Bölüm 702: Tanışması İmkânsız Biri

avatar
1607 37

Release That Witch - Bölüm 702: Tanışması İmkânsız Biri




Çevirmen: Lodos

Çok sayıda muhafız tarafından korunan bir dağ yolundan geçen 76 Numara, kar ormanında beliren kırmızı tuğlalı duvarı görebiliyordu.


Yol boyunca kurulan karakollara bakılırsa tek başına hareket etmesi halinde bu kısıtlı alana girilmesine izin verilmeyeceğinden emindi. Kıdemli cadılar nihayet pozisyonlarına uygun bir şekilde muamele görüyordu. En azından saygısızlık edilmemiş olacaktı.


Yine de ‘Anna’ kadar yetenekli bir cadının evini neden Kuzey Yamaç Dağı’na inşa ettiğini anlamamıştı.


Dahası 76 Numara, Wendy'nin söylediklerine hâlâ tam olarak ikna olmamıştı. Bir cadının yetişkinliğe girdikten bu kadar kısa bir süre sonrasında iki kez uyanış yaşaması imkânsız gelmişti. Uyanma sayısının kişinin gücünü veya yeteneğini temsil etmediğini bilse de yine de iki uyanış yaşamak için gereken sabır, zekâ ve algının kendisinin hayal edebileceğinden çok daha fazla olduğunu biliyordu. Bütün Kutsal Birlik’te bile bu cadı kadar istisnai olan cadı yoktu. Sıradan insanların krallığında böyle bir cadıyla karşılaşacak olmak onu gerçekten şaşırtmıştı.


Duvarlara yakın yürürken 76 Numara garip bir şey fark etmişti.


“Burası gerçekten cadının yaşadığı yer mi?” diye düşündü. Duvarların tepesine bakınca sadece tuvalle örülmüş birkaç çatı görebiliyordu. Ne bir kale ne de bir ev vardı.


“İşte geldik.” diyen Wendy, bahçenin kapısını çaldı: “Burası, Kuzey Yamaç Dağı’nın arka bahçesi, Neverwinter'daki her türlü mekanik ekipmanın araştırma ve geliştirme merkezi… Anna, ders çalışmak dışında vaktini burada çalışarak geçirir. Onun güvenliğini sağlamak için Majesteleri, izinsiz kişilerin girmesini yasaklama amacıyla tüm dağ yolunu bloke etti.”


“Bu sadece bir enstitü imiş…” diye düşünen 76 Numara kaşlarını çatmıştı: “Yoldaki muhafızlar Anna'ya ait değilmiş, kral tarafından gönderilmiş. Anlaşılan onu korumaktan çok gözetliyorlar.”


“Wendy Abla!” diyen neşeli küçük bir kız açmıştı: “Uzun zamandır bekliyordum seni!”


“Aferin sana! Ablan nerede?”


“Anna Abla ile takım tezgâhı testi yapıyorlar.”


“Bu kız?” diye sordu Amy.


“Lucia'nın kardeşi Ring White.” diye tanıttı Wendy: “O artık Cadı Birliği için bir memur adayı ve henüz uyanış yaşamadı.”


“Nasılsınız?” diye kibarca selam verdi küçük kız: “Lütfen içeri gelin!”


“Lucia White da Anna ile çalışarak burada çok zaman geçiriyor. Metal malzemeler üzerindeki araştırmalardan sorumlu kendisi…” diyen Wendy, bir yandan da herkesi bahçeye götürüyordu: “Bu arada onun yeteneği de yaşı geldiğinde gelişmişti. Büyülü gücünün gelişimi tıpkı Anna gibi oldukça dramatik… Tanrı İradesi Mührü’nü kullanabilen birkaç cadıdan biri…”


76 Numara, bunu duyduğunda neredeyse sendeliyordu: “Bir saniye… Neden bahsediyor Wendy? Tanrı İradesi’nin Mührü mü?” diye düşünmeden edemedi, kulaklarına inanamıyordu.


Şans eseri kısa süre sonra birisi sormuştu: “Mühür de ne?”


“Tanrı'nın İradesi’nin Mührü…” diye düzelten Wendy, gülümseyerek devam etti: “Çok yüksek miktarda büyü gücü gerektiren bir silah. Çoğu insan, üzerindeki dört büyülü taşı da yakmakta zorlanıyor. Majesteleri mührü, herkes büyülü güçlerini test edebilsin diye kale salonunun duvarına astı. Eğer gelecekte Cadı Birliği’ne katılırsanız bunu kendiniz de deneyimleyebilirsiniz. Şu anda Cadı Birliği’nin yalnızca dört üyesi mühürdeki dört büyülü taşın dördünü de yakabiliyor. Herkes beşincinin kim olacağını merak ediyor.”


“Koridora asmak mı? Sadece dört cadı mı?” diye geçirdi içinden 76 Numara…


Bir fantezi dinliyormuş gibi hissediyordu. Tanrı İradesi Mührü’nü nerede bulduklarını umursamayı bırak; bu ismin geçmiş olması bile onu şaşırtmak için yeterliydi. Taquila Çağı’nda mühür, Kutsal Birlik’in üç şefi için özel bir silahtı. Bütün vakitlerini antrenman yaparak geçiren Aşkınlar’ın haricinde kimsede altın yıldırımı yönetebilecek büyü gücü yoktu.


“Ama burada mührü aktive edebilecek ‘sadece dört cadıları’ mı var? Saçmalamayın! Cadı Birliği, Kutsal Birlik’ten daha mı fazla Aşkın’a sahip? Dahası Wendy'nin söylediklerine göre ne Anna ne de Lucia şu anda olağanüstü değiller. O halde nasıl Aşkın olmaya ilerleyebilirler ki?


Daha da çılgınca gelen şey ise sıradan halktan bir kralın Tanrı İradesi Mührü ile ilgilenme şekli… Onu harekete geçirebilecek cadılar olduğundan dolayı mührün yaratabileceği muazzam gücü görmüş olmalı… O halde neden tüm cadıların oynayabileceği güçlü bir silah koydu koridora? Mühürler bir kıdemli şeytanın katledilmesi sonucu elde edilen bir savaş ödülü… Bu kralda hiç akıl mantık yok mu?”


76 Numara tam bunları düşünüyorken aniden beyninde hafif bir ağrı hissetmişti.


Lucia'nın da aynı zamanda bir kıdemli cadı olduğu bilgisi onu uyuşturmuştu.


Yalnızca tek bir sabahta 3 terfi etmiş cadı görmüştü. Şimdi tek yapmak istediği; sıradan insanlar tarafından yönetilen bir sınır şehrinde neden bu kadar çok kıdemli cadı olduğu idi. Kafasını daha da karıştıran şey; nasıl üstün olunacağına dair hiçbir farkındalıklarının olmamasıydı. Örneğin Lucia’yı Şimşek tanıtmıştı ve hemen Kurt Yüreği Krallığı’nın cadılarıyla kaynaşmışlardı. Anna daha sakindi. Ama Cadı Birliği’ni orijinal bir cadı olan Wendy’nin yönetmesinden hiç de rahatsız görünmüyordu. Hatta aralarındaki konuşmadan birbirlerine çok yakın oldukları ve çok güven duydukları belli oluyordu.


76 Numara merakını tam daha fazla engelleyemeyip soruları bir bir soracağı sırada birisinin bu konudan bahsettiğini duymuştu.  


“Cadı Birliği'nde kaç kişinin yeni yetenekler geliştirdiğini sorabilir miyim?” diyen Kırık Kılıç'ın bu sorusu, 76 Numara’yı çok güzel bir şarkı dinliyormuş gibi rahatlatmıştı.


Ancak hemen sonrasında Wendy'nin vereceği cevabı beklemiyordu 76 Numara… Parmaklarıyla saydı Wendy ve: “Eh… Bir, ikiii, üüüç… dokuuuz, oon… Sadece on.”


“On…” diye içinden tekrar eden 76 Numara öylesine bunalmıştı ki artık şok olacak enerjisi kalmamıştı.


Eğer Kara Para tarafından sağlanan bilgiler doğruysa Gökhisar Krallığı’nın Batı Bölgesi'nde yaşayan sadece 20 kadar cadı vardı. 76 Numara’nın planında Neverwinter yalnızca ilk durak idi. Asıl hedefi en çok cadıya sahip olan Fjordlar’daki Uyku Adası idi.


Ama burada da 10 kıdemli cadı bulmayı beklemiyordu.


Derin bir nefes alan 76 Numara biraz geriye çekildi. Birbirlerine yeteneklerini göstermelerinden yararlanarak yüzüğü gözünün önüne aldı.


Lucia'dan gelen turuncu ışık demeti, Maggie'den gelen ışık demetinden neredeyse iki kat daha genişti. Ve Anna'dan gelen demetler ise çok daha dikkat çekiciydi. Geçen gece Dışişleri Binası’na girip kendisini gözetleyen davetsiz misafir ile neredeyse aynıydı.


Ama kuşkusuz ikisi de Seçilmiş Kişi değildi.


Kaleden gelen ışık demeti duvarı başka bir kişiye aitmiş gibi görünüyordu.


Ama bu mümkün müydü? Wendy'nin dâhi diye bahsettiği, hatta 2 kez uyanış yaşamış olan Anna'dan daha istisna bir cadı var mıydı?


76 Numara tam bunu merak ediyordu ki arka bahçenin kapısı açılarak içeri aniden mavi saçlı bir kadın girdi.


“İstediğiniz pas giderici sonuçları geldi. Bunlar test örnekleri.” diyen kadın Anna'nın önüne birkaç cam şişe yerleştirdi: “Numune numarası 1872 olan alüminyum alaşımı, tıpkı Majesteleri’nin tahmin ettiği gibi en iyi sonuca sahip.”


“Sıkı çalışman için teşekkürler Agatha."


“O halde görüşürüz.” diyen ve adı Agatha olan cadı başını sallayarak diğerlerini hiç umursamadan arkasını döndü. Bu tavırlar sanki Taquila Çağı’ndaki üstün bir kişinin sahip olacağı tavırlar gibiydi. 76 Numara böyle hissetmişti en azından… Ama tam arkasını döndüğü esnada kalbinde bir şimşek çakmıştı sanki…


76 Numara bu kadını daha önce görmüştü!


...

Anna da değil, Lucia zaten değil… Seçilmiş Kişi için geriye çok fazla aday kalmıyor bu durumda… Sizce kimdir? Tahminlerinizi bekliyoruz yorumlarda…

Bu arada işte o beklediğimiz yer geldi. Agatha ile karşılaştılar. Bakalım bundan sonra neler olacak? Seri epey heyecan kazandı!

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44334 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr