Bölüm 688: Batı Bölgesi’ne Varış

avatar
1773 36

Release That Witch - Bölüm 688: Batı Bölgesi’ne Varış




Çevirmen: Lodos

Yaklaşık yarım ay sonra gemi nihayet Batı Bölgesi’ne ulaşmıştı.


Kuzey rüzgârı Söğüt Kasabası’nı geçtikten sonra çok daha güçlü hale gelmişti. Geminin kamarasında yatan 76 numara hala güçlü rüzgârda çırpınan yelkenlerin sesini duyabiliyordu.


“Dışarıda kar yağıyor!”


Amy heyecanlı bir şekilde kamaraya koştu. Elinde biraz kar vardı. Ama daha 76 numaraya gösteremeden elindeki kar erimiş ve su haline dönüşerek damlamaya başlamıştı. “Dışarıda her şey bembeyaz. Hiç böylesine fazla kar görmemiştim.” dedi Amy.


76 numara doğrularak yatağında oturdu ve: “Gerçekten mi? Şafak Krallığı’nın Parıltı Şehri’nde çok nadiren kar yağar.”


Bu esnada da içinden konuşmaya başladı: “Ama Taquila için çok nadir değildi… Her yıl Şeytan Ayları’nda karı tekrar tekrar temizlememiz gerekiyordu ve epey yoruluyorduk. Neyse ki şeytanlar o sürelerde genelde saldırmıyorlardı da biraz daha çekilir oluyordu işler…”


Amy’nin hilal şekilli gözleri kocaman gülümsemesiyle daha da kısılıyordu: “Biliyorum. Parıltı Şehri tüm sene boyunca ilkbahar kadar ılık oluyor. Güverteye çıkıp bir bakmak ister misin? Seni taşıyabilirim.”


“Kes şunu. Yaraları henüz tam olarak iyileşmedi. Soğuk rüzgârlara dayanamaz.” diye araya giren Kırık Kılıç, kenarda bazı şifalı otlarla uğraşıyordu.


“Hmm… Üzgünüm…”


76 numara başını salladı: “Sorun değil. İyileştiğimde birlikte karın tadını çıkarmaya ne dersin? Majesteleri’nin şehri buradan çok daha batıda… Orada daha güzel bir kar görürüz.”


Bunu duyduktan sonra yatağın yanındaki iki cadı üzgün görünüyordu. Ama Amy üzüntüsünü çabucak attı ve kararlı bir şekilde 76 numaraya başını salladı: “Tamamdır, söz veriyorum!”


76 numara onun için üzüldüklerini görünce şaşırmamıştı. Bir Tanrı'nın Cezalandırma savaşçısının vücuduna sahip olduğu için aldığı tüm yüzeysel yaralar en geç üç ya da dört gün içinde iyileşiyordu. Kimliğini örtbas etme uğruna; bu vücudun mükemmel şekilde iyileşmesini önlemek için kendi uyluk kemiklerini ve dirseğini parçalamıştı. Bunu yaparak da diğerlerini hayatta kalmasının bile epey şanslı bir durum olduğuna inandırmıştı. Hepsi Batı Bölgesi’nde onu iyileştirebilecek bir cadı bulunamaması halinde 76 numaranın kendi başına hareket edemeyeceğini ve hayatının geri kalanını sakat halde geçireceğinden korkuyordu.


Bu bedenin sadece 76 numaranın görevini tamamlamak için bir araç olduğunu bilmiyorlardı. Kız zaten yeraltı labirentine geri döner dönmez yeni bir beden alacaktı. Gerçekler uydurduğu hikâyeyi çok daha ikna edici kılıyordu. Annie’nin gözlerinde 76 numaraya her baktığında bir suçluluk duygusu görülebiliyordu. Diğer tüm cadılar da ona minnettarlıklarını ve güvenlerini belirtiyorlardı, özellikle de Amy… Beraber Kara Para’dan kaçtıklarından beri bu küçük kız 76 numarayı kendisine dost olarak belirlemiş ve onu gittiği her yere kadar takip etmişti. Her gece yanına geliyor, uyumasını kolaylaştırmak için o yumuşak ve tatlı sesiyle ona masallar anlatıyordu.


Ancak her seferinde kendisi 76 numaradan önce uykuya dalıyordu.


76 numara, cadıların güvenine ihtiyaç duyduğu için bu sonucu görmekten memnun kalmıştı. Bu sayede daha fazla cadıyı tanıyacak ve Pasha’nın ona verdiği görev üzere Seçilmiş Kişi’yi bulacaktı.


Kırık Kılıç, elinde toprak bir kavanoz ile yatağa yürüdü: “Bandajını değiştirme zamanı… Biraz acı hissedebilirsin. Gözlerini kapatsan daha iyi olur.”


“Merak etme, dayanabilirim. Başlayabilirsin.” diyen 76 numara dişlerini sıkarak büyük bir acı çekiyormuş gibi davranıyordu. Ancak düzgün tepki verebilmek için gözlerini kapatmıyordu. Herhangi bir şey hissedemediği için gözleri kapalı olursa Kırık Kılıç yaraya dokunuyor mu dokunmuyor mu onu bile anlayamazdı.


Kavanozdaki bitkisel ilaç yapışkan bir çamur gibi görünüyordu. Amy ve Kırık Kılıç’ın yüzlerindeki bakışlardan epey kötü kokan bir şey olduğunu anlayabiliyordu.


Malzemeyi küçücük bir kamaranın içinde yaranın her yerine uygulamak cadılar için pek de kolay değildi.


Tedavi nihayet bittikten sonra 76 numara rahat bir nefes alarak yatma pozisyonuna geri döndü.


Vücut ısısını yükseltmek ve kan akış hızını artırmak için kalp atışlarını hızlandırdı ve kendini terlemeye zorladı. Titreyen organları ve yüzündeki acı ifadesiyle herkesin kendisinin acı çektiğine inanmasını sağlamıştı.


Bu ilaçların yaraları hakkında işe yarayıp yaramayacağını hiç umursamıyordu bile…


Uzun bir süre sonra: “Teşekkür ederim.” dedi.


Amy, alnındaki teri silmek için bir havlu aldı: “Hayır, böyle söyleme. Bu bizim sana olan borcumuz… Asıl teşekkür etmesi gereken biziz.”


Kırık Kılıç ekledi: “Amy haklı. İyice dinlen sen şimdi… Neverwinter'a vardığımızda her şey yoluna girecek.”


Diğerleri ayrıldıklarında 76 numara elbiselerinin altına sakladığı göğsündeki büyülü taş yüzüğe dokundu. Hafifçe iç çekti. Düşüncelere dalmıştı: “Sadece Seçilmiş Kişi’yi bulduğumuzda her şey yoluna girecek. Şeytanları yenemezsek hepimiz öleceğiz. Hiç kimse önceden gelişi belirlenmiş savaştan, yaklaşan Tanrı İradesi Savaşı’ndan kaçamaz. Ancak şu anda hala Seçilmiş Kişi var mı yok mu onu bile bilmiyoruz.”


Labirent kalıntılarında kalan belgelerdeki açıklamalara göre büyülü güç, tanrılar tarafından nadir insanlara verilen bir armağandı. Bunu kullanan herkesin büyülü gücün kaynağının kilidini açabilmek için bir anahtarı olması gerekiyordu. Bu yüzden bu önemli gücü yalnızca çok az kişi kullanabiliyordu.


Daha da önemlisi ise; her anahtarın farklıydı.


Bazı cadılar güçlü fırtınalara neden olabilecek ya da ölüleri hayata döndürebilecek kadar aşırı derecede güçlü oluyordu evet… Ama bazıları güçleriyle sadece bir kâse yulaf ezmesi pişirebiliyor ya da yırtık kıyafetleri onarabiliyordu.


Uyanış yaşayanlar arasında bu kadar büyük farklılıkların olmasının sebebi neydi?


Bu soru yüzyıllar boyunca Kutsal Birlik’in hep kafasını karıştırmıştı. Ta ki Kutsal Birlik’ten kalan cadılar labirent kalıntılarındaki belgeleri bulana kadar… Bu belgeleri ve kayıtları inceledikten sonra belirsiz olsa da bir açıklama bulmuşlardı.


Cadıların yetenekleri ve güçlerindeki farklılıklar, anahtarları arasındaki farklılıklardan kaynaklanıyordu.


Anahtarın cadıların büyü kapasitesi ile hiçbir ilgisi yoktu. Ama büyülü gücün özü ile yakından alakalıydı. Bir cadı yeteneğini her kullandığında büyülü gücün bir kısmını gerçeğe dönüştürüyordu. Bu da aşırı karışık bir süreç olduğu için yalnızca bir cadı tarafından yapılamazdı. Tanrıların da bu süreçte yer alması şarttı.


Bununla birlikte tanrıların cadılar hakkında tercihleri olduğundan dolayı anahtarlar da süreçlerin karmaşıklığına bağlı olarak değişiyordu. Bazıları çok basitken bazıları son derece karmaşıktı. Bir anahtarın ne kadar karmaşık olduğu bir cadının kullanabileceği büyülü güç miktarının üst sınırını belirliyordu.


76 numara, Pasha ona bir örnek verene kadar bu açıklamayı tam olarak anlamamıştı. Büyülü taşlar örneği… Bir cadı kendi büyü fırtınasında herhangi bir değişiklik olmadan bu taşları kullanarak farklı büyülere erişebilirdi. Bu da çeşitli yeteneklere sahip olan farklı cadıların kullandıkları büyülü gücün aslında temelde aynı şey olduğu anlamına geliyordu. İster bir kıdemli cadı olsun, isterse de bir olağanüstü… Tüm cadılar aynı büyülü gücü kullanıyordu.


Eğer durum buysa; cadıların istedikleri herhangi bir büyü etkisini gerçekleştirmelerini sağlayabilen bir büyülü taş olduğunda cadıların şeytanları yenme şansları olabilir miydi?


Büyülü çekirdek de tıpkı bu şekilde çalışıyordu. Bir büyü fırtınasının çalışma şeklini taklit ediyor, doğrudan tanrılardan güç istemeye çalışıyordu. Başka bir deyişle olağanüstü güçlü bir insan yapımı büyülü taş sayılabilirdi, mühürlere kıyasla çok daha güçlü hem de… Bununla birlikte deney sonuçlarında tanrıların cansız bir şeye asla bir anahtar vermeyeceği de ortaya çıkmıştı. Sadece uyumlu bir anahtarı olan bir cadı bu şeyi aktive edebilirdi.


İşte o cadı da Seçilmiş Kişi idi.


...

Güzel bölümdü. Epey bir şey açıklığa kavuşmuş oldu. Gayet de tatmin edici açıklamalardı. Bakalım Seçilmiş Kişi gerçekten var mı ve varsa kim, göreceğiz…

76 numara biraz hilebaz falan ama… Yine de bizim içimiz ısındı gibi… Siz neler düşünüyorsunuz onun hakkında?

Takipte kalın! Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı ve serimizi beğenmeyi de unutmayın lütfen! Görüşmek üzere!

 








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43834 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr