşı savaşıyorlardı. Ama bir gün… Eve dönmediler. En sonunda kasabanın lordu da kaçtı. Bunu gören tüm kasaba halkı da ayrılmaya başlamıştı. Akçaağaç Kasabası’nı büyük bir ıssızlık kaplamıştı.”


“Başka bir deyişle… Bu trajediye veliaht seçimi neden oldu.” diye düşündü Wendy. Kızı teselli etmek için nazikçe başını okşadı: “Bunları konuştuğumuz için üzgünüm…”


Küçük kız ailesinin yasını tutmayı çok uzatmadan kesti. Üzüntüsünü dağıtarak söze girdi: “Sorun değil. Onlar kendilerini feda etmeye hazırlardı. Babam sık sık hatalar en sonunda bize çok pahalıya mal olacağından dolayı bu hataları düzeltmek için en başta bedeller ödememiz gerektiğini söylerdi. Bu da onur işte…”


Wendy duygulanmıştı. Düşünmeye başladı: “Onur… Çoğu devriye ekibi üyesi bunu umursamazdı. Sokak fareleri gibi davranarak kişisel çıkarlarını halkın çıkarlarından üstün tutarlardı. Düzen ve disiplin kişisel çıkarlarının önüne geçtiğinde onu ezmekten de hiç geri durmazlardı. Anlaşılan Sharon’un ebeveynleri gerçekten nadir ve saygın insanlarmış.”


Bunları düşünen Wendy uzun bir sessizliğin ardından sordu: “Seni görmeye gelenler…”


Sharon parmaklarını yaladı: “Onlar babamın arkadaşları. Babam onlara daha önceden yardım etmişti. Son iki yıldır onunla yaşıyordum: Cormac Amca ve karısı. Onların çocukları yok, beni kendi kızları olarak görüyorlar.”


Wendy sustu. İçinden: “Sharon'a bakmak için ellerinden geleni yapmışlar. Bu sıradan bir aile için oldukça nadir bir şey…” diye geçirdi.


Sonra da hiçbir şey söylemedi ve sadece akşam yemeğini yiyen Sharon’u izledi.


Küçük kız son yağda kızartılmış domuz pirzolasını da bitirmişti. Tamamen doymuş ve tatmin olmuş gibi görünüyordu: “Teşekkür ederim. Bu şimdiye kadar yediğim en iyi akşam yemeği…” dedi.


Neverwinter insanlara bol miktarda yiyecek sağlayabiliyordu. Artık şehirdeki hiç kimsenin aç kalmak gibi bir endişesi yoktu. Ancak et, sıradan ailelerin sofralarında hala nadir bulunan bir şeydi. Yulaf ezmesinde bir parça kurutulmuş et olmasından bile büyük bir memnuniyet duyarlardı. Bu tür yağda kızartılmış ete gelince ise… Bunu yalnızca Belediye Binası’ndaki memurlar ve simyacılar gibi yüksek maaşlı insanlar karşılayabilirlerdi.


Wendy, Sharon'ın yağlı ağzını silmek için bir mendil çıkardı: “Cadı Birliği'ne katıldıktan sonra her gün böyle akşam yemekleri yiyebilirsin.” dedi.


Sharon'ın gözleri parladı: “Gerçekten mi? Her gün et yiyebilecek miyim?” diye sordu.


Wendy bulaşıkları yemek kutusuna geri koyarken söze başladı: “Elbette. Ucuzluk Pazarı’ndaki kurutulmuş et yerine taze domuz eti yiyeceksin. Majesteleri çizgili domuz etini tercih ediyor ama her domuz bu kalitede değil elbette… Sadece fazla yağlı olanlarda bu tür domuz eti olur. Buharda pişirilirse iyice yumuşar ve ağızda erir. Kızartılırsa gevrek olur ve gerçekten güzel kokar. Ah, bu arada Majesteleri bu tür domuzlara ‘beş çiçek eti’ diye seslenmeyi sever. Ama bunun neden çiçeklerle bir alakası olduğunu gerçekten anlayamadım.”


Devriye gezerken aynı anda vahşi doğada avlamaktan hoşlanan Şimşek ve Maggie sağ olsun Cadı Birliği üyeleri her gün lezzetli yemekler yiyebiliyordu. Geçmişte sadece birkaç kızarmış tavşan ve kuş yumurtası geri getirebiliyorlarken Maggie, kanatlı şeytani canavara dönüştü dönüşeli kaleye gelen avların sayısı büyük ölçüde artmıştı. Şimdi rahatlıkla domuzları ve kar kurtlarını taşıyabiliyorlardı ve eğer Roland onlardan et getirmelerini isterse kalenin bodrumunu bir gün içinde avlarıyla doldurabilecek durumdalardı.


Wendy bir zamanlar Majesteleri’nin Puslu Orman'ı neden ‘henüz tam olarak kullanılmamış büyük bir hazine’ olarak adlandırdığını merak etmişti. Ama şimdi her gün masadaki lezzetli yemekleri görünce söylediklerini anlıyordu.


“Böyle bir şeyi nasıl biliyorsun ki? Acaba…” diye soran Sharon bir an şaşırarak eliyle ağzını kapattı.


Wendy elinde olmadan gülümsedi: “Evet, bu doğru. Majesteleri çok meşgul olmadığı sürece, her zaman cadılarla beraber yemek yer.”


“Peki ya bir kraliyet altını…”


“O da doğru…”


Küçük kız kendisini işaret etti: “Acaba ben de…”


“Cadı Birliği'ne katılabilir miyim mi diyeceksin?” diye soran Wendy kıkırdadı: “Elbette! Cadı Birliği yeteneğini kullanman ve geliştirmen konusunda sana rehberlik edecek, aynı zamanda da seni koruyacak ve senle ilgilenecek. Majesteleri ve Neverwinter için çalışmaya istekli tüm cadıları kız kardeşimiz olarak kabul ediyoruz.”


“Peki Cadı Birliği’ne katıldıktan sonra kalede yaşamak zorunda mıyım?”


“Bu sana kalmış. Ailenle daha fazla zaman geçirmek istersen evde yaşamaya devam edebilirsin.” diye açıklayan Wendy, Sharon'ın; Cormac Amca’yı ve karısını her ne kadar kanla bağlı olmasalar da ailesi olarak gördüğünü söyleyebilirdi.


“Peki ya okul…


“Cadı Birliği cadılar için özel kurslar sunuyor. Biz daha hızlı öğrenebildiğimiz için ve daha fazla öğrenmemiz gerektiğinden dolayı ilkokul eğitimi bize pek uymuyor.” diyen Wendy bir an durup düşündükten sonra devam etti: “Senin durumun için… Daha çok gençsin. Bu nedenle başlangıçta senin yeteneğini geliştirmen gerekecek. Cadı kursları genellikle akşamları düzenlenir. Aynı anda okula da gitmeye devam edebilirsen orayı da tamamlayıp diplomanı alırsın, problem olmaz.”


Hiç tereddüt etmeden şiddetle başını salladı Sharon: “Cadı Birliği'ne katılmak istiyorum. Bayan Nana gibi biri olmak istiyorum.”


Yüksek sesle söylemiş olmasa dahi Wendy cevabı kızın gözlerinden görebiliyordu. Tıpkı az önce yaptığı çıkarım gibi; kız verdiği her karar konusunda kendinden kesinlikle emindi.


“Anlaşılan yetenek testini ve sözleşme imzalama tarihini biraz yakına çekebilirim.” diye düşündü Wendy.


...

Bu kızda cidden iş var be! Hakikaten biz büyük şeyler bekliyoruz Sharon’dan… Hele yetişkinlik gününü de geçirdi mi durdurulamaz bir şey olacak gibi görünüyor. Siz kendisi hakkında neler düşünüyorsunuz, sevdiniz mi yeni cadımızı? Yorumlara yazmayı unutmayın, okumaya devam!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 









Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44720 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr