Bölüm 695: Karşılaşma

avatar
1586 41

Release That Witch - Bölüm 695: Karşılaşma




Çevirmen: Lodos

“B-Bu nasıl mümkün olabilir?”


76 Numara, kalbinde bir bomba patlıyormuş gibi hissetmişti. Olduğu yerde donakalmış haldeydi.


Renkli büyülü taş sadece sınırlı bir aralıktaki büyü gücünün dalgalanmasına tepki veriyordu. Bu da teorik olarak yaklaşık 100 adımdı. 76 Numara yüzüğü öylesine kaldırmıştı ve kalede herhangi bir şey görmeyi de beklemiyordu bu mesafeden… Bunun nasıl olduğunu merak etti.


Derin bir nefes aldı, gözlerini kırptı ve yüzüğü tekrar gözünün önüne koydu.


Işık demeti hâlâ oradaydı. Gördüğü şey bir yanılsama değildi, gerçekten vardı.


Zihninde tarif edilemez bir heyecan dalgası yükselen 76 Numara’nın artık sakin kalması imkânsızdı. Kendi insanları ile düşünceleri vasıtasıyla iletişime geçti.


“Pasha! Ne tür insanlar Seçilmiş Kişi olabilir?”


“Yüzüğün kenarını gördün mü? Işık demetleri, tüm görüş alanını doldurabilen kişi bizim aradığımız Seçilmiş Kişi olacak.”


“Bu fazla dramatik… Leydi Eleanor'un ışık demetleri bile yüzüğün görüş alanının yalnızca yarısını kaplayabiliyor.”


“Bu nedenle Seçilmiş Kişi, Kutsal Birlik’in üç şefinin toplamından daha fazla potansiyele sahip olmalı… Bu gerekliliğin; karşılanması zor bir durum olduğunun farkındayım ancak başka seçeneğimiz yok. Unutma! Anahtar ne büyülü gücün kuvvetini ne de savaşma kapasitesini temsil eder. Bu yüzden her cadıyı kontrol ettiğinden emin olmalısın.”


“Yüzüğün kenarı mı? Görüş alanını doldurmak mı?” diye içinden tekrarladı 76 Numara.


“Hayır… Pasha, şu anda gördüğüm mucize bundan çok daha fazlası.” diyen 76 Numara, yüzüğü gözüne en yakın olacak şekilde yaklaştırsa da ışık demetlerinin tamamını göremiyordu. Öylesine genişti ki 76 Numara’nın gözleri algılayamıyordu. Sadece yüzüğü hafif hafif hareket ettirerek o devasa ışıktan duvarı görebiliyordu.


“Tanrılar nihayet insanlara gülümsüyor.”


“Leydi Natalya… Siz haklısınız.”


“Seçilmiş Kişi’yi burada buldum.”


***************


Roland esneyerek banyoya girdiğinde Zero'nun lavabonun önünde elini yüzünü yıkadığını gördü.

“Diş macunu nerede?”


“İşte.” diyen küçük kız hafifçe kenara çekildi ve Roland’a bitmek üzere olan diş macunu uzattı.


"Teşekkürler.” diyen Roland bir bardak su aldı ve ıslak diş fırçasını ağzına tıktı. Kendine ve Zero’ya, biri uzun boylu biri kısa boylu olan ikisine baktı aynadan… Aynı anda senkronize şekilde dişlerini fırçaladıklarını görünce gülmüştü.


Zero ağzındaki köpüğü tükürdü ve Roland'a bir bakış attı: “Neye gülüyorsun?”


“Çok kısasın.” diye burun sesiyle cevapladı Roland.


Sonra baldırında bir tekme hissetmişti.


“Tıraş olmayı unutma. Yoksa yaşlı görünürsün.” diyen kız beyaz saçlarını geriye doğru çekerek saçlarını atkuyruğu şeklinde bağlamaya koyuldu: “Beni utandırma bugün…”


“Sadece bir veli toplantısı…” diyen Roland, iç çekti ve diş fırçasını iyice duruladı: “Ben senin gerçek ailen değilim. Bir temsilcinin de bu kadar resmi olmasına gerek yok.”


Resmi bir takım elbiseyi bırak; gardırobunun ucuz kıyafetlerle dolu olduğu düşünüldüğünde kendisini düzgün gösterebilecek bir şey bulsa minnettar olacaktı Roland.


“Bu arada saçın aşağı sarktığında daha iyi görünüyorsun bence... İkiz kuyruk şeklinde bağlayabilirsin yani…”


“Seni ilgilendirmez!” diye çıkıştı Zero.


Sonrasında da Roland, banyodan çıkarılmıştı.


“Anlaşılan yazdan sonra öfkesi daha da kötüleşti. Onu çok mu şımartıyorum acaba?” diye düşündü Roland.


Rüya Dünyası’na girip çıktığı zamanların sayısı arttıkça Roland, bu konuda ustalaşmıştı. Başka bir deyişle artık kontrol ondaydı. Girmek istememesi halinde garip Rüya Dünyası belirmiyordu ve gece boyu başka bir rüya görmeden uyuyordu.


Böylelikle Rüya Dünyası’nda geçen zamanın kontrolünü de kolaylıkla yapabiliyordu.


İki aydan fazla bir sürede; çeşitli kütüphanelerde uzun zaman önce okuduğu ve yarı yarıya hatırladığı bazı kitapları tamamen okumanın yanı sıra Kutsal Hermes Şehri'ni de biraz olsun keşfetmişti.


Ek olarak vücudunda akan o tuhaf gücün Kutsal Şehir hafıza parçasında da çalışmaya devam ettiğini fark etmişti. Bu nedenle oradaki macerası sandığından çok daha yumuşak geçmişti. Satın aldığı tırmanma ipleri ve sondaj makinesi ile katedralin altındaki mağaranın derinliklerine ulaşıp Gizli Bölge’de incelemeler yapabiliyordu. Her ne kadar Roland, Isabella'nın bahsettiği o Dua Odası'nı bulamasa da gizli tarih ve büyülü taşlar üzerine yapılan araştırmaları kaydeden materyaller onun için gerçekten şok ediciydi.


Ancak Gizli Bölge’deki gizli geçitten geçerek Eski Kutsal Şehir'e girmeyi başaramamıştı. Çünkü geçidin yarısında önündeki yolun kaybolduğunu görmüştü. Sanki sonsuz karanlık ve kırmızı şimşekten başka bir şey kalmıyordu. Boşluk diğer ucu tüketmiş gibiydi…


Anlaşılan Zero yenildiğinde direnme iradesi hala çok güçlü kalmıştı ve hafıza parçasında sadece küçük bir alan olan Yeni Kutsal Şehir duruyordu.


Roland'ın parası Kutsal Şehir'den çıkardığı zırhları satarak hızla birikmişti. Sonunda bir klima satın alarak oturma odasına kurmuş ve aynı zamanda eski ve küçük olan buzdolabını da değiştirmişti. Yaşam koşulları büyük ölçüde iyileşmişti.


Elbette hala bazı sorunlar vardı. Zero’yu kurtarmak için sokakta inanılmaz derecede hızlı koşarken bazılarının onun fotoğraflarını çekmiş olmalarını beklemiyordu. Bu fotoğraflar sadece internette yayınlanmamış, aynı zamanda yerel haber kanalı tarafından da duyurulmuştu. Ama neyse ki kimse onun görünüşünü net bir şekilde yakalayamadığı ve kazadan hemen sonra da o üstündeki elbiseleri attığı için Zero ondan şüphelenmemişti.


Sonuç olarak bu dövüşçü kılıklı adamın kim olduğu ve neden bu kadar paçavra bir yelek ve şort giydiği konusu bir süreliğine internette gündem olmuştu.


Ve bununla ilgili olarak Roland’ın söyleyebileceği tek şey: “Düzgün kıyafetler alamayacak kadar fakir olduğum için özür dilerim.” idi.


Artık geçim kaynağı konusunda endişelenmesine gerek kalmadığı için doğal olarak dikkatini binadaki komşularına çevirmişti.


O insanların odalarında da saklı hafıza parçalarına açılan benzer kapılar olup olmadığını merak ediyordu.


Hile ya da aldatmaca ile uğraşmanın haricinde en basit yol onlara para vermekti.


“Ben hazırım amca! Hadi gidelim!” diyen Zero, giyinmeyi bitirmiş sırtındaki çantayla beraber ona doğru yürüyordu.


Bugün yeni dönemin ilk günü olan 12 Eylül idi ve her öğrencinin velisinin katılımı zorunluydu.


Roland, Zero'nun yeni görünümünden etkilenmişti.


Kısa pileli etek, siyah kısa kollu bir gömlek, bir çift beyaz çorap ve spor ayakkabı vardı üstünde. Bu da onu epey genç ve sevecen göstermişti.


Yumuşak beyaz saçlarını ikiz kuyruk şeklinde omuzlarına kadar bağlamıştı. Saçının ortasından mükemmel şekilde ayırmıştı. Ten rengi açıktı. Göz bebekleri de sanki resimlerden fırlamış elfler gibi açık kırmızı idi.


Roland elini uzatarak kızın başını okşadı: “Bu güzel olmuş…” dedi.


“Ben sadece saçımı böyle bağlamak istedim. Senin söylediğinle bir alakası yok.”


“Tabii, biliyorum.”


“Doğruyu söylüyorum.”


“Tamam. Ben yalan söyledin demedim ki zaten…”


“Neden bana yalan söylediğini düşünüyorum şu anda?”


“Çünkü fazla düşünüyorsun.” diyen Roland içinden gelen kahkahayı bastırdı ve ciddi bir şekilde devam etti: “Hadi gidelim. Erken otobüsleri kaçıracağız yoksa…”



Roland’ın veli toplantısında yapması gereken tek şey sınıfın arkasında oturmak ve yeni dönemde hedeflerini anlatan çocukları dinlemekti. Bu yaştaki öğrenciler yalan söylemeye alışkın değillerdi ve ebeveynlerinin önünde vaat ettikleri hedeflere ulaşmak için daha çok çalışıyorlardı.


Roland huzurlu bir sabah olacağını düşünmüştü. Ama Rüya Dünyası’nın bu kadar öngörülemez olmasını beklemiyordu doğrusu…


“Neden yine sensin?”


Roland’ın kulaklarında keskin bir kadın sesi çınlamıştı.


Başını çevirince yanında oturanın Garcia olduğunu gördü.


...

Roland’ın Rüya Dünyası’na giriş çıkışlarını artık kontrol edebiliyor olması gerçekten harika… Yoksa öbür türlü pek iyi olmayacaktı. Kutsal Şehre falan da gitmiş bu esnada… Acaba daha başka keşifler olacak mı? Diğer dairelerde hafıza parçaları var mı mesela? Umarız bu soruların cevaplarını hızla öğreniriz…

Garcia ile denk geldiler yine… Bakalım neler olacak? Garcia’nın siniri altında Roland’ın biraz geri çekilmesi sizce de komik değil mi :) :) :) ?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr