Bölüm 701: 100 Yıllık Evrim

avatar
1643 40

Release That Witch - Bölüm 701: 100 Yıllık Evrim




Çevirmen: Lodos

“Vay canına! Maggie'nin bu kadar büyük bir gücü olduğunu bilmiyordum!” diye haykırdı Amy.


Şimşek’in yüzünde ufak bir tatminsizlik ifadesi vardı: “O bizden daha büyük çünkü… Ben yetişkinliğe ulaştığımda kesinlikle daha güçlü yeni yetenekler geliştireceğim!”


“O halde... Bayan Maggie'nin yetişkinliğe ulaştığında hangi yeni yeteneği kazandığını söyleyebilir misin?”


“İlk defa uçan bir canavara dönüştü. O formundayken kocaman ve öfkeli görünüyor. Hatta gökyüzünde süzülürken vücudu güneşi bile gölgeliyor. Pek hoş bir form değil.”


Şimşek bu cümlenin arkasına çaresizlik içinde başını öne eğmişti.


“Uçan bir canavar… Bunu görmeyi çok isterim!”


“Ben de!”


Cadı grubu Maggie ve Şimşek’i çevrelemişti. 76 Numara endişelenmişti: “Bu embesillerin hepsi amatör. Hiçbir şeyi anlamıyorlar gibi görünüyorlar. Kim bir kıdemli cadı sevimli mi görünüyor kötü mü görünüyor, umursar ki! Konunun; cadı ve cadının büyülü fırtınası arasındaki ilişkisi sayesinde kıdemli cadı olabilme ihtimali olması gerekmiyor muydu?” diye düşünen 76 Numara yüzündeki gülümsemeyi korumak için uğraşsa da ağzının seğirdiğini hissetmeye başlıyordu.


Konunun saptığını hisseden 76 Numara’nın konuşmaktan başka seçeneği yoktu: “Maggie tam olarak normal bir güvercin gibi görünüyor şu anda… Gücünün çoktan bir evrim geçirdiğini nereden biliyoruz?”


Bu sorunun kimliğini ifşa etme ihtimali vardı. Ancak çok da umursamıyordu şu anda…


Ne olursa olsun şansını denemeye karar vermişti. Soruyu sorduğu esnada da içinden düşündü: “Belki de uyanış günü ile yetişkinliğin katılaşması arasındaki farkı ayırt etmenin bir yolunu biliyorlardır. Ama öyle olsa bile bir türev becerisini Yüksek Uyanış ile karıştırmış olabilirler. Bir kişi şansına aynı anda birden fazla türev beceri geliştirmiş olabilir.”


“Büyü gücüyle ayrıştırıyoruz.” diye cevapladı Wendy: “Normal bir cadının büyülü gücünün bir kasırga veya ince bir sis gibi olduğunu söylersek eğer; evrimden sonra büyülü gücü birleşecek ve sonra parlak yeni bir biçim halini alacaktır. Örneğin; Maggie'nin büyülü gücü artık geçmişindeki sisten çok farklı bir halde… Gergin beyaz kanatlar şeklini almış durumda…”


“Büyü kaynaşmasının yeniden inşası hakkındaki açıklaması Kutsal Birlik’in zamanında yaptığı tanımla tamamen aynı…” diye geçirdi içinden 76 Numara…


Wendy'nin bu sözleri tüm şüphelerini ortadan kaldırmıştı. Yani eğer Wendy yalan söylemiyorsa Maggie gerçekten bir kıdemli cadıydı.


76 Numara’da her ne kadar büyülü gücü doğrudan gözlemleme yeteneği olmasa da Wendy'nin bu sözleri söylerken verdiği güven hissi ve teorinin doğruluğu büyülü evrim hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olduğunu gösteriyordu.


“Anlıyorum.” diyen 76 Numara, heyecanını saklayarak tam anlamamış gibi bir soru daha sordu: “Senin de mi gücün… Öyle?”


“Benim büyülü gücüm birleşmiş durumda değil.” diye açıkladı Wendy: “Anna’ya kıyasla daha öğrenecek çok şeyim var.”


“Yani bir orijinal cadı olarak tüm Cadı Birliği’nin yöneticisi oldu, üstüne bir de yüksek seviyelerdekilerle arkadaş mı oldu?” diye düşünen 76 Numara’nın aklına gerçekten çok uzun süredir uyuduğu gelmişti. Bu dünya kendi bildiği Taquila çağından büyük ölçüde farklıydı.


Kurt Yüreği Krallığı'nın cadıları 76 Numara’nın karmaşık duygularını hissetmemişlerdi, Annie hariç… Diğer üç cadı Maggie ile oynuyor ve gülüyordu.


Grup dağa tırmanırken 76 Numara kasten yavaşlayarak grubun arkasına düştü.


Beş renkli taş yüzüğü alarak elini gözlerine götürdü ve parıldayan büyülü taşın içinden Şimşek ve Maggie'ye bakabilmek için gözlerini ovuyormuş gibi yaptı.


Şimşek ve Maggie güçlerini kullandıkları için iki turuncu ışık belirmişti 76 Numara’nın görüş alanında.


Şimşek’in başının üzerindeki ışık huzmeleri Annie'ninkine benziyordu. Yaklaşık bir parmak genişliğindeydiler. Maggie'nin ışık huzmeleri daha kalındı ​​ve yaklaşık bir kol genişliğindeydi. Bu da anahtar ile kıdemli cadı arasındaki ilişkinin çok daha karmaşık olduğunu gösteriyordu.


Dün gece gelen ışık demetlerine kıyasla bu demetler çok daha inceydi. Kale bölgesindeki devasa ışık demeti bambaşka bir şeydi gerçekten…


“Hiçbiri Seçilmiş Kişi değil.”


76 Numara ikisinin adını hatırladığında kalbinde bir tedirginlik hissetti.


...


Kuzey Yamaç Madeni'ne girdikten sonra etraflarını saran ses gittikçe artmıştı. Kar ve soğuk rüzgârlara rağmen madenin hala tam olarak çalıştığını gören cadılar şaşırdı. Her yerde madenciler vardı ve harıl harıl çalışıyorlardı.


Hiçbirinde yırtık pırtık mahkûm kıyafetleri yoktu. Aksine madencilerin hepsi deri paltolar giyiyordu ve başlarında da farklı renkli kumaş kemerler sallanıyordu. Her bir renk farklı bir işi temsil ediyor gibiydi. Girişin yakınındaki zemin aynı genişlikte demir çubuklarla kaplanmıştı. Dört tekerlekli arabalar demir çubukların üzerinde hareket ediyordu. Ancak ne bir sürücü ne de bir at vardı.


Demir çubuktan yolun sağından solundan renkli pankartlar sarkıyordu. Pankartların üzerinde büyük harflerle bir şeyler yazılmıştı: ‘Emek en görkemli eylemdir.’ ‘Geleceği kazanmak için kendi ellerinizi kullanın!’ ‘On yıllık çalışma, yüz yıllık ev!’ gibi… Madenin renklerini genel olarak kırmızı renkteki pankartlar, beyaz kar ve kara demiryolu oluşturuyordu.


“Majesteleri, Sınır Kasabası Lordu olmadan önce Sınır Kasabası'ndan çıkan mevsimlik cevher yalnızca birkaç yüz kraliyet altınına eşdeğer oluyordu. Kış aylarında ise işçiler Şeytan Ayları nedeniyle herhangi bir cevher üretemiyorlardı. Hatta aldıkları parayla karınlarını bile doyuramıyorlardı.” diyen Wendy hızını yavaşlatarak arkasını döndü: “Majesteleri Batı Bölgesi’ne geldi ve Anna adında bir cadıyı kurtardı. İşte cadılar ve insanlar arasındaki işbirliğinin kapısı da böyle açıldı.”


“Şu siyah çelik makineleri görüyor musunuz? Hepsi Anna’nın el yapımı. O makineler kuyu kazabilir, büyülü güç kullanmadan su tahliye edebilirler ve herkes tarafından da kullanılabilirler. Bu ekipmanla madenin üretimi on kat fazla arttı. Artık insanların maaşı sadece midelerini doldurmakla kalmıyor aynı zamanda yeni kumaşlar veya evler de satın alabiliyorlar. Ellerine geçen bariz kar yüzdeleri ise kasaba halkının cadıların varlığını kabul etmesini sağladı.”


“Son zamanlarda cadıların işinin ne olduğunu sormuştunuz. Cevap, daha iyi bir yaşam yaratmak…” diyen Wendy, alnındaki kızıl saçları okşadı ve gururla devam etti: “Eğer Cadı Birliği’ne katılırsanız bu şehri birlikte kurabilir ve bu büyük aile için savaşabiliriz. Gelecekte isimleriniz kesin şekilde hatırlanacaktır!”


Genellikle çok sakin olan Annie'nin bile Wendy'nin sözleriyle sarsıldığı anlaşılabiliyordu. Tekerlekli sandalyeyi tutan elleri esnemiş ve duyguları tamamen açığa çıkmıştı. Geri kalanlar ise ‘aile’ kelimesini duyduktan sonra sersemlemişlerdi sanki… Onlar gibi mülteciler için yaşanacak rahat bir yerden daha büyüleyici bir şey olamazdı.


Sadece 76 Numara’nın kalbi şüpheyle doluydu: “Wendy'nin hikâyesindeki değişimin kilit noktası cadılar değil, siyah makineler… Sıradan bir insan bile alt sınıfa dâhil olabiliyor. Bu makineleri nasıl yapacaklarını nereden biliyorlar? Bir uyanış yalnızca bir kişinin büyülü gücünü ve fiziksel gücünü artırır. Ama onlara görünmeyen bir bilgi getirmez ki…” diye geçirdi içinden.


...


O esnada Wendy'nin bir sonraki cümlesi 76 Numara’nın neredeyse kalp krizi geçirmesine neden oluyordu.


“Kuzey Yamaç Dağı'na ulaştığımıza göre Bayan Anna'yı görmeye gidelim.” diyen Wendy yumuşak bir şekilde gülümsedi: “O sadece Cadı Birliği’ndeki en meşgul cadı değil… Aynı zamanda iki evrim geçirmiş olan tek deha…”


...

Kıdemli cadı 76 Numara için çok abartı bir durum olabilir belki ama… Bizim için sadece yeteneği evrim geçirmiş cadılar oluyor. Bu biraz şaşırtıcı değil mi sizce de?

Sonunda Anna üzerinde de büyülü taşı kullanabilecek. Bakalım Seçilmiş Kişi o mu, göreceğiz… Epey heyecan verici doğrusu!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44343 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr